Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Beşinci Söz
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="TaLHa" data-source="post: 249141" data-attributes="member: 1"><p><strong>Onbeşinci Söz - Sayfa 264</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'">ef’âliyle hakikatin düsturlarını beşere talim eden ve hâlis ve makul akvâliyle istikametin ve saadetin usullerini gösteren ve tesis eden ve bütün tarihçe-i hayatının şehadetiyle, Allah’ın azâbından çok havf eden ve herkesten ziyade Allah’ı bilen ve bildiren<strong><u><img src="http://www.erisale.com/images/blank.gif" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" />1</u></strong> ve nev-i beşerin beşten birisine ve küre-i arzın yarısına bin üç yüz elli sene kemâl-i haşmetle kumandanlık eden ve cihanı velveleye veren ve şöhretşiar şuûnâtıyla, nev-i beşerin, belki kâinatın elhak medar-ı fahri olan bir zâtı—hâşâ, yüz bin defa hâşâ—sahtekâr, Allah’tan korkmaz ve bilmez, haysiyetini tanımaz, insaniyetin âdi derecesinde farz etmekle, yüz derece muhali birden irtikâp etmek lâzım gelir. Çünkü şu meselenin ortası yoktur. Zira, farz-ı muhal olarak, Kur’ân kelâmullah olmazsa, Arştan düşse, orta yerde kalamaz. Belki yerde en yalancı birinin malı olduğunu kabul etmek lâzım gelir. Bu ise, ey Şeytan, yüz derece sen katmerli bir şeytan olsan, bozulmamış hiçbir aklı kandıramazsın ve çürümemiş hiçbir kalbi ikna edemezsin.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Şeytan döndü, dedi: “Nasıl kandıramam? Ekser insanlara ve insanın meşhur âkıllerine Kur’ân’ı ve Muhammed’i inkâr ettirdim.”</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><em><strong>Elcevap:</strong></em></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><em></em></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"><em></em></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Evvelâ:</em> </strong>Gayet uzak mesafeden bakılsa, en büyük şey, en küçük şey gibi görünebilir. Bir yıldız, bir mum kadar denilebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Saniyen:</em> </strong>Hem tebeî ve sathî bir nazarla bakılsa, gayet muhal birşey mümkün görünebilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Bir zaman bir ihtiyar adam Ramazan hilâlini görmek için semâya bakmış. Gözüne bir beyaz kıl inmiş. O kılı ay zannetmiş, “Ayı gördüm” demiş. İşte, muhaldir ki, hilâl o beyaz kıl olsun. Fakat kasten ve bizzat aya baktığı ve o saçı tebeî ve dolayısıyla ve ikinci derecede göründüğü için, o muhali mümkün telâkki etmiş.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'"><strong><em>Salisen:</em> </strong>Hem kabul etmemek başkadır, inkâr etmek başkadır.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <span style="font-family: 'Tahoma'">Adem-i kabul bir lâkaytlıktır, bir göz kapamaktır ve câhilâne bir hükümsüzlüktür. Bu surette, çok muhal şeyler onun içinde gizlenebilir. Onun aklı onlarla uğraşmaz.</span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span>[NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'">Dipnot-1</span> <span style="font-family: 'Tahoma'"> bk. <em>Buhârî</em>, Edeb 72; İ’tisâm 5; <em>Müslim</em>, Fezâil 127, 128; <em>Müsned</em> 6:45, 181.</span>[/NOT]<span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span><span style="font-family: 'Tahoma'"></span></p><p><span style="font-family: 'Tahoma'"></span> <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>Arş</strong>: Allah’ın büyüklüğünün ve yüceliğinin tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>adem-i kabul</strong>: kabul etmeme</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>akvâl</strong>: sözler</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>beşer</strong>: insan</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>câhilâne</strong>: cahilce</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>düstur</strong>: prensip, kural</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ef’âl</strong>: fiiler, işler (bk. f-a-l)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ekser</strong>: pekçok (bk. k-s̱-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>elhak</strong>: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>evvelâ</strong>: ilk olarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>farz etmek</strong>: varsaymak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>farz-ı muhal</strong>: varsayım</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hakikat</strong>: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>havf etmek</strong>: korkmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>haysiyet</strong>: itibar, şeref</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hilâl</strong>: yay şeklinde görülen yeni ay</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâlis</strong>: saf, katıksız, samimi (bk. ḫ-l-ṣ)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>hâşâ</strong>: asla öyle değil</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>inkâr</strong>: inanmama, yok sayma (bk. n-k-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>irtikâp etmek</strong>: yapmak, işlemek</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>istikamet</strong>: doğruluk</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>katmer</strong>: kat kat</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kelâmullah</strong>: Allah’ın kelâmı (bk. k-l-m)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kemâl-i haşmet</strong>: ihtişam ve heybetin mükemmelliği (bk. k-m-l)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>kâinat</strong>: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>küre-i arz</strong>: yerküre, dünya</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>lâkaytlık</strong>: ilgisizlik, duyarsızlık</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>makul</strong>: akla uygun</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>medar-ı fahr</strong>: övünç kaynağı</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>muhal</strong>: imkansız, olmayacak şey</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>mümkün</strong>: olabilir (bk. m-k-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nazar</strong>: bakış, göz (bk. n-ẓ-r)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>nev-i beşer</strong>: insanlık, insan türü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saadet</strong>: mutluluk</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>salisen</strong>: üçüncü olarak</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>saniyen</strong>: ikinci olarak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>sathî</strong>: yüzeysel</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>semâ</strong>: gök (bk. s-m-v)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>suret</strong>: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>talim etmek</strong>: öğretmek (bk. a-l-m)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tarihçe-i hayat</strong>: kısa hayat hikâyesi (bk. ḥ-y-y)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tebeî</strong>: dolaylı</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>telâkki</strong>: kabul etme</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>tesis etmek</strong>: kurmak</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>velvele</strong>: gürültü</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>ziyade</strong>: çok, fazla</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>âkıl</strong>: akıllı olan</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şehadet</strong>: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)</span></td></tr><tr><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şuûnat</strong>: işler, fiiller ve özellikler (bk. ş-e-n)</span></td><td><span style="font-family: 'Tahoma'"><strong>şöhretşiar</strong>: şöhretli</span></td></tr></tbody></table></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="TaLHa, post: 249141, member: 1"] [b]Onbeşinci Söz - Sayfa 264[/b] [FONT=Tahoma]ef’âliyle hakikatin düsturlarını beşere talim eden ve hâlis ve makul akvâliyle istikametin ve saadetin usullerini gösteren ve tesis eden ve bütün tarihçe-i hayatının şehadetiyle, Allah’ın azâbından çok havf eden ve herkesten ziyade Allah’ı bilen ve bildiren[B][U][IMG]http://www.erisale.com/images/blank.gif[/IMG]1[/U][/B] ve nev-i beşerin beşten birisine ve küre-i arzın yarısına bin üç yüz elli sene kemâl-i haşmetle kumandanlık eden ve cihanı velveleye veren ve şöhretşiar şuûnâtıyla, nev-i beşerin, belki kâinatın elhak medar-ı fahri olan bir zâtı—hâşâ, yüz bin defa hâşâ—sahtekâr, Allah’tan korkmaz ve bilmez, haysiyetini tanımaz, insaniyetin âdi derecesinde farz etmekle, yüz derece muhali birden irtikâp etmek lâzım gelir. Çünkü şu meselenin ortası yoktur. Zira, farz-ı muhal olarak, Kur’ân kelâmullah olmazsa, Arştan düşse, orta yerde kalamaz. Belki yerde en yalancı birinin malı olduğunu kabul etmek lâzım gelir. Bu ise, ey Şeytan, yüz derece sen katmerli bir şeytan olsan, bozulmamış hiçbir aklı kandıramazsın ve çürümemiş hiçbir kalbi ikna edemezsin. [/FONT] [FONT=Tahoma]Şeytan döndü, dedi: “Nasıl kandıramam? Ekser insanlara ve insanın meşhur âkıllerine Kur’ân’ı ve Muhammed’i inkâr ettirdim.” [/FONT] [FONT=Tahoma][I][B]Elcevap:[/B] [/I][/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Evvelâ:[/I] [/B]Gayet uzak mesafeden bakılsa, en büyük şey, en küçük şey gibi görünebilir. Bir yıldız, bir mum kadar denilebilir. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Saniyen:[/I] [/B]Hem tebeî ve sathî bir nazarla bakılsa, gayet muhal birşey mümkün görünebilir. [/FONT] [FONT=Tahoma]Bir zaman bir ihtiyar adam Ramazan hilâlini görmek için semâya bakmış. Gözüne bir beyaz kıl inmiş. O kılı ay zannetmiş, “Ayı gördüm” demiş. İşte, muhaldir ki, hilâl o beyaz kıl olsun. Fakat kasten ve bizzat aya baktığı ve o saçı tebeî ve dolayısıyla ve ikinci derecede göründüğü için, o muhali mümkün telâkki etmiş. [/FONT] [FONT=Tahoma][B][I]Salisen:[/I] [/B]Hem kabul etmemek başkadır, inkâr etmek başkadır. [/FONT] [FONT=Tahoma]Adem-i kabul bir lâkaytlıktır, bir göz kapamaktır ve câhilâne bir hükümsüzlüktür. Bu surette, çok muhal şeyler onun içinde gizlenebilir. Onun aklı onlarla uğraşmaz. [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][NOT][FONT=Tahoma]Dipnot-1[/FONT] [FONT=Tahoma] bk. [I]Buhârî[/I], Edeb 72; İ’tisâm 5; [I]Müslim[/I], Fezâil 127, 128; [I]Müsned[/I] 6:45, 181.[/FONT][/NOT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT][FONT=Tahoma] [/FONT] <table border="0" cellpadding="0" cellspacing="2"><tbody><tr><td>[FONT=Tahoma][B]Arş[/B]: Allah’ın büyüklüğünün ve yüceliğinin tecelli ettiği yer (bk. a-r-ş)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]adem-i kabul[/B]: kabul etmeme[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]akvâl[/B]: sözler[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]beşer[/B]: insan[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]câhilâne[/B]: cahilce[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]düstur[/B]: prensip, kural[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]ef’âl[/B]: fiiler, işler (bk. f-a-l)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ekser[/B]: pekçok (bk. k-s̱-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]elhak[/B]: doğru, gerçek (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]evvelâ[/B]: ilk olarak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]farz etmek[/B]: varsaymak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]farz-ı muhal[/B]: varsayım[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hakikat[/B]: gerçek, doğru (bk. ḥ-ḳ-ḳ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]havf etmek[/B]: korkmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]haysiyet[/B]: itibar, şeref[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hilâl[/B]: yay şeklinde görülen yeni ay[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]hâlis[/B]: saf, katıksız, samimi (bk. ḫ-l-ṣ)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]hâşâ[/B]: asla öyle değil[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]inkâr[/B]: inanmama, yok sayma (bk. n-k-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]irtikâp etmek[/B]: yapmak, işlemek[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]istikamet[/B]: doğruluk[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]katmer[/B]: kat kat[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kelâmullah[/B]: Allah’ın kelâmı (bk. k-l-m)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]kemâl-i haşmet[/B]: ihtişam ve heybetin mükemmelliği (bk. k-m-l)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]kâinat[/B]: evren, yaratılmış herşey (bk. k-v-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]küre-i arz[/B]: yerküre, dünya[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]lâkaytlık[/B]: ilgisizlik, duyarsızlık[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]makul[/B]: akla uygun[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]medar-ı fahr[/B]: övünç kaynağı[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]muhal[/B]: imkansız, olmayacak şey[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]mümkün[/B]: olabilir (bk. m-k-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]nazar[/B]: bakış, göz (bk. n-ẓ-r)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]nev-i beşer[/B]: insanlık, insan türü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saadet[/B]: mutluluk[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]salisen[/B]: üçüncü olarak[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]saniyen[/B]: ikinci olarak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]sathî[/B]: yüzeysel[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]semâ[/B]: gök (bk. s-m-v)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]suret[/B]: şekil, biçim (bk. ṣ-v-r)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]talim etmek[/B]: öğretmek (bk. a-l-m)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]tarihçe-i hayat[/B]: kısa hayat hikâyesi (bk. ḥ-y-y)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tebeî[/B]: dolaylı[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]telâkki[/B]: kabul etme[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]tesis etmek[/B]: kurmak[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]velvele[/B]: gürültü[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]ziyade[/B]: çok, fazla[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]âkıl[/B]: akıllı olan[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şehadet[/B]: şahitlik, tanıklık (bk. ş-h-d)[/FONT]</td></tr><tr><td>[FONT=Tahoma][B]şuûnat[/B]: işler, fiiller ve özellikler (bk. ş-e-n)[/FONT]</td><td>[FONT=Tahoma][B]şöhretşiar[/B]: şöhretli[/FONT]</td></tr></tbody></table> [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Sözler
On Beşinci Söz
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst