Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Mektubat 8. Ders - Tasavvuf Meyvedir, Hakaik-i İslâmiye Gıdadır.
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 415292" data-attributes="member: 27"><p><span style="font-family: 'verdana'">[NOT]<strong>Öyle ise, Tarîk-i Nakşînin üç perdesi var:</strong></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong>Birisi ve en birincisi ve en büyüğü:</strong> Doğrudan doğruya hakaik-i imaniyeye hizmettir ki, İmam-ı Rabbânî de (r.a.) âhir zamanında ona sülûk etmiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong>İkincisi:</strong> Ferâiz-i diniyeye ve Sünnet-i Seniyyeye tarîkat perdesi altında hizmettir.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"><strong>Üçüncüsü: </strong>Tasavvuf yoluyla emrâz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalb ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vacip, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir.[/NOT]</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">Yani Nakşi tarikatının üç tarzı var. Bir önceki mesajdan bakılabilir. Birisi ve en birincisi ve en büyüğü ve İmam-ı Rabbani r.a. hazretlerinin son zamanlarında süluk ettiği <strong>Velayet-i Kübr</strong>a yoludur.</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'">İkincisi dinin farzlarına ve sünnet-i seniyyeye tarikat perdesi altında hizmet etmektir ki bu velayet-i vustadır. Birinci cümlede "doğrudan doğruya", ikinci cümlede ise "perde" ifadesinin kullanılması ilgi çekicidir. Diyebiliriz ki; velayet-i kübra yolu perdesizdir ve velayet-i vusta yolu perdelidir. Yani iki yol düşünelim, birinde engeller var hedefe varmak için (yani imani meselelerin inkişafından kinaye), diğerinde ise en ufak bir engel yok. </span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"> Üçüncüsü ise, tasavvuf yoluyla, kalbin marazlarını izaleye çalışmak, yani zikirlerle, virdlerle vs. kalbi tertemiz yapmak ve kalp ayağıyla ilerlemek. Bu yolda velayet-i suğra oluyor. Görüldüğü gibi bu yolda da kalp yalnız kalıyor. Kalben hiçbir sorun yok ama sadece kalbin marazlardan arınması, tek başına bu zamanın fitnelerine karşı koymaya yeterli midir ? Akıl da lazım gelmez mi ?</span></p><p><span style="font-family: 'verdana'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 415292, member: 27"] [FONT=verdana][NOT][B]Öyle ise, Tarîk-i Nakşînin üç perdesi var:[/B] [B]Birisi ve en birincisi ve en büyüğü:[/B] Doğrudan doğruya hakaik-i imaniyeye hizmettir ki, İmam-ı Rabbânî de (r.a.) âhir zamanında ona sülûk etmiştir. [B]İkincisi:[/B] Ferâiz-i diniyeye ve Sünnet-i Seniyyeye tarîkat perdesi altında hizmettir. [B]Üçüncüsü: [/B]Tasavvuf yoluyla emrâz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalb ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vacip, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir.[/NOT] Yani Nakşi tarikatının üç tarzı var. Bir önceki mesajdan bakılabilir. Birisi ve en birincisi ve en büyüğü ve İmam-ı Rabbani r.a. hazretlerinin son zamanlarında süluk ettiği [B]Velayet-i Kübr[/B]a yoludur. İkincisi dinin farzlarına ve sünnet-i seniyyeye tarikat perdesi altında hizmet etmektir ki bu velayet-i vustadır. Birinci cümlede "doğrudan doğruya", ikinci cümlede ise "perde" ifadesinin kullanılması ilgi çekicidir. Diyebiliriz ki; velayet-i kübra yolu perdesizdir ve velayet-i vusta yolu perdelidir. Yani iki yol düşünelim, birinde engeller var hedefe varmak için (yani imani meselelerin inkişafından kinaye), diğerinde ise en ufak bir engel yok. Üçüncüsü ise, tasavvuf yoluyla, kalbin marazlarını izaleye çalışmak, yani zikirlerle, virdlerle vs. kalbi tertemiz yapmak ve kalp ayağıyla ilerlemek. Bu yolda velayet-i suğra oluyor. Görüldüğü gibi bu yolda da kalp yalnız kalıyor. Kalben hiçbir sorun yok ama sadece kalbin marazlardan arınması, tek başına bu zamanın fitnelerine karşı koymaya yeterli midir ? Akıl da lazım gelmez mi ? [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Mektubat 8. Ders - Tasavvuf Meyvedir, Hakaik-i İslâmiye Gıdadır.
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst