IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ ?

Garib

Well-known member
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

Yirmidokuzuncu Mektub”un altıncı kısmına, yani ‘desise-i şeytaniye’ bahsine bırakmıştı. Bunu nihayet farketmekle de anlamıştım ki, İhlas Risalesinin ahirindeki ‘ihlası kıran maniler’ bahsi bu ‘üçüncü mani’ ile bitmiyor, “Yirmidokuzuncu Mektub”daki“Desise-i Şeytaniye” bahsi ile devam ediyordu. Demek ki, bu bahiste karşımıza çıkan altı desise, ihlası kıran altı mani olarak da okunmalıydı: (1) hubb-u câh, yani şöhretperestlik, yani kitlelerin teveccühünü kazanma çabası, (2) ‘üçüncü mani’de de karşımıza çıkan ‘korku’ damarı, (3) tamahkârlık, (4) milliyetçilik, (5) enaniyet, (6) tenbellik, tenperverlik ve vazifedarlık...
Benim için özellikle çarpıcı olan husus, gerek İhlas Risalesi’nde, gerek onun devamı niteliğinde olduğunu nihayet keşfettiğim “Desise-i Şeytaniye” bahsinde, ‘ihlası kıran’ bir mani olarak ‘korku’nun bilhassa yer alıyor olmasıydı.
Yirmisekiz yıldır Risale-i Nur okuyan bir kişi olarak nihayet farketmiştim ki, Bediüzzaman ‘ihlas’ ile ‘korku’ arasında bir ters orantı kurmaktadır. Ona göre, Allah’tan gayrısından korkmak ile ihlas, bir kalbde beraber bulunmaz. Korku girerse ihlas çıkar; ihlas girerse korku defolur gider. İhlaslı kişi Allah’tan gayrısından korkarak hareket etmez; böyle bir korkunun tesiriyle hareket eden kişi ise ihlas erozyonuna maruz kalır.
Açıkçası, nasıl ‘menfaat-ı maddiye’ tasavvurları işin içine girdikçe ihlas zedeleniyorsa, nasıl ‘insanların teveccühü’ gibi ‘manevî menfaatler’ hesabına ihlasa halel geliyorsa, korku da ihlası aşındırmaktadır.
Yirmisekiz yıldır okuduğum Risale-i Nur’da o kadar zamandır apaçık karşımda durduğu halde ancak şimdi farkedebildiğim bu ihlas-korku denklemini keşfedeli yirmisekiz gün bile olmuş değil ve keşfettiğim günden beri ruhumda fırtınalar yaşıyorum.
Tam da bu fırtınanın ortasında karşıma çıkıveren bir ‘ortak değer’ yazısının bende uyandırdığı hissiyatı, sanırım tahmin edersiniz...
Metin KARABAŞOĞLU

:037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::037::009:
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

Ve Biihi Nesteinu

İhlası kazanmak için dusturlara sırası ile riayet gereklidir, fakat hepsi bu değildir, ''Maddi iştigaller manevi kapıları açmak içindir'',Yani maddi iştigaller aslında birer FİİLİ DUADIR,talimdir, Bundandırki 1. düsturda AMELİNİZDE RIZA-İ İLAHİ OLMALI denmişte, NİYETİNİZDE denmemiş.
Daha ihlası kazanmamış birinin amel ederken yapacağı elbette bundan başkası değildir yani RAZI OLANUNAN AMELLERİ EMREDİLDİĞİ İÇİN İŞLEMEK,Yani İhlasın daisi EMRİ İLAHİDİR.Emre ittiba resmi olursa başkadır şeklidir, birde bunun muhabbetle olanı vardırki İŞTE MUHABBET O YOLLARIN EN KESKİN KUVVETİ VE İKSİRİDİR.


MUHABBET İHLASIN diğer adıdır ASLINDA..!!!
Severek, muhabbetle ittiba..(11.Lem'a)

Allah Kullarına verdiği hiçbir cihazatı ve hissiyatı,kullarına zarar versin veya onları zora soksun diye vermemiştir.İnsan öyle mükemmel yaradılmıştırki kendine verilen cihazatlar, insanlığın gerekleri ile ehlinin elinde (zira terbiye görmemiş birinin talimi terbiye görmüş bir elle olmalıdır)ilim ile, din ile ihya edilir ve terbiye edilir ve helal dairede kullanılırsa, her şey maksada ve hedefe varmak için bir kuvvet ve yardımcı olduğu gibi vazifesini ifa ederken kullukta icra edilmiş olur ve bunların hayr olduğuda görülür..

Mesela Korku bir kuvvedir, Dünyanın en korkak hayvanıda tavuktur, gelin görünki O TAVUK ŞEFKATTEN GELEN BİR ŞECAATLE CESARETİN ŞECAATİNİ RİSALE-İ NURDA BİZLERE DERS VERİR..Ne zaman olur bu yavrusu yanında iken ve kendindeki şefkati yerinde kullandığında olur.

Annelerde olan şefkatin nasıl bir cesaret ve şecaat ve İHLAS manbaı olduğu mukayese edildiğinde, işte o ayaklarının altı öpülesi anneler o cesaret ve şecaatle yavrularını ahiret ve dünya tehlikelerinden muhafaza için tam bir ihlas ve şecaat arzederler RİSALE-İ NURDADA BU VASIFLARI İLE DERS VERİRLER, İHLASTA VE ŞEFKATTE VE ŞECAATTE NUMUNE OLURLAR.
Yani Annelerde o kuvveler fazlası ile mevcuddur ve FITRATEN İHLAS KAHRAMANLARIDIRLAR. Yeterki o şefkat ve şecaati RAZI OLUNAN AMELLERLE ÖLÇÜLERLE, VE YERİNDE KULLANSINLAR..!!

CESARET:Cesaret korkmamak değildir, korkulsun veya korkulmasın o anın lazımı ne iseyapılması gereken doğru ne ise, onu yapmaktır CESARET.

İhlas, Allahın kullarına ihsan ettiği bir haldir , Allah İhlastan hissemizi ziyade ede amin.
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

Annelerde olan şefkatin nasıl bir cesaret ve şecaat ve İHLAS manbaı olduğu mukayese edildiğinde, işte o ayaklarının altı öpülesi anneler o cesaret ve şecaatle yavrularını ahiret ve dünya tehlikelerinden muhafaza için tam bir ihlas ve şecaat arzederler
Allah razi abim, akici bi dille anlatmissiniz.
Demek havfullahta insani ihlasa ulastiran azîm bir lezzet vardir.

Peki su kismi nasil anlamaliyiz ?

""İnsanda en mühim ve esaslı bir his, hiss-i havftır...
...........
Cenâb-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip için değil. Ve hayatı ağır ve müşkül ve elîm ve azap yapmak için vermemiştir. Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beş altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, hayatı azâba çevirir.
Mektubat, s. 403-404
""
..........
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

Allah razi abim, akici bi dille anlatmissiniz.
Demek havfullahta insani ihlasa ulastiran azîm bir lezzet vardir.

Peki su kismi nasil anlamaliyiz ?

""İnsanda en mühim ve esaslı bir his, hiss-i havftır...
...........
Cenâb-ı Hak havf damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrip için değil. Ve hayatı ağır ve müşkül ve elîm ve azap yapmak için vermemiştir. Havf iki, üç, dört ihtimalden bir olsa, hattâ beş altı ihtimalden bir olsa, ihtiyatkârâne bir havf meşru olabilir. Fakat yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimalle havf etmek evhamdır, hayatı azâba çevirir.
Mektubat, s. 403-404
""
..........

Ve Bihi Nesteinu

Amin ecmain kardeşim

Bu Hıfzı hayat, Allah'ın bizlere verdiği değerden ve hayatın çok değerli olmasından ve bizde olan cihazatların ehemmiyetindendir. Bizlere verilen her cihazatı nasıl korumamız gerektiği din ile bildirildiği gibi nerelerdede kullanıp feda edeceğimiz de yine din ile bildirilmiştir, yeterki bizden istenilenleri bilip yerli yerinde tatbik edebilelim..

Mesela:Gerektiği yerlerde (BEDİRDE),(UHUDDA),(VATAN SAVUNMASINDA), (ÇANAKKALEDE)VE ŞERAİATI AHMEDİYYENİN MÜDAAFASINDA VE ŞEAİRİN MUHAFAZASINDA Üstad (r.a) ve Talebeleri gibi Mücadelede, onlar canlarını o yollarda Allah için vazifede kullanmışlar sevk sevk etmişler ,ve HAFIZ ALİ (k.s) lar, BİNBAŞI ASIM (k.s)lar ve Ubeyd (k.s) lar, şehid verilir..Onlar SEVEREK, KOŞARAK Allahın bizlerden istediği yerlerde canlarını feda ve FENA ETMİŞLER, Allah lutfu Bizlerede Rızası ve emri dahilinde O KUDSİLERİN ardınsıra, CANLARIMIZI O VAZİFELERİN İFASINA SEVK ETMEYİ NASİB ETSİN AMİN. Bu ve emsali, dini olan, Allahın istediği tarzda ve ölçülerde olunca,bunlar kahramanlık olur, ŞECAAT olur,şefkatten olur İHLAS OLUR ve ŞEHADET olur.
Fakat Dünyanın zevki sefası veya helal daire dışında yasak edilmiş alanlardan hayatın hıfzı gereklidir, bunun içinde korku hayatımızı muhafaza için verilen kuvvelerde sadece biridir.

Bu Korku ve emsali her letaifin, yani bizim manevi vechemizin terbiyesini, ALLAH ESBAB PERDESİ(ELİ) İLE YAPAR, zira ilk başlarda esbabdan tesir alır insan, işte, korku olsun, muhabbet olsun, hepsin kuvveden fiile çıkması için, perdelerle muhatab olunur, bu inkişaf ederken ve esbab eli ile terbiyede şer-i kurallarla ve dairede kalınarak yapılan fiiller ve ameller insanı yaradılış maksadına sevkederken, HER KUVVE, KUVVEDEN FİİLE GEÇERKEN ve faal olması gerektiği gibi faal oldukça GIDALANIR, bu gıdalanması hem vazifesini ifasıdır, hemde LEZZETİDİR, ondandırkı HAVFULLAHDA LEZZET VARDIR denmiş.Ve 1 yaşındaki bir çocuğun annesinden yediği tokattan sonraki hali anlatılmış.

Maddi olan cihazatlar işlemeleri gerektiği gibi işlediklerinde bu faaliyetleri, talim ve terbiye gördükçe, parlar ve kuvvet bulur ve lezzet alırlar, her cihazatımızdan aldığımız lezzet onun faaliyette olduğu zamandadır vazifesini ifadadır, aynen bunun gibide manevi letaiflerimiz cihazatlarımızın amelleri ve gıdalarıda kendilerine uygun olanıdır ve lezzetleri dahi o nisbette yüksektir.
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ﴿١﴾
اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ﴿٢﴾
لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ﴿٣﴾
وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ﴿٤﴾
Allah'ım Besmele hürmetine ve İhlas suresi ve Risaleleri ve dersleri hürmetine ve ihlaslı ve muhlaslı olan kulların hürmetine bizlere ihlası tamme verip muhlaslı kulların arasına alıp muhlaslılar defterine ihsanın ile kaydedip öylede muhafaza eyle amin amin amin
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

Ve Bihi Nesteinu

Amin ecmain kardeşim

Bu Hıfzı hayat, Allah'ın bizlere verdiği değerden ve hayatın çok değerli olmasından ve bizde olan cihazatların ehemmiyetindendir. Bizlere verilen her cihazatı nasıl korumamız gerektiği din ile bildirildiği gibi nerelerdede kullanıp feda edeceğimiz de yine din ile bildirilmiştir, yeterki bizden istenilenleri bilip yerli yerinde tatbik edebilelim..

Mesela:Gerektiği yerlerde (BEDİRDE),(UHUDDA),(VATAN SAVUNMASINDA), (ÇANAKKALEDE)VE ŞERAİATI AHMEDİYYENİN MÜDAAFASINDA VE ŞEAİRİN MUHAFAZASINDA Üstad (r.a) ve Talebeleri gibi Mücadelede, onlar canlarını o yollarda Allah için vazifede kullanmışlar sevk sevk etmişler ,ve HAFIZ ALİ (k.s) lar, BİNBAŞI ASIM (k.s)lar ve Ubeyd (k.s) lar, şehid verilir..Onlar SEVEREK, KOŞARAK Allahın bizlerden istediği yerlerde canlarını feda ve FENA ETMİŞLER, Allah lutfu Bizlerede Rızası ve emri dahilinde O KUDSİLERİN ardınsıra, CANLARIMIZI O VAZİFELERİN İFASINA SEVK ETMEYİ NASİB ETSİN AMİN. Bu ve emsali, dini olan, Allahın istediği tarzda ve ölçülerde olunca,bunlar kahramanlık olur, ŞECAAT olur,şefkatten olur İHLAS OLUR ve ŞEHADET olur.
Fakat Dünyanın zevki sefası veya helal daire dışında yasak edilmiş alanlardan hayatın hıfzı gereklidir, bunun içinde korku hayatımızı muhafaza için verilen kuvvelerde sadece biridir.

Bu Korku ve emsali her letaifin, yani bizim manevi vechemizin terbiyesini, ALLAH ESBAB PERDESİ(ELİ) İLE YAPAR, zira ilk başlarda esbabdan tesir alır insan, işte, korku olsun, muhabbet olsun, hepsin kuvveden fiile çıkması için, perdelerle muhatab olunur, bu inkişaf ederken ve esbab eli ile terbiyede şer-i kurallarla ve dairede kalınarak yapılan fiiller ve ameller insanı yaradılış maksadına sevkederken, HER KUVVE, KUVVEDEN FİİLE GEÇERKEN ve faal olması gerektiği gibi faal oldukça GIDALANIR, bu gıdalanması hem vazifesini ifasıdır, hemde LEZZETİDİR, ondandırkı HAVFULLAHDA LEZZET VARDIR denmiş.Ve 1 yaşındaki bir çocuğun annesinden yediği tokattan sonraki hali anlatılmış.

Maddi olan cihazatlar işlemeleri gerektiği gibi işlediklerinde bu faaliyetleri, talim ve terbiye gördükçe, parlar ve kuvvet bulur ve lezzet alırlar, her cihazatımızdan aldığımız lezzet onun faaliyette olduğu zamandadır vazifesini ifadadır, aynen bunun gibide manevi letaiflerimiz cihazatlarımızın amelleri ve gıdalarıda kendilerine uygun olanıdır ve lezzetleri dahi o nisbette yüksektir.

Allah ebeden raz olsun aczmendi kardes . Istifademize medar oluyorsunuz, Rabbim hizmetinize layik ihlas ihsan eylesin .amin.

 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Madem ihlâsta mezkûr hassalar gibi
çok nurlar var
ve çok kuvvetler var.
Ve madem bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde
ve şiddetli tazyikat karşısında
ve savletli bid'alar,
dalâletler içerisinde
bizler gayet az
ve zayıf
ve fakir
ve kuvvetsiz
olduğumuz halde,
gayet ağır
ve büyük
ve umumî
ve kudsî bir vazife-i imaniye ve hizmet-i Kur'âniye omuzumuza ihsan-ı İlâhî tarafından konulmuş.
Elbette, herkesten ziyade, bütün kuvvetimizle ihlâsı kazanmaya mecbur ve mükellefiz.

Dehsetli bir asirda secilmislerden olabilmenin kiymetini anlayanlardan oluruz insallah.
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: 21.Lema-Açiklamali Ihlas Risalesi

Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatçi, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarîk-i hakikat, en makbul bir dua-yı mânevî, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet, en sâfi bir ubudiyet, ihlâstır.

Aczmendi kardeş, allah razı olsun.İstifade ediyoruz inşallah. Bu kısım üzerinde de biraz durabilirmiyiz ?
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Ve Bihi Nesteinu


Bu dünyada, hususan uhrevî hizmetlerde
en mühim bir esas,
en büyük bir kuvvet,
en makbul bir şefaatçi,
en metin bir nokta-i istinad,
en kısa bir tarîk-i hakikat,
en makbul bir dua-yı mânevî,
en kerametli bir vesile-i makasıd,
en yüksek bir haslet,
en sâfi bir ubudiyet, ihlâstır.

Hacı Hulusi Efendi(k.s) Elazizde Risale-i Nur dersi yaparken demiş:
-Risale-i Nur külliyatı Benim Üstad(r.a) ile ilk görüimemde aldığım dersin muhteviyyatını anlatır..!!!
Ders rahlesinde Ders okuyan Müslüm efendi sorar:
-Efendim Üstad(r.a) size nasıl bir ders verdiki Risale-i nur onun muhteviyyetıdır.(O ders ne idi)
Hacı hulusi (k.s.) yaklaşık 5 dakika başını önüne eğer ve düşünür cevaben derki:
- o öğle.

Bunu neden yazdım peki şundan:
''hakikatın ilmine,
şeriatın hakikatına,
Kur'anın hikmetine
dair olan yirmialtı aded Sözler'de geçmiştir.

Yani Hakikat mesleğinin ilmi ve dersleri 26 adet sözlerde derc edilmiş,

Mesela: 1. söz de o kuvvetler nasıl olur ve nerden geliri bismillah ı anlamaya ve O Nam ile hareket etmeğe bağlamış.
mesela: Bizler 1. söze ihlas risalesinin 1 dusturunun açıklaması diye bakarsak karşımıza çıkanları buyurun yazın inşaallah.
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Ve Bihi Nesteinu


Tekrar bir alıntı yapalım:


''İhtar: Şu risalelerde teşbih ve temsilleri, hikâyeler suretinde yazdığımın sebebi;
hem teshil, hem hakaik-i İslâmiye ne kadar makul, mütenasib, muhkem, mütesanid olduğunu göstermektir.
Hikâyelerin manaları, sonlarındaki hakikatlerdir.
Kinaiyat kabîlinden yalnız onlara delalet ederler.
Demek, hayalî hikâyeler değil, doğru hakikatlerdir'' (10 söz)


Mesela: Birinci sözde, Bismillahı anlamak için ONA BAŞLARIZ denmiş Onunla başlarız denmemiş.
Yani Bismillahın anlaşılması için verilen temsil hayali bir hikaye değil hakikatın ilmidir o hakikatten sonrada ONUNLA HAREKET EDEN denmiş ve askere kaydolmak anlatılmış.

Şimdi iştiraklerinizi beklişyoruz işnşaallah sonra birlikte ihtiyac duyulduğu nisbette derse devam ederiz..
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Birinci sözde Bismillahı anlamak için ONA BAŞLARIZ denmiş Onunla başlarız denmemiş.
Yani Bismillahın anlaşılması için verilen temsil hayali bir hikaye değil hakikatın ilmidir o hakikatten sonrada ONUNLA HAREKET EDEN denmiş ve askere kaydolmak anlatılmış.

Şimdi iştiraklerinizi beklişyoruz işnşaallah sonra birlikte ihtiyac duyulduğu nisbette derse devam ederiz..

Demek ihlas ve Bismillah arasinda müthis bir baglanti var.

Ihlas risalesini okumaya basladigimiz vakit , Bismillah deyip ona yaklastigimizda , kapinin kilidi kendiliginden açilyor, o kainata bir dost , bir davetli gibi giriyoruz.Ve Bismillah, ihlasin yasantimiza yansiyan ilk ve pariltili tecellisi olmus oluyor., ihlas sirri, perdesinin altindan kendini inkisaf ediyor.

Ihlas risalesinde :

"Ey âhiret kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! Bilirsiniz ve biliniz: Bu dünyada, hususen uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatcı, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarîk-ı hakikat, en makbul bir duâ-yı mânevî, en kerametli bir vesîle-i makasıd, en yüksek bir haslet, en sâfî bir ubûdiyet: İhlâstır....Mâdem ihlâsda mezkûr hassalar gibi çok nurlar var ve çok kuvvetler var..

Madem ihlas halakâri imandir, iman kurtaricisidir.Bismillah ta bu kurtulusa bir vesile degilmidir?

Birinci söz, besmele bahsinde ise :

Bismillâh ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle

İşte ey mağrur nefsim! Sen o seyyahsın. Şu dünya ise, bir çöldür. Aczin ve fakrın hadsizdir. Düşmanın, hâcâtın nihayetsizdir. Mâdem öyledir; şu sahranın Mâlik-i Ebedî'si ve Hâkim-i Ezelî'sinin ismini al. Tâ, bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hâdisatın karşısında titremeden kurtulasın.





ihlas neden ilk yazilan risale degildir diye sormustu bir arkadas
madem bu kadar onemli
ihlasi bilmeden bu kadar yol kat etmek manalimidir diye
ihlassiz amelin
ihlassiz ilmin bir kiymeti varmidir
diye sorgulaniyor
Demekki , aslinda ihlas Besmelede gizli
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Tüm mevcudat hal diliyle vird-i zeban ediyor
Küredeki her bir zerre senin kulunum diyor
Yaradılış hikmetini besmeleyle tadıyor
YAR aşkıyla serden geçen soy’a gerek bismillah

Rahman ve Rahim adıyla merhamete ulaşır
Ufuklara pervaz vurur, semalarda dolaşır
Uzakları yakın eder, dimağlara bulaşır
İhlas ile nefes içen ney’e gerek bismillah
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Ihlas risalesinde :

..."Ey âhiret kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! Bilirsiniz ve biliniz...:
..


Ve Bihi Nesteinu


Mahiyyet ve istidat itibarı ile her şey ilme bağlıdır.

Hem demiş ki: "Tarîk-i Nakşî'de iki kanad ile sülûk edilir." Yani: Hakaik-i imaniyeye sağlam bir surette itikad etmek ve feraiz-i diniyeyi imtisal etmekle olur. Bu iki cenahta kusur varsa, o yolda gidilmez. (5.mektub)

Üstad Bedüzzaman (r.a) Demişki:..."Ey âhiret kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! Bilirsiniz ve biliniz..

Yani:Şeriat 3 cüzdür:
1-ilim
2-amel
3-ihlas

Bilirsiniz..!! Sizler zatten şeriatın ilmi (itikadi) ve ameli cenahlarını bilirsiniz ve amelde edersiniz..


Bilinizki ..İşte bu ilimlere ve amellere ruh kazandırma ameliyesi olan ihlası kazanmak ve muhafaza etmek(yani ilim ve amel cenahları iki kanad olur, onlarla maksada uçmak) için gelecek dusturlar rehberiniz olsun..



Bizler Risale-i Nurlarla ilgili her bir meselede, yapmamız gereken Üstadımız (r.a) ifade ettiklerini anlamaya ve her dustur ve esasın ve Mes'elenin nasıl tatbik edildiğini,ettiklerini anlamak (yollunda) olmalıdır..!!
(sorgulamak (yolunda) olmamalıdır)

Yani: ''Nazar ile niyet mahiyeti eşyayı tağyir eder ''(Nazar dahi mahiyeti anlamayı tağyir eder denebilir..)

Yani:Risale-i Nurların ne telif sıralamasında nede muhteviyyatında zerre kadar hakikate muhalif sıralama veya ders veya ifade Olmadığı gibi her bir harfi ve satırı ve dersi ve mes'elesi AZAMİ HAKİM VE RAHİM esmalarının tecellisine mazhardırlar.

Yani: Bizler anlamalarımızın Risale-i nurlara uygun olup olmadığını MİHENGE vurmalıyız, anlamalarımız ve anlatmalarımız Risale-i nurlarla tam örtüşüp hiçbir ders ve mana ile çakışmamalıdır,herbir mes'ele birbirine kuvvet verip destek olmalıdır,bir vucudun azaları gibi,bir binanın birbirine kuvvet veren tuğlaları gibi olmalıdır.

 

bizar

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

b.jpg
ediüzzaman bir sözünde ihlası şu şekilde tarif etmektedir:
Ey ahiret kardeşlerim ve ey hizmet-i Kur'aniyede arkadaşlarım! Bilirsiniz ve biliniz: Bu dünyada, özellikle ahiret hizmetlerinde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir aracı, en önemli dayanak noktası, en kısa bir hakikat yolu, en makbul bir manevi dua, amaca ulaşmada en kerametli vasıta, en yüksek bir karakter, en safi bir kulluk: İhlastır.1
Bediüzzaman'ın da önemle vurguladığı gibi ihlas, insanın kulluk vazifesini eksiksiz bir şekilde yerine getirebilmesi için sahip olması gereken en önemli özelliklerden biridir. Çünkü "Şüphesiz, sana bu Kitabı hak ile indirdik; öyleyse sen de dini yalnızca O'na halis kılarak Allah'a ibadet et. Haberin olsun; halis (katıksız) olan din yalnızca Allah'ındır…" (Zümer Suresi, 2-3) ayetiyle de emredildiği gibi gerçek din ancak ihlasla, katıksızca Allah'a yönelmekle yaşanabilir. Bediüzzaman Said Nursi insanın yaptıklarıyla Allah katında değer kazanabilmesi için ihlası kesin olarak kazanması gerektiğine şu sözleriyle dikkat çekmiştir:
… Madem ihlasta sözü edilen özellikler gibi çok nurlar var ve çok kuvvetler var… Elbette herkesten ziyade bütün kuvvetimizle ihlası kazanmaya mecbur ve vazifeliyiz ve ihlasın sırrını kendimizde yerleştirmek için gayet derecede muhtacız. Yoksa hem şimdiye kadar kazandığımız hayırlı hizmetler kısmen ziyan olur, devam etmez; hem şiddetli sorumlu oluruz.2
Allah, Kuran ayetleriyle insanın katıksız bir iman ve ihlası nasıl kazanabileceğini bildirmiştir. Ayrıca her insan da ihlası ve samimiyeti tek başına kavrayabilecek ve yaşayabilecek şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla ihlası kazanmak ve artırmak son derece kolaydır. İnsan hiçbir bilgiye sahip olmasa dahi sırf vicdanına başvurarak ihlası kazanabilir. Sırf samimi bir kalple Allah'a yönelmekle, ihlası zedeleyen tüm tavırlardan arınıp, hangi tavrın ihlaslı hangisinin ise ihlassız olduğunu anlayabilecek hale gelir. Bu nedenle de insan vicdanın nasıl Rahmani bir rehber olduğunu bilmeli, hiçbir zaman için "Hangi tavrın ihlaslı olacağını bilmiyordum", "Gösterdiğim davranışın ihlasımı zedeleyebileceğini tahmin edemedim", "Ben samimi ve ihlaslı olduğumu sanıyordum" gibi mantıklarla kendisini kandırmamalıdır. Tüm bunların insanın vicdanını rahatlatmak için öne sürdüğü samimiyetten uzak düşünceler olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Çünkü vicdanına uyan bir kimse için ihlası kazanmak ve bunu ahirete kadar muhafaza etmek son derece kolaydır.
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

b.jpg
Allah, Kuran ayetleriyle insanın katıksız bir iman ve ihlası nasıl kazanabileceğini bildirmiştir. Ayrıca her insan da ihlası ve samimiyeti tek başına kavrayabilecek ve yaşayabilecek şekilde yaratılmıştır. Dolayısıyla ihlası kazanmak ve artırmak son derece kolaydır. İnsan hiçbir bilgiye sahip olmasa dahi sırf vicdanına başvurarak ihlası kazanabilir. Sırf samimi bir kalple Allah'a yönelmekle, ihlası zedeleyen tüm tavırlardan arınıp, hangi tavrın ihlaslı hangisinin ise ihlassız olduğunu anlayabilecek hale gelir. Bu nedenle de insan vicdanın nasıl Rahmani bir rehber olduğunu bilmeli, hiçbir zaman için "Hangi tavrın ihlaslı olacağını bilmiyordum", "Gösterdiğim davranışın ihlasımı zedeleyebileceğini tahmin edemedim", "Ben samimi ve ihlaslı olduğumu sanıyordum" gibi mantıklarla kendisini kandırmamalıdır. Tüm bunların insanın vicdanını rahatlatmak için öne sürdüğü samimiyetten uzak düşünceler olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Çünkü vicdanına uyan bir kimse için ihlası kazanmak ve bunu ahirete kadar muhafaza etmek son derece kolaydır.

vicdan nedir peki? menhus vicdan varmidir?
 

bizar

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Vicdan, insanın bozulmamış fıtratını/ yaratılışını ifade eder. Kur’an neyi emretmiş veya yasaklamışsa vicdanda bunun tasdikçisi vardır. Mesela, insan vicdanen yüce yaratıcıya inanma ve Ona sığınma ihtiyacı hisseder. Kur’an da bunu emreder. Vicdan haksız kazançtan rahatsızlık duyar.

Kur’an da her türlü haksız kazancı yasaklar. Ancak hassas bir terazi zamanla bozulabileceği gibi, vicdan da hassasiyetini zamanla kaybedebilir. Sözgelimi günahlar vicdan terazisinin dengesini alt üst yapabilir.

Bir insanda vicdan devre dışı kalmışsa, böyle birinin sağlıklı ölçüp biçmesi, sağlıklı değer hükümleri ifade etmesi, sağlıklı değerlendirmeler yapması beklenemez. Kur’an “eksik ölçüp tartanlara yazıklar olsun” demektedir. Bu ayetin vicdanı bozulanlara da işareti olsa gerektir. Günah Hz. Peygamberin ifadesiyle “kalbi rahatsız eden ve başkalarının bilmesinden hoşlanılmayan şeydir.”İnsan fıtratı günahtan rahatsızlık duyar. Sözgelimi bir insan devamlı doğru konuşsa vicdanı rahattır. Fakat yalan söylediğinde vicdan tepki verir, hoşnut olmaz. İlk defa yalan söyleyen biri vicdanen rahatsız olur, yüzü kızarır, kan basıncı artar. Fakat bunu alışkanlık haline getirirse artık vicdan tepki vermez hale gelir.

Vicdanın bu hali ayçiçeği bitkisine benzer. Ayçiçeği devamlı güneşe doğru yönelir. Fakat başı ağırlaştığında sadece yere bakar. Artık güneşi takip edemez. Vicdanın ilk hali bir saç kılını bile tartan kuyumcu terazisi gibi hassas iken, günahlarla laçkalaşmış hali tonluk ağırlıkları tartan kaba terazilere benzer.
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Ve Bihi Nesteinu

İhlası kazanmak ve muhafaza etmek için gelecek düsturlar rehberiniz olsun.

BİRİNCİ DÜSTURUNUZ:
Amelinizde Rıza-i ilahi olmalı
Eğer O razı olsa Bütün dünya küsse hiç ehemmiyeti yok..

Bakalım burdan ne anlamalıyız:
İhlası kazanmak için evvela Razı olunan emirlerle amel etmek var.''İhlasın daisi emri İlahidir'' Yani: Bir iş yapacaksınki Emri ilahide o ola ve sen onu işlerken Sadece Onun Rızası için, emredilidği için, BİR ASKER GİBİ acaba ları, amaları olmadan, işleyeceksin ve DÜNYA SANA KÜSSE sende ETKİLENMEYECEK, buda kolay olacak !!!
Dünya o işten cevirmeye kalksa, etki almadan, (hiç bir şey yokmuş gibi)devam edecek!! veya tam tersinden, amel ederken herkes, alkışayacak, taraf olacak yine etkilenmeyecek, ve o zat gibi diyecek'' Ben cihad (mücadele-Risale-i nur hizmeti) yolunda vazifedarım'' muzaffer etmek veya mağlub etmek onun vazifesidir,diyebilecek..!!
Diyenlere helal olsun..!! bu kolay kazanılan bir hal olmasa gerek..
Bunun kolay olması, Allahın kuluna ihsan etmesi ile olur, bizde bunun aynını savunuruz, Allah verdimi, kolay kıldımı, kabiliyette aramaz, verir, inşaallah bizlerede ihsanı ile bolca verir amin..

Kolay olmaması ise kulun, ben kazandım, ben muhafaza ederim, işi sadece dustur ezberleyip, tatbik etmekle,kendi gayret ve cabasında bilmesinde ve bunuda yeterli zannedilmesi ile olur..

Hem mesleğimiz Sahabe (r.a) mesleklerinden cilvelere taşıdığı gibi onlar gibi esbaba müracaat edip(fiili dua) neticeleri sadece ve sadece Allahtan bilmek sebeblerden bilmemek gerektir.

Gelelim bir başka mes'eleye :
Nasıl olurda Dalalette İHLAS OLUR, FIRAKI DALLE İHLASLARI İLE O HAKSIZLIKLARINDA adeta bir hak, dinsizliklerinde bir din, dalaletleri içinde gösterdikleri İHLAS ile muvaffak olurlar.
Evet SAMİMİ BİR İHLAS İLE KİM NE İSTERSE ALLAH ONU VERİR.

Demekki: İhlasın kendi dahi bir SIRR dır,onun dahi içinde bir sırr saklıdır,oda sırrı ihlastır.Bilinsin veya bilinmesin, ihlasın esas ve emirlerine riayet eden o işinde başarılı oluyor, bunu ihlas dusturlarına uymak ile kazanıyor..Bu ihlaslıdır demek değildir. İHLASI GÖSTERmek ihlaslı olmak manasına değilde, İhlasın emirleri ve dusturlarına riayet ile, amele dökmek manasına, olsa gerektir,ihlasın ne olduğunu bilmeden ihlaslı olunduğu gibi..
Yani: her ne iş yapıyorsan o işi ilminin ve anın gereklerini,dasece emredildiği, o işin kanunları olduğu için,adetullaha riayet ederek yapan muvaffak olur..
ihlas dusturlarını bilmek ile beraber,kul fiili dua nev'inden o esaslara uyar,ve neticeleri ihsanı Allahtan ister ve beklerse, Allah lutfundan ihsan eder inşaallah..

Denilebilirki nefs emmera iken,ene kendini buz gibi muhafaza eder iken, Rıza-i ilahi olan emirleri ve amellerini hazmetsin veya etmesin,istesin veya istemesin yapmakla mükelleftir, işte bu ubudiyetler onu terbiye ederde, ubudiyyet tariki ile mahbubiyyete sevk eder.


Yani : İhlas kurallarına uymak başkadır, o esaslara uymak ile Allahın ihlası kuluna ihsan etmesi başkadır(kazanmak), kazandığının keyfiyyetide başkadır,meratibide başkadır, onu muhafaza etmekte başka olmakla, Allah'ın korumasına aldığı MUHLASLAR defterine kayd edilip muhafa olunmak başkadır.


Hulasa edersek: ihlaslı olmak başkadır, İHLASIN SIRRI na vakıf olmak sırr ehli olmak başkadır.

Size her ne hayr ulaşırsa o Allah'tandır.. Allahım Senden, Bizleri razı olduğun ilimler ve ameller ve haller ile ihsanın ile ihsan edip razı oldukların arasına yazmanı ve bizleride senden razı olan kullarından kılmanı,Bizleri Muhlaslı kulların defterine yazmanı ve ordada muhafaza etmeni niyaz edip istiyoruz amin amin amin..İstemek biz kullarına,İhsan etmek Sen Rabb-ı Rahimimize yakışır..!
 

FaKiR

Meþveret Bþk.
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Sırr‑ı ihlâsa ve hiçbir şeye âlet olmamaya bina edilen hizmet-i imaniye ile
şahsî makam-ı mâneviyeyi aramamak iktiza ediyor.
Harekâtında onları istememek ve düşünmemek lâzımdır ki,
hakikî ihlâsın sırrı bozulmasın.
Emirdağ Lâhikası-l
 

aczmendi reþha

Well-known member
Cevap: IHLAS RISALESIni MÜTAALA ETMEYE VARMI SINIZ :) ?

Ve Bihi Nesteinu

Risale-i nur mesleğinin (hakikat mesleği : o kısa tarikin)kendi hususi usul ve programının tatbiki ile terakki edende meydana gelen haller ihlas mesleğine uygun olanlardır, oralarda makam vb. gibi şeyleri istemekte yoktur, vazifenin ifasında gereken halleri takınmak, vazifenin ifası için takınılması gereken hallerdir..
Vazifenin ifasında tevazu olmaz..Vazife neyi gerektiriyor ise Risale-i Nurlarda ne yapılması istenmişse o ifa edilir..

O yollarda ilerleyebilmek, ihlasın ve muhabbetin derecesine göredir..
yani: dostun,kardeş,kardeşin talebe,talebenin has talebe, has talebenin, hasların hası ve ordan ilerile..
Bunlarda talebeliğe kadar olan kısım çalışmak ve gayretle,yani Risale-i nur'a uygun hayat yaşamak ve hizmet etmekle olur,daha ileris ise verilir.. Bunların olması ihlas ve muhabetin derecesine göredir..denilse isabet edilmiş olur inşaallah..
 
Üst