Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Site Yönetimi ve Forum Duyuruları
Anket Konuları
Risale-i Nur Anketleri
"Hür Adam" Hakkında Yorumlarınız...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Mücahid2" data-source="post: 235852" data-attributes="member: 1011530"><p><strong><span style="font-size: 10px"><span style="color: #0000ff">Hür Adam’ mülȃhazaları</span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">‘Hür Adam’ ile ilgili yazı yazmamış olmayı bir eksiklik olarak addetmiyorum. Zaten birçok yazar meseleyi enine boyuna irdeleyip duruyor. Ancak benim fikrimi ve bakışımı merak eden dostların telkiniyle şahsȋ mülȃhazalarımı ifadeye gayret edeceğim:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">1- Filmin içerdiği göndermelere temas etmeden önce, ‘herkes tarafından sevilip takdir edilen’ ve ‘kitlelere mȃl olmuş’ bir Bediüzzaman algısının bizȃtihi problemli bir tasavvur olduğunu nazara verelim. Modern tasallutla iğfal edilmiş çağdaş zihinlere Bediüzzaman’ı sevdirmenin, hangi eğip bükmeler ve çarpıtmalarla mümkün olacağını tahayyül edebiliyor musunuz? Risale-i Nur’da çok baskın bir “bid’atlara itiraz” vurgusu var. Bugün türlü atraksiyon ve dezenformasyonlarla yeni icadların din diye kabul ettirildiği bir zihnȋ vasatta, bid’at söylemlerle yaka paça olmuş bir zȃtın meydan okumalarını herkesin benimsemesi ne ölçüde mümkündür? İki seçenek var önümüzde: Ya modern algıya teslim-i silah etmiş kafa yapımızı değiştireceğiz; ya da herkese kabul ettirebilme adına Üstad’ın ahkȃma müteallik vurgularını ketmedip, anti milliyetçilik ve Cumhuriyetçilikten mürekkep, suya sabuna dokunmayan bir Bediüzzaman profili ihdȃs edeceğiz. Birincisine yanaşmayanlar, ikincisine meylediyor. Zaten filme yönelen genel ve yüzeysel bir bakış da, ȃhir zaman insanının kulağına hoş gelecek mesajları olan, dindar Cumhuriyetçi, ırkçılıkla mücadeleye kafayı takmış, hatta Türklüğe meylettiği söylenebilecek, mazlumiyeti arabesk bir yordama hapsedilmiş bir kahraman profiline muhatap olduğunu fark edecektir. Yani, olandan çok ‘olması gereken’e kilitlenmiş, daha kabul edilebilir yanları öne çıkarılan bir Bediüzzaman’ı merkeze alan, sentetik bir dil üzerine kurgulanmış bir yapıtla karşı karşıyayız.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">2- Her eser bir emek ürünüdür; bu anlamda film de saygıyı hak ediyor. Kaldı ki ben, filmi teknik açıdan değil de, içerdiği mesajlar bağlamında eleştirmenin çok da hakkaniyetli olacağını düşünmüyorum. Sebebine gelince, ‘Hür Adam’ neticede bir sinema filmidir ve hiçbir film işin ticarȋ boyutu göz önüne alınmadan değerlendirilemez. Ticarȋ boyut da ‘rağbet’ üzerinden şekillenir; her ticarȋ faaliyette olduğu gibi bir sinema filminde de arzı, talep belirler. Dolayısıyla filmde izleyiciye sarkıtılan mesajları enikonu eleştirmeye başlamadan önce bizlerin, yani duruşunu Bediüzzaman ile refere edenlerin, nasıl bir Said Nursȋ algısına müşteri olduğumuz masaya yatırılmalıdır. <strong>Bediüzzaman’ın adı anılınca aklına gelen ilk kelime ‘demokrasi’ olan; ahkȃma taallȗk eden onca atfı ortada dururken, eserlerinden ahkȃmsız bir din algısı çıkarmayı başaran; ömrü bid’alarla mücadele ile geçen bir Ehl-i Sünnet ȃliminden, en önemli meziyeti Cumhuriyetçilik olan bir</strong> ‘<strong>modern mütefekkir</strong>’ <strong>türeten; ecȃnibin istilȃsına karşı muakkiplerini teyakkuza davet eden bir dimağdan beslendiğini söylediği halde Avrupa Birliği türküleri söyleyen; beklenti çıtasını ‘fikir özgürlüğü’ söyleminde sabitleyip, Hukukullah’ı devreden çıkaran birilerine hitap eden bir film, bu çerçevenin dışına nasıl çıksın</strong>? Yönetmen de bunu yapmış zaten! <strong>Kafamızda yaşattığımız modern ezberlere ilişmeyen bir Üstad’ı, oldukça kötü bir sinemasal kurguyla bizlere iade etmiş</strong>. Ne bekliyorduk ki!?</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">3- Filmin teknik eleştirisine gelince, bu konuda uzun uzadıya sarf-ı kelȃm etmeye gerek yok; gayet ehil bir tenkid, Yeni Şafak’ta Dücane Cündioğlu tarafından kaleme alınmış; ilgilenenler onu okuyabilirler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">4- Şu <strong>Şeyh Said meselesindeki geleneksel yanlış algı filme de sirȃyet etmiş</strong>. “<strong>Türklere kılıç çekilmemesi</strong>”, “<strong>Şeyh Said’in ulus merkezli bir kıyama kalkışması</strong>” <strong>türünden ezberlerden sıdkımız sıyrılmıştı ama ana kurgusunda Türklere ve Türklüğe bu denli lüzumsuz vurgular içeren bir eserden daha fazlasını veya farklısını beklemek de safdillik olur</strong>. Bir Abdülhamid eleştirisi, bir de Bediüzzaman’ın destek vermemesi bağlamında Şeyh Said tenkidi, ne yazık ki Nur cȃmiȃsında ayağa düşmüş durumdadır. İki kitap okuyan ve ağabeylerinden ‘orijinal’ iki sohbet dinleyen her Risale-i Nur okurunun, ucuz üç-beş argümana ve ne olduğunu tam bilmediği istibdat iddiasına yaslanıp boyunu aşacak kertede bir Abdülhamid ve Şeyh Said eleştirisine soyunması sizin de canınızı sıkmıyor mu? </span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">5- Bir de bu filme gitmeyi bir vazife olarak görüp, bu tarz telkinȃtı çevresine yayanlar var. <strong>Yok efendim</strong>, “<strong>Recep İvedik</strong>” <strong>filmini bile bu kadar seyreden varken bu film öksüz bırakılmamalıymış türünden hamȃsȋ retoriklere başvuran ‘okur-yazarlar’dan söz ediyorum</strong>. <strong>Aynı kafa, asıl öne çıkarılması gerekenin, Üstad’ın eserleri değil hayatı olduğunu da ifade buyurmuş</strong>. <strong>Acaba eserlerine dönük bu adı konulmamış mesafenin sebebi ne</strong>? Sakın bu yaklaşım, mezkȗr eserlerde sürekli diri tutulan Ehl-i Sünnet vurgusundan rahatsızlığın bir ifadesi olmasın! Öyle ya, işi gücü yeni icadların ateşine odun taşımak olan birinin payına, bid’alara savaş açmış bir Ehl-i Sünnet ȃliminin mazlumiyetinden başka bir şey düşmemesi de çok doğal olsa gerek! Kaldı ki, hiçbir filme gitmek veya gitmemek, dine hizmetin gereği olarak ele alınamaz. Ehl-i din, bir sürü mantığıyla belli işlere kanalize edilmeye alıştırıldığından beri, tepemizde bize yön veren birilerini dönüştürmeyi başaranlar, hepimizin toptan dönüşmesini temin eder oldular. Bırakın giden gitsin, beğenen beğensin… Size ne? <strong>Hem herkes Bediüzzaman’ı tanıyınca başımız göğe mi erecek</strong>? <strong>Tanınan Bediüzzaman hakiki Bediüzzaman mı olacak; bize yedirilmeye çalışılan Bediüzzaman mı</strong>? <strong>Mevlȃnȃ’yı herkes biliyor da ne oluyor</strong>? Hem siz sinemalarla vs. milleti intibaha getirip, Bediüzzaman’a sahip çıktığınızı falan sanacağınıza, bu ümmetin itikadına sapladığınız hançeri çıkarın bağrımızdan! Şahsınıza değil, dört mezhebin söylediğine çağırın insanları. Vazgeçin ıslah etiketiyle dini tahrif etmekten! Sizin şerrinizden emin olduklarında müslümanların selȃmeti için böyle toplu yönlendirmelere de ihtiyaç kalmayacaktır. Elinizi çekerseniz, Bediüzzaman’ın mirasına sahip çıkmanın onu kargacık burgacık anlatan bir filme gitmekle olmayacağı da tebȃrüz eder!</span></span></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px">Burak Ertürk</span></span></strong></p><p><a href="http://www.darulhikme.org.tr/?sf=haber&haberid=749&ktg=61" target="_blank">Temas edilesi konular–3-darulhikme.org.tr</a></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Mücahid2, post: 235852, member: 1011530"] [B][SIZE=2][COLOR=#0000ff]Hür Adam’ mülȃhazaları[/COLOR][/SIZE][/B] [FONT=Verdana][SIZE=2]‘Hür Adam’ ile ilgili yazı yazmamış olmayı bir eksiklik olarak addetmiyorum. Zaten birçok yazar meseleyi enine boyuna irdeleyip duruyor. Ancak benim fikrimi ve bakışımı merak eden dostların telkiniyle şahsȋ mülȃhazalarımı ifadeye gayret edeceğim:[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]1- Filmin içerdiği göndermelere temas etmeden önce, ‘herkes tarafından sevilip takdir edilen’ ve ‘kitlelere mȃl olmuş’ bir Bediüzzaman algısının bizȃtihi problemli bir tasavvur olduğunu nazara verelim. Modern tasallutla iğfal edilmiş çağdaş zihinlere Bediüzzaman’ı sevdirmenin, hangi eğip bükmeler ve çarpıtmalarla mümkün olacağını tahayyül edebiliyor musunuz? Risale-i Nur’da çok baskın bir “bid’atlara itiraz” vurgusu var. Bugün türlü atraksiyon ve dezenformasyonlarla yeni icadların din diye kabul ettirildiği bir zihnȋ vasatta, bid’at söylemlerle yaka paça olmuş bir zȃtın meydan okumalarını herkesin benimsemesi ne ölçüde mümkündür? İki seçenek var önümüzde: Ya modern algıya teslim-i silah etmiş kafa yapımızı değiştireceğiz; ya da herkese kabul ettirebilme adına Üstad’ın ahkȃma müteallik vurgularını ketmedip, anti milliyetçilik ve Cumhuriyetçilikten mürekkep, suya sabuna dokunmayan bir Bediüzzaman profili ihdȃs edeceğiz. Birincisine yanaşmayanlar, ikincisine meylediyor. Zaten filme yönelen genel ve yüzeysel bir bakış da, ȃhir zaman insanının kulağına hoş gelecek mesajları olan, dindar Cumhuriyetçi, ırkçılıkla mücadeleye kafayı takmış, hatta Türklüğe meylettiği söylenebilecek, mazlumiyeti arabesk bir yordama hapsedilmiş bir kahraman profiline muhatap olduğunu fark edecektir. Yani, olandan çok ‘olması gereken’e kilitlenmiş, daha kabul edilebilir yanları öne çıkarılan bir Bediüzzaman’ı merkeze alan, sentetik bir dil üzerine kurgulanmış bir yapıtla karşı karşıyayız.[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]2- Her eser bir emek ürünüdür; bu anlamda film de saygıyı hak ediyor. Kaldı ki ben, filmi teknik açıdan değil de, içerdiği mesajlar bağlamında eleştirmenin çok da hakkaniyetli olacağını düşünmüyorum. Sebebine gelince, ‘Hür Adam’ neticede bir sinema filmidir ve hiçbir film işin ticarȋ boyutu göz önüne alınmadan değerlendirilemez. Ticarȋ boyut da ‘rağbet’ üzerinden şekillenir; her ticarȋ faaliyette olduğu gibi bir sinema filminde de arzı, talep belirler. Dolayısıyla filmde izleyiciye sarkıtılan mesajları enikonu eleştirmeye başlamadan önce bizlerin, yani duruşunu Bediüzzaman ile refere edenlerin, nasıl bir Said Nursȋ algısına müşteri olduğumuz masaya yatırılmalıdır. [B]Bediüzzaman’ın adı anılınca aklına gelen ilk kelime ‘demokrasi’ olan; ahkȃma taallȗk eden onca atfı ortada dururken, eserlerinden ahkȃmsız bir din algısı çıkarmayı başaran; ömrü bid’alarla mücadele ile geçen bir Ehl-i Sünnet ȃliminden, en önemli meziyeti Cumhuriyetçilik olan bir[/B] ‘[B]modern mütefekkir[/B]’ [B]türeten; ecȃnibin istilȃsına karşı muakkiplerini teyakkuza davet eden bir dimağdan beslendiğini söylediği halde Avrupa Birliği türküleri söyleyen; beklenti çıtasını ‘fikir özgürlüğü’ söyleminde sabitleyip, Hukukullah’ı devreden çıkaran birilerine hitap eden bir film, bu çerçevenin dışına nasıl çıksın[/B]? Yönetmen de bunu yapmış zaten! [B]Kafamızda yaşattığımız modern ezberlere ilişmeyen bir Üstad’ı, oldukça kötü bir sinemasal kurguyla bizlere iade etmiş[/B]. Ne bekliyorduk ki!?[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]3- Filmin teknik eleştirisine gelince, bu konuda uzun uzadıya sarf-ı kelȃm etmeye gerek yok; gayet ehil bir tenkid, Yeni Şafak’ta Dücane Cündioğlu tarafından kaleme alınmış; ilgilenenler onu okuyabilirler.[/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]4- Şu [B]Şeyh Said meselesindeki geleneksel yanlış algı filme de sirȃyet etmiş[/B]. “[B]Türklere kılıç çekilmemesi[/B]”, “[B]Şeyh Said’in ulus merkezli bir kıyama kalkışması[/B]” [B]türünden ezberlerden sıdkımız sıyrılmıştı ama ana kurgusunda Türklere ve Türklüğe bu denli lüzumsuz vurgular içeren bir eserden daha fazlasını veya farklısını beklemek de safdillik olur[/B]. Bir Abdülhamid eleştirisi, bir de Bediüzzaman’ın destek vermemesi bağlamında Şeyh Said tenkidi, ne yazık ki Nur cȃmiȃsında ayağa düşmüş durumdadır. İki kitap okuyan ve ağabeylerinden ‘orijinal’ iki sohbet dinleyen her Risale-i Nur okurunun, ucuz üç-beş argümana ve ne olduğunu tam bilmediği istibdat iddiasına yaslanıp boyunu aşacak kertede bir Abdülhamid ve Şeyh Said eleştirisine soyunması sizin de canınızı sıkmıyor mu? [/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=2]5- Bir de bu filme gitmeyi bir vazife olarak görüp, bu tarz telkinȃtı çevresine yayanlar var. [B]Yok efendim[/B], “[B]Recep İvedik[/B]” [B]filmini bile bu kadar seyreden varken bu film öksüz bırakılmamalıymış türünden hamȃsȋ retoriklere başvuran ‘okur-yazarlar’dan söz ediyorum[/B]. [B]Aynı kafa, asıl öne çıkarılması gerekenin, Üstad’ın eserleri değil hayatı olduğunu da ifade buyurmuş[/B]. [B]Acaba eserlerine dönük bu adı konulmamış mesafenin sebebi ne[/B]? Sakın bu yaklaşım, mezkȗr eserlerde sürekli diri tutulan Ehl-i Sünnet vurgusundan rahatsızlığın bir ifadesi olmasın! Öyle ya, işi gücü yeni icadların ateşine odun taşımak olan birinin payına, bid’alara savaş açmış bir Ehl-i Sünnet ȃliminin mazlumiyetinden başka bir şey düşmemesi de çok doğal olsa gerek! Kaldı ki, hiçbir filme gitmek veya gitmemek, dine hizmetin gereği olarak ele alınamaz. Ehl-i din, bir sürü mantığıyla belli işlere kanalize edilmeye alıştırıldığından beri, tepemizde bize yön veren birilerini dönüştürmeyi başaranlar, hepimizin toptan dönüşmesini temin eder oldular. Bırakın giden gitsin, beğenen beğensin… Size ne? [B]Hem herkes Bediüzzaman’ı tanıyınca başımız göğe mi erecek[/B]? [B]Tanınan Bediüzzaman hakiki Bediüzzaman mı olacak; bize yedirilmeye çalışılan Bediüzzaman mı[/B]? [B]Mevlȃnȃ’yı herkes biliyor da ne oluyor[/B]? Hem siz sinemalarla vs. milleti intibaha getirip, Bediüzzaman’a sahip çıktığınızı falan sanacağınıza, bu ümmetin itikadına sapladığınız hançeri çıkarın bağrımızdan! Şahsınıza değil, dört mezhebin söylediğine çağırın insanları. Vazgeçin ıslah etiketiyle dini tahrif etmekten! Sizin şerrinizden emin olduklarında müslümanların selȃmeti için böyle toplu yönlendirmelere de ihtiyaç kalmayacaktır. Elinizi çekerseniz, Bediüzzaman’ın mirasına sahip çıkmanın onu kargacık burgacık anlatan bir filme gitmekle olmayacağı da tebȃrüz eder![/SIZE][/FONT] [B][FONT=Verdana][SIZE=2]Burak Ertürk[/SIZE][/FONT][/B] [url=http://www.darulhikme.org.tr/?sf=haber&haberid=749&ktg=61]Temas edilesi konular–3-darulhikme.org.tr[/url] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Site Yönetimi ve Forum Duyuruları
Anket Konuları
Risale-i Nur Anketleri
"Hür Adam" Hakkında Yorumlarınız...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst