Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Nebevî Uyarı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 369212" data-attributes="member: 1004566"><p><strong>1. Acizlik:</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong>Allahın adını yüceltmek, yeryüzüne hakkı, adaleti, rahmeti, müsamahayı sevgi ve saygıyı hakim kılmak, insanlığı Allahın izniyle kullara kulluktan kurtarıp Allaha kulluğa davet etmek gibi en büyük, en ulvî ve en mukaddes davanın sahibi olan Müslüman; davasını öğrenme, yaşama ve yaşatma yolunda aktif, dinamik, faal, aksiyoner, canlı ve heyecanlı olmak zorundadır.</p><p></p><p>Aziz Kitabı’nda bize düşmanlara karşı onları korkutacak şekilde kuvvet hazırlamayı emreden Cenab-ı Hakkın Hak Yol’una gönül veren müslüman, her yönden güçlü olmalıdır. Bu yolda hem imanen, hem hem bedenen, hem ilmen, hem iktisaden kuvvetli olmalıdır.</p><p></p><p>Efendimiz (s.a.v) “Güçlü mü’min zayıf mü’minden daha hayırlı ve Allaha daha sevgilidir”2 buyururken her yönden güçlü olmamızı emretmektedir. Allah nazarında sevgili hayırlı bir kul arzusunu taşıyan müslüman iman, takva, ilim, ahlak ve maneviyat gücü yanında teknolojik, ekonomik, akademik, siyasal, sosyal, fiziksel ve saire her yönden güçlü olmak zorundadır. Müslüman; davasına daha çok hizmet edebilmek, acze düşmemek, ezilmemek ve horlanmamak, zalimlerin karşısında Hakkı ezdirmemek için güçlü olmalıdır.</p><p></p><p>Mü’min alan el değil, veren el sahibi olabilmek, malını Hak Yolda harcayan hayır sahipleri arasına girerek Peygamberimiz’in bile imrendiği kişiler rasına girebilmek, şükreden zengin olabilmek, sahabe-i Kiram misali ideal bir toplum inşa edebilmek ve bu toplumun dinamikleri olan eğitim, kültür, sağlık, yardımlaşma ve diğer sosyal müesseseleri kurabilmek ve bu müesseseleri ayakta tutabilmek için ama elde ettiği imkânı sadece ve sadece Allahın Rızasını yolunda harcamak için malî yönden güçlü olmalıdır. </p><p></p><p>Müslüman, Hz. Peygamber’in; “Allahtan yardım dile. Acizliğe düşme”3, şeklindeki tavsiyesine uyarak yılmayacak, bunalmayacak, sarsılmayacak, acze düşmeyecektir. Vakarlı, izzetli, kendine has islâmî kişilik sahibi olarak medeniyet yarışında kendine verilen rolü en iyi şekilde oynayacaktır.</p><p></p><p>Sonsuz kuvvet ve kudret sahibi Allah’a iman eden müslüman, yalnız O’na güvenecek, O’na dayanacak, kendisini “aciz, zayıf, bîçare” olarak görmeyecektir. O, aczini ve çaresizliğini sadece Rabbine açacak, Onun abd-i âcizi olarak sadece O’na yalvarıp yakaracaktır. Ama kendisini din kardeşlerine hiç bir zaman “Aciz kardeşiniz” diye takdim etmeyecektir. O, Allahın yardımıyla asla aciz kalmayacak, yenilgisi ve çaresizliği durumunda yalnız Allaha yönelecektir. Kur’an ve Sünnet çizgisinden ayrılmamak şartıyla olaylar karşısındaki haklı ve seviyeli tepkisini ortaya koyacaktır.</p><p>Konuşmak gibi bazen susmak ta bir tepkidir. Susmak her zaman aczin işareti değildir. Yerinde sükût etmek bazen muhataba en güzel cevap olmaktadır. Acizlik; imanın temel ilkeleri, Kur’anın ana prensipleri ve müslümanın manevî değerleri çiğnenirken maddî ve nefsî hesaplar yaparak pasif ve tepkisiz kalmak, davaya ve dava adamlarına sahip çıkmamak, coğrafyanın değişik bölgelerinde İslam’ı yaşama ve yaşatma mücadelesi veren iman kardeşlerimize el uzatamamaktır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 369212, member: 1004566"] [B]1. Acizlik: [/B]Allahın adını yüceltmek, yeryüzüne hakkı, adaleti, rahmeti, müsamahayı sevgi ve saygıyı hakim kılmak, insanlığı Allahın izniyle kullara kulluktan kurtarıp Allaha kulluğa davet etmek gibi en büyük, en ulvî ve en mukaddes davanın sahibi olan Müslüman; davasını öğrenme, yaşama ve yaşatma yolunda aktif, dinamik, faal, aksiyoner, canlı ve heyecanlı olmak zorundadır. Aziz Kitabı’nda bize düşmanlara karşı onları korkutacak şekilde kuvvet hazırlamayı emreden Cenab-ı Hakkın Hak Yol’una gönül veren müslüman, her yönden güçlü olmalıdır. Bu yolda hem imanen, hem hem bedenen, hem ilmen, hem iktisaden kuvvetli olmalıdır. Efendimiz (s.a.v) “Güçlü mü’min zayıf mü’minden daha hayırlı ve Allaha daha sevgilidir”2 buyururken her yönden güçlü olmamızı emretmektedir. Allah nazarında sevgili hayırlı bir kul arzusunu taşıyan müslüman iman, takva, ilim, ahlak ve maneviyat gücü yanında teknolojik, ekonomik, akademik, siyasal, sosyal, fiziksel ve saire her yönden güçlü olmak zorundadır. Müslüman; davasına daha çok hizmet edebilmek, acze düşmemek, ezilmemek ve horlanmamak, zalimlerin karşısında Hakkı ezdirmemek için güçlü olmalıdır. Mü’min alan el değil, veren el sahibi olabilmek, malını Hak Yolda harcayan hayır sahipleri arasına girerek Peygamberimiz’in bile imrendiği kişiler rasına girebilmek, şükreden zengin olabilmek, sahabe-i Kiram misali ideal bir toplum inşa edebilmek ve bu toplumun dinamikleri olan eğitim, kültür, sağlık, yardımlaşma ve diğer sosyal müesseseleri kurabilmek ve bu müesseseleri ayakta tutabilmek için ama elde ettiği imkânı sadece ve sadece Allahın Rızasını yolunda harcamak için malî yönden güçlü olmalıdır. Müslüman, Hz. Peygamber’in; “Allahtan yardım dile. Acizliğe düşme”3, şeklindeki tavsiyesine uyarak yılmayacak, bunalmayacak, sarsılmayacak, acze düşmeyecektir. Vakarlı, izzetli, kendine has islâmî kişilik sahibi olarak medeniyet yarışında kendine verilen rolü en iyi şekilde oynayacaktır. Sonsuz kuvvet ve kudret sahibi Allah’a iman eden müslüman, yalnız O’na güvenecek, O’na dayanacak, kendisini “aciz, zayıf, bîçare” olarak görmeyecektir. O, aczini ve çaresizliğini sadece Rabbine açacak, Onun abd-i âcizi olarak sadece O’na yalvarıp yakaracaktır. Ama kendisini din kardeşlerine hiç bir zaman “Aciz kardeşiniz” diye takdim etmeyecektir. O, Allahın yardımıyla asla aciz kalmayacak, yenilgisi ve çaresizliği durumunda yalnız Allaha yönelecektir. Kur’an ve Sünnet çizgisinden ayrılmamak şartıyla olaylar karşısındaki haklı ve seviyeli tepkisini ortaya koyacaktır. Konuşmak gibi bazen susmak ta bir tepkidir. Susmak her zaman aczin işareti değildir. Yerinde sükût etmek bazen muhataba en güzel cevap olmaktadır. Acizlik; imanın temel ilkeleri, Kur’anın ana prensipleri ve müslümanın manevî değerleri çiğnenirken maddî ve nefsî hesaplar yaparak pasif ve tepkisiz kalmak, davaya ve dava adamlarına sahip çıkmamak, coğrafyanın değişik bölgelerinde İslam’ı yaşama ve yaşatma mücadelesi veren iman kardeşlerimize el uzatamamaktır. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Nakşıbendi ve Nakşıbendilik
Sufinin Dünyası
Nebevî Uyarı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst