Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mesnevi-i Nuriye
Mesnevi-i Nuriye 6. Ders - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 344950" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri - 36 - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmes</strong></p><p></p><p>[NOT]<span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong>DOKUZUNCU LEM’A:</strong> Bakınız, âlem-i arz ve bütün cüz’iyat üstünde hâtem-i ehadiyet bulunduğu gibi, dağınık neviler ve muhit unsurlar üstünde de aynen o hâtem-i ehadiyet bulunur. Evet, bir tarlaya tohum ekilmesinden anlaşılıyor ki, o tarla tohum sahibinin mülküdür. Ve o tohum da, o tarla sahibinin malıdır. Yani, o buna, bu da ona şehadet ediyorlar.</span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'">Kezalik, kâinattaki masnuat, tohum gibidir. Âlem ve anasır da tarla gibidir. Her iki tarafın lisan-ı halleriyle ettikleri şehadete göre, masnuatı ile âlem-i anasır, yani tohum ile tarla ve muhit ile muhat, hep bir Sâni-i Vâhidin yed-i tasarrufundadır. Demek ednâ bir mahlûka yapılan tasarruf-u hakikî ve zayıf bir mevcuda edilen tevcih-i rububiyet, âlem ve anâsır kabza-i tasarrufunda bulunan Zâta mahsus olduğu gibi, herhangi bir unsurun da tedvir ve tedbiri, bütün hayvanat ve nebatatı kabza-i rububiyetinde tutup terbiye eden aynen o Zâta mahsustur. İşte, hâtem-i tevhid dediğimiz budur. Eğer birşeye temellük etmeye niyetin varsa, meydana çık, kendini tecrübe et, bak ne söylüyorlar: En cüz’î bir fert, “Ancak nev’imi yaratan beni yaratabilir” diyor. Çünkü efrad arasında misliyet vardır. Ve arzın her tarafında dağınık bir surette bulunan en küçük bir nevi, “Beni yaratabilen ancak arzı yaratandır” söylüyor.</span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong>Arza bak, ne söylüyor:</strong> Sema ile aralarında alışverişi bulunduğu için, “Beni halk edebilen, ancak mecmû-u kâinatı halk eden Zâttır” diyor. Çünkü aralarında tesanüt vardır.</span></span>[/NOT]</p><p></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Üstad burda cüzde ve küllde olan vahdet tecellilerini tarla tohum misali ile akla yakınlaştırıyor. Tarla sahibi kim ise tohumun sahibi de odur. Tohum sahibi kim ise tarlanın sahibi de odur. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Kainattaki yaratılmış sanatlı herşeyde tohum gibidir. Alemide bir tarla olarak düşünürsek, tarla içinde bulunan herşey o tarla sahibine aittir. Ve herşeye ayrı ayrı baktığımızda sahibi kim ise, onların bulunduğu muhit olan tarla da aynı Zata aittir. İkisi birbirine delil oluyor. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Demekki en basit bir mahluk üzerinde yapılan tasarrufu gerçekleştiren Zat ile, o mahlukun bulunduğu mekanın tamamında da tasarruf eden aynı Zat olmalıdır. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">İnsan cüz'i iradesiyle, sönük aklıyla, malikini anlamak için verilmiş olan azaları, hissiyatlarıyla ortaya çıkıp temellük (sahiplenme) davasında bulunamaz. Çünkü kendisi gibi bir değil milyarlarca benzerleri var. O milyarlarca insanı kim yaratmışsa, kim terbiye ediyor ise, bir insanı yaratanda aynıdır, aynı Zat tarafından terbiye ediliyor. Ayrıca bir zerreyi sahiplenmeye kalkan, bütün zerreleri de sahiplenecek kudreti olması gerektir. Sonsuz zerrelere hükmünü geçiremeyen, birine de hükmünü geçiremez. Denizdeki damla bana ait diyenin, denizi de sahiplenecek kudrete malik olması gerektir. Damlanın üzerindeki güneşin bir tecellisini sahiplenen, güneşi de sahiplenecek kudrette olması gerektir, vs...</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Otuz İkinci Söz Birinci Mevkıfta bu hakikat, harikulade bir şekilde izah edilmiş. Dileyenler müracaat edebilirler. <strong><a href="http://www.sorularlarisale.com/index.php?s=modules/kulliyat&risale=115&sayfa=805" target="_blank">Sorularla Risale | Risale-i Nur Külliyatı | Otuz İkinci Söz</a></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 344950, member: 27"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri - 36 - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmes[/b] [NOT][SIZE=2][FONT=verdana][B]DOKUZUNCU LEM’A:[/B] Bakınız, âlem-i arz ve bütün cüz’iyat üstünde hâtem-i ehadiyet bulunduğu gibi, dağınık neviler ve muhit unsurlar üstünde de aynen o hâtem-i ehadiyet bulunur. Evet, bir tarlaya tohum ekilmesinden anlaşılıyor ki, o tarla tohum sahibinin mülküdür. Ve o tohum da, o tarla sahibinin malıdır. Yani, o buna, bu da ona şehadet ediyorlar. Kezalik, kâinattaki masnuat, tohum gibidir. Âlem ve anasır da tarla gibidir. Her iki tarafın lisan-ı halleriyle ettikleri şehadete göre, masnuatı ile âlem-i anasır, yani tohum ile tarla ve muhit ile muhat, hep bir Sâni-i Vâhidin yed-i tasarrufundadır. Demek ednâ bir mahlûka yapılan tasarruf-u hakikî ve zayıf bir mevcuda edilen tevcih-i rububiyet, âlem ve anâsır kabza-i tasarrufunda bulunan Zâta mahsus olduğu gibi, herhangi bir unsurun da tedvir ve tedbiri, bütün hayvanat ve nebatatı kabza-i rububiyetinde tutup terbiye eden aynen o Zâta mahsustur. İşte, hâtem-i tevhid dediğimiz budur. Eğer birşeye temellük etmeye niyetin varsa, meydana çık, kendini tecrübe et, bak ne söylüyorlar: En cüz’î bir fert, “Ancak nev’imi yaratan beni yaratabilir” diyor. Çünkü efrad arasında misliyet vardır. Ve arzın her tarafında dağınık bir surette bulunan en küçük bir nevi, “Beni yaratabilen ancak arzı yaratandır” söylüyor. [B]Arza bak, ne söylüyor:[/B] Sema ile aralarında alışverişi bulunduğu için, “Beni halk edebilen, ancak mecmû-u kâinatı halk eden Zâttır” diyor. Çünkü aralarında tesanüt vardır.[/FONT][/SIZE][/NOT] [FONT=verdana]Üstad burda cüzde ve küllde olan vahdet tecellilerini tarla tohum misali ile akla yakınlaştırıyor. Tarla sahibi kim ise tohumun sahibi de odur. Tohum sahibi kim ise tarlanın sahibi de odur. Kainattaki yaratılmış sanatlı herşeyde tohum gibidir. Alemide bir tarla olarak düşünürsek, tarla içinde bulunan herşey o tarla sahibine aittir. Ve herşeye ayrı ayrı baktığımızda sahibi kim ise, onların bulunduğu muhit olan tarla da aynı Zata aittir. İkisi birbirine delil oluyor. Demekki en basit bir mahluk üzerinde yapılan tasarrufu gerçekleştiren Zat ile, o mahlukun bulunduğu mekanın tamamında da tasarruf eden aynı Zat olmalıdır. İnsan cüz'i iradesiyle, sönük aklıyla, malikini anlamak için verilmiş olan azaları, hissiyatlarıyla ortaya çıkıp temellük (sahiplenme) davasında bulunamaz. Çünkü kendisi gibi bir değil milyarlarca benzerleri var. O milyarlarca insanı kim yaratmışsa, kim terbiye ediyor ise, bir insanı yaratanda aynıdır, aynı Zat tarafından terbiye ediliyor. Ayrıca bir zerreyi sahiplenmeye kalkan, bütün zerreleri de sahiplenecek kudreti olması gerektir. Sonsuz zerrelere hükmünü geçiremeyen, birine de hükmünü geçiremez. Denizdeki damla bana ait diyenin, denizi de sahiplenecek kudrete malik olması gerektir. Damlanın üzerindeki güneşin bir tecellisini sahiplenen, güneşi de sahiplenecek kudrette olması gerektir, vs... Otuz İkinci Söz Birinci Mevkıfta bu hakikat, harikulade bir şekilde izah edilmiş. Dileyenler müracaat edebilirler. [B][url=http://www.sorularlarisale.com/index.php?s=modules/kulliyat&risale=115&sayfa=805]Sorularla Risale | Risale-i Nur Külliyatı | Otuz İkinci Söz[/url][/B][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mesnevi-i Nuriye
Mesnevi-i Nuriye 6. Ders - Yardımlaşma Kanunu ve Rızkın Anında Yetişmesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst