Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Her şeyden yakın bir Rabb ile...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Turab3" data-source="post: 200492" data-attributes="member: 1005848"><p><strong>Sözler, Sayfa 522</strong></p><p><a href="http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sozler&Page=522" target="_blank">http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sozler&Page=522</a></p><p>Herşeyden yakın bir Rabb ile,binler mesafelik senelik mesafeyi alıp yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra görüşülmesi nasıl anlaşılabilir? </p><p> </p><p> </p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">hakikat ve hikmet böyle iktizâ ediyor. Ve şu vezâife en elyâk Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Çünkü, bilfiil, en mükemmel bir sûrette o vazifeleri yapmıştır. Teşkil ettiği âlem-i İslâm ve gösterdiği nur-u İslâmiyet bir şâhid-i âdil ve sâdıktır. Öyle ise, o zât, doğrudan doğruya bütün kâinatın fevkıne çıkıp, bütün mevcudâttan geçip, bir makama girmek lâzımdır ki, bütün mahlûkatın Hàlıkı ile umumi, ulvî, küllî bir sohbet etsin. İşte, Mi’rac dahi bu hakikati ifade ediyor. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Elhâsıl: Mâdem şu azîm kâinatı mezkûr maksadlar gibi çok azîm makàsıd ve çok büyük gàyeler için şu sûrette teşkil, tertib ve tezyin etmiştir. Hem mâdem şu mevcudât içinde şu umumi rubûbiyeti bütün dekàikı ile, şu azîm saltanat-ı ulûhiyeti bütün hakàikı ile görecek insan nevi vardır. Elbette o Hâkim-i Mutlak o insan ile konuşacaktır, makàsıdını bildirecektir. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Mâdem her insan cüz’iyetten ve süfliyetten tecerrüd edip en yüksek bir makam-ı küllîye çıkamıyor, o Hâkimin küllî hitâbına bizzat muhatap olamıyor; elbette, o insanlar içinde bâzı efrâd-ı mahsusa, o vazife ile muvazzaf olacaklar. Tâ iki cihetle münâsebeti bulunsun: hem insan olmalı, tâ insanlara muallim olsun; hem ruhen gayet ulvî olmalı ki, tâ doğrudan doğruya hitâba mazhar olsun. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Şimdi, mâdem şu insanlar içinde, şu kâinat Sâniinin makàsıdını en mükemmel bir sûrette bildiren ve şu kâinat tılsımını keşfeden ve hilkatin muammâsını açan ve rubûbiyetin mehâsin-i saltanatına en mükemmel tarzda dellâllık eden Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır; elbette, bütün efrâd-ı insaniye içinde öyle bir mânevî seyr ü sülûku olacaktır ki, cismânî âlemde seyr ü seyahat sûretinde bir Mi’racı olacaktır. Yetmiş bin perde tâbir olunan berzah-ı esmâ ve tecellî-i sıfât ve ef’âl ve tabakàt-ı mevcudâtın arkasına kadar kat-ı merâtib edecektir. İşte Mi’rac budur. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Yine hatıra geliyor ki: Ey müstemi’! Sen kalbinden diyorsun ki, "Nasıl inanayım? Herşeyden daha yakın bir Rabbe, binler sene mesafeyi kat’ edip yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Onunla görüşmek ne demektir?" </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Biz de deriz ki: Cenâb-ı Hak her şeye, her şeyden daha yakındır; fakat, her şey Ondan nihayetsiz uzaktır. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Nasıl ki güneşin şuuru ve konuşması olsa, senin elindeki ayna vâsıtası ile seninle konuşabilir, istediği gibi sende tasarruf eder. Belki ayna-misâl senin göz bebeğinden sana daha yakın olduğu halde, sen dört bin sene kadar ondan uzaksın, hiçbir cihette ona yanaşamazsın. Eğer terakkî etsen, kamer makamına gelip, doğrudan doğruya bir mukabele noktasına çıksan, ona, yalnız bir nevi âyinedarlık edebilirsin. Öyle de, Şems-i Ezel ve Ebed olan Zât-ı Zülcelâl, her şeye her şeyden daha yakın olduğu halde, her şey Ondan nihayetsiz uzaktır. Yalnız bütün mevcudâtı kat’ edip, cüz’iyetten çıkıp, külliyetin merâtibinde git gide binler hicablardan geçip, tâ bütün mevcudâta muhît bir ismine yanaşır, Ondan daha ileride çok merâtibi kat’ eder, sonra bir nevi kurbiyete müşerref olur. </span></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-size: 10px"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="color: #000000">Hem meselâ, bir nefer, kumandan-ı âzamın şahs-ı mânevîsinden çok uzaktır. O nefer, kumandanını, onbaşılıkta gördüğü küçük bir nümûne ile gayet uzak bir </span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Turab3, post: 200492, member: 1005848"] [B]Sözler, Sayfa 522[/B] [URL="http://www.risaleinurenstitusu.org/index.asp?Section=Kulliyat&Book=Sozler&Page=522"][/URL] Herşeyden yakın bir Rabb ile,binler mesafelik senelik mesafeyi alıp yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra görüşülmesi nasıl anlaşılabilir? [LEFT][FONT=Verdana][SIZE=2][COLOR=#000000]hakikat ve hikmet böyle iktizâ ediyor. Ve şu vezâife en elyâk Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır. Çünkü, bilfiil, en mükemmel bir sûrette o vazifeleri yapmıştır. Teşkil ettiği âlem-i İslâm ve gösterdiği nur-u İslâmiyet bir şâhid-i âdil ve sâdıktır. Öyle ise, o zât, doğrudan doğruya bütün kâinatın fevkıne çıkıp, bütün mevcudâttan geçip, bir makama girmek lâzımdır ki, bütün mahlûkatın Hàlıkı ile umumi, ulvî, küllî bir sohbet etsin. İşte, Mi’rac dahi bu hakikati ifade ediyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Elhâsıl: Mâdem şu azîm kâinatı mezkûr maksadlar gibi çok azîm makàsıd ve çok büyük gàyeler için şu sûrette teşkil, tertib ve tezyin etmiştir. Hem mâdem şu mevcudât içinde şu umumi rubûbiyeti bütün dekàikı ile, şu azîm saltanat-ı ulûhiyeti bütün hakàikı ile görecek insan nevi vardır. Elbette o Hâkim-i Mutlak o insan ile konuşacaktır, makàsıdını bildirecektir. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Mâdem her insan cüz’iyetten ve süfliyetten tecerrüd edip en yüksek bir makam-ı küllîye çıkamıyor, o Hâkimin küllî hitâbına bizzat muhatap olamıyor; elbette, o insanlar içinde bâzı efrâd-ı mahsusa, o vazife ile muvazzaf olacaklar. Tâ iki cihetle münâsebeti bulunsun: hem insan olmalı, tâ insanlara muallim olsun; hem ruhen gayet ulvî olmalı ki, tâ doğrudan doğruya hitâba mazhar olsun. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Şimdi, mâdem şu insanlar içinde, şu kâinat Sâniinin makàsıdını en mükemmel bir sûrette bildiren ve şu kâinat tılsımını keşfeden ve hilkatin muammâsını açan ve rubûbiyetin mehâsin-i saltanatına en mükemmel tarzda dellâllık eden Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâmdır; elbette, bütün efrâd-ı insaniye içinde öyle bir mânevî seyr ü sülûku olacaktır ki, cismânî âlemde seyr ü seyahat sûretinde bir Mi’racı olacaktır. Yetmiş bin perde tâbir olunan berzah-ı esmâ ve tecellî-i sıfât ve ef’âl ve tabakàt-ı mevcudâtın arkasına kadar kat-ı merâtib edecektir. İşte Mi’rac budur. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Yine hatıra geliyor ki: Ey müstemi’! Sen kalbinden diyorsun ki, "Nasıl inanayım? Herşeyden daha yakın bir Rabbe, binler sene mesafeyi kat’ edip yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Onunla görüşmek ne demektir?" [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Biz de deriz ki: Cenâb-ı Hak her şeye, her şeyden daha yakındır; fakat, her şey Ondan nihayetsiz uzaktır. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Nasıl ki güneşin şuuru ve konuşması olsa, senin elindeki ayna vâsıtası ile seninle konuşabilir, istediği gibi sende tasarruf eder. Belki ayna-misâl senin göz bebeğinden sana daha yakın olduğu halde, sen dört bin sene kadar ondan uzaksın, hiçbir cihette ona yanaşamazsın. Eğer terakkî etsen, kamer makamına gelip, doğrudan doğruya bir mukabele noktasına çıksan, ona, yalnız bir nevi âyinedarlık edebilirsin. Öyle de, Şems-i Ezel ve Ebed olan Zât-ı Zülcelâl, her şeye her şeyden daha yakın olduğu halde, her şey Ondan nihayetsiz uzaktır. Yalnız bütün mevcudâtı kat’ edip, cüz’iyetten çıkıp, külliyetin merâtibinde git gide binler hicablardan geçip, tâ bütün mevcudâta muhît bir ismine yanaşır, Ondan daha ileride çok merâtibi kat’ eder, sonra bir nevi kurbiyete müşerref olur. [/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=2][FONT=Verdana][COLOR=#000000]Hem meselâ, bir nefer, kumandan-ı âzamın şahs-ı mânevîsinden çok uzaktır. O nefer, kumandanını, onbaşılıkta gördüğü küçük bir nümûne ile gayet uzak bir [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Her şeyden yakın bir Rabb ile...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst