Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
Nur Ayeti'ne dair...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="GÖNÜLSIZIM" data-source="post: 208096" data-attributes="member: 11723"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">İmam Gazalî, Nur Sûresi'nin o "nurlu" 34. ayetini tefsir ediyor: </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Allah semâvatın ve arzın nûrudur. O'nun nurunun temsili, içinde misbah bulunan bir mişkât gibidir. O misbah bir zücâc içindedir; o zücâc da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir zeytin ağacından çıkan yağdan tutuşturulur. Yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir; Allah her şeyi bilir.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Önce, ayetteki üç kavramı Kur'ân kelimeleriyle bir kenara yazalım. (Çünkü, "fanus", "cam", "kandil", "lamba", "oyuk" gibi mealden meale değişen, hatta şaşırtan kelimeler arasında kalakalıyoruz. Divan şiirinde sağlanmış iç tutarlı "mazmun" geleneği meallerde de gerçekleşse de, netliğin kapısını daha bir aralar olsak):</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">1. Mişkât 2. Zücac 3.Misbah</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Ayete göre, misbah zücâc içindedir, zücâc da mişkât içindedir. Yani, en dışta mişkât, mişkâtın içinde zücâc, zücâcın içinde misbah vardır. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Misbah: tevhid nuru.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Zücâc: kalbimiz</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Mişkât: puslu/paslı/şerli hallerimiz </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">İnsan kalbi şeffaftır; içindeki tevhid nurunu olduğu gibi yansıtır. Bu yüzden "sanki inciye benzer bir yıldız gibidir." Ama, kalbimizi çevreleyen, beşeriyetimiz (şer işleyebilir halimiz) gölgelidir, paslıdır, pusludur, kara(lı)dır. Zaten ışığa parlaklık veren, ışığın aydınlığını fark ettiren etrafındaki karanlık değil midir? </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Yeniden özet: İman kalp içre, kalp insan içre. Kalp ise "sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir zeytin ağacından çıkan yağdan tutuşturulur."</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">***</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">İmam'ın ayetin "doğuya da batıya da nisbet edilemeyen" ifadesine dair yorumu ise sürpriz bir kapıyı aralıyor: </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Tevhid ehlinin kalbindeki tevhid nuru ne doğudan tutuşturulur ne batıdan tutuşturulur. Yani: Ne (doğudan) cennet ümidiyle parlar ne (batıdan) cehennem korkusuyla yanar. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Şu halde, ayetteki "zeytin ağacı" inceliğinin tarifini de Yunus Emre'ye bırakmak gerek: "Bana Seni gerek Seni!"</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">***</span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: teal">Nûr Suresi'nin "nurlu" ayetinin "zeytin ağacı"yla ilgili tefsirini, tam da gündemimde olduğu günün ertesi, bir Erzurum sabahında tanıştığım Nazlı ablamdan öğrendim: "Zeytin ağacı ne doğuya aittir ne batıya. Yusufeli'nde zeytin göreceksin. Mutlaka tadına bak. Giderken de eve götür." Yusufeli ve Artvin'e yolcuydum o sabah. Memleketin batısınde, Ege'de görmeye alıştığım zeytin ağaçlarını, memleketin en doğusunda, Yusufeli'nde, Artvin'de hem de karlar içinde her gördüğümde, "doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek zeytin ağacı" ifadesinin tefsirini okur gibi oldum. Bu işte bir iş var ama ne acaba?</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="color: #008080">Senai Demirci</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="GÖNÜLSIZIM, post: 208096, member: 11723"] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]İmam Gazalî, Nur Sûresi'nin o "nurlu" 34. ayetini tefsir ediyor: Allah semâvatın ve arzın nûrudur. O'nun nurunun temsili, içinde misbah bulunan bir mişkât gibidir. O misbah bir zücâc içindedir; o zücâc da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir zeytin ağacından çıkan yağdan tutuşturulur. Yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. Nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir; Allah her şeyi bilir.[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]Önce, ayetteki üç kavramı Kur'ân kelimeleriyle bir kenara yazalım. (Çünkü, "fanus", "cam", "kandil", "lamba", "oyuk" gibi mealden meale değişen, hatta şaşırtan kelimeler arasında kalakalıyoruz. Divan şiirinde sağlanmış iç tutarlı "mazmun" geleneği meallerde de gerçekleşse de, netliğin kapısını daha bir aralar olsak):[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]1. Mişkât 2. Zücac 3.Misbah Ayete göre, misbah zücâc içindedir, zücâc da mişkât içindedir. Yani, en dışta mişkât, mişkâtın içinde zücâc, zücâcın içinde misbah vardır. Misbah: tevhid nuru. Zücâc: kalbimiz Mişkât: puslu/paslı/şerli hallerimiz İnsan kalbi şeffaftır; içindeki tevhid nurunu olduğu gibi yansıtır. Bu yüzden "sanki inciye benzer bir yıldız gibidir." Ama, kalbimizi çevreleyen, beşeriyetimiz (şer işleyebilir halimiz) gölgelidir, paslıdır, pusludur, kara(lı)dır. Zaten ışığa parlaklık veren, ışığın aydınlığını fark ettiren etrafındaki karanlık değil midir? Yeniden özet: İman kalp içre, kalp insan içre. Kalp ise "sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir zeytin ağacından çıkan yağdan tutuşturulur."[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]***[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]İmam'ın ayetin "doğuya da batıya da nisbet edilemeyen" ifadesine dair yorumu ise sürpriz bir kapıyı aralıyor: Tevhid ehlinin kalbindeki tevhid nuru ne doğudan tutuşturulur ne batıdan tutuşturulur. Yani: Ne (doğudan) cennet ümidiyle parlar ne (batıdan) cehennem korkusuyla yanar. Şu halde, ayetteki "zeytin ağacı" inceliğinin tarifini de Yunus Emre'ye bırakmak gerek: "Bana Seni gerek Seni!"[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]***[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=teal]Nûr Suresi'nin "nurlu" ayetinin "zeytin ağacı"yla ilgili tefsirini, tam da gündemimde olduğu günün ertesi, bir Erzurum sabahında tanıştığım Nazlı ablamdan öğrendim: "Zeytin ağacı ne doğuya aittir ne batıya. Yusufeli'nde zeytin göreceksin. Mutlaka tadına bak. Giderken de eve götür." Yusufeli ve Artvin'e yolcuydum o sabah. Memleketin batısınde, Ege'de görmeye alıştığım zeytin ağaçlarını, memleketin en doğusunda, Yusufeli'nde, Artvin'de hem de karlar içinde her gördüğümde, "doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek zeytin ağacı" ifadesinin tefsirini okur gibi oldum. Bu işte bir iş var ama ne acaba?[/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=#008080][/COLOR][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][COLOR=#008080]Senai Demirci[/COLOR][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Kuran-i Kerim
Meal ve Tefsir
Nur Ayeti'ne dair...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst