Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247888" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onikinci Söz - Sayfa 196</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Birincisi:</em> </strong>Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, iki tarzda hitabı vardır. Birisi, âdi bir raiyet ile cüz’î bir iş için, hususî bir hacete dair, has bir telefonla konuşmaktır. Diğeri, saltanat-ı uzmâ ünvanıyla ve hilâfet-i kübrâ namıyla ve hâkimiyet-i amme haysiyetiyle evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, bir elçisiyle veya büyük bir memuruyla konuşmaktır ve haşmetini izhar eden ulvî bir fermanla mükâlemedir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>İkinci temsil:</em></strong> Bir adam, elinde bir âyineyi güneşe karşı tutar, o âyine miktarınca bir ışık ve yedi rengi câmi’ bir ziya alır. O nisbetle güneşle münasebettar olur, sohbet eder. Ve o ışıklı âyineyi karanlıklı hanesine veya dam altındaki bağına tevcih etse, güneşin kıymeti nisbetinde değil, belki o âyinenin kabiliyeti miktarınca istifade edebilir. Diğeri ise, hanesinden veya bağının damından geniş pencereler açar, gökteki güneşe karşı yollar yapar. Hakikî güneşin daimî ziyasıyla sohbet eder, konuşur ve lisan-ı hâl ile böyle minnettârâne bir sohbet eder, der: “Ey yeryüzünü ışığıyla yaldızlayan ve bütün çiçeklerin yüzünü güldüren dünya güzeli ve gök nazdârı olan nazenin güneş! Onlar gibi benim haneciğimi ve bahçeciğimi ısındırdın, ışıklandırdın.” Halbuki âyine sahibi böyle diyemez. O kayıt altındaki güneşin aksi ise, âsârı mahduttur, o kayda göredir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">İşte, bu iki temsîlin dürbünüyle Kur’ân’a bak, ta ki i’câzını göresin ve kudsiyetini anlayasın.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evet, Kur’ân der ki: “Eğer yerdeki ağaçlar kalem olup denizler mürekkep olsa, Cenâb-ı Hakkın kelimâtını yazsalar, bitiremezler.”<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> Şimdi, şu nihayetsiz kelimat içinde en büyük makam Kur’ân’a verilmesinin sebebi şudur ki:</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Kur’ân, İsm-i Âzamdan ve her ismin âzamlık mertebesinden gelmiş. Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır. Hem bütün mevcudatın ilâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır. Hem semâvât ve arzın Hâlıkı haysiyetiyle bir hitaptır. Hem Rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir. Hem saltanat-ı âmme-i</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. Lokman Sûresi, 31:27.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hâlık</strong>: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rab</strong>: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rububiyet-i mutlaka</strong>: Rablık, Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; ṭ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>arz</strong>: yer</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cami’</strong>: kapsayan (bk. c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cüz’î</strong>: küçük (bk. c-z-e)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evâmir</strong>: emirler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ferman</strong>: buyruk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikî</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hane</strong>: ev</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>has</strong>: özel</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haysiyet</strong>: itibar, özellik</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haşmet</strong>: heybet, görkem</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilâfet-i kübrâ</strong>: insanın yeryüzünde temsil ettiği mânevî görev (bk. ḫ-l-f; k-b-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hitap</strong>: konuşma (bk. ḫ-ṭ-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hususî</strong>: özel</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâcet</strong>: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkimiyet-i amme</strong>: genel hâkimiyet, egemenlik (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>izhar</strong>: açığa çıkarma, gösterme (bk. ẓ-h-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>i’câz</strong>: mu’cizelik özelliği (bk. a-c-z)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kayıt</strong>: sınır</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelimât</strong>: kelimeler (bk. k-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâm</strong>: söz, konuşma (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudsiyet</strong>: kusur ve noksandan yücelik, kutsallık (bk. ḳ-d-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lisan-ı hâl</strong>: hal ve beden dili </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahdut</strong>: sınırlanmış</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mevcudât</strong>: varlıklar (bk. v-c-d)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>minnettârâne</strong>: minnetli bir şekilde</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mükâleme</strong>: konuşma (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasebettar</strong>: ilişkili, bağlantılı (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nam</strong>: ad, ünvan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazdâr</strong>: nazlı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazenin</strong>: ince, nazik</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>neşir</strong>: yayma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nihayetsiz</strong>: sonsuz</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbet</strong>: oran (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>raiyet</strong>: halk, vatandaş</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saltanat-ı uzmâ</strong>: çok büyük saltanat (bk. s-l-ṭ; a-ẓ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saltanat-ı âmme-i Sübhâniye</strong>: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah’ın herşeye hükmeden, herşeyi kuşatan saltanatı, egemenliği (bk. s-l-ṭ; s-b-ḥ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semavat</strong>: gökler (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tarz</strong>: şekil</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temsil</strong>: örnek, benzetme (bk. m-s̱-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tevcih etme</strong>: yöneltme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>teşhir</strong>: ilan etme, duyurma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ulvî</strong>: yüce, yüksek</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziya</strong>: ışık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âdi</strong>: normal, sıradan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âsâr</strong>: eserler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âyine</strong>: ayna</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>İsm-i Âzam</strong>: Cenab-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı (bk. s-m-v; a-ẓ-m)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247888, member: 1"] [b]Onikinci Söz - Sayfa 196[/b] [FONT=Tahoma][B][I]Birincisi:[/I] [/B]Bir sultanın iki çeşit mükâlemesi, iki tarzda hitabı vardır. Birisi, âdi bir raiyet ile cüz’î bir iş için, hususî bir hacete dair, has bir telefonla konuşmaktır. Diğeri, saltanat-ı uzmâ ünvanıyla ve hilâfet-i kübrâ namıyla ve hâkimiyet-i amme haysiyetiyle evâmirini etrafa neşir ve teşhir maksadıyla, bir elçisiyle veya büyük bir memuruyla konuşmaktır ve haşmetini izhar eden ulvî bir fermanla mükâlemedir. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]İkinci temsil:[/I][/B] Bir adam, elinde bir âyineyi güneşe karşı tutar, o âyine miktarınca bir ışık ve yedi rengi câmi’ bir ziya alır. O nisbetle güneşle münasebettar olur, sohbet eder. Ve o ışıklı âyineyi karanlıklı hanesine veya dam altındaki bağına tevcih etse, güneşin kıymeti nisbetinde değil, belki o âyinenin kabiliyeti miktarınca istifade edebilir. Diğeri ise, hanesinden veya bağının damından geniş pencereler açar, gökteki güneşe karşı yollar yapar. Hakikî güneşin daimî ziyasıyla sohbet eder, konuşur ve lisan-ı hâl ile böyle minnettârâne bir sohbet eder, der: “Ey yeryüzünü ışığıyla yaldızlayan ve bütün çiçeklerin yüzünü güldüren dünya güzeli ve gök nazdârı olan nazenin güneş! Onlar gibi benim haneciğimi ve bahçeciğimi ısındırdın, ışıklandırdın.” Halbuki âyine sahibi böyle diyemez. O kayıt altındaki güneşin aksi ise, âsârı mahduttur, o kayda göredir. [/FONT] [FONT=Tahoma]İşte, bu iki temsîlin dürbünüyle Kur’ân’a bak, ta ki i’câzını göresin ve kudsiyetini anlayasın. [/FONT] [FONT=Tahoma]Evet, Kur’ân der ki: “Eğer yerdeki ağaçlar kalem olup denizler mürekkep olsa, Cenâb-ı Hakkın kelimâtını yazsalar, bitiremezler.”[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] Şimdi, şu nihayetsiz kelimat içinde en büyük makam Kur’ân’a verilmesinin sebebi şudur ki: [/FONT] [FONT=Tahoma]Kur’ân, İsm-i Âzamdan ve her ismin âzamlık mertebesinden gelmiş. Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır. Hem bütün mevcudatın ilâhı ünvanıyla Allah’ın fermanıdır. Hem semâvât ve arzın Hâlıkı haysiyetiyle bir hitaptır. Hem Rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir. Hem saltanat-ı âmme-i [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma] Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. Lokman Sûresi, 31:27.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hâlık[/B]: herşeyi yaratan Allah (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Rab[/B]: herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri veren, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah (bk. r-b-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Rububiyet-i mutlaka[/B]: Rablık, Allah’ın herbir varlığa yaratılış gayelerine ulaşmaları için muhtaç olduğu şeyleri vermesi, onları terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulundurması (bk. r-b-b; ṭ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]arz[/B]: yer[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cami’[/B]: kapsayan (bk. c-m-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cüz’î[/B]: küçük (bk. c-z-e)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]evâmir[/B]: emirler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ferman[/B]: buyruk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikî[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hane[/B]: ev[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]has[/B]: özel[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haysiyet[/B]: itibar, özellik[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haşmet[/B]: heybet, görkem[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hilâfet-i kübrâ[/B]: insanın yeryüzünde temsil ettiği mânevî görev (bk. ḫ-l-f; k-b-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hitap[/B]: konuşma (bk. ḫ-ṭ-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hususî[/B]: özel[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâcet[/B]: ihtiyaç (bk. ḥ-v-c)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâkimiyet-i amme[/B]: genel hâkimiyet, egemenlik (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]izhar[/B]: açığa çıkarma, gösterme (bk. ẓ-h-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]i’câz[/B]: mu’cizelik özelliği (bk. a-c-z)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kayıt[/B]: sınır[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kelimât[/B]: kelimeler (bk. k-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kelâm[/B]: söz, konuşma (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kudsiyet[/B]: kusur ve noksandan yücelik, kutsallık (bk. ḳ-d-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lisan-ı hâl[/B]: hal ve beden dili [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahdut[/B]: sınırlanmış[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mevcudât[/B]: varlıklar (bk. v-c-d)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]minnettârâne[/B]: minnetli bir şekilde[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mükâleme[/B]: konuşma (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münasebettar[/B]: ilişkili, bağlantılı (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nam[/B]: ad, ünvan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazdâr[/B]: nazlı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazenin[/B]: ince, nazik[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]neşir[/B]: yayma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nihayetsiz[/B]: sonsuz[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nisbet[/B]: oran (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]raiyet[/B]: halk, vatandaş[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saltanat-ı uzmâ[/B]: çok büyük saltanat (bk. s-l-ṭ; a-ẓ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]saltanat-ı âmme-i Sübhâniye[/B]: her türlü kusur ve noksandan yüce olan Allah’ın herşeye hükmeden, herşeyi kuşatan saltanatı, egemenliği (bk. s-l-ṭ; s-b-ḥ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]semavat[/B]: gökler (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tarz[/B]: şekil[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]temsil[/B]: örnek, benzetme (bk. m-s̱-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tevcih etme[/B]: yöneltme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]teşhir[/B]: ilan etme, duyurma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ulvî[/B]: yüce, yüksek[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziya[/B]: ışık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âdi[/B]: normal, sıradan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âsâr[/B]: eserler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âyine[/B]: ayna[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]İsm-i Âzam[/B]: Cenab-ı Hakkın binbir isminden en büyük ve mânâca diğer isimleri kuşatmış olanı (bk. s-m-v; a-ẓ-m)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst