Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 5. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 186052" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Münafıkların Dedikoduları</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, Hz. Zeyneb'Ie evlenince, her meselede fırsat kollayıp Müslümanlar arasında fitne ve fesad çıkarmaya can atan münafıklar, bu meselede de ileri geri konuşmaya başladılar. Câhiliyye devri inancına göre, evlâdlığın boşadı-ğı karısını almayı haram sayıp, bunu Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhinde dedikodu vesilesi yapıp, "Muhammed, evlâdın karısıyla evlenmeyi haram kıldı, kendisi ise oğlu Zeyd'in boşadı-ğı karısıyla evlendi." yaygaraya başladılar.269</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p> <span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Gelen vahiy bu hususa da cevap veriyordu: <span style="color: Red">"Muhammed, erkeklerinizden hiçbirinin öz babası değildir (Tabiî ki, Zeyd'in de öz babası değildir). Fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir."</span>270</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamberlerin, ümmetlerine bir baba gibi nazar ve hitabları risâlet vazifesi itibarıyladır, beşerî şahsiyetleri itibarıyla değildir. Bu bakımdan, elbette onlardan zevce almanın uygun olmayacağından bahsedilemez. Kur'ân-ı Kerîm, zihinlerde bu hususta uyanacak herhangi bir istifhamı bertaraf etmek maksadıyla, mealini aldığımız son âyet-i kerîmeyle manen şöyle demektetir:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Peygamber rahmet-i İlâhîye hesabıyla size şefkat eder, pe-derâne muamele eder ve risâlet nâmına siz onun evlâdı gibisiniz. Fakat şahsîyet-i insaniye itibarıyla pederiniz değildir ki sizden zevce alması münasip düşmesin! Ve sizlere 'Oğlum.' dese, ahkâm-ı şeriat itibarıyla siz onun evlâdı olamazsınız!"</span>271</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">Böyle birçok cihetten hikmetleri bulunan ve hayırlara vesile olan bu pâk ve nezih evliliğe toz kondurmak ve bununla da— olduğunu bilmiyorsanız, o hâlde onlar dinde sizin kardeşleriniz olmakla beraber, dostlarınızdır da... Hata etliklerinizde ise, size bir vebal yoktur. Allah Teâlâ, kullarının geçmiş günahlarını mağrifet ve gelecekte merhamet eder." </span>(Ahzab, 4-5). hâşâ— Resûl-i Kibriya Efendimizin yüce şahsiyetine gölge düşürmek niyetiyle çırpınıp duranların, hüsn-i niyetten ne kadar uzak ve maksatlı hareket ettikleri, elbette ki bu izahlarımız neticesinde, basiret ve feraset sahibi mü'minlerin gözünden kaçmaz.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Düğün Ziyafeti ve Bir Mucize</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Evliliklerinde ashabına düğün ziyafeti tertiplemek, Resûl-i Ekrem Efendimizin bir âdeti idi. Bu âdet, Müslümanlar arasında da günümüze kadar sünnet olarak devam edip gelmiştir.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Fahr-i Kâinat Efendimiz, Hz. Zeyneb'le evlendiği gün, Enes b. Mâlik'in annesi Ümmü Süleym, kendilerine yağda kavrulmuş biraz Medine hurması gönderdi. Gönderilen hurma küçük bir kap içinde ancak Peygamber Efendimiz ve Hz. Zeyneb'e kâfi gelebilecek kadardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hâdiseyi, bu bir avuç hurmayı getiren "Hadim-i Nebevi" unvanıyla şöhret bulan Hz. Enes b. Mâlik şöyle anlatır:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Nebî (s.a.v.), götürdüğümü kabul etti ve, 'Bana, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali'yi (r.a.) çağır.' diye emretti; bu arada daha birçok kimsenin ismini zikretti. Resûlullah'ın azıcık bir yiyecek için birçok kimseyi çağırmayı bana emretmesine şaştım. Ama emrine aykırı hareket edemezdim. Onların hepsini çağırdım.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Bu sefer bana, 'Bak, mescidde kim varsa, onları da çağır.' dedi. Öyle yaptım. Mescide gidip, orada namaz kılan kimi buldumsa onlara, 'Resûlullah'ın düğün ziyafetine buyurunuz!' dedim. Geldiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Nihayet sofa doldu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Bana, 'Mescidde kimse kalmadı mı?' diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"'Hayır.' dedim.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Bu sefer, 'Bak, yolda kim varsa, onları da çağır." dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Çağırdım. Odalar da doldu. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"'Gelmeyen kimse kaldı mı?' diye sordular. '"Hayır, yâ Resûlallah!..' dedim. '"Haydi, çanağı getir.' buyurdu. "Getirip önüne koydum.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Elini çanağın üzerine koyup bereket duasında bulundu. Bundan sonra, 'Onar onar halkalansınlar ve herkes kendi ö-nünden yesin.' buyurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Davetliler, emredilen şekil üzere oturarak doyuncaya kadar yediler. Böylece bütün davetliler bölük bölük gelip yiyip gittiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ben çanaktaki hurmaya ve yağa bakıyordum. Sofada ve o-dalarda bulunanların hepsi ondan doyuncaya kadar yediler. Çanakta kalan ise getirdiğim kadardı!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Resûlullah bana, 'Ey Enes, kaldır!' diye emretti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ben de çanağı kaldırdım. Sonra da annemin yanına vardım. Hâdiseyi olduğu gibi anlattım.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Annem de bana, 'Hiç hayret etmene gerek yok! Eğer Allah, ondan bütün Medinelilerin yemesini dilemiş olsaydı, hepsi de yer ve doyarlardı.' dedi."272</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) dini, daveti ve risâleti umumî olduğu için, hemen hemen kâinatın her nevinden mucizelere mazhar olmuştur. Duasıyla yemeklerin bereketlenmesi hususunda da birçok mucize göstermişlerdir. Mevzuyla ilgisi bakımından bu mucizeyi burada naklettik. Ve, dua ediyoruz:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Black">"Yâ Rab!.. Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) bereketi hürmetine bize ihsan ettiğin maddî ve manevî rızkımıza bereket ihsan eyle!"</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 186052, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]Münafıkların Dedikoduları[/B][/COLOR] Peygamber Efendimiz, Hz. Zeyneb'Ie evlenince, her meselede fırsat kollayıp Müslümanlar arasında fitne ve fesad çıkarmaya can atan münafıklar, bu meselede de ileri geri konuşmaya başladılar. Câhiliyye devri inancına göre, evlâdlığın boşadı-ğı karısını almayı haram sayıp, bunu Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhinde dedikodu vesilesi yapıp, "Muhammed, evlâdın karısıyla evlenmeyi haram kıldı, kendisi ise oğlu Zeyd'in boşadı-ğı karısıyla evlendi." yaygaraya başladılar.269 Gelen vahiy bu hususa da cevap veriyordu: [COLOR="Red"]"Muhammed, erkeklerinizden hiçbirinin öz babası değildir (Tabiî ki, Zeyd'in de öz babası değildir). Fakat o, Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir."[/COLOR]270 Peygamberlerin, ümmetlerine bir baba gibi nazar ve hitabları risâlet vazifesi itibarıyladır, beşerî şahsiyetleri itibarıyla değildir. Bu bakımdan, elbette onlardan zevce almanın uygun olmayacağından bahsedilemez. Kur'ân-ı Kerîm, zihinlerde bu hususta uyanacak herhangi bir istifhamı bertaraf etmek maksadıyla, mealini aldığımız son âyet-i kerîmeyle manen şöyle demektetir: [COLOR="Red"]"Peygamber rahmet-i İlâhîye hesabıyla size şefkat eder, pe-derâne muamele eder ve risâlet nâmına siz onun evlâdı gibisiniz. Fakat şahsîyet-i insaniye itibarıyla pederiniz değildir ki sizden zevce alması münasip düşmesin! Ve sizlere 'Oğlum.' dese, ahkâm-ı şeriat itibarıyla siz onun evlâdı olamazsınız!"[/COLOR]271 [COLOR="Red"]Böyle birçok cihetten hikmetleri bulunan ve hayırlara vesile olan bu pâk ve nezih evliliğe toz kondurmak ve bununla da— olduğunu bilmiyorsanız, o hâlde onlar dinde sizin kardeşleriniz olmakla beraber, dostlarınızdır da... Hata etliklerinizde ise, size bir vebal yoktur. Allah Teâlâ, kullarının geçmiş günahlarını mağrifet ve gelecekte merhamet eder." [/COLOR](Ahzab, 4-5). hâşâ— Resûl-i Kibriya Efendimizin yüce şahsiyetine gölge düşürmek niyetiyle çırpınıp duranların, hüsn-i niyetten ne kadar uzak ve maksatlı hareket ettikleri, elbette ki bu izahlarımız neticesinde, basiret ve feraset sahibi mü'minlerin gözünden kaçmaz. [COLOR="DarkGreen"][B]Düğün Ziyafeti ve Bir Mucize[/B][/COLOR] Evliliklerinde ashabına düğün ziyafeti tertiplemek, Resûl-i Ekrem Efendimizin bir âdeti idi. Bu âdet, Müslümanlar arasında da günümüze kadar sünnet olarak devam edip gelmiştir. Fahr-i Kâinat Efendimiz, Hz. Zeyneb'le evlendiği gün, Enes b. Mâlik'in annesi Ümmü Süleym, kendilerine yağda kavrulmuş biraz Medine hurması gönderdi. Gönderilen hurma küçük bir kap içinde ancak Peygamber Efendimiz ve Hz. Zeyneb'e kâfi gelebilecek kadardı. Hâdiseyi, bu bir avuç hurmayı getiren "Hadim-i Nebevi" unvanıyla şöhret bulan Hz. Enes b. Mâlik şöyle anlatır: "Nebî (s.a.v.), götürdüğümü kabul etti ve, 'Bana, Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Ali'yi (r.a.) çağır.' diye emretti; bu arada daha birçok kimsenin ismini zikretti. Resûlullah'ın azıcık bir yiyecek için birçok kimseyi çağırmayı bana emretmesine şaştım. Ama emrine aykırı hareket edemezdim. Onların hepsini çağırdım. "Bu sefer bana, 'Bak, mescidde kim varsa, onları da çağır.' dedi. Öyle yaptım. Mescide gidip, orada namaz kılan kimi buldumsa onlara, 'Resûlullah'ın düğün ziyafetine buyurunuz!' dedim. Geldiler. "Nihayet sofa doldu. "Bana, 'Mescidde kimse kalmadı mı?' diye sordu. "'Hayır.' dedim. "Bu sefer, 'Bak, yolda kim varsa, onları da çağır." dedi. "Çağırdım. Odalar da doldu. "'Gelmeyen kimse kaldı mı?' diye sordular. '"Hayır, yâ Resûlallah!..' dedim. '"Haydi, çanağı getir.' buyurdu. "Getirip önüne koydum. "Elini çanağın üzerine koyup bereket duasında bulundu. Bundan sonra, 'Onar onar halkalansınlar ve herkes kendi ö-nünden yesin.' buyurdu. "Davetliler, emredilen şekil üzere oturarak doyuncaya kadar yediler. Böylece bütün davetliler bölük bölük gelip yiyip gittiler. "Ben çanaktaki hurmaya ve yağa bakıyordum. Sofada ve o-dalarda bulunanların hepsi ondan doyuncaya kadar yediler. Çanakta kalan ise getirdiğim kadardı! "Resûlullah bana, 'Ey Enes, kaldır!' diye emretti. "Ben de çanağı kaldırdım. Sonra da annemin yanına vardım. Hâdiseyi olduğu gibi anlattım. "Annem de bana, 'Hiç hayret etmene gerek yok! Eğer Allah, ondan bütün Medinelilerin yemesini dilemiş olsaydı, hepsi de yer ve doyarlardı.' dedi."272 Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) dini, daveti ve risâleti umumî olduğu için, hemen hemen kâinatın her nevinden mucizelere mazhar olmuştur. Duasıyla yemeklerin bereketlenmesi hususunda da birçok mucize göstermişlerdir. Mevzuyla ilgisi bakımından bu mucizeyi burada naklettik. Ve, dua ediyoruz: [COLOR="Black"]"Yâ Rab!.. Resûl-i Ekrem'in (s.a.v.) bereketi hürmetine bize ihsan ettiğin maddî ve manevî rızkımıza bereket ihsan eyle!"[/COLOR][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 5. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst