Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Dördüncü Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 248488" data-attributes="member: 1"><p><strong>On Dördüncü Söz - Sayfa 243</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">Bu suale karşı, cevaben denildi ki: O musibetteki gazap ve hiddet içinde, onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü o masumların fâni malları, onların hakkında sadaka olup bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi, fâni hayatları dahi bir bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azaptan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazap içinde bir rahmettir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Beşinci sual:</em> </strong>Âdil ve Rahîm, Kadîr ve Hakîm, neden hususî hatalara hususî ceza vermeyip koca bir unsuru musallat eder? Bu hal cemâl-i rahmetine ve şümul-u kudretine nasıl muvafık düşer?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Elcevap:</em></strong> Kadîr-i Zülcelâl herbir unsura çok vazifeler vermiş ve herbir vazifede çok neticeler verdiriyor. Bir unsurun birtek vazifesinde bir tek neticesi çirkin ve şer ve musibet olsa da, sair güzel neticeler, bu neticeyi de güzel hükmüne getirir. Eğer bu tek çirkin netice vücuda gelmemek için, insana karşı hiddete gelmiş o unsur o vazifeden men edilse, o vakit o güzel neticeler adedince hayırlar terk edilir; ve lüzumlu bir hayrı yapmamak şer olması haysiyetiyle, o hayırlar adedince şerler yapılır—ta birtek şer gelmesin gibi, gayet çirkin ve hilâf-ı hikmet ve hilâf-ı hakikat bir kusurdur. Kudret ve hikmet ve hakikat, kusurdan münezzehtirler. Madem bir kısım hatalar, unsurları ve arzı hiddete getirecek derecede bir şümullü isyandır ve çok mahlûkatın hukukuna bir tahkirli tecavüzdür. Elbette, o cinayetin fevkalâde çirkinliğini göstermek için, koca bir unsura, küllî vazifesi içinde, “Onları terbiye et” diye emir verilmesi ayn-ı hikmettir ve adalettir ve mazlumlara ayn-ı rahmettir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Altıncı sual:</em> </strong>Zelzele, küre-i arzın içinde inkılâbât-ı madeniyenin neticesi olduğunu ehl-i gaflet işâa edip, adeta tesadüfî ve tabiî ve maksatsız bir hadise nazarıyla bakarlar. Bu hadisenin mânevî esbabını ve neticelerini görmüyorlar, ta ki intibaha gelsinler. Bunların istinad ettiği maddenin bir hakikati var mıdır?</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Hakîm</strong>: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr</strong>: herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Kadîr-i Zülcelâl</strong>: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi ve herşeye gücü yeten Allah (bk. ḳ-d-r; ẕü; c-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Rahîm</strong>: sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Allah (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>arz</strong>: yer, dünya</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ayn-ı gazap</strong>: hiddetin, öfkenin kendisi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ayn-ı hikmet ve adalet</strong>: hikmet ve adaletin tâ kendisi (bk. ḥ-k-m; a-d-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ayn-ı rahmet</strong>: rahmetin tâ kendisi (bk. r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>bâki</strong>: devamlı, kalıcı (bk. b-ḳ-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cemâl-i rahmet</strong>: rahmetin güzelliği (bk. c-m-l; r-ḥ-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>cilve</strong>: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ehl-i gaflet</strong>: âhiretten habersiz, mânevî sorumluluklarına karşı duyarsız kimseler (bk. ğ-f-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>esbab</strong>: sebepler (bk. s-b-b)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fevkalâde</strong>: olağanüstü</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>fâni</strong>: geçici, yok olucu (bk. f-n-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>gazap</strong>: öfke, kızgınlık</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haysiyet</strong>: itibar</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hikmet</strong>: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilâf-ı hakikat</strong>: gerçeğe aykırı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilâf-ı hikmet</strong>: yaratılıştaki hikmete, İlâhî gayeye zıt (bk. ḥ-k-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkılâbât-ı madeniye</strong>: madenlerin alt üst olması, değişmesi</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>intibah</strong>: uyanış</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istinad</strong>: dayanma (bk. s-n-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>işâa etme</strong>: yayma, duyurma</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kudret</strong>: güç, kuvvet, iktidar (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küllî</strong>: büyük, çok (bk. k-l-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mahlûkat</strong>: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>maksat</strong>: gaye (bk. ḳ-ṣ-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mazlum</strong>: zulme uğramış (bk. ẓ-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>men edilme</strong>: yasaklanma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>meşakkat</strong>: zahmet, sıkıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>musallat</strong>: sataşma</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvafık</strong>: uygun</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muvakkat</strong>: geçici</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>münezzeh</strong>: kusur ve eksiklikten uzak, temiz (bk. n-z-h)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazarıyla</strong>: gözüyle, bakışıyla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nevi</strong>: çeşit, tür</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nisbeten</strong>: oranla, kıyasla (bk. n-s-b)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>rahmet</strong>: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sadaka</strong>: Allah rızası için ihtiyaç sahibi kişilere yapılan yardım</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sair</strong>: diğer</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tabiî</strong>: tabiat gereği, kendiliğinden (bk. ṭ-b-a)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tahkir</strong>: hakaret, aşağılama</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tecavüz</strong>: haddi aşma, ileri gitme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesadüfî</strong>: rastgele, tesadüfen</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>vücud</strong>: varlık (bk. v-c-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>zelzele</strong>: deprem, sarsıntı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Âdil</strong>: adaletle iş gören, sonsuz adalet sahibi Allah (bk. a-d-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şer</strong>: kötülük</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şümul</strong>: kapsam</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şümul-u kudret</strong>: kudretin herşeyi kaplaması (bk. ḳ-d-r)</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 248488, member: 1"] [b]On Dördüncü Söz - Sayfa 243[/b] [FONT=Tahoma]Bu suale karşı, cevaben denildi ki: O musibetteki gazap ve hiddet içinde, onlara bir rahmet cilvesi var. Çünkü o masumların fâni malları, onların hakkında sadaka olup bâki bir mal hükmüne geçtiği gibi, fâni hayatları dahi bir bâki hayatı kazandıracak derecede bir nevi şehadet hükmünde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meşakkat ve azaptan büyük ve daimî bir kazancı kazandıran bu zelzele, onlar hakkında ayn-ı gazap içinde bir rahmettir. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Beşinci sual:[/I] [/B]Âdil ve Rahîm, Kadîr ve Hakîm, neden hususî hatalara hususî ceza vermeyip koca bir unsuru musallat eder? Bu hal cemâl-i rahmetine ve şümul-u kudretine nasıl muvafık düşer? [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Elcevap:[/I][/B] Kadîr-i Zülcelâl herbir unsura çok vazifeler vermiş ve herbir vazifede çok neticeler verdiriyor. Bir unsurun birtek vazifesinde bir tek neticesi çirkin ve şer ve musibet olsa da, sair güzel neticeler, bu neticeyi de güzel hükmüne getirir. Eğer bu tek çirkin netice vücuda gelmemek için, insana karşı hiddete gelmiş o unsur o vazifeden men edilse, o vakit o güzel neticeler adedince hayırlar terk edilir; ve lüzumlu bir hayrı yapmamak şer olması haysiyetiyle, o hayırlar adedince şerler yapılır—ta birtek şer gelmesin gibi, gayet çirkin ve hilâf-ı hikmet ve hilâf-ı hakikat bir kusurdur. Kudret ve hikmet ve hakikat, kusurdan münezzehtirler. Madem bir kısım hatalar, unsurları ve arzı hiddete getirecek derecede bir şümullü isyandır ve çok mahlûkatın hukukuna bir tahkirli tecavüzdür. Elbette, o cinayetin fevkalâde çirkinliğini göstermek için, koca bir unsura, küllî vazifesi içinde, “Onları terbiye et” diye emir verilmesi ayn-ı hikmettir ve adalettir ve mazlumlara ayn-ı rahmettir. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Altıncı sual:[/I] [/B]Zelzele, küre-i arzın içinde inkılâbât-ı madeniyenin neticesi olduğunu ehl-i gaflet işâa edip, adeta tesadüfî ve tabiî ve maksatsız bir hadise nazarıyla bakarlar. Bu hadisenin mânevî esbabını ve neticelerini görmüyorlar, ta ki intibaha gelsinler. Bunların istinad ettiği maddenin bir hakikati var mıdır? [/FONT] [FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Hakîm[/B]: herşeyi hikmetle, belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde yaratan Allah (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr[/B]: herşeye gücü yeten, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Kadîr-i Zülcelâl[/B]: sonsuz haşmet ve yücelik sahibi ve herşeye gücü yeten Allah (bk. ḳ-d-r; ẕü; c-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Rahîm[/B]: sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Allah (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]arz[/B]: yer, dünya[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ayn-ı gazap[/B]: hiddetin, öfkenin kendisi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ayn-ı hikmet ve adalet[/B]: hikmet ve adaletin tâ kendisi (bk. ḥ-k-m; a-d-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ayn-ı rahmet[/B]: rahmetin tâ kendisi (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]bâki[/B]: devamlı, kalıcı (bk. b-ḳ-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]cemâl-i rahmet[/B]: rahmetin güzelliği (bk. c-m-l; r-ḥ-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]cilve[/B]: yansıma, görüntü (bk. c-l-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ehl-i gaflet[/B]: âhiretten habersiz, mânevî sorumluluklarına karşı duyarsız kimseler (bk. ğ-f-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]esbab[/B]: sebepler (bk. s-b-b)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]fevkalâde[/B]: olağanüstü[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]fâni[/B]: geçici, yok olucu (bk. f-n-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]gazap[/B]: öfke, kızgınlık[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]haysiyet[/B]: itibar[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hikmet[/B]: herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hilâf-ı hakikat[/B]: gerçeğe aykırı (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hilâf-ı hikmet[/B]: yaratılıştaki hikmete, İlâhî gayeye zıt (bk. ḥ-k-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]inkılâbât-ı madeniye[/B]: madenlerin alt üst olması, değişmesi[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]intibah[/B]: uyanış[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]istinad[/B]: dayanma (bk. s-n-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]işâa etme[/B]: yayma, duyurma[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kudret[/B]: güç, kuvvet, iktidar (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]küllî[/B]: büyük, çok (bk. k-l-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mahlûkat[/B]: yaratıklar (bk. ḫ-l-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]maksat[/B]: gaye (bk. ḳ-ṣ-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mazlum[/B]: zulme uğramış (bk. ẓ-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]men edilme[/B]: yasaklanma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]meşakkat[/B]: zahmet, sıkıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]musallat[/B]: sataşma[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]muvafık[/B]: uygun[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muvakkat[/B]: geçici[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]münezzeh[/B]: kusur ve eksiklikten uzak, temiz (bk. n-z-h)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazarıyla[/B]: gözüyle, bakışıyla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nevi[/B]: çeşit, tür[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nisbeten[/B]: oranla, kıyasla (bk. n-s-b)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]rahmet[/B]: şefkat, merhamet (bk. r-ḥ-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]sadaka[/B]: Allah rızası için ihtiyaç sahibi kişilere yapılan yardım[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sair[/B]: diğer[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tabiî[/B]: tabiat gereği, kendiliğinden (bk. ṭ-b-a)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tahkir[/B]: hakaret, aşağılama[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tecavüz[/B]: haddi aşma, ileri gitme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tesadüfî[/B]: rastgele, tesadüfen[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]vücud[/B]: varlık (bk. v-c-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]zelzele[/B]: deprem, sarsıntı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]Âdil[/B]: adaletle iş gören, sonsuz adalet sahibi Allah (bk. a-d-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şer[/B]: kötülük[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şümul[/B]: kapsam[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şümul-u kudret[/B]: kudretin herşeyi kaplaması (bk. ḳ-d-r)[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Dördüncü Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst