Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Sohbetleri
KADER RİSALESİ 5.1.HÂTİME Eski Said’in serkeş, müftehir, mağrur,
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="harp" data-source="post: 251729" data-attributes="member: 1008315"><p><strong> <u>KADER RİSALESİ</u></strong> <strong><u>5.1.HÂTİME</u></strong></p><p> Eski Said’in serkeş, müftehir, mağrur, ucüblü, riyakâr nefsini susturan, teslime mecbur eden Beş Fıkradır.</p><p></p><p><strong><u>BİRİNCİ FIKRA</u></strong><u>:</u> </p><p> Madem eşya var ve san’atlıdır. Elbette bir ustaları var. Yirmi İkinci Sözde gayet kat’î ispat edildiği gibi, eğer herşey birinin olmazsa, o vakit herbir şey bütün eşya kadar müşkül ve ağır olur. Eğer herşey birinin olsa, o zaman bütün eşya bir şey kadar âsân ve kolay olur.</p><p>Madem zemin ve âsumânı birisi yapmış, yaratmış. Elbette, o pek hikmetli ve çok san’atkâr Zât, zemin ve âsumânın meyveleri ve neticeleri ve gayeleri olan zîhayatları başkalara bırakıp işi bozmayacak. Başka ellere teslim edip bütün hikmetli işlerini abes etmeyecek, hiçe indirmeyecek, şükür ve ibadetlerini başkasına vermeyecektir.</p><p></p><p><strong><u>İKİNCİ FIKRA:</u></strong> </p><p> Sen, ey mağrur nefsim! Üzüm ağacına benzersin. Fahirlenme! Salkımları o ağaç kendi takmamış; başkası onları ona takmış.</p><p></p><p><strong><u>ÜÇÜNCÜ FIKRA:</u></strong> </p><p> Sen, ey riyakâr nefsim! “Dine hizmet ettim” diye gururlanma. <strong><span style="color: #cc0000">1</span></strong><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اِنَّ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">اللهَ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">لَيُؤَيِّدُ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">هٰذَا</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">الدِّينَ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">بِالرَّجُلِ</span></strong> <strong><span style="font-family: 'Times New Roman'">الْفَاجِرِ</span></strong> sırrınca, müzekkâ olmadığın için, belki sen kendini o recül-ü fâcir bilmelisin. Hizmetini, ubûdiyetini, geçen nimetlerin şükrü ve vazife-i fıtrat ve farize-i hilkat ve netice-i san’at bil, ucüb ve riyadan kurtul.</p><p></p><p><strong><u>DÖRDÜNCÜ FIKRA:</u></strong> </p><p> Hakikat ilmini, hakikî hikmeti istersen, Cenâb-ı Hakkın marifetini kazan. Çünkü bütün hakaik-i mevcudat, ism-i Hakkın şuââtı ve esmâsının tezâhürâtı ve sıfâtının tecelliyâtıdırlar. Maddî ve mânevî, cevherî-arazî, herbir şeyin, herbir insanın hakikati, birer ismin nuruna dayanır ve hakikatine istinad ederler. Yoksa hakikatsiz, ehemmiyetsiz bir surettir. Yirminci Sözün âhirinde şu sırra dair bir nebze bahsi geçmiştir.</p><p> <strong><u><span style="color: #990000">Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :</span></u></strong></p><p> <strong><span style="color: #cc0000">1</span></strong><strong><span style="color: #cc0000"> </span></strong>: “Muhakkak ki Allah, bu dini fâcir adamla da teyid ve takviye eder.” (Buhari, Cihad: 182, Meğâzî: 38, Kader: 5; Müslim, İmân: 178; İbn-i Mâce, Fiten: 35; Dârimî, Siyer: 73; Müsned, 2:309, 5:45.).</p><p> </p><p> <strong><u><span style="font-family: 'Calibri'">Lügatler : </span></u></strong></p><p></p><p> <strong>abes</strong> : anlamsız, faydasız</p><p><strong>âhir</strong> : son</p><p><strong>arazî</strong> : sonradan ortaya çıkan, ilinti</p><p><strong>âsân</strong> : kolay</p><p><strong>âsumân</strong> : gökyüzü</p><p><strong>bahis</strong> : konu</p><p><strong>Cenâb-ı Hak</strong> : Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah</p><p><strong>cevherî</strong> : asıl, temel, öz</p><p><strong>esmâ</strong> : isimler</p><p><strong>eşya</strong> : varlıklar</p><p><strong>fahirlenmek</strong> : övünmek, gururlanmak</p><p><strong>farize-i hilkat</strong> : yaratılış görevi</p><p><strong>fıkra</strong> : bölüm</p><p><strong>hakaik-ı mevcudat</strong> : varlıkların gerçek mahiyeti</p><p><strong>hakikat</strong> : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti</p><p><strong>hakikî</strong> : gerçek ve doğru</p><p><strong>hâtime</strong> : sonuç, son bölüm</p><p><strong>hikmet</strong> : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması</p><p><strong>hikmetli</strong> : herşeyi bir gayeye yönelik olarak, anlamlı ve tam yerli yerine koyma</p><p><strong>ism-i Hak</strong> : Allah’ın varlığının hak olup her hakkın sahibi olduğunu bildiren ismi</p><p><strong>istinad</strong> : dayanma</p><p><strong>kat’î</strong> : kesin bir şekilde</p><p><strong>mağrur</strong> : gururlu</p><p><strong>marifet</strong> : Allah’ı tanıma, bilme</p><p><strong>müftehir</strong> : kendisiyle övünen</p><p><strong>müşkül</strong> : zor</p><p><strong>müzekkâ</strong> : temiz olmuş, temizlenmiş</p><p><strong>nebze</strong> : az miktar</p><p><strong>nefis</strong> : kişinin kendisi; insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu</p><p><strong>netice-i san’at</strong> : san’atın neticesi</p><p><strong>recül-ü fâcir</strong> : günahkâr adam</p><p><strong>riya</strong> : gösteriş</p><p><strong>riyakâr</strong> : gösterişi seven</p><p><strong>serkeş</strong> : başkaldıran, isyan eden</p><p><strong>suret</strong> : şekil, görüntü</p><p><strong>şuâât</strong> : ışınlar, parıltılar</p><p><strong>tecelliyât</strong> : tecelliler, yansımalar</p><p><strong>tezâhürât</strong> : görünmeler, belirmeler</p><p><strong>ubûdiyet</strong> : kulluk, ibadet</p><p><strong>ucüb</strong> : kendini beğenme, kibir</p><p><strong>vazife-i fıtrat</strong> : yaratılış vazifesi</p><p><strong>zemin</strong> : yeryüzü</p><p><strong>zîhayat</strong> : canlı</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="harp, post: 251729, member: 1008315"] [B] [U]KADER RİSALESİ[/U][/B] [B][U]5.1.HÂTİME[/U][/B] Eski Said’in serkeş, müftehir, mağrur, ucüblü, riyakâr nefsini susturan, teslime mecbur eden Beş Fıkradır. [B][U]BİRİNCİ FIKRA[/U][/B][U]:[/U] Madem eşya var ve san’atlıdır. Elbette bir ustaları var. Yirmi İkinci Sözde gayet kat’î ispat edildiği gibi, eğer herşey birinin olmazsa, o vakit herbir şey bütün eşya kadar müşkül ve ağır olur. Eğer herşey birinin olsa, o zaman bütün eşya bir şey kadar âsân ve kolay olur. Madem zemin ve âsumânı birisi yapmış, yaratmış. Elbette, o pek hikmetli ve çok san’atkâr Zât, zemin ve âsumânın meyveleri ve neticeleri ve gayeleri olan zîhayatları başkalara bırakıp işi bozmayacak. Başka ellere teslim edip bütün hikmetli işlerini abes etmeyecek, hiçe indirmeyecek, şükür ve ibadetlerini başkasına vermeyecektir. [B][U]İKİNCİ FIKRA:[/U][/B] Sen, ey mağrur nefsim! Üzüm ağacına benzersin. Fahirlenme! Salkımları o ağaç kendi takmamış; başkası onları ona takmış. [B][U]ÜÇÜNCÜ FIKRA:[/U][/B] Sen, ey riyakâr nefsim! “Dine hizmet ettim” diye gururlanma. [B][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/B][B][FONT=Times New Roman]اِنَّ[/FONT][/B][B] [/B][B][FONT=Times New Roman]اللهَ[/FONT][/B][B] [/B][B][FONT=Times New Roman]لَيُؤَيِّدُ[/FONT][/B][B] [/B][B][FONT=Times New Roman]هٰذَا[/FONT][/B][B] [/B][B][FONT=Times New Roman]الدِّينَ[/FONT][/B][B] [/B][B][FONT=Times New Roman]بِالرَّجُلِ[/FONT][/B][B] [/B][B][FONT=Times New Roman]الْفَاجِرِ[/FONT][/B] sırrınca, müzekkâ olmadığın için, belki sen kendini o recül-ü fâcir bilmelisin. Hizmetini, ubûdiyetini, geçen nimetlerin şükrü ve vazife-i fıtrat ve farize-i hilkat ve netice-i san’at bil, ucüb ve riyadan kurtul. [B][U]DÖRDÜNCÜ FIKRA:[/U][/B] Hakikat ilmini, hakikî hikmeti istersen, Cenâb-ı Hakkın marifetini kazan. Çünkü bütün hakaik-i mevcudat, ism-i Hakkın şuââtı ve esmâsının tezâhürâtı ve sıfâtının tecelliyâtıdırlar. Maddî ve mânevî, cevherî-arazî, herbir şeyin, herbir insanın hakikati, birer ismin nuruna dayanır ve hakikatine istinad ederler. Yoksa hakikatsiz, ehemmiyetsiz bir surettir. Yirminci Sözün âhirinde şu sırra dair bir nebze bahsi geçmiştir. [B][U][COLOR=#990000]Dipnotlar - Arapça İbareler - Haşiyeler :[/COLOR][/U][/B] [B][COLOR=#cc0000]1[/COLOR][/B][B][COLOR=#cc0000] [/COLOR][/B]: “Muhakkak ki Allah, bu dini fâcir adamla da teyid ve takviye eder.” (Buhari, Cihad: 182, Meğâzî: 38, Kader: 5; Müslim, İmân: 178; İbn-i Mâce, Fiten: 35; Dârimî, Siyer: 73; Müsned, 2:309, 5:45.). [B][U][FONT=Calibri]Lügatler : [/FONT][/U][/B] [B]abes[/B] : anlamsız, faydasız [B]âhir[/B] : son [B]arazî[/B] : sonradan ortaya çıkan, ilinti [B]âsân[/B] : kolay [B]âsumân[/B] : gökyüzü [B]bahis[/B] : konu [B]Cenâb-ı Hak[/B] : Hakkın ta kendisi olan şeref ve yücelik sahibi Allah [B]cevherî[/B] : asıl, temel, öz [B]esmâ[/B] : isimler [B]eşya[/B] : varlıklar [B]fahirlenmek[/B] : övünmek, gururlanmak [B]farize-i hilkat[/B] : yaratılış görevi [B]fıkra[/B] : bölüm [B]hakaik-ı mevcudat[/B] : varlıkların gerçek mahiyeti [B]hakikat[/B] : birşeyin aslı esası, gerçek mahiyeti [B]hakikî[/B] : gerçek ve doğru [B]hâtime[/B] : sonuç, son bölüm [B]hikmet[/B] : herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması [B]hikmetli[/B] : herşeyi bir gayeye yönelik olarak, anlamlı ve tam yerli yerine koyma [B]ism-i Hak[/B] : Allah’ın varlığının hak olup her hakkın sahibi olduğunu bildiren ismi [B]istinad[/B] : dayanma [B]kat’î[/B] : kesin bir şekilde [B]mağrur[/B] : gururlu [B]marifet[/B] : Allah’ı tanıma, bilme [B]müftehir[/B] : kendisiyle övünen [B]müşkül[/B] : zor [B]müzekkâ[/B] : temiz olmuş, temizlenmiş [B]nebze[/B] : az miktar [B]nefis[/B] : kişinin kendisi; insanı daima kötülüğe, yasak zevk ve isteklere teşvik eden duygu [B]netice-i san’at[/B] : san’atın neticesi [B]recül-ü fâcir[/B] : günahkâr adam [B]riya[/B] : gösteriş [B]riyakâr[/B] : gösterişi seven [B]serkeş[/B] : başkaldıran, isyan eden [B]suret[/B] : şekil, görüntü [B]şuâât[/B] : ışınlar, parıltılar [B]tecelliyât[/B] : tecelliler, yansımalar [B]tezâhürât[/B] : görünmeler, belirmeler [B]ubûdiyet[/B] : kulluk, ibadet [B]ucüb[/B] : kendini beğenme, kibir [B]vazife-i fıtrat[/B] : yaratılış vazifesi [B]zemin[/B] : yeryüzü [B]zîhayat[/B] : canlı [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Sohbetleri
KADER RİSALESİ 5.1.HÂTİME Eski Said’in serkeş, müftehir, mağrur,
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst