Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Lahika Analizi 63. Kastamonu Lahikası 37.Mektup
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="kenz-i mahfi" data-source="post: 407433" data-attributes="member: 1024011"><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Kur’andaki tekrarın mühim hikmetlerinden biri de herkesin her vakit bütün Kur’anı okuyamadığından hasıl olan eksikliğin giderilmesidir. Bu husus Mesnevi-i Nuriye’de şöyle anlatılmaktadır. “Kur’an bütün beşerin tabakatına hitab ve deva olduğu gibi, zeki-gabi, taki-şaki, zahid-gayr-i zahid, bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlahiyeye mahzar ve bu eczahane-i Rahmaniyeden ilaç almaya hakları vardır. Halbuki Kur’an’ı tamamen veya daima okumak herkese müyesser değildir. Bunun için, lüzumlu olan maksadlar, hüccetler bilhassa uzun surelerde tekrar edilmiştir ki her bir sure hemen hemen bir küçük Kur’an hükmünde olsun ki herkes suhuletle istediği vakit istediği sureyi okumakla tam Kur’an’ın sevabını kazanabilsin.” İşte bu hikmete binaen Kur’an çok tekrarlar yapmıştır. Bu husus Risalelerde vardır. Zira Üstad Bediüzzaman Said Nursi bu hususun Risalelerin ekser yerinde de aynen cereyan ettiğini beyan etmiştir. “Neden bana bunlar unutturulmuş? Tekrar yazdırılmış?” demesindeki hikmet ise eserleri kendi yazmadığı belki ona yazdırıldığı içindir. Eğer kendi yazsaydı “neden unuttum” veya “niçin tekrar yazdım?” demesi lazımdır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Sözler’de “tekrar-ı ayet; tekerrür-ü ihtiyaçtan ileri gelmiş ve o ihtiyaca işaret ederek uyandırıp teşvik etmek, hem iştiyakı ve iştihayı tahrik etmek için tekrar eder” </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Bu tekrarlarla beraber görünüşte aynı yerlerin tekrarı gibi olduğu halde her bir makamda ayrı bir maksat için tekrar edilmiştir. Yani makamın iktizasına göre hangi surede zikredilmişse o surenin ruhuyla alakadar bir şekilde tekrarlar yapılmıştır. Yoksa tekrar edilen meseleler birbirinin aynı değildir. Bunu şöyle izah etmiştir: “Bununla beraber, sureten tekrardır. Fakat, manen her bir ayetin çok manaları, çok faideleri, çok vücuh ve tabakatı vardır. Her bir makamda ayrı bir mana ve faide ve maksatlar için zikrediliyor.”</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Risale-i Nur’daki tekrarlarda da aynen bu hikmet vardır. Aynı risale veya aynı bahis pek çok kitaplarda geçmekte olduğu halde, geçtiği Risale veya kitabın ruhuyla alakadar bir manada zikredilmektedir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Bu tekrarlar içinde insana en çok lazım olan şeyleri tekrar etmektedir. Bu mektubda dikkati çeken husus ise “Kıssa-i Musa”nın tekrarındaki hikmetlerdir. Kıssa-i Musa’nın tekrarındaki hikmetleri “Kur’an’da çok tekrar edilen kıssa-i Musa Aleyhisselam’ın cümleleri ve cüzleridir ki, her bir cümlesi, hatta her bir cüz’ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor.” Burada nazar-ı dikkati celbeden husus “düstur-u külli” ifadesidir. Düstur-u külli ifadesi, her zaman herkesin ihtiyaç duyduğu ve pek çok şeyde tatbik edilebilecek düsturlardır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Kur’andaki tekrarların hikmetinden bahsedilirken “Bazısına insan her nefes muhtaç olur.” (Cisme Hava, ruha Hû gibi) bazısına her saat (Bismillah gibi) ve hakeza…” denilmiştir. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Kur’an’daki tekrarlardaki hikmetlerin aynının risalelerdeki tekrarlarda da cereyan etmesinden dolayı bunun bir ikram-ı İlahi olduğundan dolayıdır. Risalelerdeki tekrarın aslında gereksiz bir durum olmadığını, aksine çok özel bir ikram-ı İlahi ve bir inayet-i Rabbaniye olduğu görülmektedir. Üstad hazretleri çok yerlerde kendisi de ifade etmiştir ki: Risaleler kendi iradesi ile, bilgisi ile öğrendikleri ile yazılmamıştır. Yazdırılması esnasında yanında olan talebeleri bu durumu şu şekilde anlatmaktadırlar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">“Üstad hazretleri abdest alır, ayağa kalkar, kıbleye döner, başlarmış anlatmaya…” Yine Şamlı Hafız Tevfik’in ifadesiyle “Sanki üstad bir yere bakıp oradan okuyor gibi süratle söyler, biz de süratle yazardık” Üstad hazretleri çok hızlı bir şekilde söylediğinde ve katipler de çok hızlı bir şekilde yazdıklarından, bu eserlerin bir insanın düşünüşü olmadığı, bilakis başka bir irade ile yazdırıldığı anlaşılmaktadır. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="font-family: 'Palatino Linotype'">Madem ki işin içinde bir irade var, o irade risalelerin nasıl olmasını iktiza ediyorsa öyle kalmalıdır. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri dahi bunları sonradan düzeltmeye muktedir değildir. Bu hayatta olan bütün talebeleri tarafından bilinmektedir. Ne yazık ki, şımarık bazı insanlar bu hususu göz ardı edip, dünyada bazı şeylerde muvaffak olmaları neticesinde ilham eseri olarak yazılan risaleler üzerinde tasarruf etmek ahmaklığını gösterecek kadar şuursuzca hareket etmeyi hizmet sayıyorlar. Risalelerin asliyetini muhafaza etmek “sadakattir” Bunun aksini yapmak ise ancak “sadakatsiz” ve “su-i niyet” sahibi olanların işidir. Zübeyir Gündüzalp, bu şekilde beyan etmiştir. Risaleleri her kim olursa olsun sadeleştiriyorsa o kişi sadakatsiz ve su-i niyet sahibi kimse veya kimselerdir. Nurun mühim bir erkanı böyle hükmetmiştir. Risaleler anlaşılmıyor fikri, zındıkların serişte ettikleri bir sözdür. Maalesef bazı enaniyetlilerin enaniyetlerinin okşanılması neticesinde “siz daha iyi biliyorsunuz, siz daha iyisini yapabilirsiniz” gibi oyunlara gelinmiştir.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="kenz-i mahfi, post: 407433, member: 1024011"] [SIZE=4][FONT=Palatino Linotype]Kur’andaki tekrarın mühim hikmetlerinden biri de herkesin her vakit bütün Kur’anı okuyamadığından hasıl olan eksikliğin giderilmesidir. Bu husus Mesnevi-i Nuriye’de şöyle anlatılmaktadır. “Kur’an bütün beşerin tabakatına hitab ve deva olduğu gibi, zeki-gabi, taki-şaki, zahid-gayr-i zahid, bütün insan tabakaları şu hitab-ı İlahiyeye mahzar ve bu eczahane-i Rahmaniyeden ilaç almaya hakları vardır. Halbuki Kur’an’ı tamamen veya daima okumak herkese müyesser değildir. Bunun için, lüzumlu olan maksadlar, hüccetler bilhassa uzun surelerde tekrar edilmiştir ki her bir sure hemen hemen bir küçük Kur’an hükmünde olsun ki herkes suhuletle istediği vakit istediği sureyi okumakla tam Kur’an’ın sevabını kazanabilsin.” İşte bu hikmete binaen Kur’an çok tekrarlar yapmıştır. Bu husus Risalelerde vardır. Zira Üstad Bediüzzaman Said Nursi bu hususun Risalelerin ekser yerinde de aynen cereyan ettiğini beyan etmiştir. “Neden bana bunlar unutturulmuş? Tekrar yazdırılmış?” demesindeki hikmet ise eserleri kendi yazmadığı belki ona yazdırıldığı içindir. Eğer kendi yazsaydı “neden unuttum” veya “niçin tekrar yazdım?” demesi lazımdır. Sözler’de “tekrar-ı ayet; tekerrür-ü ihtiyaçtan ileri gelmiş ve o ihtiyaca işaret ederek uyandırıp teşvik etmek, hem iştiyakı ve iştihayı tahrik etmek için tekrar eder” Bu tekrarlarla beraber görünüşte aynı yerlerin tekrarı gibi olduğu halde her bir makamda ayrı bir maksat için tekrar edilmiştir. Yani makamın iktizasına göre hangi surede zikredilmişse o surenin ruhuyla alakadar bir şekilde tekrarlar yapılmıştır. Yoksa tekrar edilen meseleler birbirinin aynı değildir. Bunu şöyle izah etmiştir: “Bununla beraber, sureten tekrardır. Fakat, manen her bir ayetin çok manaları, çok faideleri, çok vücuh ve tabakatı vardır. Her bir makamda ayrı bir mana ve faide ve maksatlar için zikrediliyor.” Risale-i Nur’daki tekrarlarda da aynen bu hikmet vardır. Aynı risale veya aynı bahis pek çok kitaplarda geçmekte olduğu halde, geçtiği Risale veya kitabın ruhuyla alakadar bir manada zikredilmektedir. Bu tekrarlar içinde insana en çok lazım olan şeyleri tekrar etmektedir. Bu mektubda dikkati çeken husus ise “Kıssa-i Musa”nın tekrarındaki hikmetlerdir. Kıssa-i Musa’nın tekrarındaki hikmetleri “Kur’an’da çok tekrar edilen kıssa-i Musa Aleyhisselam’ın cümleleri ve cüzleridir ki, her bir cümlesi, hatta her bir cüz’ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor.” Burada nazar-ı dikkati celbeden husus “düstur-u külli” ifadesidir. Düstur-u külli ifadesi, her zaman herkesin ihtiyaç duyduğu ve pek çok şeyde tatbik edilebilecek düsturlardır. Kur’andaki tekrarların hikmetinden bahsedilirken “Bazısına insan her nefes muhtaç olur.” (Cisme Hava, ruha Hû gibi) bazısına her saat (Bismillah gibi) ve hakeza…” denilmiştir. Kur’an’daki tekrarlardaki hikmetlerin aynının risalelerdeki tekrarlarda da cereyan etmesinden dolayı bunun bir ikram-ı İlahi olduğundan dolayıdır. Risalelerdeki tekrarın aslında gereksiz bir durum olmadığını, aksine çok özel bir ikram-ı İlahi ve bir inayet-i Rabbaniye olduğu görülmektedir. Üstad hazretleri çok yerlerde kendisi de ifade etmiştir ki: Risaleler kendi iradesi ile, bilgisi ile öğrendikleri ile yazılmamıştır. Yazdırılması esnasında yanında olan talebeleri bu durumu şu şekilde anlatmaktadırlar. “Üstad hazretleri abdest alır, ayağa kalkar, kıbleye döner, başlarmış anlatmaya…” Yine Şamlı Hafız Tevfik’in ifadesiyle “Sanki üstad bir yere bakıp oradan okuyor gibi süratle söyler, biz de süratle yazardık” Üstad hazretleri çok hızlı bir şekilde söylediğinde ve katipler de çok hızlı bir şekilde yazdıklarından, bu eserlerin bir insanın düşünüşü olmadığı, bilakis başka bir irade ile yazdırıldığı anlaşılmaktadır. Madem ki işin içinde bir irade var, o irade risalelerin nasıl olmasını iktiza ediyorsa öyle kalmalıdır. Bu hususta Bediüzzaman Hazretleri dahi bunları sonradan düzeltmeye muktedir değildir. Bu hayatta olan bütün talebeleri tarafından bilinmektedir. Ne yazık ki, şımarık bazı insanlar bu hususu göz ardı edip, dünyada bazı şeylerde muvaffak olmaları neticesinde ilham eseri olarak yazılan risaleler üzerinde tasarruf etmek ahmaklığını gösterecek kadar şuursuzca hareket etmeyi hizmet sayıyorlar. Risalelerin asliyetini muhafaza etmek “sadakattir” Bunun aksini yapmak ise ancak “sadakatsiz” ve “su-i niyet” sahibi olanların işidir. Zübeyir Gündüzalp, bu şekilde beyan etmiştir. Risaleleri her kim olursa olsun sadeleştiriyorsa o kişi sadakatsiz ve su-i niyet sahibi kimse veya kimselerdir. Nurun mühim bir erkanı böyle hükmetmiştir. Risaleler anlaşılmıyor fikri, zındıkların serişte ettikleri bir sözdür. Maalesef bazı enaniyetlilerin enaniyetlerinin okşanılması neticesinde “siz daha iyi biliyorsunuz, siz daha iyisini yapabilirsiniz” gibi oyunlara gelinmiştir.[/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Lahika Analizi
Lahika Analizi 63. Kastamonu Lahikası 37.Mektup
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst