"Kur’ân-ı Hakîm, şu Kur’ân-ı Azîm-i Kâinatın en beliğ bir tercümanıdır."

Livza

Well-known member
"Kur’ân-ı Hakîm, şu Kur’ân-ı Azîm-i Kâinatın en beliğ bir tercümanıdır." izah eder misiniz?
Tercüme: Bir sözü bir dilden başka bir dile çevirmek; bir lügatı, bilinen diğer bir lügata çevirerek anlatmaktır.
Demek kâinat, müctemian ve münferiden bizlere bir şeyler anlatmakta ve kulağımıza bir şeyler fısıldamakta; bizler ise onların konuşmaları ve sözlerini anlayamamaktayız. Bir sinekten tutun, galaksilere kadar her bir mahluk kendine mahsus bir lisanla konuşmakta; insan ise o dillere yabancılığından dolayı bu sözlerin manasını anlayamamaktadır.
İşte Kur’an, anlayamadığımız bu lügatları bizlere tercüme etmekte ve bu haysiyetle de Tercüme-i Ezeli unvanını almaktadır.
Dilerseniz, bir sivrisineğin sesine biraz kulak vererek bu meseleyi biraz daha iyi anlayalım:
Başımızın üstünde vız vız diyerek dönüp duran o sivrisinek, kendine mahsus bir lisan ile bizlere şöyle demektedir: “Bana bakın, yaratılışıma dikkat edin! Bakın, ben ne kadar mükemmel yaratılmışım, azalarım nasıl da hikmetle takılmış... Acaba bütün insanlar ve cinler bir araya gelse ve toplansa beni böyle hikmetli bir şekilde yaratabilir mi? Hatta bırakın beni yaratmayı, acaba bana sadece kanat takabilir mi? Ya da ben onlardan bir şeyler alsam, aldığımı benden geri alabilirler mi? Elbette hayır... O halde beni bu basit sebepler ve aciz kanunlar yaratamaz. Beni ancak öyle bir zat yaratabilir ki, hükmü bütün kâinata geçer, kudreti her şeyin üstündedir, ilmi her şeye nüfuz eder, her şeyin dizgini onun elinde ve her şeyin anahtarı onun yanındadır...
İşte bir sinek, kendi yaratılışındaki acayib-i sanatı göstererek Allah’ın varlığını haykırmaktadır. Lakin bizler, sineğin bu konuşmasını ve haykırışını anlayamamaktayız. Kur’an ise sineğin mezkûr sözlerini şu ayetiyle bizlere ders vermekte, adeta sineğin sözlerini tercüme etmektedir:
“Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, şimdi ona iyi kulak verin: Allah'ı bırakıp da taptıklarınız bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa onu da kurtaramazlar. İsteyen de aciz, istenen de acizdir.” (Hac 73)

İşte misalimizdeki sinek gibi her bir mahluk vücud-u ilahiyyeyi, vahdaniyet-i sübhaniyeyi ve diğer iman ve İslam hakikatlerini ders vermekte ve adeta her bir mahluk, lisanlarını anlayabilenlere bir muallim hükmüne geçmektedir. Kur’an ise onların sözlerini anlayamayan bizlere onların sözlerini tercüme etmekte ve kâinat ile bizler arasında bir tercümanlık vazifesi görmektedir.


sorularlarisale
 
Üst