Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Nebevî Uyarı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 369215" data-attributes="member: 1004566"><p><strong>4. Cimrilik:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong>Efendimiz (s.a.v)’in müslümana kesinlikle yakıştıramadığı, müslümana kesinlikle uygun görmediği manevî hastalıklardan biri cimriliktir. Canını Allah yoluna adayan mü’minin malında cimrilik yapması mümkün değildir.</p><p>Peygamberimiz (s.a.v) son derece cömert, iyiliksever, ikramsever, hayırsever idi. Kur’an Tercümanı, değerli ilim erbabı ve seçkin sahabî Abdullah b. Abbas (r.a): “Rasulullah, insanların en cömerdi idi. Ramazanda ise son derece cömert idi. Yağmur getiren rüzgârlardan daha cömert idi”, ifadesiyle onu en yakından tanıyan bir şahsiyet olarak bu konuda Efendimiz’in sadece uyarılarla yetinmediğini aynı zamanda örnek uygulamalarıyla cömertlik noktasında bize rehber olduğunu dile getirmektedir. </p><p></p><p>Allah yolunda infakı emreden Allahın Kitabını en güzel şekilde uygulayan Rasul-i Ekrem (s.a.v) yüzlerce tavsiyesiyle ashabın gönlüne Allah yolunda infakı aşılamıştı. Sahabe gerek yardımlaşma ve kardeşlik konusunda, gerekse cihada maddî- manevî destek verme noktasında, mallarının bir kısmını Allah yoluna vakfetmede birbirleriyle yarışıyorlardı. </p><p>Genç sahabî Cabir b. Abdillah (s.a.v): “Rasulullahın –yakın- ashabından olup ta arkasında vakıf bırakmayan sahabî yoktur” derken ashab-ı kiramın bu konuya verdiklerı öneme işaret etmektedir.</p><p></p><p>Peygamberimiz (s.a.v) malının bir kısmını Allah yolunda harcayan kişilerin meleklerin duasına erişeceğini bildirmekte ve şöyle buyurmaktadır: </p><p></p><p>“Kulların sabahladığı hiçbir gün yoktur ki yeryüzüne iki melek inmesin. Bu iki melekten biri: Allahım!.. Malını Allah yolunda harcayana sen fazlasıyla ver, diye dua eder. Diğer melek ise: Allahım!.. Cimriye telef ver, diye beddua eder.”</p><p>Müslüman kesinlikle açgözlü, hırslı, cimri, maddeci, çıkarcı ve kapitalist ruhlu olmamalı; mü’min kardeşlerine ve iman müesseselerine destek olma konusunda cömert olmalı, Allahın verdiği rızkı Allah yolunda harcamalı, böylece meleğin duasını almalı, bedduasına uğramamalıdır.</p><p></p><p></p><p><strong>Günümüz müslümanı </strong></p><p><strong></strong></p><p>Günümüz coğrafyasında oluk oluk mü’min kanı akarken, dünyanın çeşitli bölgelerinde din kardeşleri çile ve ızdırap içinde iken, müslümanın kılı bile kıpırdamıyorsa... Müslüman elinde maddî-manevî pek çok imkân olduğu halde bunları İslâmın emrinde kullanmayıp “Ben ne yapabilirim ki?!” diyorsa... Mü’min kardeşlerinin yardımına koşmuyorsa acze düşmüş demektir.</p><p></p><p>Allah davasını savunurken sadece yaptıklarından değil, yapma kabiliyeti ve kudreti bulunduğu halde yapamadıklarından da sorumlu olduğu bilincini taşıyarak çok çalışması gereken müslümanın İslâmî çalışmalara uzak durması, kendisinden beklenen gayreti ortaya koymaması İslâmî şuurda zafiyet alâmetidir.</p><p></p><p>Her konuşmasına “Allahtan korkun” diye başlayan Son Peygamberin ümmeti, Allah korkusu yerine basit, geçici ve yersiz dünyevî korkulara kapılırsa; bu eksikliği telafi etmek için imanını, ihlasını ve ilmini takviye edici çalışmalara yönelmeli; dünyadan çok ahirete yatırım yapan ve tarihin şeref levhalarında yerini almış olan İslam büyüklerinin, cefakâr müslümanların ve özellikle altın nesil Sahabe-i Kiramın sergiledikleri hizmet ve fedakârlık örneklerini iyi okumalı ve hayatlarına bunu yansıtmalıdırlar.</p><p></p><p>Bütün bu manevî hastalıkların çaresi, iman ve kulluk şuurunu güçlendirecek ciddî çalışmalara yönelmektir. Manevî yönden güç kazanabilmek için Allahın Kitabı ve Rasûlünün Sünneti iyi anlaşılmalı, Peygamberler Tarihi ve İslam Tarihi güzel bir şekilde incelenmeli, İslâm coğrafyası iyi tanınmalı, vahiy kültürü ile yoğrulmuş olan ilm, takva ve cihad erbabı değerli şahsiyetlerin eserlerinden ve metotlarından yararlanılmalıdır.</p><p></p><p>Dr. H. İbrahim KUTLAY</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 369215, member: 1004566"] [B]4. Cimrilik: [/B]Efendimiz (s.a.v)’in müslümana kesinlikle yakıştıramadığı, müslümana kesinlikle uygun görmediği manevî hastalıklardan biri cimriliktir. Canını Allah yoluna adayan mü’minin malında cimrilik yapması mümkün değildir. Peygamberimiz (s.a.v) son derece cömert, iyiliksever, ikramsever, hayırsever idi. Kur’an Tercümanı, değerli ilim erbabı ve seçkin sahabî Abdullah b. Abbas (r.a): “Rasulullah, insanların en cömerdi idi. Ramazanda ise son derece cömert idi. Yağmur getiren rüzgârlardan daha cömert idi”, ifadesiyle onu en yakından tanıyan bir şahsiyet olarak bu konuda Efendimiz’in sadece uyarılarla yetinmediğini aynı zamanda örnek uygulamalarıyla cömertlik noktasında bize rehber olduğunu dile getirmektedir. Allah yolunda infakı emreden Allahın Kitabını en güzel şekilde uygulayan Rasul-i Ekrem (s.a.v) yüzlerce tavsiyesiyle ashabın gönlüne Allah yolunda infakı aşılamıştı. Sahabe gerek yardımlaşma ve kardeşlik konusunda, gerekse cihada maddî- manevî destek verme noktasında, mallarının bir kısmını Allah yoluna vakfetmede birbirleriyle yarışıyorlardı. Genç sahabî Cabir b. Abdillah (s.a.v): “Rasulullahın –yakın- ashabından olup ta arkasında vakıf bırakmayan sahabî yoktur” derken ashab-ı kiramın bu konuya verdiklerı öneme işaret etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v) malının bir kısmını Allah yolunda harcayan kişilerin meleklerin duasına erişeceğini bildirmekte ve şöyle buyurmaktadır: “Kulların sabahladığı hiçbir gün yoktur ki yeryüzüne iki melek inmesin. Bu iki melekten biri: Allahım!.. Malını Allah yolunda harcayana sen fazlasıyla ver, diye dua eder. Diğer melek ise: Allahım!.. Cimriye telef ver, diye beddua eder.” Müslüman kesinlikle açgözlü, hırslı, cimri, maddeci, çıkarcı ve kapitalist ruhlu olmamalı; mü’min kardeşlerine ve iman müesseselerine destek olma konusunda cömert olmalı, Allahın verdiği rızkı Allah yolunda harcamalı, böylece meleğin duasını almalı, bedduasına uğramamalıdır. [B]Günümüz müslümanı [/B] Günümüz coğrafyasında oluk oluk mü’min kanı akarken, dünyanın çeşitli bölgelerinde din kardeşleri çile ve ızdırap içinde iken, müslümanın kılı bile kıpırdamıyorsa... Müslüman elinde maddî-manevî pek çok imkân olduğu halde bunları İslâmın emrinde kullanmayıp “Ben ne yapabilirim ki?!” diyorsa... Mü’min kardeşlerinin yardımına koşmuyorsa acze düşmüş demektir. Allah davasını savunurken sadece yaptıklarından değil, yapma kabiliyeti ve kudreti bulunduğu halde yapamadıklarından da sorumlu olduğu bilincini taşıyarak çok çalışması gereken müslümanın İslâmî çalışmalara uzak durması, kendisinden beklenen gayreti ortaya koymaması İslâmî şuurda zafiyet alâmetidir. Her konuşmasına “Allahtan korkun” diye başlayan Son Peygamberin ümmeti, Allah korkusu yerine basit, geçici ve yersiz dünyevî korkulara kapılırsa; bu eksikliği telafi etmek için imanını, ihlasını ve ilmini takviye edici çalışmalara yönelmeli; dünyadan çok ahirete yatırım yapan ve tarihin şeref levhalarında yerini almış olan İslam büyüklerinin, cefakâr müslümanların ve özellikle altın nesil Sahabe-i Kiramın sergiledikleri hizmet ve fedakârlık örneklerini iyi okumalı ve hayatlarına bunu yansıtmalıdırlar. Bütün bu manevî hastalıkların çaresi, iman ve kulluk şuurunu güçlendirecek ciddî çalışmalara yönelmektir. Manevî yönden güç kazanabilmek için Allahın Kitabı ve Rasûlünün Sünneti iyi anlaşılmalı, Peygamberler Tarihi ve İslam Tarihi güzel bir şekilde incelenmeli, İslâm coğrafyası iyi tanınmalı, vahiy kültürü ile yoğrulmuş olan ilm, takva ve cihad erbabı değerli şahsiyetlerin eserlerinden ve metotlarından yararlanılmalıdır. Dr. H. İbrahim KUTLAY [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Nebevî Uyarı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst