Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On İkinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 247884" data-attributes="member: 1"><p><strong>On İkinci Söz - Sayfa 192</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">okumayı bilen ve bilmeyen herkes temâşâsından hayran olup istihsan ederdi. Bahusus ehl-i hakikatin nazarına, o surî güzellik, mânâsındaki gayet parlak güzelliğin ve gayet şirin tezyinatın işârâtı olduğundan, pek kıymettar bir antika olmuştur.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Sonra o hâkim, şu musannâ ve murassâ Kur’ân’ı, bir ecnebî feylesofa ve bir Müslüman âlime gösterdi. Hem tecrübe, hem mükâfat için emretti ki, “Herbiriniz, bunun hikmetine dair bir eser yazınız.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Evvelâ o feylesof, sonra o âlim, ona dair birer kitap telif ettiler. Fakat feylesofun kitabı, yalnız harflerin nakışlarından ve münasebetlerinden ve vaziyetlerinden ve cevherlerinin hâsiyetlerinden ve tarifatından bahseder, mânâsına hiç ilişmez. Çünkü o ecnebî adam, Arabî hattı okumayı hiç bilmez. Hattâ o müzeyyen Kur’ân’ı, bilmiyor ki bir kitaptır ve mânâyı ifade eden yazıdır. Belki ona münakkaş bir antika nazarıyla bakıyor. Lâkin, çendan Arabî bilmiyor, fakat çok iyi bir mühendistir, güzel bir tasvircidir, mahir bir kimyagerdir, sarraf bir cevhercidir. İşte o adam bu san’atlara göre eserini yazdı.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Amma Müslüman âlim ise, ona baktığı vakit anladı ki, o, Kitâb-ı Mübîndir, Kur’ân-ı Hakîmdir. İşte bu hakperest zat, ne tezyinat-ı zahirisine ehemmiyet verdi ve ne de hurufun nukuşuyla iştigal etti. Belki öyle birşeyle meşgul oldu ki, milyon mertebe öteki adamın iştigal ettiği meselelerinden daha âli, daha galî, daha lâtif, daha şerif, daha nâfi, daha cami’... Çünkü, nukuşun perdesi altında olan hakaik-ı kudsiyesinden ve envâr-ı esrarından bahsederek gayet güzel bir tefsir-i şerif yazdı.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Sonra, ikisi eserlerini götürüp o hâkim-i zîşâna takdim ettiler. O hâkim, evvelâ feylesofun eserini aldı. Baktı, gördü ki, o hodpesend ve tabiatperest adam, çok çalışmış, fakat hiç hakikî hikmetini yazmamış, hiçbir mânâsını anlamamış. Belki karıştırmış. Ona karşı hürmetsizlik, belki edepsizlik etmiş. Çünkü, o menba-ı hakaik</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Arabî hat</strong>: Arapça yazı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kitâb-ı Mübîn</strong>: herşeyi açıkça beyan eden kitap, Kur’ân-ı Kerim (bk. k-t-b; b-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kur’ân-ı Hakîm</strong>: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bahusus</strong>: özellikle</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cami’</strong>: kapsamlı (bk. c-m-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cevher</strong>: kıymetli taş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ecnebî</strong>: yabancı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>edepsizlik</strong>: görgüsüzlük</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i hakikat</strong>: gerçeği ve doğruyu bulan kimseler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>envâr-ı esrar</strong>: sırların nurları; bilinmeyen gizli şeylerin ışıkları (bk. n-v-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evvelâ</strong>: önce</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>feylesof</strong>: filozof, felsefeci</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>galî</strong>: pahalı, kıymetli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakaik-ı kudsiye</strong>: mukaddes, yüce hakikatler (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ḳ-d-s)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakperest</strong>: hakkı üstün tutan, hak taraftarı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hodpesend</strong>: kendini beğenen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>huruf</strong>: harfler</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkim</strong>: hükmeden, padişah (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâkim-i zîşân</strong>: şan ve şeref sahibi idareci (bk. ḥ-k-m; ẕî)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâsiyet</strong>: özellik, hususiyet</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hürmetsizlik</strong>: saygısızlık (bk. ḥ-r-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istihsan</strong>: beğenme, güzel bulma (bk. ḥ-s-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>iştigal etme</strong>: meşgul olma, ilgilenme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>işârât</strong>: işaretler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kimyager</strong>: kimyacı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kıymettar</strong>: kıymetli, değerli</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâkin</strong>: ama, fakat</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâtif</strong>: hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahir</strong>: maharetli, becerikli</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>menba-ı hakaik</strong>: hakikatlerin kaynağı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>murassâ</strong>: kıymetli taşlarla süslenmiş</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musannâ</strong>: sanatlı bir şekilde yapılan (bk. ṣ-n-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mânâ</strong>: anlam (bk. a-n-y)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mükafat</strong>: ödül</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münakkaş</strong>: nakışlı (bk. n-ḳ-ş)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münasebet</strong>: ilişki, bağlantı (bk. n-s-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>müzeyyen</strong>: süslenmiş (bk. z-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış, dikkat (bk. n-ẓ-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazarıyla</strong>: gözüyle, bakışıyla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nukuş</strong>: nakışlar, işlemeler (bk. n-ḳ-ş)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nâfi</strong>: faydalı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sarraf</strong>: anlayan, değerini bilen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>surî</strong>: dış görünüşe ait</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabiatperest</strong>: herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğini iddia eden, tabiatçı (bk. ṭ-b-a)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>takdim etmek</strong>: sunmak (bk. ḳ-d-m) </span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tarifat</strong>: tarifler, anlatımlar (bk. a-r-f)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tasvirci</strong>: ressam</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tefsir-i şerif</strong>: şerefli ve değerli tefsir (bk. f-s-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>telif etmek</strong>: yazmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>temâşâ</strong>: seyir, hoşlanarak bakma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezyinat</strong>: süslemeler (bk. z-y-n)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tezyinat-ı zahiriye</strong>: görünüşteki süslemeler (bk. z-y-n; ẓ-h-r) </span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âli</strong>: yüksek, yüce</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>çendan</strong>: gerçi</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şerif</strong>: şerefli</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 247884, member: 1"] [b]On İkinci Söz - Sayfa 192[/b] [FONT=Tahoma]okumayı bilen ve bilmeyen herkes temâşâsından hayran olup istihsan ederdi. Bahusus ehl-i hakikatin nazarına, o surî güzellik, mânâsındaki gayet parlak güzelliğin ve gayet şirin tezyinatın işârâtı olduğundan, pek kıymettar bir antika olmuştur. [/FONT] [FONT=Tahoma]Sonra o hâkim, şu musannâ ve murassâ Kur’ân’ı, bir ecnebî feylesofa ve bir Müslüman âlime gösterdi. Hem tecrübe, hem mükâfat için emretti ki, “Herbiriniz, bunun hikmetine dair bir eser yazınız.” [/FONT] [FONT=Tahoma]Evvelâ o feylesof, sonra o âlim, ona dair birer kitap telif ettiler. Fakat feylesofun kitabı, yalnız harflerin nakışlarından ve münasebetlerinden ve vaziyetlerinden ve cevherlerinin hâsiyetlerinden ve tarifatından bahseder, mânâsına hiç ilişmez. Çünkü o ecnebî adam, Arabî hattı okumayı hiç bilmez. Hattâ o müzeyyen Kur’ân’ı, bilmiyor ki bir kitaptır ve mânâyı ifade eden yazıdır. Belki ona münakkaş bir antika nazarıyla bakıyor. Lâkin, çendan Arabî bilmiyor, fakat çok iyi bir mühendistir, güzel bir tasvircidir, mahir bir kimyagerdir, sarraf bir cevhercidir. İşte o adam bu san’atlara göre eserini yazdı. [/FONT] [FONT=Tahoma]Amma Müslüman âlim ise, ona baktığı vakit anladı ki, o, Kitâb-ı Mübîndir, Kur’ân-ı Hakîmdir. İşte bu hakperest zat, ne tezyinat-ı zahirisine ehemmiyet verdi ve ne de hurufun nukuşuyla iştigal etti. Belki öyle birşeyle meşgul oldu ki, milyon mertebe öteki adamın iştigal ettiği meselelerinden daha âli, daha galî, daha lâtif, daha şerif, daha nâfi, daha cami’... Çünkü, nukuşun perdesi altında olan hakaik-ı kudsiyesinden ve envâr-ı esrarından bahsederek gayet güzel bir tefsir-i şerif yazdı. [/FONT] [FONT=Tahoma]Sonra, ikisi eserlerini götürüp o hâkim-i zîşâna takdim ettiler. O hâkim, evvelâ feylesofun eserini aldı. Baktı, gördü ki, o hodpesend ve tabiatperest adam, çok çalışmış, fakat hiç hakikî hikmetini yazmamış, hiçbir mânâsını anlamamış. Belki karıştırmış. Ona karşı hürmetsizlik, belki edepsizlik etmiş. Çünkü, o menba-ı hakaik [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Arabî hat[/B]: Arapça yazı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kitâb-ı Mübîn[/B]: herşeyi açıkça beyan eden kitap, Kur’ân-ı Kerim (bk. k-t-b; b-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kur’ân-ı Hakîm[/B]: her âyet ve sûresinde sayısız hikmet ve faydalar bulunan Kur’ân (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]bahusus[/B]: özellikle[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cami’[/B]: kapsamlı (bk. c-m-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cevher[/B]: kıymetli taş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ecnebî[/B]: yabancı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]edepsizlik[/B]: görgüsüzlük[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i hakikat[/B]: gerçeği ve doğruyu bulan kimseler (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]envâr-ı esrar[/B]: sırların nurları; bilinmeyen gizli şeylerin ışıkları (bk. n-v-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]evvelâ[/B]: önce[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]feylesof[/B]: filozof, felsefeci[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]galî[/B]: pahalı, kıymetli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hakaik-ı kudsiye[/B]: mukaddes, yüce hakikatler (bk. ḥ-ḳ-ḳ; ḳ-d-s)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakperest[/B]: hakkı üstün tutan, hak taraftarı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hodpesend[/B]: kendini beğenen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]huruf[/B]: harfler[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâkim[/B]: hükmeden, padişah (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâkim-i zîşân[/B]: şan ve şeref sahibi idareci (bk. ḥ-k-m; ẕî)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâsiyet[/B]: özellik, hususiyet[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hürmetsizlik[/B]: saygısızlık (bk. ḥ-r-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istihsan[/B]: beğenme, güzel bulma (bk. ḥ-s-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]iştigal etme[/B]: meşgul olma, ilgilenme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]işârât[/B]: işaretler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kimyager[/B]: kimyacı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kıymettar[/B]: kıymetli, değerli[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]lâkin[/B]: ama, fakat[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâtif[/B]: hoş, güzel (bk. l-ṭ-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mahir[/B]: maharetli, becerikli[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]menba-ı hakaik[/B]: hakikatlerin kaynağı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]murassâ[/B]: kıymetli taşlarla süslenmiş[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]musannâ[/B]: sanatlı bir şekilde yapılan (bk. ṣ-n-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]mânâ[/B]: anlam (bk. a-n-y)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mükafat[/B]: ödül[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]münakkaş[/B]: nakışlı (bk. n-ḳ-ş)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münasebet[/B]: ilişki, bağlantı (bk. n-s-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]müzeyyen[/B]: süslenmiş (bk. z-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nazar[/B]: bakış, dikkat (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazarıyla[/B]: gözüyle, bakışıyla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nukuş[/B]: nakışlar, işlemeler (bk. n-ḳ-ş)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nâfi[/B]: faydalı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sarraf[/B]: anlayan, değerini bilen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]surî[/B]: dış görünüşe ait[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tabiatperest[/B]: herşeyin tabiatın tesiriyle meydana geldiğini iddia eden, tabiatçı (bk. ṭ-b-a)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]takdim etmek[/B]: sunmak (bk. ḳ-d-m) [/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tarifat[/B]: tarifler, anlatımlar (bk. a-r-f)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tasvirci[/B]: ressam[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tefsir-i şerif[/B]: şerefli ve değerli tefsir (bk. f-s-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]telif etmek[/B]: yazmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]temâşâ[/B]: seyir, hoşlanarak bakma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tezyinat[/B]: süslemeler (bk. z-y-n)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tezyinat-ı zahiriye[/B]: görünüşteki süslemeler (bk. z-y-n; ẓ-h-r) [/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]âli[/B]: yüksek, yüce[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]çendan[/B]: gerçi[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şerif[/B]: şerefli[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On İkinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst