Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Mektubat 3. Ders - Ölüm Son Değildir, Ölüm Nimettir..!
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 336560" data-attributes="member: 27"><p><strong>Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 32 - Ölüm Son Değildir, Ölüm Nimettir..!</strong></p><p></p><p>[NOT]<span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong>İkincisi:</strong> Dar, sıkıntılı, dağdağalı, zelzeleli dünya zindanından çıkarıp, vüs’atli, sürurlu, ıztırapsız, bâki bir hayata mazhariyetle, Mahbûb-u Bâkînin daire-i rahmetine girmektir.</span></span>[/NOT]</p><p></p><p>Dünya hayatında Allah'ın rahmetini tam hissedemiyoruz. Çünkü dünyada acı ile tatlı, iyi ile kötü, firaklar, zevaller, lezzetler, nur ile nar hepsi bir arada. Dünya hikmet ve imtihan yeri olduğundan tam bir lezzet burada mümkün olamıyor. Hayatın bu dağdağalarını, firaklarını, elemlerini, ıztırablarını bitiren ölüm bu açıdan bir nimettir. Çünkü ölümün ardında ebedi bir saadet var, ebedi kavuşmalar, ebedi lezzetler var. Darü'l hikmetten darü'l rahmete geçiştir ölüm, mü'min olarak ölene.</p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"> </span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'">[NOT]<strong>Üçüncüsü: </strong>İhtiyarlık gibi, şerâit-i hayatiyeyi ağırlaştıran birçok esbab vardır ki, mevti, hayatın pek fevkinde nimet olarak gösterir. Meselâ, sana ıztırap veren pek ihtiyar olmuş peder ve validenle beraber, ceddin cedleri, sefalet-i halleriyle senin önünde şimdi bulunsaydı, hayat ne kadar nikmet, mevt ne kadar nimet olduğunu bilecektin. Hem meselâ, güzel çiçeklerin âşıkları olan güzel sineklerin, kışın şedâidi içinde hayatları ne kadar zahmet ve ölümleri ne kadar rahmet olduğu anlaşılır.</span></span>[/NOT]</p><p></p><p>Ölümün bir nimet yönünü de buradan anlıyoruz, şöyle ki; İhtiyarlık, hayatı birçok yönden çekilmez hale getiriyor. Beli bükülen dedeler, elleri titreyen nineler, yürümekte zorlanan, konuşmakta zorlanan, mübarek ihtiyar ve ihtiyareleri görmeye hem insanın yüreği dayanmıyor hem de acıyı çeken ihtiyar açısından zor bir durum. Bir de dünyanın ilk insanından itibaren hiçbir insanın ölmediğini, bütün dedelerimizin ve ninelerimizin önümüzde hazır bulunduğunu farzetsek, o ihtiyar ve ihtiyarelerin ölümü istediği gibi, biz dahi onların bu halini görmektense, ölmelerinin nimet olduğunu anlıyacaktık. Çünkü elemin bitişi lezzettir. Ölüm mü'minlerin elemlerini bitiren bir mahluk.</p><p></p><p>Ve kışın fırtınaları, soğukları, yağmuru - çamuru içinde, bahar ve yazı şenlendiren yüzlerce tür börtü - böcek ve hayvanların hallerini görsek, onların ölümünün yaşamalarından daha ziyade nimet olduğunu biraz daha fazla kavrayabilirdik. </p><p></p><p></p><p>[NOT]<span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'verdana'"><strong>Dördüncüsü:</strong> Nevm, nasıl ki bir rahat, bir rahmet, bir istirahattir; hususan musibetzedeler, yaralılar, hastalar için. Öyle de, nevmin büyük kardeşi olan mevt dahi, musibetzedelere ve intihara sevk eden belâlarla müptelâ olanlar için ayn-ı nimet ve rahmettir. Amma ehl-i dalâlet için, müteaddit Sözlerde kat’î ispat edildiği gibi, mevt dahi hayat gibi nikmet içinde nikmet, azap içinde azaptır; o bahisten hariçtir.</span></span>[/NOT]</p><p></p><p></p><p>Uyku nasıl ki gündüzleri çalışıp yorulan insanlar için bir nimettir, istirahattir ve de rahmettir. Hatta bazen bir hasta ağrılarından uyuyamaz, acı çeker. Sonra bitkin düşüp uykuya dalar. Bilhassa böyle kişiler için uyku belki bütün ilaçlardan daha faideli bir nimettir denilebilir. Aynen bunun ölümde çekilmeyecek derecede ilerleyen musibetzedeler, hatta bazen çıldırıp intiharı düşünen ve deneyen musibetzedeler için bulunmaz bir nimettir. Hatta bazen hastalığı ilerlemiş ve hem kendi açısından hem de bakanlar açısından zor olan kişiler öldüğünde "çok çekti, kurtuldu" dendiği bile olur. </p><p></p><p>Ve burda bahsedilen ölümün nimet olması, sadece mü'minlere ve takva üzere yaşayanlara yöneliktir. Ömrünü sefahette geçirmiş, kafir veya münafık olarak ölenlerin ahireti azaplarla dolu olduğu gibi, ölümleri dahi azaptır.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 336560, member: 27"] [b]Cevap: Açıklamalı Risale Dersleri 32 - Ölüm Son Değildir, Ölüm Nimettir..![/b] [NOT][SIZE=2][FONT=verdana][B]İkincisi:[/B] Dar, sıkıntılı, dağdağalı, zelzeleli dünya zindanından çıkarıp, vüs’atli, sürurlu, ıztırapsız, bâki bir hayata mazhariyetle, Mahbûb-u Bâkînin daire-i rahmetine girmektir.[/FONT][/SIZE][/NOT] Dünya hayatında Allah'ın rahmetini tam hissedemiyoruz. Çünkü dünyada acı ile tatlı, iyi ile kötü, firaklar, zevaller, lezzetler, nur ile nar hepsi bir arada. Dünya hikmet ve imtihan yeri olduğundan tam bir lezzet burada mümkün olamıyor. Hayatın bu dağdağalarını, firaklarını, elemlerini, ıztırablarını bitiren ölüm bu açıdan bir nimettir. Çünkü ölümün ardında ebedi bir saadet var, ebedi kavuşmalar, ebedi lezzetler var. Darü'l hikmetten darü'l rahmete geçiştir ölüm, mü'min olarak ölene. [SIZE=2][FONT=verdana] [NOT][B]Üçüncüsü: [/B]İhtiyarlık gibi, şerâit-i hayatiyeyi ağırlaştıran birçok esbab vardır ki, mevti, hayatın pek fevkinde nimet olarak gösterir. Meselâ, sana ıztırap veren pek ihtiyar olmuş peder ve validenle beraber, ceddin cedleri, sefalet-i halleriyle senin önünde şimdi bulunsaydı, hayat ne kadar nikmet, mevt ne kadar nimet olduğunu bilecektin. Hem meselâ, güzel çiçeklerin âşıkları olan güzel sineklerin, kışın şedâidi içinde hayatları ne kadar zahmet ve ölümleri ne kadar rahmet olduğu anlaşılır.[/FONT][/SIZE][/NOT] Ölümün bir nimet yönünü de buradan anlıyoruz, şöyle ki; İhtiyarlık, hayatı birçok yönden çekilmez hale getiriyor. Beli bükülen dedeler, elleri titreyen nineler, yürümekte zorlanan, konuşmakta zorlanan, mübarek ihtiyar ve ihtiyareleri görmeye hem insanın yüreği dayanmıyor hem de acıyı çeken ihtiyar açısından zor bir durum. Bir de dünyanın ilk insanından itibaren hiçbir insanın ölmediğini, bütün dedelerimizin ve ninelerimizin önümüzde hazır bulunduğunu farzetsek, o ihtiyar ve ihtiyarelerin ölümü istediği gibi, biz dahi onların bu halini görmektense, ölmelerinin nimet olduğunu anlıyacaktık. Çünkü elemin bitişi lezzettir. Ölüm mü'minlerin elemlerini bitiren bir mahluk. Ve kışın fırtınaları, soğukları, yağmuru - çamuru içinde, bahar ve yazı şenlendiren yüzlerce tür börtü - böcek ve hayvanların hallerini görsek, onların ölümünün yaşamalarından daha ziyade nimet olduğunu biraz daha fazla kavrayabilirdik. [NOT][SIZE=2][FONT=verdana][B]Dördüncüsü:[/B] Nevm, nasıl ki bir rahat, bir rahmet, bir istirahattir; hususan musibetzedeler, yaralılar, hastalar için. Öyle de, nevmin büyük kardeşi olan mevt dahi, musibetzedelere ve intihara sevk eden belâlarla müptelâ olanlar için ayn-ı nimet ve rahmettir. Amma ehl-i dalâlet için, müteaddit Sözlerde kat’î ispat edildiği gibi, mevt dahi hayat gibi nikmet içinde nikmet, azap içinde azaptır; o bahisten hariçtir.[/FONT][/SIZE][/NOT] Uyku nasıl ki gündüzleri çalışıp yorulan insanlar için bir nimettir, istirahattir ve de rahmettir. Hatta bazen bir hasta ağrılarından uyuyamaz, acı çeker. Sonra bitkin düşüp uykuya dalar. Bilhassa böyle kişiler için uyku belki bütün ilaçlardan daha faideli bir nimettir denilebilir. Aynen bunun ölümde çekilmeyecek derecede ilerleyen musibetzedeler, hatta bazen çıldırıp intiharı düşünen ve deneyen musibetzedeler için bulunmaz bir nimettir. Hatta bazen hastalığı ilerlemiş ve hem kendi açısından hem de bakanlar açısından zor olan kişiler öldüğünde "çok çekti, kurtuldu" dendiği bile olur. Ve burda bahsedilen ölümün nimet olması, sadece mü'minlere ve takva üzere yaşayanlara yöneliktir. Ömrünü sefahette geçirmiş, kafir veya münafık olarak ölenlerin ahireti azaplarla dolu olduğu gibi, ölümleri dahi azaptır. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Risale Açıklamalı
Mektubat
Mektubat 3. Ders - Ölüm Son Değildir, Ölüm Nimettir..!
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst