Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 2. yılı
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 184148" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Abdullah b. Übey 'in Peygamberimize Müracaatı</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">O sırada Kaynuka Oğullarının müttefiki bulunan münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selül çıkageldi. Peygamberimizin yanına vararak, "Yâ Muhammed! Benim müttefiklerime lütuf ve iyilik et." diye konuştu. Resûl-i Kibriya Efendimiz, bu münafığın sözlerini duymazlıktan geldi. Bunun üzerine Abdullah b. Übey aynı sözlerini tekrarladı:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Yâ Muhammedi Benim müttefiklerime lütuf ve iyilik et!" Peygamber Efendimiz bu sefer yüzünü çevirdi. Fakat, Abdullah b. Übey, aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Çözün onları. Allah, onlara ve onlarla birlikte olanlara lanet etsin!" buyurdu ve Kaynuka Oğullarının öldürülmelerinden vazgeçip Medine'den Şam'a sürülmelerini emretti.67</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Übade b. Sâmit 'in Sözleri</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Avf Oğullarından Übade b. Sâmit de, öteden beri Kaynuka Oğullan Yahudilerinin müttefiki idi. Onları bıraktırmak için Peygamber Efendimizin yanına gelmişti. Efendimizle Abdullah b. Übey arasında geçenleri görünce, "Yâ Resûlallah!.. Ben, Allah'ı, peygamberini ve mü'minleri dost tuttum. Şu kâfirlerin müttefikliğinden ve dostluğundan uzaklaştım." diyerek Benî Kaynuka Yahudîleriyle olan müttefikliğini ve dostluğunu bıraktığını ilân etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine inen <span style="color: Black">âyette şöyle buyuruldu:</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Ey îman edenler!.. Yahudileri de, Nasranîleri de kendinize yâr ve dost edinmeyiniz! Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır.</span>*</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">İçinizden kim onları dost edinirse, onlardan olur. Şüphe yok ki, Allah, o zalimler güruhunu doğru yola çıkarmaz."68</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Kaynuka Oğullarının Medine 'den Çıkıp Gitmeleri</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Ekrem Efendimizin asıl maksadı, Yahudilerin fitne ve fesadını Medine'den uzak tutmak, meydana getirecekleri tehlikelere mâni olmaktı. Medine'den sürgün edilmeleriyle de bir bakıma bu gaye tahakkuk ediyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"><span style="color: DarkRed"><strong>"Gayrimüslimlerle dostluk ve münasebet kurmakta ölçü nedir? Günümüzde olduğu gibi, sâdece askerî ve iktisadî sahaya dönük ittifaklar kurmanın Kur-ân'daki nehiyle ilgisi var mıdır?" gibi akla gelebilen suallere </strong></span>Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat adlı eserinden muknî bir izah getirmiştir. Aynen alıyoruz: "Sual: 'Yahudî ve Nasara ile muhabbetten Kur'ân'da nehy vardır.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"Bununla beraber nasıl 'Dost olunuz.' dersiniz?'</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"Cevap: Evvelâ: Delil kat'iyyülmetin olduğu gibi, kat'iyyü'd-delâlet olmak gerektir. Hâlbuki, te'vil ve ihtimalin mecali vardır. Zîra, nehy-i Kur'ânî âmm değildir, mutlaktır. Mutlak ise, takyid olunabilir. Zaman, bir büyük müfessirdir; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz. Hem de hüküm müştak üzerine olsa, mehaz iştikakı, illet-i hüküm gösterir. Demek bu nehy, Yahudî ve Nasara ile Yahudîyet ve Nasranîyet olan âyineleri hasebiyledir. Hem de bir adam zâtı için sevilmez; belki muhabbet, sıfat veya san'atı içindir. Öyle ise, her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve san'atları kâfir olmak lâzım gelmez. Binâenaleyh, Müslüman olan bir sıfatı veya bir san'atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden caiz olmasın? Ehl-i Kitap'tan bir haremin olsa elbette seveceksin!</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed"></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkRed">"Saniyen: Zaman-ı Saadet'to bir inkılâb-ı azîm-i dinî vücuda geldi. Bütün ezhanı nokta-i dine çevirdiğinden, bütün muhabbet ve adaveti o noktada toplayıp muhabbet ve adavet ederlerdi. Onun için gayrimüslimlere olan muhabbetten nifak kokusu geliyordu. Lâkin, şimdi âlemdeki, bir inkılâb-ı acîb-i medenî ve dünyevîdir. Bütün ezhanı zapt ve bütün ukûlü meşgul eden nokta-i medeniyet, terakkî ve dünyadır. Zâten onların ekserisi, dinlerine o kadar mukayyed değildirler. Binâenaleyh, onlarla dost olmamız, medeniyet ve terakkîlerini istihsanla iktibas etmektir ve her saadet-i dünyevîyenin esası olan asayişi muhafazadır. İşte, bu dostluk, kat'iyyen nehy-i Kurânîye dâhil değildir." (Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat, s. 26-27).</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kaynuka Oğullarına Medine'yi terketmeleri için tanınan süre üç gün idi. Üç gün mühlet bitince, Şam'a doğru yola çıktılar. Vadi'l-Kura'ya gelince orada bir ay oturdular. Burada oturan Yahudiler, onların yayalarına binek ve kendilerine de yiyecek verdiler. Buradan da ayrılan Benî Kaynuka Yahudileri, Ez-ruat'a kadar gidip oraya yerleştiler. Çok geçmeden de nesilleri kesildi.69</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">62 İbn-i Hişam, Sîre, c. 3, s. 51.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">63 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 50. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">64 ÂI-ilmrân, 12.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">65 Enfâl, 58.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">66 Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 2, s. 29; Taberî, Tarih, c. 2, s. 297. </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">67 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 29; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 297.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">68 Mâide, 51.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">69 Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 309.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 184148, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]Abdullah b. Übey 'in Peygamberimize Müracaatı[/B][/COLOR] O sırada Kaynuka Oğullarının müttefiki bulunan münafıkların reisi Abdullah b. Übey b. Selül çıkageldi. Peygamberimizin yanına vararak, "Yâ Muhammed! Benim müttefiklerime lütuf ve iyilik et." diye konuştu. Resûl-i Kibriya Efendimiz, bu münafığın sözlerini duymazlıktan geldi. Bunun üzerine Abdullah b. Übey aynı sözlerini tekrarladı: "Yâ Muhammedi Benim müttefiklerime lütuf ve iyilik et!" Peygamber Efendimiz bu sefer yüzünü çevirdi. Fakat, Abdullah b. Übey, aynı şeyleri tekrarlamaya devam etti. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz: "Çözün onları. Allah, onlara ve onlarla birlikte olanlara lanet etsin!" buyurdu ve Kaynuka Oğullarının öldürülmelerinden vazgeçip Medine'den Şam'a sürülmelerini emretti.67 [COLOR="DarkGreen"][B]Übade b. Sâmit 'in Sözleri[/B][/COLOR] Avf Oğullarından Übade b. Sâmit de, öteden beri Kaynuka Oğullan Yahudilerinin müttefiki idi. Onları bıraktırmak için Peygamber Efendimizin yanına gelmişti. Efendimizle Abdullah b. Übey arasında geçenleri görünce, "Yâ Resûlallah!.. Ben, Allah'ı, peygamberini ve mü'minleri dost tuttum. Şu kâfirlerin müttefikliğinden ve dostluğundan uzaklaştım." diyerek Benî Kaynuka Yahudîleriyle olan müttefikliğini ve dostluğunu bıraktığını ilân etti. Bunun üzerine inen [COLOR="Black"]âyette şöyle buyuruldu:[/COLOR] [COLOR="Red"]"Ey îman edenler!.. Yahudileri de, Nasranîleri de kendinize yâr ve dost edinmeyiniz! Onlar ancak birbirlerinin dostlarıdır.[/COLOR]* İçinizden kim onları dost edinirse, onlardan olur. Şüphe yok ki, Allah, o zalimler güruhunu doğru yola çıkarmaz."68 [COLOR="DarkGreen"][B]Kaynuka Oğullarının Medine 'den Çıkıp Gitmeleri[/B][/COLOR] Resûl-i Ekrem Efendimizin asıl maksadı, Yahudilerin fitne ve fesadını Medine'den uzak tutmak, meydana getirecekleri tehlikelere mâni olmaktı. Medine'den sürgün edilmeleriyle de bir bakıma bu gaye tahakkuk ediyordu. [COLOR="DarkRed"][COLOR="DarkRed"][B]"Gayrimüslimlerle dostluk ve münasebet kurmakta ölçü nedir? Günümüzde olduğu gibi, sâdece askerî ve iktisadî sahaya dönük ittifaklar kurmanın Kur-ân'daki nehiyle ilgisi var mıdır?" gibi akla gelebilen suallere [/B][/COLOR]Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat adlı eserinden muknî bir izah getirmiştir. Aynen alıyoruz: "Sual: 'Yahudî ve Nasara ile muhabbetten Kur'ân'da nehy vardır. "Bununla beraber nasıl 'Dost olunuz.' dersiniz?' "Cevap: Evvelâ: Delil kat'iyyülmetin olduğu gibi, kat'iyyü'd-delâlet olmak gerektir. Hâlbuki, te'vil ve ihtimalin mecali vardır. Zîra, nehy-i Kur'ânî âmm değildir, mutlaktır. Mutlak ise, takyid olunabilir. Zaman, bir büyük müfessirdir; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz. Hem de hüküm müştak üzerine olsa, mehaz iştikakı, illet-i hüküm gösterir. Demek bu nehy, Yahudî ve Nasara ile Yahudîyet ve Nasranîyet olan âyineleri hasebiyledir. Hem de bir adam zâtı için sevilmez; belki muhabbet, sıfat veya san'atı içindir. Öyle ise, her bir Müslümanın her bir sıfatı Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve san'atları kâfir olmak lâzım gelmez. Binâenaleyh, Müslüman olan bir sıfatı veya bir san'atı, istihsan etmekle iktibas etmek neden caiz olmasın? Ehl-i Kitap'tan bir haremin olsa elbette seveceksin! "Saniyen: Zaman-ı Saadet'to bir inkılâb-ı azîm-i dinî vücuda geldi. Bütün ezhanı nokta-i dine çevirdiğinden, bütün muhabbet ve adaveti o noktada toplayıp muhabbet ve adavet ederlerdi. Onun için gayrimüslimlere olan muhabbetten nifak kokusu geliyordu. Lâkin, şimdi âlemdeki, bir inkılâb-ı acîb-i medenî ve dünyevîdir. Bütün ezhanı zapt ve bütün ukûlü meşgul eden nokta-i medeniyet, terakkî ve dünyadır. Zâten onların ekserisi, dinlerine o kadar mukayyed değildirler. Binâenaleyh, onlarla dost olmamız, medeniyet ve terakkîlerini istihsanla iktibas etmektir ve her saadet-i dünyevîyenin esası olan asayişi muhafazadır. İşte, bu dostluk, kat'iyyen nehy-i Kurânîye dâhil değildir." (Bediüzzaman Said Nursî, Münazarat, s. 26-27).[/COLOR] Kaynuka Oğullarına Medine'yi terketmeleri için tanınan süre üç gün idi. Üç gün mühlet bitince, Şam'a doğru yola çıktılar. Vadi'l-Kura'ya gelince orada bir ay oturdular. Burada oturan Yahudiler, onların yayalarına binek ve kendilerine de yiyecek verdiler. Buradan da ayrılan Benî Kaynuka Yahudileri, Ez-ruat'a kadar gidip oraya yerleştiler. Çok geçmeden de nesilleri kesildi.69 -------------------------------------------------------------------------------- 62 İbn-i Hişam, Sîre, c. 3, s. 51. 63 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 3, s. 50. 64 ÂI-ilmrân, 12. 65 Enfâl, 58. 66 Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 2, s. 29; Taberî, Tarih, c. 2, s. 297. 67 İbn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 29; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 297. 68 Mâide, 51. 69 Belâzurî, Ensab, c. 1, s. 309.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Hicretin 2. yılı
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst