Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
HZ. ÖMER-ÜL-FÂRÛK (Radıyallahü Anh)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ASHAB-I BEDR" data-source="post: 364143" data-attributes="member: 1013691"><p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Kapıyı çok sert çaldı. O’nu, kılıç belinde, kızgın görünce, yazıyı sakladılar. Habbâb’ı gizlediler. Sonra kapıyı açtılar. İçeri girince (Ne okuyordunuz?) dedi. (Birşey yok) dediler. Kızması artarak, (işittiğim doğru imiş, siz de O’nun sihrine aldanmışsınız), dedi. Sa’îd’i yakasından tutup, yere atdı. </span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Fâtıma kurtarayım derken, onun yüzüne de öfkeli bir tokat indirdi. Yüzünden kan akmaya başladığını görünce, kardeşine acıdı. Fâtıma’nın canı yandı. Kana boyandı ise de, îmân kuvveti, kendisini harekete getirip, Allahü teâlâya sığınarak, (Yâ Ömer! Niçin Allah’dan utanmazsın? Âyetler ve mu’cizeler ile gönderdiği Peygambere inanmazsın? işte ben ve zevcim, müslüman olmakla şereflendik. Başımızı kessen, bundan dönmeyiz) dedi ve kelime-i şehâdeti okudu.</span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Hz. Ömer, yere oturdu. Yumuşak sesle, (Hele şu okuduğunuz kitabı çıkarınız) dedi. Fâtıma, “Sen abdest veya gusül abdesti almadıkça onu sana vermem” dedi. Hz. Ömer abdest aldı. Ondan sonra Kur’an sahifesini Fâtıma getirdi. O’na verdi. Hz. Ömer, güzel okuma bilirdi. Tâhâ sûresini okumağa başladı. Kur’ân-ı kerîmin fesahati, belagatı, mânâları ve üstünlükleri kalbini çok yumuşattı. </span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"><strong></strong></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"><strong>(Göklerde ve yer yüzünde ve bunların arasında ve toprağın altındaki şeyler hep O’nundur)</strong> âyetini okuyunca, derin derin düşünceye daldı. (Yâ Fâtıma! Bu bitmez tükenmez varlıklar, hep sizin tapdığınız Allahın mıdır?) dedi. </span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">Kardeşi (Evet, öyle ya! Şüphe mi var?) dedi. (Yâ Fâtıma! Bizim binbeşyüz kadar altundan, gümüşten, tunçdan, taşdan oymalı, süslü heykellerimiz var. Hiçbirinin, yeryüzünde bir şeyi yok!) diyerek, şaşkınlığı arttı. Biraz daha okudu. <strong>(O’ndan başkasına, tapılmaz, bel bağlanmaz. Herşey, ancak (O’ndan beklenir. En güzel isimler O’nundur)</strong> âyetini düşündü. (Hakikaten, ne kadar doğru) dedi. Habbâb bu sözü işitince, yerinden fırladı. Tekbîr getirdikten sonra, (Müjde yâ Ömer! Resûlullah Allahü teâlâya duâ ederek<strong>, (Yâ Rabbi! Bu dinî, Ebû Cehil ile yâhud Ömer ile kuvvetlendir)</strong> buyurdu. </span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300"></span></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #333300">İşte bu devlet, bu se’âdet sana nasip oldu) dedi. Bu âyet-i kerîme ve bu dua, ömerin kalbindeki düşmanlığı sildi, süpürdü. Hemen, (Resûlullah nerede?) dedi. Kalbi, Resûlullahın sevgisi ile yanmağa başladı. O gün, Resûl-i ekrem (s.a.v.) Safa tepesi yanında, Erkam’ın evinde Eshâbına nasihat veriyordu. Eshâb-ı kirâm toplanmış, onun nurlu cemâlini görmekle, tatlı tesirli sözlerini işitmekle kalblerini cilalıyor, ruhlarını ferahlatıyorlardı.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ASHAB-I BEDR, post: 364143, member: 1013691"] [CENTER][SIZE=3][FONT=book antiqua][COLOR=#333300]Kapıyı çok sert çaldı. O’nu, kılıç belinde, kızgın görünce, yazıyı sakladılar. Habbâb’ı gizlediler. Sonra kapıyı açtılar. İçeri girince (Ne okuyordunuz?) dedi. (Birşey yok) dediler. Kızması artarak, (işittiğim doğru imiş, siz de O’nun sihrine aldanmışsınız), dedi. Sa’îd’i yakasından tutup, yere atdı. Fâtıma kurtarayım derken, onun yüzüne de öfkeli bir tokat indirdi. Yüzünden kan akmaya başladığını görünce, kardeşine acıdı. Fâtıma’nın canı yandı. Kana boyandı ise de, îmân kuvveti, kendisini harekete getirip, Allahü teâlâya sığınarak, (Yâ Ömer! Niçin Allah’dan utanmazsın? Âyetler ve mu’cizeler ile gönderdiği Peygambere inanmazsın? işte ben ve zevcim, müslüman olmakla şereflendik. Başımızı kessen, bundan dönmeyiz) dedi ve kelime-i şehâdeti okudu. Hz. Ömer, yere oturdu. Yumuşak sesle, (Hele şu okuduğunuz kitabı çıkarınız) dedi. Fâtıma, “Sen abdest veya gusül abdesti almadıkça onu sana vermem” dedi. Hz. Ömer abdest aldı. Ondan sonra Kur’an sahifesini Fâtıma getirdi. O’na verdi. Hz. Ömer, güzel okuma bilirdi. Tâhâ sûresini okumağa başladı. Kur’ân-ı kerîmin fesahati, belagatı, mânâları ve üstünlükleri kalbini çok yumuşattı. [B] (Göklerde ve yer yüzünde ve bunların arasında ve toprağın altındaki şeyler hep O’nundur)[/B] âyetini okuyunca, derin derin düşünceye daldı. (Yâ Fâtıma! Bu bitmez tükenmez varlıklar, hep sizin tapdığınız Allahın mıdır?) dedi. Kardeşi (Evet, öyle ya! Şüphe mi var?) dedi. (Yâ Fâtıma! Bizim binbeşyüz kadar altundan, gümüşten, tunçdan, taşdan oymalı, süslü heykellerimiz var. Hiçbirinin, yeryüzünde bir şeyi yok!) diyerek, şaşkınlığı arttı. Biraz daha okudu. [B](O’ndan başkasına, tapılmaz, bel bağlanmaz. Herşey, ancak (O’ndan beklenir. En güzel isimler O’nundur)[/B] âyetini düşündü. (Hakikaten, ne kadar doğru) dedi. Habbâb bu sözü işitince, yerinden fırladı. Tekbîr getirdikten sonra, (Müjde yâ Ömer! Resûlullah Allahü teâlâya duâ ederek[B], (Yâ Rabbi! Bu dinî, Ebû Cehil ile yâhud Ömer ile kuvvetlendir)[/B] buyurdu. İşte bu devlet, bu se’âdet sana nasip oldu) dedi. Bu âyet-i kerîme ve bu dua, ömerin kalbindeki düşmanlığı sildi, süpürdü. Hemen, (Resûlullah nerede?) dedi. Kalbi, Resûlullahın sevgisi ile yanmağa başladı. O gün, Resûl-i ekrem (s.a.v.) Safa tepesi yanında, Erkam’ın evinde Eshâbına nasihat veriyordu. Eshâb-ı kirâm toplanmış, onun nurlu cemâlini görmekle, tatlı tesirli sözlerini işitmekle kalblerini cilalıyor, ruhlarını ferahlatıyorlardı.[/COLOR][/FONT][/SIZE][/CENTER] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
HZ. ÖMER-ÜL-FÂRÛK (Radıyallahü Anh)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst