Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Namaz Kılmak
namaz hadisleri 6
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="alanyacan" data-source="post: 1598" data-attributes="member: 38"><p><strong><span style="color: darkred">6 Numaralı Hadis</span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: darkred">6. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kabristana geldi ve: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"Selâm size ey mü'minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim" dedi. Ashâb-ı kirâm: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">- Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">- "Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır" buyurdular. Bunun üzerine ashâb: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">- Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah'ın Resûlü? dediler. Peygamber Efendimiz: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">- "Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?" diye sordu. Sahâbe: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">- Evet, tanır, ey Allah'ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ: </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">"İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben havzın başına onlardan önce varacağım" buyurdular. </span></strong></p><p></p><p><strong><span style="color: darkred">Müslim, Tahâret 39. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 36 </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Açıklamalar </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Peygamber Efendimiz'in uğradığı ifade edilen kabristan, Medine'deki meşhur Bakî Mezarlığı'dır. O, kabristana veya herhangi bir kabre uğradığında selâm verirdi. Oradaki ölülerin ziyaretçileri tanıdıklarını, konuştukları sözü ve verdikleri selâmı da idrak ettiklerini yine Efendimiz haber vermişlerdir: "Bir mü'min, dünyada iken tanıdığı bir mü'min kardeşinin kabrine uğrar ve selâm verirse, o kabirde bulunan kişi onu tanır ve selâmını alır" (Zebîdî, İthâfü's-sâde, X, 365). Bu sebeple aynen dirilere verildiği gibi, ölülere de selâm verilmesi, müslümanlar arasında sünnet temeline dayanan bir kuraldır. Nitekim Hz. Ömer bir kabristana gelip selâm vermiş ve Resûl-i Ekrem de böyle selâm verirdi demiştir. Bir şehre bir diyara selâm verilmesi, o şehir ve o diyarda olanlara selâm verilmesi anlamına gelir. Her canlı ölümü tadacağına göre, onlara er geç kavuşulacaktır. Kabirleri ziyaret insana bu gerçeği hatırlattığı için kabir ziyareti meşrû kılınmıştır. </span></strong></p><p><strong><span style="color: darkred">Hz.Peygamber'in "Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim" buyurması, ümmetinden kendisinden sonra gelecek olanları kendisiyle beraber ashabın görüp tanıma arzusunu ifade eder. Sahâbenin "Biz kardeşlerin değil miyiz?" sorusuna "Siz benim ashabım, dostlarımsınız" cevabını vermesi onların kıymetini ortaya koyar. İbni Abdülber, bu ve benzeri hadislerden hareketle, ümmetin gelecek nesilleri içinde bazı müslümanların Allah katında üstün mertebelerde olacağını, hatta onların bir kısmının bazı sahâbîlerden bile daha üstün olabileceğini söylemiş, kelâm ve akaid âlimlerinden bir kısmı da aynı görüşü benimsemişlerdir. Kâdî İyâz, sahâbîliğin Allah'ın o asırda yaşayıp müslüman olanlara bir lutfu olduğunu belirterek, onların her devirde gelen ve gelecek olan insanlardan daha faziletli olduklarını söyler ve âlimlerin çoğunun bu kanaatte olduğunu vurgular. Sahâbe-i kirâm, Hz.Peygamber'in "kardeşlerimiz" diye andığı mü'minleri nasıl tanıyacağını merak etmeleri üzerine Efendimiz: "onları yüzlerindeki nur, el ve ayaklarındaki parıltıdan" tanıyacağını belirterek, abdestin mahşerde mü'minlere sağlayacağı imkânı ortaya koymuştur. Bunu anlatırken de beliğ bir teşbihte bulunarak, doru atlar arasında alnı ak ve ayakları sekili atın tanınmasını örnek gösterir ki, bunu düşünen insan işin ne kadar kolay olduğunu anlar. Resûl-i Ekrem'in ümmetini Kevser havuzu başında karşılayacağını, bu hadisten bir kere daha anlamış olmaktayız. </span></strong><p style="text-align: left"><strong><span style="color: darkred">Hadisten Öğrendiklerimiz </span></strong><strong><span style="color: darkred">1. Kabristana gidildiğinde orada medfun bulunanlara selâm verilir. </span></strong></p> <p style="text-align: left"><strong><span style="color: darkred">2. Her canlı ölecek ve böylece sonrakiler öncekilere ölümden sonra kavuşacaktır. </span></strong></p> <p style="text-align: left"><strong><span style="color: darkred">3. Sahâbeden sonraki mü'minler de Peygamberimizin kardeşleridir. Kur'an'ın bildirdiği üzere ümmetin her ferdi diğerinin din kardeşidir. </span></strong></p> <p style="text-align: left"><strong><span style="color: darkred">4. Kıyamete kadar geçecek zaman içinde, ümmetin arasında çok faziletli ve üstün nitelikli insanlar bulunacaktır. </span></strong></p> <p style="text-align: left"><strong><span style="color: darkred">5. Abdest, insanın yüzünün nurlu, el ve ayaklarının parlak olmasını sağlar. Bu nitelikte olanlar, mahşer gününde kolayca tanınırlar. </span></strong></p> <p style="text-align: left"><strong><span style="color: darkred">6. Peygamberimiz'e cennette Kevser havuzu verilmiş olup, onun başına ilk önce kendileri gelecek ve ümmetini onun başında karşılayacaktır. </span></strong></p> <p style="text-align: left"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="alanyacan, post: 1598, member: 38"] [B][COLOR=darkred]6 Numaralı Hadis[/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]6. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem kabristana geldi ve: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]"Selâm size ey mü'minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız. Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim" dedi. Ashâb-ı kirâm: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]- Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]- "Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır" buyurdular. Bunun üzerine ashâb: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]- Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah'ın Resûlü? dediler. Peygamber Efendimiz: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]- "Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?" diye sordu. Sahâbe: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]- Evet, tanır, ey Allah'ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ: [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]"İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler. Ben havzın başına onlardan önce varacağım" buyurdular. [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]Müslim, Tahâret 39. Ayrıca bk. İbni Mâce, Zühd 36 [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]Açıklamalar [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]Peygamber Efendimiz'in uğradığı ifade edilen kabristan, Medine'deki meşhur Bakî Mezarlığı'dır. O, kabristana veya herhangi bir kabre uğradığında selâm verirdi. Oradaki ölülerin ziyaretçileri tanıdıklarını, konuştukları sözü ve verdikleri selâmı da idrak ettiklerini yine Efendimiz haber vermişlerdir: "Bir mü'min, dünyada iken tanıdığı bir mü'min kardeşinin kabrine uğrar ve selâm verirse, o kabirde bulunan kişi onu tanır ve selâmını alır" (Zebîdî, İthâfü's-sâde, X, 365). Bu sebeple aynen dirilere verildiği gibi, ölülere de selâm verilmesi, müslümanlar arasında sünnet temeline dayanan bir kuraldır. Nitekim Hz. Ömer bir kabristana gelip selâm vermiş ve Resûl-i Ekrem de böyle selâm verirdi demiştir. Bir şehre bir diyara selâm verilmesi, o şehir ve o diyarda olanlara selâm verilmesi anlamına gelir. Her canlı ölümü tadacağına göre, onlara er geç kavuşulacaktır. Kabirleri ziyaret insana bu gerçeği hatırlattığı için kabir ziyareti meşrû kılınmıştır. [/COLOR][/B] [B][COLOR=darkred]Hz.Peygamber'in "Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim" buyurması, ümmetinden kendisinden sonra gelecek olanları kendisiyle beraber ashabın görüp tanıma arzusunu ifade eder. Sahâbenin "Biz kardeşlerin değil miyiz?" sorusuna "Siz benim ashabım, dostlarımsınız" cevabını vermesi onların kıymetini ortaya koyar. İbni Abdülber, bu ve benzeri hadislerden hareketle, ümmetin gelecek nesilleri içinde bazı müslümanların Allah katında üstün mertebelerde olacağını, hatta onların bir kısmının bazı sahâbîlerden bile daha üstün olabileceğini söylemiş, kelâm ve akaid âlimlerinden bir kısmı da aynı görüşü benimsemişlerdir. Kâdî İyâz, sahâbîliğin Allah'ın o asırda yaşayıp müslüman olanlara bir lutfu olduğunu belirterek, onların her devirde gelen ve gelecek olan insanlardan daha faziletli olduklarını söyler ve âlimlerin çoğunun bu kanaatte olduğunu vurgular. Sahâbe-i kirâm, Hz.Peygamber'in "kardeşlerimiz" diye andığı mü'minleri nasıl tanıyacağını merak etmeleri üzerine Efendimiz: "onları yüzlerindeki nur, el ve ayaklarındaki parıltıdan" tanıyacağını belirterek, abdestin mahşerde mü'minlere sağlayacağı imkânı ortaya koymuştur. Bunu anlatırken de beliğ bir teşbihte bulunarak, doru atlar arasında alnı ak ve ayakları sekili atın tanınmasını örnek gösterir ki, bunu düşünen insan işin ne kadar kolay olduğunu anlar. Resûl-i Ekrem'in ümmetini Kevser havuzu başında karşılayacağını, bu hadisten bir kere daha anlamış olmaktayız. [/COLOR][/B][LEFT][B][COLOR=darkred]Hadisten Öğrendiklerimiz [/COLOR][/B][B][COLOR=darkred]1. Kabristana gidildiğinde orada medfun bulunanlara selâm verilir. 2. Her canlı ölecek ve böylece sonrakiler öncekilere ölümden sonra kavuşacaktır. 3. Sahâbeden sonraki mü'minler de Peygamberimizin kardeşleridir. Kur'an'ın bildirdiği üzere ümmetin her ferdi diğerinin din kardeşidir. 4. Kıyamete kadar geçecek zaman içinde, ümmetin arasında çok faziletli ve üstün nitelikli insanlar bulunacaktır. 5. Abdest, insanın yüzünün nurlu, el ve ayaklarının parlak olmasını sağlar. Bu nitelikte olanlar, mahşer gününde kolayca tanınırlar. 6. Peygamberimiz'e cennette Kevser havuzu verilmiş olup, onun başına ilk önce kendileri gelecek ve ümmetini onun başında karşılayacaktır. [/COLOR][/B] [/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Namaz Kılmak
namaz hadisleri 6
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst