Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Üçüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 248134" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onüçüncü Söz - Hüve Nüktesi - Sayfa 228</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, hem ehl-i zikir, makam-ı tevhidde bu kudsî kelimeyi çok tekrar ederler diye, ilmelyakîn ile bildim.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, meselâ bir nokta beyaz kâğıtta iki üç nokta konulsa karıştığı; ve bir adam, muhtelif çok vazifeleri beraber yapmasıyla şaşıracağı; ve bir küçük zîhayata çok yükler yüklenmesiyle altında ezildiği; ve bir lisan ve bir kulak, aynı anda müteaddit kelimelerin beraber çıkması ve girmesi, intizamını bozup karışacağı halde, aynelyakîn gördüm ki, (<span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">هُوَ</span></span>)<em> “Hüve”</em>nin anahtarıyla ve pusulasıyla fikren seyahat ettiğim hava unsurunda, herbir parçası, hattâ herbir zerresi içine muhtelif binler noktalar, harfler, kelimeler konulduğu veya konulabileceği halde karışmadığını ve intizamını bozmadığını; hem ayrı ayrı pek çok vazifeler yaptığı halde hiç şaşırmadan yapıldığını; ve o parçaya ve zerreye pek çok ağır yükler yüklendiği halde hiç zaaf göstermeyerek, geri kalmayarak intizamla taşıdığını; hem binler ayrı ayrı kelime, ayrı ayrı tarzda, mânâda o küçücük kulak ve lisanlara kemâl-i intizamla gelip, çıkıp, hiç karışmayarak, bozulmayarak o küçücük kulaklara girip o gayet incecik lisanlardan çıktığı; ve o her zerre ve her parçacık, bu acip vazifeleri görmekle beraber, kemâl-i serbestiyetle, cezbedârâne, hal diliyle ve mezkûr hakikatin şehadeti ve lisanıyla<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1 </u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ</span></span> ve <strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />2 </u></strong><span style="font-family: 'Trebuchet MS'"><span style="font-size: 22px">قُلْ هُوَ اللهُ اَحَدٌ</span></span> deyip gezer ve fırtınaların ve şimşek ve berk ve gök gürültüsü gibi havayı çarpıştırıcı dalgalar içerisinde intizamını ve vazifelerini hiç bozmuyor ve şaşırmıyor ve bir iş diğer bir işe mâni olmuyor; ben aynelyakîn müşahede ettim.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Demek, ya herbir zerre ve herbir parça havada nihayetsiz bir hikmet ve nihayetsiz bir ilmi, iradesi ve nihayetsiz bir kuvveti, kudreti ve bütün zerrâta hâkim-i mutlak bir hassaları bulunmak lâzımdır ki, bu işlere medar olabilsin. Bu ise zerreler adedince muhal ve bâtıldır. Hiçbir şeytan dahi bunu hatıra getiremez. Öyle ise, bu sahife-i hava, hakkalyakin, aynelyakîn, ilmelyakîn derecesinde bedahetle, Zât-ı Zülcelâlin hadsiz, gayr-ı mütenâhi ilmi ve hikmetle çalıştırdığı kalem-i</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.” Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmran Sûresi, 3:2.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-2</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> “De ki: O Allah birdir.” İhlâs Sûresi, 112:1.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hüve</strong>: O, Allah</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân</strong>: açıklaması mu’cize olan Kur’ân (bk. a-c-z; b-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Zât-ı Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Zât, Allah (bk. ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>aynelyakin</strong>: gözle görerek kesin bilgi edinme (bk. y-ḳ-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bedahet</strong>: açıklık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>berk</strong>: şimşek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâtıl</strong>: doğru olmayan, yalan, yanlış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cezbedârâne</strong>: kendinden geçerek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i zikir</strong>: Allah’ı sürekli olarak zikredenler, ananlar</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gayr-ı mütenâhi</strong>: sonsuz</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hadsiz</strong>: sınırsız</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakkalyakin</strong>: bizzat yaşayarak kesin bilgi edinme (bk. ḥ-ḳ-ḳ; y-ḳ-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hassa</strong>: özellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkim-i mutlak</strong>: herşey üzerinde sınırsız egemenlik sahibi olan (bk. ḥ-k-m; ṭ-l-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ilmelyakin</strong>: ilmî bilgiye dayanarak, kuşkuya yer bırakmayacak biçimde öğrenme (bk. a-l-m; y-ḳ-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intizam</strong>: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irade</strong>: isteme, dileme, tercih (bk. r-v-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i intizam</strong>: tam ve mükemmel düzenlilik (bk. k-m-l; n-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i serbestiyet</strong>: tam serbestlik (bk. k-m-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret</strong>: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudsî</strong>: kutsal, kusur ve eksiklikten yüce (bk. ḳ-d-s)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan</strong>: dil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>makam-ı tevhid</strong>: tevhid makamı, kalben Allah’ın birliğinin hissedildiği hal (bk. v-ḥ-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar</strong>: eksen, dayanak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mezkûr</strong>: sözü geçen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhal</strong>: imkansız</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhtelif</strong>: çeşitli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müteaddit</strong>: çeşitli, birden fazla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müşahede</strong>: gözlem (bk. ş-h-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sahife-i hava</strong>: hava sayfası</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zerre</strong>: atom, en küçük madde parçası</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zerrât</strong>: zerreler, atomlar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zîhayat</strong>: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 248134, member: 1"] [b]Onüçüncü Söz - Hüve Nüktesi - Sayfa 228[/b] [FONT=Tahoma]Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyan, hem ehl-i zikir, makam-ı tevhidde bu kudsî kelimeyi çok tekrar ederler diye, ilmelyakîn ile bildim. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, meselâ bir nokta beyaz kâğıtta iki üç nokta konulsa karıştığı; ve bir adam, muhtelif çok vazifeleri beraber yapmasıyla şaşıracağı; ve bir küçük zîhayata çok yükler yüklenmesiyle altında ezildiği; ve bir lisan ve bir kulak, aynı anda müteaddit kelimelerin beraber çıkması ve girmesi, intizamını bozup karışacağı halde, aynelyakîn gördüm ki, ([FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]هُوَ[/SIZE][/FONT])[I] “Hüve”[/I]nin anahtarıyla ve pusulasıyla fikren seyahat ettiğim hava unsurunda, herbir parçası, hattâ herbir zerresi içine muhtelif binler noktalar, harfler, kelimeler konulduğu veya konulabileceği halde karışmadığını ve intizamını bozmadığını; hem ayrı ayrı pek çok vazifeler yaptığı halde hiç şaşırmadan yapıldığını; ve o parçaya ve zerreye pek çok ağır yükler yüklendiği halde hiç zaaf göstermeyerek, geri kalmayarak intizamla taşıdığını; hem binler ayrı ayrı kelime, ayrı ayrı tarzda, mânâda o küçücük kulak ve lisanlara kemâl-i intizamla gelip, çıkıp, hiç karışmayarak, bozulmayarak o küçücük kulaklara girip o gayet incecik lisanlardan çıktığı; ve o her zerre ve her parçacık, bu acip vazifeleri görmekle beraber, kemâl-i serbestiyetle, cezbedârâne, hal diliyle ve mezkûr hakikatin şehadeti ve lisanıyla[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1 [/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ[/SIZE][/FONT] ve [B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]2[FONT=Trebuchet MS][SIZE=6] [/SIZE][/FONT][/U][/B][FONT=Trebuchet MS][SIZE=6]قُلْ هُوَ اللهُ اَحَدٌ[/SIZE][/FONT] deyip gezer ve fırtınaların ve şimşek ve berk ve gök gürültüsü gibi havayı çarpıştırıcı dalgalar içerisinde intizamını ve vazifelerini hiç bozmuyor ve şaşırmıyor ve bir iş diğer bir işe mâni olmuyor; ben aynelyakîn müşahede ettim. [/FONT] [FONT=Tahoma]Demek, ya herbir zerre ve herbir parça havada nihayetsiz bir hikmet ve nihayetsiz bir ilmi, iradesi ve nihayetsiz bir kuvveti, kudreti ve bütün zerrâta hâkim-i mutlak bir hassaları bulunmak lâzımdır ki, bu işlere medar olabilsin. Bu ise zerreler adedince muhal ve bâtıldır. Hiçbir şeytan dahi bunu hatıra getiremez. Öyle ise, bu sahife-i hava, hakkalyakin, aynelyakîn, ilmelyakîn derecesinde bedahetle, Zât-ı Zülcelâlin hadsiz, gayr-ı mütenâhi ilmi ve hikmetle çalıştırdığı kalem-i [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] “Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.” Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmran Sûresi, 3:2. Dipnot-2[/FONT] [FONT=Tahoma] “De ki: O Allah birdir.” İhlâs Sûresi, 112:1.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hüve[/B]: O, Allah[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyân[/B]: açıklaması mu’cize olan Kur’ân (bk. a-c-z; b-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Zât-ı Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Zât, Allah (bk. ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]aynelyakin[/B]: gözle görerek kesin bilgi edinme (bk. y-ḳ-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bedahet[/B]: açıklık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]berk[/B]: şimşek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bâtıl[/B]: doğru olmayan, yalan, yanlış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cezbedârâne[/B]: kendinden geçerek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i zikir[/B]: Allah’ı sürekli olarak zikredenler, ananlar[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gayr-ı mütenâhi[/B]: sonsuz[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hadsiz[/B]: sınırsız[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakkalyakin[/B]: bizzat yaşayarak kesin bilgi edinme (bk. ḥ-ḳ-ḳ; y-ḳ-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hassa[/B]: özellik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâkim-i mutlak[/B]: herşey üzerinde sınırsız egemenlik sahibi olan (bk. ḥ-k-m; ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ilmelyakin[/B]: ilmî bilgiye dayanarak, kuşkuya yer bırakmayacak biçimde öğrenme (bk. a-l-m; y-ḳ-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]intizam[/B]: düzenlilik (bk. n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]irade[/B]: isteme, dileme, tercih (bk. r-v-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i intizam[/B]: tam ve mükemmel düzenlilik (bk. k-m-l; n-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i serbestiyet[/B]: tam serbestlik (bk. k-m-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kudret[/B]: güç, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kudsî[/B]: kutsal, kusur ve eksiklikten yüce (bk. ḳ-d-s)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lisan[/B]: dil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]makam-ı tevhid[/B]: tevhid makamı, kalben Allah’ın birliğinin hissedildiği hal (bk. v-ḥ-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]medar[/B]: eksen, dayanak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mezkûr[/B]: sözü geçen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhal[/B]: imkansız[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muhtelif[/B]: çeşitli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müteaddit[/B]: çeşitli, birden fazla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]müşahede[/B]: gözlem (bk. ş-h-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sahife-i hava[/B]: hava sayfası[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zerre[/B]: atom, en küçük madde parçası[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]zerrât[/B]: zerreler, atomlar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zîhayat[/B]: canlı (bk. ẕî; ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şehadet[/B]: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Üçüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst