Kudsi Hadisler ve Şerhleri - Kim Benim Birini Bağışlamayacağım Üzere Yemin Eder...? Hadisi

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Kudsi Hadisler ve Şerhleri - Kim Benim Birini Bağışlamayacağım Üzere Yemin Eder...? Hadisi

Bu hadis Müslim, Sahih'inde İnsanın, Allah'ın Rahmetinden Ümitsiz Hale Getirilmesi babında rivayet etmiştir.

Suveyd ibnu Sald'in Mu'temiribni Süleyman'dan, onun da babasından, onun da Ebu îmran el-Cezvl'den, onun Cundeb Radıyallahü Anh'den rivayetine göre

Resulullah Aleyhisselâm bir adamın:


[NOT]'Allah'a yemin olsun ki Allah filancayı bağışlamaz! dediğini, Allahü Teala'nın da şöyle buyurduğunu bildirdi.'[/NOT]


"Kim Benim birini mağfiret etmeyeceğim üzere yemin ederse kastettiği kişiyi bağışlar kendisinin amelini ise boşa çıkarırım." dedi.

Veya buna benzer şekilde buyurdu. [9]


Müslim: Birr : 137
Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler,
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Kudsi Hadisler ve Şerhleri - Kim Benim Birini Bağışlamayacağım Üzere Yemin Eder...? Hadisi

Hadîsin Şerhi


Bu Hadisin şerhinde Nevevî:

"Bu hadiste Ehli Sünnet mezhebinin, Allah'ın, kul tevbe, etmemiş olsa bile, onun günahlarını bağışlamasının mümkün olduğuna dair görüşüne delalet vardır"


demiştir.

Mutezile bu hadisi, büyük günahların kişinin sevablannı boşa çıkaracağına dair görüşlerine delil saymışlardır, .Ehli Sünnet'e göre ise kulun iyilikleri ancak küfür dolayısıyla boşa çıkar.

Hadiste sözü geçen adamın iyiliklerinin boşa çıkmasının sebebi ise, bu iyiliklerinin, yaptığı kötülükler karşısında değiştirilmesidir.

Bu da ihbat-ı mecazî (yani amellerin mecazî olarak boşa çıkarılması) olarak adlandırılmıştır.

Ayrıca bu adamın küfrünü gerektirecek bir başka işinin olması da mümkündür. Yine bunun bizden öncekilerin şeriatlarına göre geçerli bir durum olması da muhtemeldir. [10]


[10] Nevevî'nin Sahih-i Müslim Şerhi
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Kudsi Hadisler ve Şerhleri - Kim Benim Birini Bağışlamayacağım Üzere Yemin Eder...? Hadisi



Yukarıdaki hadisin bir benzerini Ebu Davud Sünen'inde "Taşkınlıktan Alıkoymak" babında, C.4,s.215'te daha uzun bir lafızla rivayet etmiştir.

Orada bir kıssa anlatılmaktadır. Bu rivayet, senediyle birlikte şöyledir:

Muhammed ibnu's-Sabah ibni Süfyan Aliyyu'bnu Sabit'ten, o da îkrime ibnu Ammar'dan, o da Damdam ibnu Cevs'den, o da Ebu Hureyre Radıyallahü Anh'den Resulullah Aleyhisselâm'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

Israiloğullarından iki kişi birbirleriyle kardeşle sinişlerdi.

Bunlardan biri günah işler diğeri de ibadet için gayret sarfederdi.

îbadete düşkün olan diğerini daima günah üzere görür ve
"Günahları bırak" derdi.

Bunun üzerine adam "Beni Rabbimle baş başa bırak, sen benim üzerime gözetici olarak mı gönderildin?" derdi.

Bunun üzerine birincisi "Allah'a yemin olsun ki, Allah seni bağışlamaz, yahut cennetine sokmaz" derdi.

Allah her ikisinin de canını aldı. Bunlar Alemlerin Rahbinin huzurunda biraraya geldiler.

Allahü Teala ibadete düşkün olana "Sen Beni biliyor muydun, yahut sen Benim elimde olan üzerinde tasarrufta bulunma gücüne sahip miydin?" diye sordu.

Sonra günahkara "Git, Benim rahmetimle cennete gir"dedi. ibadete düşkün olan için de;

"onu cehenneme atın"

diye buyurdu."

Ebu Hureyre Radıyallahü Anh, der ki:

Nefsim kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, adamcağız hem dünyasını hem de ahiretini mahvedecek bir söz söyledi, [11]


[11] Ebu Davud: Edeb: 43
 

ASHAB-I BEDR

Well-known member
Cevap: Kudsi Hadisler ve Şerhleri - Kim Benim Birini Bağışlamayacağım Üzere Yemin Eder...? Hadisi

"Beni Rabbimle başbaşa bırak".

Yani, bırak Rabbim bana ne yaparsa yapsın. Ben inanıyorum ki, Allahü Teala çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.

Günahların hepsini affedebilir, rahmeti de her şeyi kuşatmıştır.


Burada adamın, Allahü Teala hakkında hüsn-ü zan sahibi olduğu ve tevbe ettiği, dolayısıyla O'ndan bütün günahlarını bağışlamasını umduğu hakkında işaret vardır.

Bunun için "beni Rabbimle başbaşa bırak" yani benim Allah'a ve mağfiretine kuvvetli inancım vardır, demiştir.

"Sen benim üzerime gözetici olarak mı gönderildin"sözünün manası "Sen Allah tarafından üzerime gözetici olarak mı görevlendirildin" dir.

Allahü Teala da Hazreti Muhammed Aley-hisselâm'a

"Sen onların üzerine vekil değilsin"
buyurmuştur.

Kullar üzerindeki tek gözetici Allahü Teala'dır. O adamın da bu zannı, inancındaki güzelliğindendir. Bu, yani inanç güzelliği ise sahibini Allah'ın mağfiretine layık kılar.

Ebu Hureyre Rahmetullahi Aleyh'in de dediği gibi, ibadete düşkün olanın dünyasını da ahiretini de harab eden söz arkadaşına "seni Allah bağışlamaz"veya "seni Allah cennetine koymaz" demesi olmuştur.

Allah'ın mağfiretini inkarı dolayısıyla, dünyada yaptığı bütün iyilikleri boşa çıktığı için, dünyası harab olmuştur.

Allahü Teala da:

"Kim imanı inkar ederse onun ameli boşa gider, o ahirette de hüsrana uğrayanlardan olur"

buyurmaktadır.

Adam ahiretini de harab etmiş, kendisine yaptığı kötülüklere karşılık olarak bir sevaba kalmamıştır. Bu yüzden kendisi hakkında:

"Onu cehenneme atın" denilmeyi haketmiştir.

Nevevî'nin dediği gibi, bu adamdan kalben de olsa, küfre götürecek bir hal cereyan etmişse, hakkında "onu ebedî olarak kalmak üzere cehenneme atın" denilmiş olabilir.

Yine, Mü'minlerin günahkarlarının, bu günahlardan arındırılmak için azab edildikleri gibi, azab edilmek üzere cehenneme atılmış olması da muhtemeldir.

Çünkü onun yaptığı büyük bir günaha yakındır, o da günahkar kardeşini Allah'ın affetmeyeceği ve cennete koymayacağı hakkında kesin hüküm vermesidir.

Allahü Teala Kur'an-ı Kerim'de:

"Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar" diye buyuruyor.

Mağfiret ve azab da yalnız Allah'ın iradesi altındadır. Bir yaratığın, nefsi veya başkası hakkında, bunlardan birini kesin hakettiğini söylemesi caiz olmaz, Böyle yapan Allah'ın iradesi ve ilahi fiilleri hakkında hüküm vermiş olur.

Allah'ın mağfiretini uman günahkârı Allah cennete sokmuştur, Allah hakkında yemin eden itaatkarı da Allah cehennemine sokmuştur. Sözde, inançta, amelde ayağımızın kaymasından, bilmeyerek hataya düşmekten Allah'a sığınırız.[12]


Buhari, Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî, Muvatta’dan Kudsi Hadisler


 
Üst