Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 7. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 189040" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>PEYGAMBER EFENDİMİZ, MEKKE'DE</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Resûlullah, müstesna bir ihtişam ve vekarla, devesi Kasva'nın üzerinde Mekke'ye girdi. Müslümanlar, etrafında tecessüm etmiş nurdan yıldızları andırıyorlardı. Bu yıldızların arasında Server-i Kâinat Efendimiz, bir güneş gibi parlıyordu. Tam bir intizam ve haşmet içinde adım adım Kâbe-i Muazza-ma'ya, Beytullah'a yaklaşıyorlardı. "Lebbeyk Allahümme Lebbeyk!" nidaları Mekke'nin her tarafına yayılıyor, dağlar, taşlar bu nurânî sadâya cevap veriyorlardı. Müşrikler ise bu kuydu yerlerde, dağ başlarında âdeta bu ulvî sadâya kulaklarını tıkamış, bu haşmetli manzara karşısında gözlerini kapatmışlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">Kasva'nın yuları Şâir Abdullah b. Ravaha'nın elindeydi. Hz. Resûlullah'ın önünde gidiyor ve şu şiirini söylüyordu:</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"Ey kâfir oğulları!.. Resûlullah'ın yolundan çekiliniz! "Rahman olan Allah, onun hak peygamber olduğuna dair â-yetler indirdi.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"Bütün hayır ve iyilik Allah Resulünde ve onun yolundadır.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"En hayırlı, en şerefli ölüm de onun yolunda çarpışarak ölmektir!"654</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu ulvî ve nurânî manzara arasında Resûl-i Ekrem ve Müslümanlar, telbiyelerle Beytullah'a vardılar. Resûl-i Ekrem, Mescid-i Haram'a girince, omuz ihramının bir ucunu sağ koltuğunun altından alıp sol omuzunun üzerine atarak sağ omuzunu açtı ve, "Bugün, kendisini, şu şirk ehline kuvvetli ve zinde gösterecek olan kahramanları, Allah rahmetiyle yargılasın, esirgesin!"655 buyurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Sonra, sahabîlere, Kâbe-i Muazzama'yı üç kere koşa koşa ve omuzlarını silke silke tavaf etmelerini emretti*656 Zîra, Kureyş müşrikleri, "Yanımızdan çıkıp gittikten sonra Muhammed ve ashabı hastalık ve yoksulluğa uğramıştır!" şeklinde dedikoduda bulunarak, bir nevi kendilerini teselli etmeye çalışıyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Cenâb-ı Hakk, bütün bu dedikodularını sevgili Resulüne bildirdiği için, o da Ashab-ı Kiram'a güçlü ve kuvvetli görünmelerini emrediyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Kabe 'yi Tavaf</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hâtemû'l-Enbiya Efendimiz, Kasva'nın üzerinde idi. Kas-va'nın yuları ise Abdullah b. Ravaha'nın elindeydi. Sahabîler de sağ omuzlarını açmış, tavaf için bekliyorlardı.Peygamber Efendimiz, Hacerü'l-Esved'in yanına vardı ve elindeki değnekle dokunarak onu istilâm etti; sonra da değneği öptü. Ashab-ı Kiram da aynı şeyi yaptı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ashab-ı Güzin, tavafın ilk üç devresinde, Peygamberimizin emri gereği, hızlı hızlı ve çalımlı yürüdüler. Üç tavafı böylece tamamladılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">Abdullah b. Ravaha, hem Kabe'yi tavaf ediyor, hem de şiir söylemeye devam ediyordu:</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"O Allah'ın ismiyle başlarım ki, dininden başka gerçek din yoktur O'nun...</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"O Allah'ın ismiyle başlarım ki, Muhammed Resulüdür O'nun!..</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"Çekilin, ey kâfir oğulları, Resûlullah'ın yolundan!.."</span>657 Hz. Ömer, bu hareketinden hoşlanmadı:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ey İbn-i Ravaha!.. Sen, Resûlullah'ın önünde, Allah'ın Ha-rem'inde bu şiiri söyleyip duracak mısın?" diyerek susmasını istedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ömer'e şâirine bedel <span style="color: Red"><span style="color: Red">Resûl-i Zîşan Efendimiz, "Ey Ö-mer!.. Ona mâni olma! Vallahi, onun sözleri, bu Kureyş müşriklerine ok yağdırmaktan daha çok tesirlidir.</span>"658 diyerek cevap verdi; sonra da Abdullah b. Ravaha'ya dönerek, "Devam et, devam et, ey İbn-i Ravaha!.." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer sustu.</span>659</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Aradan bir müddet geçtikten sonra<span style="color: Red"> Resûl-i Zîşan Efendimiz, Abdullah b. Ravaha'ya, "Allah'tan başka ilâh ve mâbud yoktur, bir olan O'dur, va'dini gerçekleştiren O'dur, Bu kuluna nusret veren O'dur, askerlerine kuvvet veren O'dur, toplanmış bulunan kabîleleri bozguna uğratan da yalnız O'dur."</span>660 mealindeki duayı okumasını emretti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ashab-ı Kiram da, Hz. Resûlullah'ın öğrettiği bu duayı hep bir ağızdan söylemeye başladılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 189040, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]PEYGAMBER EFENDİMİZ, MEKKE'DE[/B][/COLOR] Hz. Resûlullah, müstesna bir ihtişam ve vekarla, devesi Kasva'nın üzerinde Mekke'ye girdi. Müslümanlar, etrafında tecessüm etmiş nurdan yıldızları andırıyorlardı. Bu yıldızların arasında Server-i Kâinat Efendimiz, bir güneş gibi parlıyordu. Tam bir intizam ve haşmet içinde adım adım Kâbe-i Muazza-ma'ya, Beytullah'a yaklaşıyorlardı. "Lebbeyk Allahümme Lebbeyk!" nidaları Mekke'nin her tarafına yayılıyor, dağlar, taşlar bu nurânî sadâya cevap veriyorlardı. Müşrikler ise bu kuydu yerlerde, dağ başlarında âdeta bu ulvî sadâya kulaklarını tıkamış, bu haşmetli manzara karşısında gözlerini kapatmışlardı. [COLOR="DarkRed"]Kasva'nın yuları Şâir Abdullah b. Ravaha'nın elindeydi. Hz. Resûlullah'ın önünde gidiyor ve şu şiirini söylüyordu: "Ey kâfir oğulları!.. Resûlullah'ın yolundan çekiliniz! "Rahman olan Allah, onun hak peygamber olduğuna dair â-yetler indirdi. "Bütün hayır ve iyilik Allah Resulünde ve onun yolundadır. "En hayırlı, en şerefli ölüm de onun yolunda çarpışarak ölmektir!"654[/COLOR] Bu ulvî ve nurânî manzara arasında Resûl-i Ekrem ve Müslümanlar, telbiyelerle Beytullah'a vardılar. Resûl-i Ekrem, Mescid-i Haram'a girince, omuz ihramının bir ucunu sağ koltuğunun altından alıp sol omuzunun üzerine atarak sağ omuzunu açtı ve, "Bugün, kendisini, şu şirk ehline kuvvetli ve zinde gösterecek olan kahramanları, Allah rahmetiyle yargılasın, esirgesin!"655 buyurdu. Sonra, sahabîlere, Kâbe-i Muazzama'yı üç kere koşa koşa ve omuzlarını silke silke tavaf etmelerini emretti*656 Zîra, Kureyş müşrikleri, "Yanımızdan çıkıp gittikten sonra Muhammed ve ashabı hastalık ve yoksulluğa uğramıştır!" şeklinde dedikoduda bulunarak, bir nevi kendilerini teselli etmeye çalışıyorlardı. Cenâb-ı Hakk, bütün bu dedikodularını sevgili Resulüne bildirdiği için, o da Ashab-ı Kiram'a güçlü ve kuvvetli görünmelerini emrediyordu. [COLOR="DarkGreen"][B]Kabe 'yi Tavaf[/B][/COLOR] Hâtemû'l-Enbiya Efendimiz, Kasva'nın üzerinde idi. Kas-va'nın yuları ise Abdullah b. Ravaha'nın elindeydi. Sahabîler de sağ omuzlarını açmış, tavaf için bekliyorlardı.Peygamber Efendimiz, Hacerü'l-Esved'in yanına vardı ve elindeki değnekle dokunarak onu istilâm etti; sonra da değneği öptü. Ashab-ı Kiram da aynı şeyi yaptı. Ashab-ı Güzin, tavafın ilk üç devresinde, Peygamberimizin emri gereği, hızlı hızlı ve çalımlı yürüdüler. Üç tavafı böylece tamamladılar. [COLOR="DarkRed"]Abdullah b. Ravaha, hem Kabe'yi tavaf ediyor, hem de şiir söylemeye devam ediyordu: "O Allah'ın ismiyle başlarım ki, dininden başka gerçek din yoktur O'nun... "O Allah'ın ismiyle başlarım ki, Muhammed Resulüdür O'nun!.. "Çekilin, ey kâfir oğulları, Resûlullah'ın yolundan!.."[/COLOR]657 Hz. Ömer, bu hareketinden hoşlanmadı: "Ey İbn-i Ravaha!.. Sen, Resûlullah'ın önünde, Allah'ın Ha-rem'inde bu şiiri söyleyip duracak mısın?" diyerek susmasını istedi. Hz. Ömer'e şâirine bedel [COLOR="Red"][COLOR="Red"]Resûl-i Zîşan Efendimiz, "Ey Ö-mer!.. Ona mâni olma! Vallahi, onun sözleri, bu Kureyş müşriklerine ok yağdırmaktan daha çok tesirlidir.[/COLOR]"658 diyerek cevap verdi; sonra da Abdullah b. Ravaha'ya dönerek, "Devam et, devam et, ey İbn-i Ravaha!.." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer sustu.[/COLOR]659 Aradan bir müddet geçtikten sonra[COLOR="Red"] Resûl-i Zîşan Efendimiz, Abdullah b. Ravaha'ya, "Allah'tan başka ilâh ve mâbud yoktur, bir olan O'dur, va'dini gerçekleştiren O'dur, Bu kuluna nusret veren O'dur, askerlerine kuvvet veren O'dur, toplanmış bulunan kabîleleri bozguna uğratan da yalnız O'dur."[/COLOR]660 mealindeki duayı okumasını emretti. Ashab-ı Kiram da, Hz. Resûlullah'ın öğrettiği bu duayı hep bir ağızdan söylemeye başladılar. [/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 7. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst