Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Peygamberler ve Peygamberlerin Hayatı
Lokman Hekim..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 348361" data-attributes="member: 1023459"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">EY İNSAN TABİBLERİN DE TABİBİ VAR...</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Adam amansız bir derde tutulmuştu. Günden güne eriyip tükenmekte, artık Azrail Aleyhisselam’ın yolunu gözlemekteydi.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Gittiği bütün tabiplerden eli boş dönmüş, çaldığı her kapı yüzüne kapanmıştı. Yemeden içmeden kesilmiş, bir deri bir kemik kalmış, gözleri günlerdir uyku görmemişti. Bir tek, filan yerde bir hekim daha var, dedikleri vakit dizlerine biraz derman geliyor, son bir ümitle gidiyor ama oradan da bir çare bulamıyordu. Bütün hekimler ağız birliği etmişti sanki. Bu hastalığın çaresi yok, diyorlar, başka bir şey demiyorlardı.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Boynunu büküp kaderine razı olmaya çalıştığı sırada Lokman Hekim’i duydu. Kimsenin derdine çare bulamadığı hastalar onun elinden şifa buluyor, ölümün pençesinde kıvrananlar onun ilaçlarıyla yeniden doğmuş gibi oluyorlardı. O hekimlerin hekimiydi.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Adamın ne nefes almaya mecali vardı, ne de yürümeye takati. Dağların ardındaydı Lokman Hekim. Ama ne yapıp-edip, ölüm gelmeden bir de ona gitmeliydi.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Yol azığını, asasını, dostlarının dualarını aldı yola koyuldu. Mecali kalmayıp yere yığıldığı zamanlarda Lokman’ın şifalı elleriyle iyileşeceğini düşünerek tekrar kalktı. Her adımda dermana biraz daha yaklaştığını hissederek güç-kuvvet buldu. Yaklaştıkça ümidi arttı Lokman Hekim’e dualar etti, o olmasaydı ne yapardım diye düşündü, gülümsedi, yürüdü dağlar boyunca.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Lokman Hekim’in kapısına geldiğinde yolculuğunun yedinci günü bitmek üzereydi. Son bir gayretle kapının eşiğine geldi, oracığa yığıldı kaldı. Lokman Hekim onu içeri aldı, dinlenmesi için yer gösterdi. Adam kurtarıcısının yüzüne güldü, solgun dudaklarını kıpırdatıp, fısıltıyla dualar etti.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Hekimlerin Hekimi adamı muayene etti, sorular sordu, ne olduğunu anlamadığı bir şeyler yaptı. Sabaha doğru hastasını incelemeyi bırakıp alnındaki teri sildi, bir köşeye oturdu, düşünceye daldı. Adam gözlerini aralayıp yalvararak kurtarıcısına baktı. Bir güzel söz bekledi, bir ümit kırıntısı, yaşayacağına dair bir tek söz, bir tebessüm hiç olmazsa…</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Oturduğu yerden yavaşça doğruldu Lokman Hekim, hastasının elini tuttu, gözlerini gözlerine dikti. Adam yalvarırcasına bakmaya devam ediyor, gözleri yaşlı, nefesini tutmuş bekliyordu.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">— Evlat, dedi Hekimlerin Hocası, senin derdinin dermanı bende yok!</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">O anda zaman durdu sanki, hasta adam bir ah çekti, boynu yan tarafa düştü.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Öğleye doğru kendine geldi, zorlukla ayağa kalktı hiçbir şey söylemeden asasına dayanarak kapıdan çıkıp gitti. Nereye gittiğini bilmiyordu, nereye kadar gidebileceğini de… Burada, son ümidini de yok eden bu adamın yanında kalmak istemiyordu, o kadar. Ölüme gidiyordu adam.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Akşamüstüne kadar hiç durmadan yürüdü. Dizlerinde derman tükenince bir ağaca doğru sürünerek ilerledi, sırtını ağaca yasladı. O anda uyku hücum etti gözlerine, direndi. Gözleri kapanırsa bir daha açılmayacak gibi geliyordu. Biraz ilerideki koyun sürüsünü izlemeye başladı. Kuzulara baktı, annesinin etrafında oynaşan kuzulara. Gözünün önüne çocukları geldi, gözlerini aralamaya çalıştı. Peh, dedi, Lokman Hekim’miş, güya hocaların hocası!..</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Yolcu yanında kalan son ekmek parçasını da yemeye niyetlendi,lakin ekmek çok kuruydu.Vardı çobanın yanına gitti,Biraz süt istedi.Çoban adamın hasta halini görüp pek iç geçirdi peki dedi,Bir koyun kestirdi gözüne sütünü sağmak için..Fakat koyun inat eder sütünü sağdırmaz ,takdiri ilahi bu ya, çoban inat eder ve nihayetinde sağar zor da olsa sütü ve yolcuya verir.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Adamcağız son bir gayretle az ilerdeki suyun yanına varır,sütüne ekmeğini doğrar ve susuzluğunu gidermek için suya yanaşır.Kana kana içer suyu.Arkasını döndüğünde dehşet verici bir manzara ile karşılaşır,Koca bir yılan süt tasına kusmakta. .O kısa anda her duyguyu yaşar adamcağız,derken yılan yönünü çevirip gider adama dokunmadan.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Düşündü adam. Bu bir işaret miydi? Belki… Ölümü beklemek, ölüme gitmekten daha zordu. Sürünerek ak taşın yanına vardı, kararını verdi, yılanın kustuğu sütü içip ölecekti. Taşın üstündeki siyahlaşmış süt tasına baktı, bir an durakladı, sonra içiverdi. Lokman’mış, dedi, Lokman!.. Bir daha içti. Gözleri kapanıyordu, engel olmadı gözlerine, kuzulara baktı son kez, başı dönüyordu. Ak taşın üstüne yığılıp kaldı adam.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Güneşin ilk ışıklarıyla gözlerini açtı, etrafına bakındı. Akşam neler olmuştu? Ak taşa ilişti gözü, hatırlamaya çalıştı. Ölmeyi bile becerememişti.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Ağaca doğru yürüdü, eğilip asasını aldı, dönüp bir ak taşa, bir asaya baktı. Ama ağaca kadar asasına dayanmadan nasıl yürüyebilmişti? Nasıl olurdu bu? Kendini şöyle bir kontrol etti, nefes alıp verdi, bir başkalık vardı vücudunda, iyi hissediyordu kendini.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Köyüne doğru yürümeye başladı. Yürüdükçe açıldı, açıldıkça kendine geldi, asayı attı. Eskisi gibiydi. Sanki dün akşam sürünerek ölüme giden adam kendisi değildi. Elindeki çıkını fırlatıp attı, sevinç içinde köyüne, çocuklarına doğru koşmaya başladı.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">O anda Lokman Hekim aklına gelince durdu, dönüp geldiği yola baktı, kararını verdi, geri dönüp onu görecekti. Hani benim derdimin dermanı yoktu, hani sen hekimlerin hocasıydın, bak işte sapasağlamım diyecekti. Sen de tabipsin öyle mi, hadi canım!.. Bak bir yılanın zehri… Yok yok, söylemeyecekti nasıl iyileştiğini, bilmesin di o kendini hekim zanneden adam. Lokman Hekim’le nasıl alay edeceğini düşündükçe dizleri daha bir kuvvetleniyor, adımları hızlanıyor, vücudu biraz daha canlanıyordu.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Lokman Hekim’in evinin önüne gelip durdu. Bu defa başkaydı, eşiğe baktı, kahkaha attı, var gücüyle kapıyı çalmaya başladı. Lokman’mış, dedi bir kez daha, daha hızlı çaldı kapıyı. Lokman kapıyı açtı nihayet, içeriye buyur etti. Adam kapıyı omuzlarcasına girdi içeri.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">— Bak, diyordu vücudunu göstererek, oradan oraya zıplıyor, yerinde duramıyor, hey Lokman Hekim, diyordu, bütün dertlerin dermanı varmış sende! Bir de beni muayene etsen, hocaların hocası, hah hah ha…</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Lokman Hekim adama yaklaştı, omuzlarından tuttu, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme, tane tane konuşmaya başladı:</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">—Ah evlat ah, senin derdinin dermanı bende yok dedim, ben nereden bulaydım 1000 yıllık karayılanın zehrini,100 yaşındaki kara koyunun sütünü, kendi rızasıyla nasıl yaptırsaydım bunları o hayvanata.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Adam şaşırmıştı, gözlerini yerden kaldıramıyordu, ellerine sarıldı Lokman Hekim’in, af diledi yüreği yanarak.</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222"></span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><strong><span style="font-size: 15px"><span style="color: #B22222">Dermanın sahibini bilmişti adam. Gerçek derdi bilmişti…</span></span></strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 348361, member: 1023459"] [FONT=Comic Sans MS][B][SIZE=4][COLOR="#B22222"]EY İNSAN TABİBLERİN DE TABİBİ VAR... Adam amansız bir derde tutulmuştu. Günden güne eriyip tükenmekte, artık Azrail Aleyhisselam’ın yolunu gözlemekteydi. Gittiği bütün tabiplerden eli boş dönmüş, çaldığı her kapı yüzüne kapanmıştı. Yemeden içmeden kesilmiş, bir deri bir kemik kalmış, gözleri günlerdir uyku görmemişti. Bir tek, filan yerde bir hekim daha var, dedikleri vakit dizlerine biraz derman geliyor, son bir ümitle gidiyor ama oradan da bir çare bulamıyordu. Bütün hekimler ağız birliği etmişti sanki. Bu hastalığın çaresi yok, diyorlar, başka bir şey demiyorlardı. Boynunu büküp kaderine razı olmaya çalıştığı sırada Lokman Hekim’i duydu. Kimsenin derdine çare bulamadığı hastalar onun elinden şifa buluyor, ölümün pençesinde kıvrananlar onun ilaçlarıyla yeniden doğmuş gibi oluyorlardı. O hekimlerin hekimiydi. Adamın ne nefes almaya mecali vardı, ne de yürümeye takati. Dağların ardındaydı Lokman Hekim. Ama ne yapıp-edip, ölüm gelmeden bir de ona gitmeliydi. Yol azığını, asasını, dostlarının dualarını aldı yola koyuldu. Mecali kalmayıp yere yığıldığı zamanlarda Lokman’ın şifalı elleriyle iyileşeceğini düşünerek tekrar kalktı. Her adımda dermana biraz daha yaklaştığını hissederek güç-kuvvet buldu. Yaklaştıkça ümidi arttı Lokman Hekim’e dualar etti, o olmasaydı ne yapardım diye düşündü, gülümsedi, yürüdü dağlar boyunca. Lokman Hekim’in kapısına geldiğinde yolculuğunun yedinci günü bitmek üzereydi. Son bir gayretle kapının eşiğine geldi, oracığa yığıldı kaldı. Lokman Hekim onu içeri aldı, dinlenmesi için yer gösterdi. Adam kurtarıcısının yüzüne güldü, solgun dudaklarını kıpırdatıp, fısıltıyla dualar etti. Hekimlerin Hekimi adamı muayene etti, sorular sordu, ne olduğunu anlamadığı bir şeyler yaptı. Sabaha doğru hastasını incelemeyi bırakıp alnındaki teri sildi, bir köşeye oturdu, düşünceye daldı. Adam gözlerini aralayıp yalvararak kurtarıcısına baktı. Bir güzel söz bekledi, bir ümit kırıntısı, yaşayacağına dair bir tek söz, bir tebessüm hiç olmazsa… Oturduğu yerden yavaşça doğruldu Lokman Hekim, hastasının elini tuttu, gözlerini gözlerine dikti. Adam yalvarırcasına bakmaya devam ediyor, gözleri yaşlı, nefesini tutmuş bekliyordu. — Evlat, dedi Hekimlerin Hocası, senin derdinin dermanı bende yok! O anda zaman durdu sanki, hasta adam bir ah çekti, boynu yan tarafa düştü. Öğleye doğru kendine geldi, zorlukla ayağa kalktı hiçbir şey söylemeden asasına dayanarak kapıdan çıkıp gitti. Nereye gittiğini bilmiyordu, nereye kadar gidebileceğini de… Burada, son ümidini de yok eden bu adamın yanında kalmak istemiyordu, o kadar. Ölüme gidiyordu adam. Akşamüstüne kadar hiç durmadan yürüdü. Dizlerinde derman tükenince bir ağaca doğru sürünerek ilerledi, sırtını ağaca yasladı. O anda uyku hücum etti gözlerine, direndi. Gözleri kapanırsa bir daha açılmayacak gibi geliyordu. Biraz ilerideki koyun sürüsünü izlemeye başladı. Kuzulara baktı, annesinin etrafında oynaşan kuzulara. Gözünün önüne çocukları geldi, gözlerini aralamaya çalıştı. Peh, dedi, Lokman Hekim’miş, güya hocaların hocası!.. Yolcu yanında kalan son ekmek parçasını da yemeye niyetlendi,lakin ekmek çok kuruydu.Vardı çobanın yanına gitti,Biraz süt istedi.Çoban adamın hasta halini görüp pek iç geçirdi peki dedi,Bir koyun kestirdi gözüne sütünü sağmak için..Fakat koyun inat eder sütünü sağdırmaz ,takdiri ilahi bu ya, çoban inat eder ve nihayetinde sağar zor da olsa sütü ve yolcuya verir. Adamcağız son bir gayretle az ilerdeki suyun yanına varır,sütüne ekmeğini doğrar ve susuzluğunu gidermek için suya yanaşır.Kana kana içer suyu.Arkasını döndüğünde dehşet verici bir manzara ile karşılaşır,Koca bir yılan süt tasına kusmakta. .O kısa anda her duyguyu yaşar adamcağız,derken yılan yönünü çevirip gider adama dokunmadan. Düşündü adam. Bu bir işaret miydi? Belki… Ölümü beklemek, ölüme gitmekten daha zordu. Sürünerek ak taşın yanına vardı, kararını verdi, yılanın kustuğu sütü içip ölecekti. Taşın üstündeki siyahlaşmış süt tasına baktı, bir an durakladı, sonra içiverdi. Lokman’mış, dedi, Lokman!.. Bir daha içti. Gözleri kapanıyordu, engel olmadı gözlerine, kuzulara baktı son kez, başı dönüyordu. Ak taşın üstüne yığılıp kaldı adam. Güneşin ilk ışıklarıyla gözlerini açtı, etrafına bakındı. Akşam neler olmuştu? Ak taşa ilişti gözü, hatırlamaya çalıştı. Ölmeyi bile becerememişti. Ağaca doğru yürüdü, eğilip asasını aldı, dönüp bir ak taşa, bir asaya baktı. Ama ağaca kadar asasına dayanmadan nasıl yürüyebilmişti? Nasıl olurdu bu? Kendini şöyle bir kontrol etti, nefes alıp verdi, bir başkalık vardı vücudunda, iyi hissediyordu kendini. Köyüne doğru yürümeye başladı. Yürüdükçe açıldı, açıldıkça kendine geldi, asayı attı. Eskisi gibiydi. Sanki dün akşam sürünerek ölüme giden adam kendisi değildi. Elindeki çıkını fırlatıp attı, sevinç içinde köyüne, çocuklarına doğru koşmaya başladı. O anda Lokman Hekim aklına gelince durdu, dönüp geldiği yola baktı, kararını verdi, geri dönüp onu görecekti. Hani benim derdimin dermanı yoktu, hani sen hekimlerin hocasıydın, bak işte sapasağlamım diyecekti. Sen de tabipsin öyle mi, hadi canım!.. Bak bir yılanın zehri… Yok yok, söylemeyecekti nasıl iyileştiğini, bilmesin di o kendini hekim zanneden adam. Lokman Hekim’le nasıl alay edeceğini düşündükçe dizleri daha bir kuvvetleniyor, adımları hızlanıyor, vücudu biraz daha canlanıyordu. Lokman Hekim’in evinin önüne gelip durdu. Bu defa başkaydı, eşiğe baktı, kahkaha attı, var gücüyle kapıyı çalmaya başladı. Lokman’mış, dedi bir kez daha, daha hızlı çaldı kapıyı. Lokman kapıyı açtı nihayet, içeriye buyur etti. Adam kapıyı omuzlarcasına girdi içeri. — Bak, diyordu vücudunu göstererek, oradan oraya zıplıyor, yerinde duramıyor, hey Lokman Hekim, diyordu, bütün dertlerin dermanı varmış sende! Bir de beni muayene etsen, hocaların hocası, hah hah ha… Lokman Hekim adama yaklaştı, omuzlarından tuttu, dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme, tane tane konuşmaya başladı: —Ah evlat ah, senin derdinin dermanı bende yok dedim, ben nereden bulaydım 1000 yıllık karayılanın zehrini,100 yaşındaki kara koyunun sütünü, kendi rızasıyla nasıl yaptırsaydım bunları o hayvanata. Adam şaşırmıştı, gözlerini yerden kaldıramıyordu, ellerine sarıldı Lokman Hekim’in, af diledi yüreği yanarak. Dermanın sahibini bilmişti adam. Gerçek derdi bilmişti…[/COLOR][/SIZE][/B][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Peygamberler ve Peygamberlerin Hayatı
Lokman Hekim..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst