Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 185085" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>PEYGAMBERİMİZİN, ŞEHİDLER ARASINDA DOLAŞMASI</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Uhud Dağı, Uhud şehiclleri ve Hz. Hamza'nın kabri</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Düşman kuvvetler, harb meydanını terk edip Mekke'ye doğru hareket edince, Peygamber Efendimiz mücâhidlerle birlikte çıktığı kayalıktan indi. Cesetleriyle yerde yatan, fakat ruhlarıyla yüksek âlemlerde pervaz eden şehidler arasında dolaştı. Gönlü hüzünle doluydu. Kadere teslimiyetin verdiği inşirah olmasaydı manzara seyredilecek gibi değildi. En güzide sahabîlerini kaybetmişti. Kureyş müşrikleri şehidler hakkında vahşîce muamelelerde bulunmuşlardı. Çoğunu parça parça ederek tanınmaz hâle getirmişlerdi. Onların arasında durdu. İçler parçalayıcı manzarayı bir müddet hüzünle seyrettikten sonra, "Ben, Kıyamet Gününde, şu şehidlerin Allah yolunda canlarını feda ettiklerine şâhidlik edeceğim." buyurdu. Daha sonra ashabına dönerek, "Bunları, kanlarıyla sarıp gömünüz! Allah yolunda çarpışarak yara alanlar, Kıyamet Gününde Mahşer'e yaralan kanayarak geleceklerdir. Kanlarının rengi kan rengi, ama kokuları mis kokusu gibi olacaktır." diye ferman etti.174</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Peygamberimiz, Hz. Hamza 'nıtı Cesedi Başında</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">şehidler arasında Efendimizin amcası kahraman sahabî Hz. Hamza da vardı. Kamı yarılmış, ciğeri çıkarılmış, burnu ve kulakları kesilmiş, cesedi parça parça edilmişti. Zor tanınıyordu. Onun mübarek cismini gören Resûli Kibriya Efendimiz, öylesine üzüldü, öylesine elem duydu ki, bir anda gözlerinden yaşlar boşandı. O âna kadar öylesine mahzun olduğu görülmemişti. "Seyyidü'şşüheda [şehidlerin Efendisi]" olan bu cesaret âbidesi şahabının cesedi başında durdu. Gözyaşları arasında ona şöyle seslendi:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ey Hamza!.. Hiçbir zaman, hiçbir kimse senin gibi böyle bir musibete uğramamış ve uğramayacaktır! Benim için bundan daha büyük bir musibet olamaz!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Ey Resûlullah'ın amcası Hamza!.. Ey Allah'ın ve Resulünün arslanı Hamza!.. Ey hayırlar işleyen Hamza!.. Ey Resûlullah'a koruyucu olan Hamza!.. Allah, sana rahmet etsin! Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi, sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım!"175</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">O esnada, Medine tarafından, tozu dumana kata kata birinin gelmekte olduğu görüldü. Yaklaşan, bir kadın idi. Hz. Hamza'nın anne baba bir kardeşi olan Hz. Safiyye idi bu... Kardeşinin durumunu öğrenmek istiyordu. Önüne gelene Hz. Hamza'nın nerede olduğunu, kendisine nelerin yapıldığını soruyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Resûlullah, yaklaşmakta olduğunu görünce, oğlu Hz. Zübeyr b. Avvam'a, "Annene söyle: Geri dönsün, kardeşinin cesedini görmesin." diye emretti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Zübeyr, annesini karşıladı. "Anneciğim!.. Resûlullah, 'Geri dönsün.' diye emretti!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Safıyye, "Eğer ona yapılanı görmemek için döneceksem, ben zâten kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrenmişim. O, bu musibete Allah yolunda uğramıştır. Biz, Allah yolunda bundan daha beterine de razıyız. Sevabını Allah'tan bekleyeceğiz. İnşallah sabredip katlanacağız."176 diye kahramanca cevap verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Zübeyr, gelip durumu haber verince, Efendimiz, Hz. Safıyye'nin, kardeşi Hz. Hamza'yı görmesine müsaade buyurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Safıyye, Şehidlerin Efendisi olan kardeşinin yanına vardı, başucunda oturdu, sessizce ağlamaya başladı. Yanında duran Resûli Ekrem Efendimiz de bu manzara karşısında gözyaşlarını tutamadı. Bu hazin ve ibretli manzaraya Hz. Fâtıma da gelip gözyaşlarıyla katılınca, ortalığı bir başka duygulu, içli ve acıklı hava kapladı. Allah'ın kaderine gönülden tereddütsüz teslim olmuş Hz. Safıyye, musibete karşı sabrın ifadesi olan "İnnâ lillah ve innâ ileyhi raciûn." âyeti kerimesini okudu, azîz kardeşine de Allah'tan rahmet ve mağrifet dileğinde bulundu.177</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">O esnada Hz. Cebrail geldi; Peygamber Efendimize, Hz. Hamza'nın göklerde, "Allah'ın ve Resûlullah'ın Arslanı" diye yazılmış olduğunu haber verdi. Resûli Ekrem, bu müjdeyi Hz. Safıyye'ye iletti.178</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Abdullah b. Cahş 'in Başına Gelenler</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Muharebenin şiddetli gününde Abdullah b. Cahş ile Sa'd b. Ebî Vakkas Hazretleri, bir kenara çekilip Cenâbı Hakk'a dua etmişlerdi. Sa'd, "Yâ RabbiL Bir büyük düşmana rastgelip cenk ederek ona galib ve muzaffer olayım!" diye dua etmişti. Abdullah b. Cahş (r.a.) ise, onun duasına "Âmin." dedikten sonra, "Ben de bir büyük düşmanla karşılaşayım, onunla çarpışayım ve sonunda şehid olayım. Burnum ve kulaklarım kesilsin. Yarın Mahşer Gününde Cenâbı Hakk bana, 'Burnun ve kulakların nerede kesildi?' diye sorunca, 'Yâ Rabbi!.. Senin ve Resulünün yolunda kesildi.' diye cevap vereyim." şeklinde dua etmişti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Şehidler arasında Abdullah b. Cahş da vardı ve aynen, dua ettiği gibi burnu ve kulakları kesilmişti. Bunu gören Sa'd b. Ebî Vakkas hayretini gizleyemedi.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 185085, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]PEYGAMBERİMİZİN, ŞEHİDLER ARASINDA DOLAŞMASI[/B][/COLOR] [COLOR="DarkGreen"][B]Uhud Dağı, Uhud şehiclleri ve Hz. Hamza'nın kabri[/B][/COLOR] Düşman kuvvetler, harb meydanını terk edip Mekke'ye doğru hareket edince, Peygamber Efendimiz mücâhidlerle birlikte çıktığı kayalıktan indi. Cesetleriyle yerde yatan, fakat ruhlarıyla yüksek âlemlerde pervaz eden şehidler arasında dolaştı. Gönlü hüzünle doluydu. Kadere teslimiyetin verdiği inşirah olmasaydı manzara seyredilecek gibi değildi. En güzide sahabîlerini kaybetmişti. Kureyş müşrikleri şehidler hakkında vahşîce muamelelerde bulunmuşlardı. Çoğunu parça parça ederek tanınmaz hâle getirmişlerdi. Onların arasında durdu. İçler parçalayıcı manzarayı bir müddet hüzünle seyrettikten sonra, "Ben, Kıyamet Gününde, şu şehidlerin Allah yolunda canlarını feda ettiklerine şâhidlik edeceğim." buyurdu. Daha sonra ashabına dönerek, "Bunları, kanlarıyla sarıp gömünüz! Allah yolunda çarpışarak yara alanlar, Kıyamet Gününde Mahşer'e yaralan kanayarak geleceklerdir. Kanlarının rengi kan rengi, ama kokuları mis kokusu gibi olacaktır." diye ferman etti.174 [COLOR="DarkGreen"][B]Peygamberimiz, Hz. Hamza 'nıtı Cesedi Başında[/B][/COLOR] şehidler arasında Efendimizin amcası kahraman sahabî Hz. Hamza da vardı. Kamı yarılmış, ciğeri çıkarılmış, burnu ve kulakları kesilmiş, cesedi parça parça edilmişti. Zor tanınıyordu. Onun mübarek cismini gören Resûli Kibriya Efendimiz, öylesine üzüldü, öylesine elem duydu ki, bir anda gözlerinden yaşlar boşandı. O âna kadar öylesine mahzun olduğu görülmemişti. "Seyyidü'şşüheda [şehidlerin Efendisi]" olan bu cesaret âbidesi şahabının cesedi başında durdu. Gözyaşları arasında ona şöyle seslendi: "Ey Hamza!.. Hiçbir zaman, hiçbir kimse senin gibi böyle bir musibete uğramamış ve uğramayacaktır! Benim için bundan daha büyük bir musibet olamaz! "Ey Resûlullah'ın amcası Hamza!.. Ey Allah'ın ve Resulünün arslanı Hamza!.. Ey hayırlar işleyen Hamza!.. Ey Resûlullah'a koruyucu olan Hamza!.. Allah, sana rahmet etsin! Eğer senden sonra yas tutmak gerekseydi, sevinmeyi bırakıp sana yas tutardım!"175 O esnada, Medine tarafından, tozu dumana kata kata birinin gelmekte olduğu görüldü. Yaklaşan, bir kadın idi. Hz. Hamza'nın anne baba bir kardeşi olan Hz. Safiyye idi bu... Kardeşinin durumunu öğrenmek istiyordu. Önüne gelene Hz. Hamza'nın nerede olduğunu, kendisine nelerin yapıldığını soruyordu. Hz. Resûlullah, yaklaşmakta olduğunu görünce, oğlu Hz. Zübeyr b. Avvam'a, "Annene söyle: Geri dönsün, kardeşinin cesedini görmesin." diye emretti. Hz. Zübeyr, annesini karşıladı. "Anneciğim!.. Resûlullah, 'Geri dönsün.' diye emretti!" dedi. Hz. Safıyye, "Eğer ona yapılanı görmemek için döneceksem, ben zâten kardeşimin cesedinin kesilip biçildiğini öğrenmişim. O, bu musibete Allah yolunda uğramıştır. Biz, Allah yolunda bundan daha beterine de razıyız. Sevabını Allah'tan bekleyeceğiz. İnşallah sabredip katlanacağız."176 diye kahramanca cevap verdi. Hz. Zübeyr, gelip durumu haber verince, Efendimiz, Hz. Safıyye'nin, kardeşi Hz. Hamza'yı görmesine müsaade buyurdu. Hz. Safıyye, Şehidlerin Efendisi olan kardeşinin yanına vardı, başucunda oturdu, sessizce ağlamaya başladı. Yanında duran Resûli Ekrem Efendimiz de bu manzara karşısında gözyaşlarını tutamadı. Bu hazin ve ibretli manzaraya Hz. Fâtıma da gelip gözyaşlarıyla katılınca, ortalığı bir başka duygulu, içli ve acıklı hava kapladı. Allah'ın kaderine gönülden tereddütsüz teslim olmuş Hz. Safıyye, musibete karşı sabrın ifadesi olan "İnnâ lillah ve innâ ileyhi raciûn." âyeti kerimesini okudu, azîz kardeşine de Allah'tan rahmet ve mağrifet dileğinde bulundu.177 O esnada Hz. Cebrail geldi; Peygamber Efendimize, Hz. Hamza'nın göklerde, "Allah'ın ve Resûlullah'ın Arslanı" diye yazılmış olduğunu haber verdi. Resûli Ekrem, bu müjdeyi Hz. Safıyye'ye iletti.178 [COLOR="DarkGreen"][B]Abdullah b. Cahş 'in Başına Gelenler[/B][/COLOR] Muharebenin şiddetli gününde Abdullah b. Cahş ile Sa'd b. Ebî Vakkas Hazretleri, bir kenara çekilip Cenâbı Hakk'a dua etmişlerdi. Sa'd, "Yâ RabbiL Bir büyük düşmana rastgelip cenk ederek ona galib ve muzaffer olayım!" diye dua etmişti. Abdullah b. Cahş (r.a.) ise, onun duasına "Âmin." dedikten sonra, "Ben de bir büyük düşmanla karşılaşayım, onunla çarpışayım ve sonunda şehid olayım. Burnum ve kulaklarım kesilsin. Yarın Mahşer Gününde Cenâbı Hakk bana, 'Burnun ve kulakların nerede kesildi?' diye sorunca, 'Yâ Rabbi!.. Senin ve Resulünün yolunda kesildi.' diye cevap vereyim." şeklinde dua etmişti. Şehidler arasında Abdullah b. Cahş da vardı ve aynen, dua ettiği gibi burnu ve kulakları kesilmişti. Bunu gören Sa'd b. Ebî Vakkas hayretini gizleyemedi.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 3. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst