Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Ehli Sünnet Tarikat ve Cemaatler
Hanifi İlmihali..
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="teblið" data-source="post: 251518" data-attributes="member: 1011058"><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong><span style="color: red">ABDEST</span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong><span style="color: red"></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong></strong>Abdest anl----- gelen vudû kelimesi vedaet kökünden gelir. Lügat mânâsı güzellik, parlaklık demektir. Şer'î mânâsı ise 'niyetle beraber ab*dest azalarında su kullanmak' demektir. Vedû şeklinde okunursa abdestte kullanılan su anl----- gelir. Bu suya, azaların bu suyla temizlenmesinden ötürü böyle bir isim verilmiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdestin Farzları</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdestin farzları altıdır: .</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>1.</strong> Niyet</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>2.</strong> Yüzü yıkamak</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>3.</strong> Ellerle beraber kolları yıkamak</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>4.</strong> Başın bir kısmını meshetmek </span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>5.</strong> Topuklara kadar ayakları yıkamak</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>6.</strong> Tertib</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdestin meşruiyeti ve farzları hakkındaki asıl, şu ayettir:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ey inananlar, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yüzlerinizi, dirsek*lere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesnedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın). (Mâide/6)</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Niyet</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">İbadetler, ancak niyet ile âdetlerden ayrılır. Abdest de bir ibadettir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ameller niyetlere göredir. Kişi için ancak niyet ettiği vardır.<u><span style="color: #800080">[1]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Yani ibadetler ancak niyetle sahih olur, niyetle ibadet sayılır. Ancak ihlas ile yapılan amelden ecir elde edilir.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Niyetin Tarifi</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Niyet'in lügat mânâsı, kasdetmektir. Şer'î mânâsı ise, bir işin yapılmasıyle beraber olan kast demektir. Niyetin yeri kalptir, dil ile söyle*mek de sünnet'tir. Niyetin kalpteki keyfiyeti 'Abdestin farzına niyet ediyo*rum' veya 'Abdestsizliği kaldırmaya niyet ediyorum' veya 'Namaz kılmayı kendime helâl kılmak için niyet ediyorum' demektir. Niyetin başlama vakti yüzü yıkarkendir. Çünkü yüz, abdestin en zor yıkanan âzasıdır.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Yüzü Yıkamak</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Allah Teâlâ 'Yüzlerinizi yıkayın' (Mâide/6) buyuruyor. Yüzün yıkan*ma hududu, saç kıllarının bittiği yerden çenenin altına kadardır. Genişlik bakımından da kulaktan kulağa kadardır. Yüzdeki kaşları, kiprikleri ve sakal gibi kılların hem yüzeyini, hem de diplerini yıkamak farzdır. Çünkü bol ve sık sakal hariç, diğerleri yüzün parçası sayılır. Bol ve sık sakaldan maksat, dipleri görünmeyen sakaldır. Böyle sakalın sadece yüzeyini yıkamak yeterlidir.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ellerle Beraber Kollan Yıkamak</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Allah Teâlâ 'Dirseklere kadar ellerinizi yıkayın' (Mâide/6) buyuruyor. Bu ayetteki iîa.edaü mea anlamındadır. Şu rivayet buna delâlet eder:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ebu Hüreyre abdest alırken önce yüzünü yıkadı, sonra pazusuna kadar sağ kolunu, sonra aynı şekilde sol kolunu yıkadı. Sonra basma mesnetti, sonra topukları dahil sağ ayağını, sonra aynı şekilde sol ayağını yıkadı ve 'Ben, Hz. Peygamber'in, böyle abdest aldığını gördüm' dedi.<u><span style="color: #800080">[2]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Yıkanan âzalardaki kılların da yıkanması vacibdir. Eğer tırnakların altında, suyun deriye ulaşmasına mâni olacak kadar kir varsa veya armağında suyun deriye değmesine mâni olan bir yüzük varsa abdest sahih olmaz.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdullah b Amr şöyle rivayet ediyor: Hz. Peygamber ile beraber Mekke'den Medine'ye giderken yolda bir su gördük. Bazıları aceleyle koşup abdest aldılar. Hz. Peygamber onların topuklarına su değmedığım görünce şöyle buyurdu:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ateşten ötürü vay topuklara, abdestinizi tam alınız.<u><span style="color: #800080">[3]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bir kişi abdest aldı, ayağında tırnak kadar su değmeyen bir yerbıraktı. Bunu gören Hz. Peygamber 'Dön ve yeniden abdest al1dedi.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Adam yeniden abdest alıp namazını kıldı.<u><span style="color: #800080">[4]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">İşte bu iki hadîs, yıkanması gereken azalardan birinde yıkanmayan . küçük bir parça kaldığında, abdestin sahih olmadığına delâlet eder.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Başı Meshetmek</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bir kıl dahi olsa başın bir kısmını meshetmek gerekir. Çünkü Allah Teâlâ 'Başlarınızı mesnedin' (Mâide/6) buyurmuştur. Muğire b. Şube, Hz. Peygamber'in abdest aldığını, sadece nasiyesini ve sarığını meshettiğini ri*vayet etmiştir.<u><span style="color: #800080">[5]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Eğer abdest alırken mesh yerine, başın tümü veya bir kısmı yıkanırsa olur. JYasiye'den maksat, başın ön tarafıdır ve baştan bir parçadır. Hz. Peygamber'in nasiye üzerine meshetmekle yetinmesi, farz olan mesh'in, başın hududundaki parçalardan birine meshetmek olduğuna delâlet eder. Başın hangi parçasına meshedilirse edilsin, farz olan mesh yerine getirilmiş olur.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Topuklara Kadar Ayakları Yıkamak</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Allah Teâlâ 'Ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın)' (Mâide/6) bu*yurmuştur. Topuklar bilindiği gibi, bacak kemikleriyle, ayak kemiklerinin birleştiği yerdeki çıkıklardır. Burada da ila. edatı mea anlamındadır. Bunun böyle olduğuna yukarıda geçen Ebu Hüreyre hadîsi delâlet eder. Çünkü Ebu Hüreyre ayaklarını, topukların yukarılarına kadar yıkamış ve Hz. Peygamberin de böyle abdest aldığını söylemiştir. İki ayağı da tırnak kadar bile kuru kalmamak üzere iyice yıkamalı ve suyu, ayaklarda bulu*nan kılların altına kadar ulaştırmahdır.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Tertibe Riayet Etmek</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Tertibin farz olduğu, Mâide sûresinin 6. ayetinden anlaşılmaktadır. Bu ayette abdestin farzları tertipli olarak zikredilmiştir. Tertibe riayet et*menin farz olduğu Hz. Peygamber'in fiilinden de anlaşılmaktadır. Çünkü Hz. Peygamber daima ayetteki tertibe riayet ederek abdest alırdı. Nitekim bu husus, sahih hadîslerle sabit olmuştur. Bu sahih hadîslerden biri de sözü geçen Ebu Hüreyre hadîsidir. O hadîste sümme edatıyla atıf yapılmıştır ve bu da âlimlerin ittifakıyle tertib içindir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">İmam Nevevî şöyle diyor: 'Şafii uleması Hz. Peygamber'in abdestinin keyfiyeti hakkında Sünnet'ten ve sahabeden bol miktarda sahih hadîslerle delil getirmişlerdir'.<u><span style="color: #800080">[6]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bütün bu hadîsler ve bunları rivayet eden sahabîler, Hz. Peygam*ber'in abdestini tertipli olarak vasıflandırmıslardır. Sahabîler, Hz. Peygam*ber'in abdest aldığını birçok defa gördükleri halde, Hz. Peygamber'in tertibe riayet etmeden abdest aldığını hiç kimse rivayet etmemiş ve fakat Hz. Peygamber'in azalarını birer, ikişer ve üçer defa yıkadığını rivayet etmişlerdir. Hz. Peygamber'in bu şekilde abdest alması, Kur'an'da emredilen abdestin açıklamasıdır. Eğer tertibin terkedilmesi caiz olsaydı, caiz olduğunun bilinmesi için Hz. Peygamber bazı durumlarda tertibe riayet etmeyi terkederdi. Tıpkı abdest azalarını bazı vakitlerde bir, bazı vakitlerde iki, bazı vakitlerde de üç defa yıkadığı gibi.</span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdestin Sünnetleri</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdestin birçok sünneti vardır. En önemlileri şunlardır:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>1.</strong> Abdestin başında besmele çekmek.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Enes b. Mâlik şöyle rivayet ediyor: "Ashabdan bazıları abdest için su aradılar, fakat bulamadılar. Hz. Peygamber 'Yanında su olan var mı?' diye sordu. Hz. Peygamber'e biraz su getirildi. Hz. Peygamber elini su kabına soktu ve 'Haydi, Allah'ın ismiyle abdest alın' dedi. Hz. Peygamber'in parmaklarının arasından su fışkırdığını gördüm. Bütün sahabîler abdest aldı. Sayıları yetmiş kişiye yakındı".<u><span style="color: #800080">[7]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>2.</strong> Elleri su kabına sokmadan önce üç defa yıkamak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Şöyle rivayet edilmiştir: 'Abdullah b. Zeyd'e, Hz. Peygamber'in ab-desti soruldu. Abdullah, içinde su bulunan bir kap istedi. Onların öğrenmeleri için Hz. Peygamber'in âbdesti gibi abdest almaya başladı. Önce su kabından eline su dökerek üç defa ellerini yıkadı. Sonra avucuyla kaptan su alarak yüzünü yıkadı, sonra başını mesnetti, sonra ayak*larını yıkayarak abdestini bitirdi'.<u><span style="color: #800080">[8]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>3.</strong> Misvak kullanmak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Eğer ümmetime zorluk verme korkusu olmasaydı, her abdestte mis*vak kullanmalarını emrederdim.<u><span style="color: #800080">[9]</span></u> Bu hadîs, misvak'ın müstehab olduğuna delildir. </span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>4-5.</strong> Mazmaza (ağıza su vermek) ve istinşak (buruna su vermek),</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ağıza ve buruna sağ el ile su verilmeli, fakat burun sol el ile temiz*lenmelidir. Abdullah b. Zeyd'in yukarıda geçen hadîsinde Abdullah'ın abdest alırken üç kere mazmaza, üç kere istinşak yapıp ağzını ve burnu*nu temizlediği belirtilmiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>6.</strong> Gür sakalı hilallemek (parmaklarla karıştırmak).</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Enes b. Mâlik şöyle rivayet ediyor: "Hz. Peygamber abdest aldığı za*man bir avuç su alır, çenesinin altına serperek sakalını parmaklarıyla karıştırır ve 'Rabbim bana böyle yapmamı emretti' derdi'.<u><span style="color: #800080">[10]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>7.</strong> Başın tamamını meshetmek.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdullah b. Zeyd hadîsinde Hz. Peygamber'in, ellerini başın ön ta*rafından başlayarak ensesine kadar götürdüğü, ensesinden de tekrar başının ön tarafına kadar getirdiği rivayet edilmiştir:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>8.</strong> El ve ayak parmaklarının arasını hilallemek; (karıştırmak suretiyle oradaki kirleri temizlemek).</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ellerin parmaklarını hilallemek, elleri birbirine geçirerek yapılır. Ayak parmaklarının arasını ise sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlayarak sol ayağın küçük parmağına kadar temizlemeli*dir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Lekit b. Sebire şöyle diyor: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Bana abdesti anlat' dedim. Hz. Peygamber 'Abdesti tam olarak al, parmaklarının arasını hi*lalle ve oruçlu değilsen burnunu bol su ile temizle' dedi.<u><span style="color: #800080">[11]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Mustavrid'den şöyle rivayet ediliyor: 'Hz. Peygamber'in, abdest alırken ayak parmaklarını serçe parmağıyla karıştırdığını gördüm'.<u><span style="color: #800080">[12]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>9.</strong> Kulakların içini ve dışını -yeni bir su ile- temizlemek.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">İbn Abbas'ın Hz. Peygamber'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygam*ber önce başını, sonra da kulaklarının içini ve dışını meshetmiştir.<u><span style="color: #800080">[13]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Başka bir rivayette de Hz. Peygamber'in başını meshettikten sonra şehadet parmağı ile kulaklarının iç kısımlarını, baş parmağı ile de dış kısımlarını rneshetmiş olduğu nakledilmiştir.<u><span style="color: #800080">[14]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdullah b. Zeyd şöyle demektedir: 'Hz. Peygamber'in abdest alırken kulakları için yeni bir su aldığını gördüm'.<u><span style="color: #800080">[15]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>10.</strong> Abdestin farz ve sünnetlerini üçer defa yapmak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hz. Osman 'Size Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığını göstereyim mi?' dedikten sonra, yıkanacak azaların tümünü üçer defa yıkadı ve meshedilecek azalan da üçer defa mesnetti.<u><span style="color: #800080">[16]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>11.</strong> Sağ eli sol elden, sağ ayağı sol ayaktan önce yıkamak. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdest aldığınız zaman önce sağ taraftan başlayınız.<u><span style="color: #800080">[17]</span></u> Ebu Hüreyre'nin abdestin farzları hususunda geçen hadîsi de buna delâlet eder.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>12.</strong> Azaları ovarak yıkamak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdullah b. Zeyd, Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığını anlattıktan sonra kollarını sıvayarak Hz. Peygamber'in abdest alış şeklini yaparak gösterdi.<u><span style="color: #800080">[18]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>13.</strong> Azaları ara vermeksizin peşpeşe yıkamak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bu da Hz. Peygamber'e tâbi olmak demektir. Çünkü daha önce ge*çen hadîslerden, Hz. Peygamber'in ara vermeden abdest aldığı anlaşılmaktadır.<u><span style="color: #800080">[19]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>14.</strong> Gurretve tacil'i uzatmak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Gurret, yüzü yıkarken başın önünden bir kısmını da yıkamaktır. Tacil ise, kolları yıkarken pazunun bir kısmını, ayakları yıkarken de topukların üst kısımlarından birazını yıkamaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Benim ümmetim kıyamet günü, abdestin eserinden ötürü 'gurren muhaccelin' (yüzleri, elleri, ayaklan pırıl pırıl parlayan ümmet) diye çağrılır. Bu nedenle abdest alırken yüzle beraber başın ön tarafından birazını, kollar ve ayaklar ile beraber de biraz yukarılarım yıkamak güzel olur.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>15.</strong> Su hususunda israf ve cimriliğe kaçmamak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in 1 müdd ile abdest aldığını rivayet etmiştir.<u><span style="color: #800080">[20]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Müdd hacim itibariyle yaklaşık 10 cm. uzunluğunda bir kap demektir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>16.</strong> Abdest alırken kıbleye dönmek. Çünkü kıble, yönlerin en şerefi isidir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>17.</strong> Hz. Peygamber'e uyarak, abdest esnasında konuşmamak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>18.</strong> Âbdesti bitirirken aşağıdaki gibi şehadet ve dua etmek.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Allah'tan başka ilah olmadığına, Allah'ın bir ve tek olduğuna, ortağı bulunmadığına şahitlik, ediyorum. Yine şahitlik ediyorum ki Muhammed, Allah'ın kulu ve rasûlü'dür.1</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Allahım! Beni tevbe eden ve temiz olan kullarından eyle.<u><span style="color: #800080">[21]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ey Allahım! Sana hamd ile seni her türlü ortaktan tenzih ederim! Senden başka ilah olmadığına şehadet ediyor ve senden af dileyerek dergâhına yöneliyorum.<u><span style="color: #800080">[22]</span></u></span></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdestin Mekruhları</span></strong></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>1.</strong> Suyu israf etmek.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>2.</strong> Suyu gereğinden az kullanmak. Çünkü ikisi de Sünnet'e aykırıdır. İsraf etmeyin; zira Allah israf edenleri sevmez.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">(A'raf/31)</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">İsraftan maksat, mutedil sınırı aşmaktır. Hz. Peygamber şöyle bu*yurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bu ümmetten bir kavim gelecek abdest, gusül ve dua'da israfa kaça*caklardır.<u><span style="color: #800080">[23]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>2.</strong> Sol eli sağ elden, sol ayağı sağ ayaktan önce yıkamak. Çünkü böyle yapmak Hz. Peygamber'in fiiline terstir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>3.</strong> Abdest âzalarının -şiddetli soğuk veya sıcak olup da kurulanama^-yan âzalardaki suyun eziyet vermesi, kirlenmesi gibi mazeretler hariç-mendil veya havlu ile kurulanması. Abdest aldığı zaman Hz. Peygamber'e mendil veya havlu getirildiği, Hz. Peygamber'in ise azalarını kurulamadığı rivayet edilmiştir.<u><span style="color: #800080">[24]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>4.</strong> Suyu yüze çarpmak. Suyu yüze çarpmak, yüzün şerefine uygun düşmez.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>5.</strong> Üç kere yıkanan azayı, dördüncü defa yıkamak veya üç kere meshedilen azayı dördüncü defa meshetmek veya üçten az yapmak. Çünkü Hz. Peygamber azalarını, üçer kere yıkayarak abdest aldıktan sonra şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">İşte abdest böyledir. Bunu fazlalaştıran veya eksilten münker bir iş yapmış ve zulmetmiş olur.<u><span style="color: #800080">[25]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bu hadîsten murad, Sünnet'in üçten fazla veya eksik olduğunu söy*leyen kimsenin kötü bir iş yapmış ve zulmetmiş olacağıdır.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>6.</strong> Mazeret olmaksızın, abdest azalarını başkasına yıkatmak. Çünkü böyle yapmakta bir tür gurur vardır, bu da kulluğa ters düşer.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>7.</strong> Oruçlu iken mazmaza ve istinşak'ta aşırıya kaçmak. Çünkü bu du*rumda suyun boğaza kaçıp orucu bozması sözkonusudur. Hz. Peygam*ber 'Eğer oruçlu değilsen, istinşak'ta mübalağa yap' buyurmuştur.<u><span style="color: #800080">[26]</span></u> Maz*maza da istinşak'a kıyas edilir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdesti Bozan Şeyler Abdesti bozan şeyler beştir:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>1.</strong> Ön ve arkadan çıkan sidik, dışkı, kan ve yellenme ile abdest bozulur.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Allah Teâlâ 'Biriniz tuvaletten gelmişse...' (Nisa/43) buyurmuştur. Ayetin metnindeki gâît kelimesi 'def-i hacet yapılan yer' anl----- gelir. Aynı zamanda çukur ve kuytu yere de gâit denir. Zira insan def-i hacet yapmak için gözlerden uzak olan bu tür yerlere gider. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Abdesti bozulduğu zaman, abdest almadıkça Allah hiçbirinizin na*mazını kabul etmez.<u><span style="color: #800080">[27]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hadramutlu biri, Ebu Hüreyre'ye 'Küçük hades nedir?' diye sorduğunda, Ebu Hüreyre 'Sesli veya sessiz yellenmektir' diye cevap vermiştir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ön ve arkadan çıkan şey temiz olsa bile buna kıyas edilir, <u><span style="color: #800080">[28]</span></u> Mütemekkin olmadığı halde uyumak.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Mütemekkin olarak oturmak, kişinin makatını sağlam bir yere tam olarak koyup oturmasıdır. Gayr-ı mütemekkin ise, yerle kalça arasında bir mesafe olduğu halde oturmaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Kim uyursa abdest alsın.2</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Makatını tam olarak yere koyup uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz. Çünkü bu durumdayken kendisinden çıkan herhangibir şeyden haberdar olur. Bunun delili Enes'in naklettiği şu rivayettir:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Namaz için kamet edildi. Hz. Peygamber bir kişiyle gizli birşeyler konuşuyordu. Hz. Peygamber'in konuşması o kadar uzun sürdü ki sahabîler uyudu. Sonra Hz. Peygamber geldi ve namazı kıldırdı.<u><span style="color: #800080">[29]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Yine şöyle rivayet edilmiştir: 'Hz. Peygamber'in ashabı uyuyor, sonra kalkıp abdest almadan namaz kılıyorlardı'.<u><span style="color: #800080">[30]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Bu, insan mütemekkin bir şekilde uyursa abdesti bozulmaz demektir.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Tabii ki sahabîler bizim bildiğimiz gibi yatar şekilde uyumuyorlardı. Çünkü onlar mescidde, Hz. Peygamber'in konuşmasını bitirmesini ve ge*lip namazı kıldırmasını bekliyorlardı.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>3.</strong> Sarhoşluk, baygınlık, hastalık veya delilikten ötürü aklın gitmesi de abdesti bozar. Çünkü bu gibi durumlarda insanın kendisinden ne çıktığım bilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu durumu uykuya kıyas ediyoruz. Madem ki abdest, uyku ile bozuluyor, öyleyse bu gibi şeylerle haydi haydi bozulur.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>4.</strong> Erkeğin, karısının veya yabancı bir kadının bedeninin herhangibir yerine örtü olmaksızın dokunması abdesti bozar. Bu durumda hem erkeğin, hem de kadının abdesti bozulur. Yabancı kadından maksat, o kişiye evlenmesi helâl olan kadın demektir. Allah Teâlâ abdesti bozan şeyleri zikrederken şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Veya kadınlara dokunmuş iseniz. (Nisa/43)</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>5.</strong> İster ön, ister arka olsun kişinin kendisinin veya başkasının tenasül uzvuna dokunması da abdesti bozar. Dokunma, el ve parmakların iç kısmı ile ve örtü olmaksızın olursa abdesti bozar.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Yapılabilmesi İçin Abdestin Şart Olduğu Şeyler</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>1.</strong> Namaz kılmak için. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ey iman edenler! Namaza durmak (istediğiniz) zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı mesnedin. Ayaklarınızı topuklara kadar yıkayın. ) (Mâide/6)</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Birinizin abdesti bozulduğu zaman, abdest almadıkça Allah onun namazını kabul etmez.<u><span style="color: #800080">[31]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>2.</strong> Kabe'yi tavaf etmek için. Çünkü tavaf da namaz gibidir, tavaf ya*parken de abdestli olmak vacibdir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Beyt'i tavaf etmek de namaz gibidir. Ancak tavaf yaparken konu*şulabilir. Kim tavaf esnasında konuşursa, sakın hayırdan başka birşey söylemesin.<u><span style="color: #800080">[32]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><strong>3.</strong> MushaPa dokunmak ve mushaPı taşımak için de abdestli olmak şarttır.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Ona temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">(Vakıa/79)</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Kur'an'a ancak temiz; abdestli olan el sürebilir.<u><span style="color: #800080">[33]</span></u></span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hz. Peygamber'in Farzlarını ve Müekked Sünnetlerini Gözeterek Aldığı Abdestin Şekli, Fazileti ve Bu Şekilde Kılınan Namazın Fazileti</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Hz. Osman su istedi. Su gelince kap'tan eline su dökerek iki elini de üçer kere yıkadı. Sonra mazmaza yaptı (ağzına su verdi), sonra burnuna su verdi ve sümkürdü. Sonra yüzünü, sonra kollarını dirseklerle beraber üçer defa yıkadı. (Diğer bir rivayette 'Sonra sağ elini, sonra sol elini üç defa yıkadı Sonra başını meshetti. Sonra ayaklarını topuklanyla beraber > üçer kere yıkadı'. Başka bir rivayette 'Sonra sağ ayağını, sonra sol ayağını'</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Sonra da (Hz. Peygamber'., benim şu anda aldığım gördüm' dedi. Hz. Peygamber abdestını bmnnce de</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">şöyle buyurdu:</span></p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'">Kim benim bu abdestim gibi abdest ahr, sonra iki rekat namaz Ssa ve^ namaz içinde kalbine dünya ile ilgih b.rşey geürmezse, Allah onun geçmiş günahlarını affeder</span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Lucida Sans Unicode'"><span style="color: red"><strong>HANİFİ MEZHEBİNDE ZEKAT</strong></span></span></p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) bir hadislerinde " Bana zekat ver" diyen birisine söyle buyurmustu: "Yüce Allah zekatin verilecegi yerler hususunda ne bir peygamberin, ne de bir baskasinin hükmüne razi olmayarak, onunla ilgili hükmü kendisi verir.On sekiz sinifa taksim etti.Eger o sekiz sinifin içinde isen sana hakkini veririm" ( Ebu Davud, Zekat:24 ; Müsned,4:169 )</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Evet, zekati farz kilan Cenab-i Hakk onun nereye verilecegini de kendisi tayin etmistir: "Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düskünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (Islâm'a) isindirilacak olanlara, (hürriyetlerini satin almaya çalisan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalisip cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir." ( Tevbe Suresi,60.Ayet )</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Bu ayette geçen sekiz sinifi söyle açiklayabiliriz:</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">1,2 . Fakirler ve miskinler:</span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"> Hanefilere göre fakir, nisap miktari mala sahip olmayan kimsedir. Miskin ise hiçbir seyi olmayan kimsedir.Buna göre miskin, fakirden daha muhtaçdir. Safiilere göre ise, fakir hiçbir mal ve kazanci olmayan kimsedir.Miskin de, mali veya kazanci olup da geçimine kafi gelmeyen,yani gideri gelirinden fazla olan kimsedir.Buna göre fakir miskinden daha muhtaçdir.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) de bir hadislerinde miskinle ilgili olarak söyle buyurmustur: "Miskin, bir iki hurma veya bir iki lokma ile geri çevrilen degildir.Asil miskin, insanlardan bir sey istemedigi için onlar tarafindan durumu bilinmeyen, bu sebeple kendisine bir yardimin yapilmadigi kkimsedir." ( Ebu Davud, Zekat:24 ; Buhari,Zekat:53 ; Müslim, Zekat:101 )</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">3. Zekat Memurlari:</span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"> Zekat mallarinin toplanmasi, korunmasi, hesaplarinin tutulmasi ve layik olanlara dagitilmasi için devlet baskani veya yetkili kildigi kimse tarafindan görevlendirilen kisidir.Bu, çalisma karsiliginda alinan bir ücret oldugundan, zekat memurunun zengin olmasi zekattan hisse almasina engel degildir.</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">4. Müellefe-i kulub:</span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"> Müellef-i kulub, gönülleri Islama isindirilanlar demektir.Bunlardan bazilari yeni Müslüman olmus inançlari zayif olan kimselerdir. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) Islama isinmalari ve Müslümanlara zarar vermemeleri için onlara zekattan pay vermistir.Mesela Uyeyne bin Hisn ile Akra bin Habis, Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) 'nin bu gaye ile hisse verdigi kimselerdendi.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Fakat Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.anhüm) müellefe-i kuluba zekat vermemislerdir. Hz.Ömer(r.a), zekattan hisse isteyen Uyeyne bin Hisn ve Akra bin Habis'e "Resulullah (s.a.v) kalplerinizi Islama isindirmak için size hisse veriyordu.Artik Allah, dinin güçlendirmistir.Müslüman kalmaya devam ederseniz ne ala, aksi takdirde bizimle sizin aranizda kiliç vardir" demistir.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Hanefiler, müellefe-i kuluba zekat verilmeyecegi görüsündedir.Alimlerin çogunluguna göre ise, müellefe-i kuluba ihtiyaç aninda günümüzde de zekat verilebilir.Safiilere göre kafir olanlara zekat verilmez.</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">5. Köleler:</span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"> Efendisiyle hürriyetine kavusmak üzere anlasan küleler de, kendilerine zekat </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">verilmesi gereken gruplardan birisidir.Bu da dinimizin insanlarin kölelikten kurtulmasi için gösterdigi gayretlerden birisidir.</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">6. Borçlular:</span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"> Hanefilere göre borçlu, borcu olan ve borcundan baska nisap miktari mala</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">sahip olmayan kimsedir.Safiiler ve diger mezhep imamlari da borçluyu, kendisi için borçlanan kimse ve toplumun menfaati için borçlanan kimse diye iki kisma ayirmislardir.</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">7. Allah yolunda cihat edenler:</span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"> Allah'in dinini ve dince mukaddes tanina seyleri korumak, </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Allah'in ismini yüceltmek için mücadele eden kimselerdir.Bunu sadece maddi cihad olarak anlamamak gerekir.Manevi cihad edenlere de zekat verilir.</span></strong></p><p><em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">8. Yolcular: </span></span></strong></em><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Parasizlik sebebiyle yolda kalmis olanlardir.Memleketlerinde zengin olsalar </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">dahi böylelerine zekat verilir.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000"><u>Bir zekat sekiz sinifa mi taksim edilecek</u><span style="font-size: 10px">?</span></span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Hanefilere ve alimlerin çogunluguna göre zekatin sekiz siniftan sadece birisine verilmesi caizdir. Safiilere göre ise, zekatin sekiz sinifa taksim edilmesi gerekir.Bu mezhebe göre zekatin her siniftan en az üçüne verilmesi tarzindaki taksim caiz degildir.Zamanimizda sekiz siniftan ancak genel olarak dördünü bulmak mümkündür.Bunlar; fakirler, miskinler, borçlular ve yolculardir.</span></strong></p><p><strong><u><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">Zekatin tamami bir kisiye verilebilir mi?</span></span></u></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Hanefi ve Safiilere göre fakir ve miskinlere ihtiyaçlarini karsilayacak kadar zekat vermek caizdir.Hanefilere göre , eger zekat ayri ayri kimselere verildigi takdirde çok küçük parçalara ayrilacaksa, tamamini bir kisiye vermek daha uygundur. Mesela evlenmek için borca giren bir fakire, ihtiyacini karsilayacak kadar zekat toptan verilebilir.Bir kimseye nisap miktari veya nisap miktarindan fazla zekat vermek caiz ise de, böyle yapmak kerahatten uzak degildir.Ancak borçlu olan birisine hem borcunu ödeyecek, hem de elinde bir miktar para kalacak sekilde zekat verilebilir.</span></strong></p><p><strong><u><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">Kari ile koca birbirlerine zekat verebilir mi?</span></span></u></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Zengin bir koca fakir olan hanimina zekat veremez. Çünkü kadinin geçimi zaten kocasinin üzerinedir. Imam-i azam'a göre bir kadin da fakir olan kocasina zekat veremez. Imam Ebu Yusuf, Imam Muhammed, Imam Safii ve Imam Malik'e göre ise, zengin bir kadin fakir olan kocasina zekat verebilir. Kayinpeder ve kayinvalide fakir olan damadina zekat verebilecegi gibi, zengin olan damat da fakir olan kayinpederine ve kayinvalidesine zekat verebilir.</span></strong></p><p><strong><u><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">Amcaya, kardese, dayiya,hala ve teyzeye zekat verilebilir mi?</span></span></u></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Fakir olan amca, kardes,dayi, hala ve teyzeye zekat verilebilir. Hatta bu daha efdaldir.Bir hadis-i serifte "Fakirlere verilen sadaka bir sadakadir, akrabaya verilen sadaka iki sadakadir. Biri sadaka, digeri akrabaya iyilik " buyurularak bunun önemine dikkat çekilmistir.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">Zengin zekat malindan yiyebilir mi?</span></span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Zengine zekat almak helal olmamakla beraber, zengin birisi bir fakire verilen zekattan yiyebilir."Zengine zekat helel degildir buyuran Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) fakire verilen zekatin hediye edilmesi durumunda, zengine onu almasinin caiz oldugunu bildirmistir. ( Ebu Davud, Zekat:26 ; Müsned, 3:97)</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Bir defasinda Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v)'ne Hz.Aise (r.anha) 'nin azadli kölesi Berire'ye sadaka olarak verilen bir et getirilmistir. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) onun nereden geldigini sordu. "Berire'ye verilen sadaka" cevabini verdiler.Resullulah ( s.a.v), "Bu onun için sadaka,bizim için hediyedir " buyurarak o etten yedi. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v), bu sözüyle Berire'ye sadaka olarak verilen etin artik onun mali oldugunu, vasfinin degistigini, kendileri için bir sadaka degil, Berire' nin ikrami oldugunu ifade etmislerdir. (Buhari, Zekat:61 ; Ebu Davud, Zekat:30 ; Müslim, Zekat:170 )</span></strong></p><p><strong><u><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">Islami hizmetlere zekat verilir mi?</span></span></u></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Ayet-i kerimede geçen ve "Allah yolunda harcanma" olarak tercüme edilen "fi sebilillah" ifadesi, mutlak ve umuni olarak zikredilmistir.Bu tabir bazi fikih kitaplarimizda her ne kadar silahla cihada katilan gazilere ve yolda kalan hacilara tahsis edilmisde de ,tefsirlerde ve güvenilir fikih kitaplarimizda meseke daha genis olarak ele alinmistir.Mesela Hanefi mezhebi alimlerinden Imam Kasani, Bedaiu's-Sanai isimli meshur eserinde bulunan ilgili olarak söyle der: "Allah yolunda olanlardan maksat, Allah'a yaklastiran herseydir.Eger ihtiyaç varsa bu manaya, Allah'a itaat yolunda çalisan herkes ile bütün hayir yollari girer." </span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">"Fi sebilillah tabiri umumidir" diyen Fahreddin Razi, bu tabiri söyle açiklar."Fi sebilillah tabiri sadece gazilere mahsus degildir. Zekat bütün hayir yollarina verilebilir. Ölülerin techiz ve tekfini, kale ve cami yapimi da bu tabirin içine girer." ( Tefsir-i Kebir, 16:113 )</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Elmalili Hamdi Yazir da, zekatin mücahidlere cihat malzemesi alinmak üzere sarfedilebilecegini söyler. (Hak Dini Kur'an Dili, 4:2581 ).Eskiden cihad kiliçla, kalkanla,topla tüfekle yapiliyordu.Simdi ide genelde cihad gazeteyle, dergiyle , kasetle ,web üzerinden yapiliyor.Bunlar düsmana atilan birer bomba hüviyetini tasir.Dolayisiyla bir Müslüman Islama layikiyla hizmet ettigine, bu yolla dinsizlerle, inkarcilarla cihat ettigine inandigi müesseselere zekat verebilir.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Sonuç olarak, zekat Islam'in gönüllerde yayilmasi ve din düsmanlarinin tahribatini önlemek için Allah yolunda faaliyet gösteren hizmet kuruluslarina da verilir.Günümüzde böyle hizmet kuruluslarina zekat vermek daha da ehemmiyet kazanmistir.Kaldi ki bu da bir cihaddir. Nitekim Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) bir hadislerinde "Müsriklere karsi malinizla, caninizla ve dilinizle cihat edin" ( Müsned, 3:13,16 : Ebu Davud, Chad 5,38 ) buyurmuslardir. Bugün din düsmanlariyla yapilan en tesirli cihad gazete,dergi,web, kitap, radyo ve televizyon yoluyla yapilmaktadir.</span></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Gayesi Islama hizmet olmayan kurum ve kuruluslara yardim yapilsa da zekat verilemeyecegi gerçegi hatirdan uzak tutulmamalidir.</span></strong></p><p><strong><u><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'"><span style="color: #ff0000">Zekat nerelere ve kimlere verilmez?</span></span></u></strong></p><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Zekat verilecek kimseler ve yerler belli oldugu gibi, zekat verilmeyecek kimseler de bellidir. Su kimselere de zekat verilmez.</span></strong></p><ul> <li data-xf-list-type="ul"><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Müslüman olmayan birine zekat verilmez </span></strong></li> <li data-xf-list-type="ul"><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Nisap miktari mala sahip olan kimseye zekat verilmez. </span></strong></li> <li data-xf-list-type="ul"><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Anneye, babaya, dede ve nineye, onlarin anne ve babasina zekat verilmeyecegi gibi; kendi çocuklarina, torunlarina, torunlarinin çocuklarina ve daha asagisina da zekat vermek caiz degildir. </span></strong></li> </ul><p><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Safii mezhebinde ise bu sayilanlar birbirlerine sadece borçlu iseler borçlarinin ödenmesi için zekat verebilirler.Aksi halde veremezler.</span></strong></p><ul> <li data-xf-list-type="ul"><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Bos gezen ve çalismayan kimseye nisap miktari mala sahip olmadiginda zekat vermek Hanefi mezhebine göre caizse de, zekat vermek uygun olmaz. </span></strong></li> <li data-xf-list-type="ul"><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Zekat ehil, yani layik olan kimseye verilmelidir. Bunun için de arastirma yapilmalidir. Ve alinan zekat maksada uygun tarzda kullanilmalidir.Mesela zekat alan fakirin bunu sefahete ve gayr-i mesru yollara degil, zaruri ihtiyaçlarina harcamasi gerekir.Borçlu da zekati borcuna sarfetmelidir. </span></strong></li> <li data-xf-list-type="ul"><strong><span style="font-family: 'Souvenir Lt BT'">Islam'in aleyhine çalisan kisi ve kuruluslara zekat verilmez. </span></strong></li> </ul><p></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="teblið, post: 251518, member: 1011058"] [FONT=Lucida Sans Unicode][B][COLOR=red]ABDEST [/COLOR] [/B]Abdest anl----- gelen vudû kelimesi vedaet kökünden gelir. Lügat mânâsı güzellik, parlaklık demektir. Şer'î mânâsı ise 'niyetle beraber ab*dest azalarında su kullanmak' demektir. Vedû şeklinde okunursa abdestte kullanılan su anl----- gelir. Bu suya, azaların bu suyla temizlenmesinden ötürü böyle bir isim verilmiştir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdestin Farzları[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdestin farzları altıdır: .[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]1.[/B] Niyet[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]2.[/B] Yüzü yıkamak[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]3.[/B] Ellerle beraber kolları yıkamak[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]4.[/B] Başın bir kısmını meshetmek [/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]5.[/B] Topuklara kadar ayakları yıkamak[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]6.[/B] Tertib[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdestin meşruiyeti ve farzları hakkındaki asıl, şu ayettir:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ey inananlar, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yüzlerinizi, dirsek*lere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı mesnedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın). (Mâide/6)[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Niyet[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]İbadetler, ancak niyet ile âdetlerden ayrılır. Abdest de bir ibadettir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ameller niyetlere göredir. Kişi için ancak niyet ettiği vardır.[U][COLOR=#800080][1][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Yani ibadetler ancak niyetle sahih olur, niyetle ibadet sayılır. Ancak ihlas ile yapılan amelden ecir elde edilir.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Niyetin Tarifi[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Niyet'in lügat mânâsı, kasdetmektir. Şer'î mânâsı ise, bir işin yapılmasıyle beraber olan kast demektir. Niyetin yeri kalptir, dil ile söyle*mek de sünnet'tir. Niyetin kalpteki keyfiyeti 'Abdestin farzına niyet ediyo*rum' veya 'Abdestsizliği kaldırmaya niyet ediyorum' veya 'Namaz kılmayı kendime helâl kılmak için niyet ediyorum' demektir. Niyetin başlama vakti yüzü yıkarkendir. Çünkü yüz, abdestin en zor yıkanan âzasıdır.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Yüzü Yıkamak[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Allah Teâlâ 'Yüzlerinizi yıkayın' (Mâide/6) buyuruyor. Yüzün yıkan*ma hududu, saç kıllarının bittiği yerden çenenin altına kadardır. Genişlik bakımından da kulaktan kulağa kadardır. Yüzdeki kaşları, kiprikleri ve sakal gibi kılların hem yüzeyini, hem de diplerini yıkamak farzdır. Çünkü bol ve sık sakal hariç, diğerleri yüzün parçası sayılır. Bol ve sık sakaldan maksat, dipleri görünmeyen sakaldır. Böyle sakalın sadece yüzeyini yıkamak yeterlidir.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Ellerle Beraber Kollan Yıkamak[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Allah Teâlâ 'Dirseklere kadar ellerinizi yıkayın' (Mâide/6) buyuruyor. Bu ayetteki iîa.edaü mea anlamındadır. Şu rivayet buna delâlet eder:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ebu Hüreyre abdest alırken önce yüzünü yıkadı, sonra pazusuna kadar sağ kolunu, sonra aynı şekilde sol kolunu yıkadı. Sonra basma mesnetti, sonra topukları dahil sağ ayağını, sonra aynı şekilde sol ayağını yıkadı ve 'Ben, Hz. Peygamber'in, böyle abdest aldığını gördüm' dedi.[U][COLOR=#800080][2][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Yıkanan âzalardaki kılların da yıkanması vacibdir. Eğer tırnakların altında, suyun deriye ulaşmasına mâni olacak kadar kir varsa veya armağında suyun deriye değmesine mâni olan bir yüzük varsa abdest sahih olmaz.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdullah b Amr şöyle rivayet ediyor: Hz. Peygamber ile beraber Mekke'den Medine'ye giderken yolda bir su gördük. Bazıları aceleyle koşup abdest aldılar. Hz. Peygamber onların topuklarına su değmedığım görünce şöyle buyurdu:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ateşten ötürü vay topuklara, abdestinizi tam alınız.[U][COLOR=#800080][3][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bir kişi abdest aldı, ayağında tırnak kadar su değmeyen bir yerbıraktı. Bunu gören Hz. Peygamber 'Dön ve yeniden abdest al1dedi.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Adam yeniden abdest alıp namazını kıldı.[U][COLOR=#800080][4][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]İşte bu iki hadîs, yıkanması gereken azalardan birinde yıkanmayan . küçük bir parça kaldığında, abdestin sahih olmadığına delâlet eder.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Başı Meshetmek[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bir kıl dahi olsa başın bir kısmını meshetmek gerekir. Çünkü Allah Teâlâ 'Başlarınızı mesnedin' (Mâide/6) buyurmuştur. Muğire b. Şube, Hz. Peygamber'in abdest aldığını, sadece nasiyesini ve sarığını meshettiğini ri*vayet etmiştir.[U][COLOR=#800080][5][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Eğer abdest alırken mesh yerine, başın tümü veya bir kısmı yıkanırsa olur. JYasiye'den maksat, başın ön tarafıdır ve baştan bir parçadır. Hz. Peygamber'in nasiye üzerine meshetmekle yetinmesi, farz olan mesh'in, başın hududundaki parçalardan birine meshetmek olduğuna delâlet eder. Başın hangi parçasına meshedilirse edilsin, farz olan mesh yerine getirilmiş olur.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Topuklara Kadar Ayakları Yıkamak[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Allah Teâlâ 'Ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın)' (Mâide/6) bu*yurmuştur. Topuklar bilindiği gibi, bacak kemikleriyle, ayak kemiklerinin birleştiği yerdeki çıkıklardır. Burada da ila. edatı mea anlamındadır. Bunun böyle olduğuna yukarıda geçen Ebu Hüreyre hadîsi delâlet eder. Çünkü Ebu Hüreyre ayaklarını, topukların yukarılarına kadar yıkamış ve Hz. Peygamberin de böyle abdest aldığını söylemiştir. İki ayağı da tırnak kadar bile kuru kalmamak üzere iyice yıkamalı ve suyu, ayaklarda bulu*nan kılların altına kadar ulaştırmahdır.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Tertibe Riayet Etmek[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Tertibin farz olduğu, Mâide sûresinin 6. ayetinden anlaşılmaktadır. Bu ayette abdestin farzları tertipli olarak zikredilmiştir. Tertibe riayet et*menin farz olduğu Hz. Peygamber'in fiilinden de anlaşılmaktadır. Çünkü Hz. Peygamber daima ayetteki tertibe riayet ederek abdest alırdı. Nitekim bu husus, sahih hadîslerle sabit olmuştur. Bu sahih hadîslerden biri de sözü geçen Ebu Hüreyre hadîsidir. O hadîste sümme edatıyla atıf yapılmıştır ve bu da âlimlerin ittifakıyle tertib içindir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]İmam Nevevî şöyle diyor: 'Şafii uleması Hz. Peygamber'in abdestinin keyfiyeti hakkında Sünnet'ten ve sahabeden bol miktarda sahih hadîslerle delil getirmişlerdir'.[U][COLOR=#800080][6][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bütün bu hadîsler ve bunları rivayet eden sahabîler, Hz. Peygam*ber'in abdestini tertipli olarak vasıflandırmıslardır. Sahabîler, Hz. Peygam*ber'in abdest aldığını birçok defa gördükleri halde, Hz. Peygamber'in tertibe riayet etmeden abdest aldığını hiç kimse rivayet etmemiş ve fakat Hz. Peygamber'in azalarını birer, ikişer ve üçer defa yıkadığını rivayet etmişlerdir. Hz. Peygamber'in bu şekilde abdest alması, Kur'an'da emredilen abdestin açıklamasıdır. Eğer tertibin terkedilmesi caiz olsaydı, caiz olduğunun bilinmesi için Hz. Peygamber bazı durumlarda tertibe riayet etmeyi terkederdi. Tıpkı abdest azalarını bazı vakitlerde bir, bazı vakitlerde iki, bazı vakitlerde de üç defa yıkadığı gibi.[/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Abdestin Sünnetleri[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdestin birçok sünneti vardır. En önemlileri şunlardır:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]1.[/B] Abdestin başında besmele çekmek.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Enes b. Mâlik şöyle rivayet ediyor: "Ashabdan bazıları abdest için su aradılar, fakat bulamadılar. Hz. Peygamber 'Yanında su olan var mı?' diye sordu. Hz. Peygamber'e biraz su getirildi. Hz. Peygamber elini su kabına soktu ve 'Haydi, Allah'ın ismiyle abdest alın' dedi. Hz. Peygamber'in parmaklarının arasından su fışkırdığını gördüm. Bütün sahabîler abdest aldı. Sayıları yetmiş kişiye yakındı".[U][COLOR=#800080][7][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]2.[/B] Elleri su kabına sokmadan önce üç defa yıkamak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Şöyle rivayet edilmiştir: 'Abdullah b. Zeyd'e, Hz. Peygamber'in ab-desti soruldu. Abdullah, içinde su bulunan bir kap istedi. Onların öğrenmeleri için Hz. Peygamber'in âbdesti gibi abdest almaya başladı. Önce su kabından eline su dökerek üç defa ellerini yıkadı. Sonra avucuyla kaptan su alarak yüzünü yıkadı, sonra başını mesnetti, sonra ayak*larını yıkayarak abdestini bitirdi'.[U][COLOR=#800080][8][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]3.[/B] Misvak kullanmak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Eğer ümmetime zorluk verme korkusu olmasaydı, her abdestte mis*vak kullanmalarını emrederdim.[U][COLOR=#800080][9][/COLOR][/U] Bu hadîs, misvak'ın müstehab olduğuna delildir. [/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]4-5.[/B] Mazmaza (ağıza su vermek) ve istinşak (buruna su vermek),[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ağıza ve buruna sağ el ile su verilmeli, fakat burun sol el ile temiz*lenmelidir. Abdullah b. Zeyd'in yukarıda geçen hadîsinde Abdullah'ın abdest alırken üç kere mazmaza, üç kere istinşak yapıp ağzını ve burnu*nu temizlediği belirtilmiştir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]6.[/B] Gür sakalı hilallemek (parmaklarla karıştırmak).[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Enes b. Mâlik şöyle rivayet ediyor: "Hz. Peygamber abdest aldığı za*man bir avuç su alır, çenesinin altına serperek sakalını parmaklarıyla karıştırır ve 'Rabbim bana böyle yapmamı emretti' derdi'.[U][COLOR=#800080][10][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]7.[/B] Başın tamamını meshetmek.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdullah b. Zeyd hadîsinde Hz. Peygamber'in, ellerini başın ön ta*rafından başlayarak ensesine kadar götürdüğü, ensesinden de tekrar başının ön tarafına kadar getirdiği rivayet edilmiştir:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]8.[/B] El ve ayak parmaklarının arasını hilallemek; (karıştırmak suretiyle oradaki kirleri temizlemek).[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ellerin parmaklarını hilallemek, elleri birbirine geçirerek yapılır. Ayak parmaklarının arasını ise sol elin küçük parmağı ile, sağ ayağın küçük parmağından başlayarak sol ayağın küçük parmağına kadar temizlemeli*dir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Lekit b. Sebire şöyle diyor: 'Ey Allah'ın Rasûlü! Bana abdesti anlat' dedim. Hz. Peygamber 'Abdesti tam olarak al, parmaklarının arasını hi*lalle ve oruçlu değilsen burnunu bol su ile temizle' dedi.[U][COLOR=#800080][11][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Mustavrid'den şöyle rivayet ediliyor: 'Hz. Peygamber'in, abdest alırken ayak parmaklarını serçe parmağıyla karıştırdığını gördüm'.[U][COLOR=#800080][12][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]9.[/B] Kulakların içini ve dışını -yeni bir su ile- temizlemek.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]İbn Abbas'ın Hz. Peygamber'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygam*ber önce başını, sonra da kulaklarının içini ve dışını meshetmiştir.[U][COLOR=#800080][13][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Başka bir rivayette de Hz. Peygamber'in başını meshettikten sonra şehadet parmağı ile kulaklarının iç kısımlarını, baş parmağı ile de dış kısımlarını rneshetmiş olduğu nakledilmiştir.[U][COLOR=#800080][14][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdullah b. Zeyd şöyle demektedir: 'Hz. Peygamber'in abdest alırken kulakları için yeni bir su aldığını gördüm'.[U][COLOR=#800080][15][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]10.[/B] Abdestin farz ve sünnetlerini üçer defa yapmak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hz. Osman 'Size Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığını göstereyim mi?' dedikten sonra, yıkanacak azaların tümünü üçer defa yıkadı ve meshedilecek azalan da üçer defa mesnetti.[U][COLOR=#800080][16][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]11.[/B] Sağ eli sol elden, sağ ayağı sol ayaktan önce yıkamak. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdest aldığınız zaman önce sağ taraftan başlayınız.[U][COLOR=#800080][17][/COLOR][/U] Ebu Hüreyre'nin abdestin farzları hususunda geçen hadîsi de buna delâlet eder.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]12.[/B] Azaları ovarak yıkamak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdullah b. Zeyd, Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığını anlattıktan sonra kollarını sıvayarak Hz. Peygamber'in abdest alış şeklini yaparak gösterdi.[U][COLOR=#800080][18][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]13.[/B] Azaları ara vermeksizin peşpeşe yıkamak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bu da Hz. Peygamber'e tâbi olmak demektir. Çünkü daha önce ge*çen hadîslerden, Hz. Peygamber'in ara vermeden abdest aldığı anlaşılmaktadır.[U][COLOR=#800080][19][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]14.[/B] Gurretve tacil'i uzatmak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Gurret, yüzü yıkarken başın önünden bir kısmını da yıkamaktır. Tacil ise, kolları yıkarken pazunun bir kısmını, ayakları yıkarken de topukların üst kısımlarından birazını yıkamaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Benim ümmetim kıyamet günü, abdestin eserinden ötürü 'gurren muhaccelin' (yüzleri, elleri, ayaklan pırıl pırıl parlayan ümmet) diye çağrılır. Bu nedenle abdest alırken yüzle beraber başın ön tarafından birazını, kollar ve ayaklar ile beraber de biraz yukarılarım yıkamak güzel olur.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]15.[/B] Su hususunda israf ve cimriliğe kaçmamak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in 1 müdd ile abdest aldığını rivayet etmiştir.[U][COLOR=#800080][20][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Müdd hacim itibariyle yaklaşık 10 cm. uzunluğunda bir kap demektir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]16.[/B] Abdest alırken kıbleye dönmek. Çünkü kıble, yönlerin en şerefi isidir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]17.[/B] Hz. Peygamber'e uyarak, abdest esnasında konuşmamak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]18.[/B] Âbdesti bitirirken aşağıdaki gibi şehadet ve dua etmek.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Allah'tan başka ilah olmadığına, Allah'ın bir ve tek olduğuna, ortağı bulunmadığına şahitlik, ediyorum. Yine şahitlik ediyorum ki Muhammed, Allah'ın kulu ve rasûlü'dür.1[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Allahım! Beni tevbe eden ve temiz olan kullarından eyle.[U][COLOR=#800080][21][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ey Allahım! Sana hamd ile seni her türlü ortaktan tenzih ederim! Senden başka ilah olmadığına şehadet ediyor ve senden af dileyerek dergâhına yöneliyorum.[U][COLOR=#800080][22][/COLOR][/U][/FONT] [B][FONT=Lucida Sans Unicode]Abdestin Mekruhları[/FONT][/B] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]1.[/B] Suyu israf etmek.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]2.[/B] Suyu gereğinden az kullanmak. Çünkü ikisi de Sünnet'e aykırıdır. İsraf etmeyin; zira Allah israf edenleri sevmez.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode](A'raf/31)[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]İsraftan maksat, mutedil sınırı aşmaktır. Hz. Peygamber şöyle bu*yurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bu ümmetten bir kavim gelecek abdest, gusül ve dua'da israfa kaça*caklardır.[U][COLOR=#800080][23][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]2.[/B] Sol eli sağ elden, sol ayağı sağ ayaktan önce yıkamak. Çünkü böyle yapmak Hz. Peygamber'in fiiline terstir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]3.[/B] Abdest âzalarının -şiddetli soğuk veya sıcak olup da kurulanama^-yan âzalardaki suyun eziyet vermesi, kirlenmesi gibi mazeretler hariç-mendil veya havlu ile kurulanması. Abdest aldığı zaman Hz. Peygamber'e mendil veya havlu getirildiği, Hz. Peygamber'in ise azalarını kurulamadığı rivayet edilmiştir.[U][COLOR=#800080][24][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]4.[/B] Suyu yüze çarpmak. Suyu yüze çarpmak, yüzün şerefine uygun düşmez.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]5.[/B] Üç kere yıkanan azayı, dördüncü defa yıkamak veya üç kere meshedilen azayı dördüncü defa meshetmek veya üçten az yapmak. Çünkü Hz. Peygamber azalarını, üçer kere yıkayarak abdest aldıktan sonra şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]İşte abdest böyledir. Bunu fazlalaştıran veya eksilten münker bir iş yapmış ve zulmetmiş olur.[U][COLOR=#800080][25][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bu hadîsten murad, Sünnet'in üçten fazla veya eksik olduğunu söy*leyen kimsenin kötü bir iş yapmış ve zulmetmiş olacağıdır.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]6.[/B] Mazeret olmaksızın, abdest azalarını başkasına yıkatmak. Çünkü böyle yapmakta bir tür gurur vardır, bu da kulluğa ters düşer.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]7.[/B] Oruçlu iken mazmaza ve istinşak'ta aşırıya kaçmak. Çünkü bu du*rumda suyun boğaza kaçıp orucu bozması sözkonusudur. Hz. Peygam*ber 'Eğer oruçlu değilsen, istinşak'ta mübalağa yap' buyurmuştur.[U][COLOR=#800080][26][/COLOR][/U] Maz*maza da istinşak'a kıyas edilir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdesti Bozan Şeyler Abdesti bozan şeyler beştir:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]1.[/B] Ön ve arkadan çıkan sidik, dışkı, kan ve yellenme ile abdest bozulur.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Allah Teâlâ 'Biriniz tuvaletten gelmişse...' (Nisa/43) buyurmuştur. Ayetin metnindeki gâît kelimesi 'def-i hacet yapılan yer' anl----- gelir. Aynı zamanda çukur ve kuytu yere de gâit denir. Zira insan def-i hacet yapmak için gözlerden uzak olan bu tür yerlere gider. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Abdesti bozulduğu zaman, abdest almadıkça Allah hiçbirinizin na*mazını kabul etmez.[U][COLOR=#800080][27][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hadramutlu biri, Ebu Hüreyre'ye 'Küçük hades nedir?' diye sorduğunda, Ebu Hüreyre 'Sesli veya sessiz yellenmektir' diye cevap vermiştir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ön ve arkadan çıkan şey temiz olsa bile buna kıyas edilir, [U][COLOR=#800080][28][/COLOR][/U] Mütemekkin olmadığı halde uyumak.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Mütemekkin olarak oturmak, kişinin makatını sağlam bir yere tam olarak koyup oturmasıdır. Gayr-ı mütemekkin ise, yerle kalça arasında bir mesafe olduğu halde oturmaktır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Kim uyursa abdest alsın.2[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Makatını tam olarak yere koyup uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz. Çünkü bu durumdayken kendisinden çıkan herhangibir şeyden haberdar olur. Bunun delili Enes'in naklettiği şu rivayettir:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Namaz için kamet edildi. Hz. Peygamber bir kişiyle gizli birşeyler konuşuyordu. Hz. Peygamber'in konuşması o kadar uzun sürdü ki sahabîler uyudu. Sonra Hz. Peygamber geldi ve namazı kıldırdı.[U][COLOR=#800080][29][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Yine şöyle rivayet edilmiştir: 'Hz. Peygamber'in ashabı uyuyor, sonra kalkıp abdest almadan namaz kılıyorlardı'.[U][COLOR=#800080][30][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Bu, insan mütemekkin bir şekilde uyursa abdesti bozulmaz demektir.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Tabii ki sahabîler bizim bildiğimiz gibi yatar şekilde uyumuyorlardı. Çünkü onlar mescidde, Hz. Peygamber'in konuşmasını bitirmesini ve ge*lip namazı kıldırmasını bekliyorlardı.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]3.[/B] Sarhoşluk, baygınlık, hastalık veya delilikten ötürü aklın gitmesi de abdesti bozar. Çünkü bu gibi durumlarda insanın kendisinden ne çıktığım bilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu durumu uykuya kıyas ediyoruz. Madem ki abdest, uyku ile bozuluyor, öyleyse bu gibi şeylerle haydi haydi bozulur.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]4.[/B] Erkeğin, karısının veya yabancı bir kadının bedeninin herhangibir yerine örtü olmaksızın dokunması abdesti bozar. Bu durumda hem erkeğin, hem de kadının abdesti bozulur. Yabancı kadından maksat, o kişiye evlenmesi helâl olan kadın demektir. Allah Teâlâ abdesti bozan şeyleri zikrederken şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Veya kadınlara dokunmuş iseniz. (Nisa/43)[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]5.[/B] İster ön, ister arka olsun kişinin kendisinin veya başkasının tenasül uzvuna dokunması da abdesti bozar. Dokunma, el ve parmakların iç kısmı ile ve örtü olmaksızın olursa abdesti bozar.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Yapılabilmesi İçin Abdestin Şart Olduğu Şeyler[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]1.[/B] Namaz kılmak için. Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ey iman edenler! Namaza durmak (istediğiniz) zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı mesnedin. Ayaklarınızı topuklara kadar yıkayın. ) (Mâide/6)[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Birinizin abdesti bozulduğu zaman, abdest almadıkça Allah onun namazını kabul etmez.[U][COLOR=#800080][31][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]2.[/B] Kabe'yi tavaf etmek için. Çünkü tavaf da namaz gibidir, tavaf ya*parken de abdestli olmak vacibdir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Beyt'i tavaf etmek de namaz gibidir. Ancak tavaf yaparken konu*şulabilir. Kim tavaf esnasında konuşursa, sakın hayırdan başka birşey söylemesin.[U][COLOR=#800080][32][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][B]3.[/B] MushaPa dokunmak ve mushaPı taşımak için de abdestli olmak şarttır.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Ona temizlenmiş olanlardan başkası el süremez.[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode](Vakıa/79)[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hz. Peygamber de şöyle buyurmuştur:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Kur'an'a ancak temiz; abdestli olan el sürebilir.[U][COLOR=#800080][33][/COLOR][/U][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hz. Peygamber'in Farzlarını ve Müekked Sünnetlerini Gözeterek Aldığı Abdestin Şekli, Fazileti ve Bu Şekilde Kılınan Namazın Fazileti[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Hz. Osman su istedi. Su gelince kap'tan eline su dökerek iki elini de üçer kere yıkadı. Sonra mazmaza yaptı (ağzına su verdi), sonra burnuna su verdi ve sümkürdü. Sonra yüzünü, sonra kollarını dirseklerle beraber üçer defa yıkadı. (Diğer bir rivayette 'Sonra sağ elini, sonra sol elini üç defa yıkadı Sonra başını meshetti. Sonra ayaklarını topuklanyla beraber > üçer kere yıkadı'. Başka bir rivayette 'Sonra sağ ayağını, sonra sol ayağını'[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Sonra da (Hz. Peygamber'., benim şu anda aldığım gördüm' dedi. Hz. Peygamber abdestını bmnnce de[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]şöyle buyurdu:[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode]Kim benim bu abdestim gibi abdest ahr, sonra iki rekat namaz Ssa ve^ namaz içinde kalbine dünya ile ilgih b.rşey geürmezse, Allah onun geçmiş günahlarını affeder[/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][COLOR=red][B]HANİFİ MEZHEBİNDE ZEKAT[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][/FONT] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) bir hadislerinde " Bana zekat ver" diyen birisine söyle buyurmustu: "Yüce Allah zekatin verilecegi yerler hususunda ne bir peygamberin, ne de bir baskasinin hükmüne razi olmayarak, onunla ilgili hükmü kendisi verir.On sekiz sinifa taksim etti.Eger o sekiz sinifin içinde isen sana hakkini veririm" ( Ebu Davud, Zekat:24 ; Müsned,4:169 )[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Evet, zekati farz kilan Cenab-i Hakk onun nereye verilecegini de kendisi tayin etmistir: "Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düskünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (Islâm'a) isindirilacak olanlara, (hürriyetlerini satin almaya çalisan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalisip cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir." ( Tevbe Suresi,60.Ayet )[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Bu ayette geçen sekiz sinifi söyle açiklayabiliriz:[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]1,2 . Fakirler ve miskinler:[/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT] Hanefilere göre fakir, nisap miktari mala sahip olmayan kimsedir. Miskin ise hiçbir seyi olmayan kimsedir.Buna göre miskin, fakirden daha muhtaçdir. Safiilere göre ise, fakir hiçbir mal ve kazanci olmayan kimsedir.Miskin de, mali veya kazanci olup da geçimine kafi gelmeyen,yani gideri gelirinden fazla olan kimsedir.Buna göre fakir miskinden daha muhtaçdir.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) de bir hadislerinde miskinle ilgili olarak söyle buyurmustur: "Miskin, bir iki hurma veya bir iki lokma ile geri çevrilen degildir.Asil miskin, insanlardan bir sey istemedigi için onlar tarafindan durumu bilinmeyen, bu sebeple kendisine bir yardimin yapilmadigi kkimsedir." ( Ebu Davud, Zekat:24 ; Buhari,Zekat:53 ; Müslim, Zekat:101 )[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]3. Zekat Memurlari:[/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT] Zekat mallarinin toplanmasi, korunmasi, hesaplarinin tutulmasi ve layik olanlara dagitilmasi için devlet baskani veya yetkili kildigi kimse tarafindan görevlendirilen kisidir.Bu, çalisma karsiliginda alinan bir ücret oldugundan, zekat memurunun zengin olmasi zekattan hisse almasina engel degildir.[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]4. Müellefe-i kulub:[/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT] Müellef-i kulub, gönülleri Islama isindirilanlar demektir.Bunlardan bazilari yeni Müslüman olmus inançlari zayif olan kimselerdir. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) Islama isinmalari ve Müslümanlara zarar vermemeleri için onlara zekattan pay vermistir.Mesela Uyeyne bin Hisn ile Akra bin Habis, Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) 'nin bu gaye ile hisse verdigi kimselerdendi.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Fakat Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.anhüm) müellefe-i kuluba zekat vermemislerdir. Hz.Ömer(r.a), zekattan hisse isteyen Uyeyne bin Hisn ve Akra bin Habis'e "Resulullah (s.a.v) kalplerinizi Islama isindirmak için size hisse veriyordu.Artik Allah, dinin güçlendirmistir.Müslüman kalmaya devam ederseniz ne ala, aksi takdirde bizimle sizin aranizda kiliç vardir" demistir.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Hanefiler, müellefe-i kuluba zekat verilmeyecegi görüsündedir.Alimlerin çogunluguna göre ise, müellefe-i kuluba ihtiyaç aninda günümüzde de zekat verilebilir.Safiilere göre kafir olanlara zekat verilmez.[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]5. Köleler:[/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT] Efendisiyle hürriyetine kavusmak üzere anlasan küleler de, kendilerine zekat [/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]verilmesi gereken gruplardan birisidir.Bu da dinimizin insanlarin kölelikten kurtulmasi için gösterdigi gayretlerden birisidir.[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]6. Borçlular:[/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT] Hanefilere göre borçlu, borcu olan ve borcundan baska nisap miktari mala[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]sahip olmayan kimsedir.Safiiler ve diger mezhep imamlari da borçluyu, kendisi için borçlanan kimse ve toplumun menfaati için borçlanan kimse diye iki kisma ayirmislardir.[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]7. Allah yolunda cihat edenler:[/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT] Allah'in dinini ve dince mukaddes tanina seyleri korumak, [/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Allah'in ismini yüceltmek için mücadele eden kimselerdir.Bunu sadece maddi cihad olarak anlamamak gerekir.Manevi cihad edenlere de zekat verilir.[/FONT][/B] [I][B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]8. Yolcular: [/COLOR][/FONT][/B][/I][B][FONT=Souvenir Lt BT]Parasizlik sebebiyle yolda kalmis olanlardir.Memleketlerinde zengin olsalar [/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]dahi böylelerine zekat verilir.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000][U]Bir zekat sekiz sinifa mi taksim edilecek[/U][SIZE=2]?[/SIZE][/COLOR][/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Hanefilere ve alimlerin çogunluguna göre zekatin sekiz siniftan sadece birisine verilmesi caizdir. Safiilere göre ise, zekatin sekiz sinifa taksim edilmesi gerekir.Bu mezhebe göre zekatin her siniftan en az üçüne verilmesi tarzindaki taksim caiz degildir.Zamanimizda sekiz siniftan ancak genel olarak dördünü bulmak mümkündür.Bunlar; fakirler, miskinler, borçlular ve yolculardir.[/FONT][/B] [B][U][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]Zekatin tamami bir kisiye verilebilir mi?[/COLOR][/FONT][/U][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Hanefi ve Safiilere göre fakir ve miskinlere ihtiyaçlarini karsilayacak kadar zekat vermek caizdir.Hanefilere göre , eger zekat ayri ayri kimselere verildigi takdirde çok küçük parçalara ayrilacaksa, tamamini bir kisiye vermek daha uygundur. Mesela evlenmek için borca giren bir fakire, ihtiyacini karsilayacak kadar zekat toptan verilebilir.Bir kimseye nisap miktari veya nisap miktarindan fazla zekat vermek caiz ise de, böyle yapmak kerahatten uzak degildir.Ancak borçlu olan birisine hem borcunu ödeyecek, hem de elinde bir miktar para kalacak sekilde zekat verilebilir.[/FONT][/B] [B][U][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]Kari ile koca birbirlerine zekat verebilir mi?[/COLOR][/FONT][/U][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Zengin bir koca fakir olan hanimina zekat veremez. Çünkü kadinin geçimi zaten kocasinin üzerinedir. Imam-i azam'a göre bir kadin da fakir olan kocasina zekat veremez. Imam Ebu Yusuf, Imam Muhammed, Imam Safii ve Imam Malik'e göre ise, zengin bir kadin fakir olan kocasina zekat verebilir. Kayinpeder ve kayinvalide fakir olan damadina zekat verebilecegi gibi, zengin olan damat da fakir olan kayinpederine ve kayinvalidesine zekat verebilir.[/FONT][/B] [B][U][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]Amcaya, kardese, dayiya,hala ve teyzeye zekat verilebilir mi?[/COLOR][/FONT][/U][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Fakir olan amca, kardes,dayi, hala ve teyzeye zekat verilebilir. Hatta bu daha efdaldir.Bir hadis-i serifte "Fakirlere verilen sadaka bir sadakadir, akrabaya verilen sadaka iki sadakadir. Biri sadaka, digeri akrabaya iyilik " buyurularak bunun önemine dikkat çekilmistir.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]Zengin zekat malindan yiyebilir mi?[/COLOR][/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Zengine zekat almak helal olmamakla beraber, zengin birisi bir fakire verilen zekattan yiyebilir."Zengine zekat helel degildir buyuran Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) fakire verilen zekatin hediye edilmesi durumunda, zengine onu almasinin caiz oldugunu bildirmistir. ( Ebu Davud, Zekat:26 ; Müsned, 3:97)[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Bir defasinda Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v)'ne Hz.Aise (r.anha) 'nin azadli kölesi Berire'ye sadaka olarak verilen bir et getirilmistir. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) onun nereden geldigini sordu. "Berire'ye verilen sadaka" cevabini verdiler.Resullulah ( s.a.v), "Bu onun için sadaka,bizim için hediyedir " buyurarak o etten yedi. Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v), bu sözüyle Berire'ye sadaka olarak verilen etin artik onun mali oldugunu, vasfinin degistigini, kendileri için bir sadaka degil, Berire' nin ikrami oldugunu ifade etmislerdir. (Buhari, Zekat:61 ; Ebu Davud, Zekat:30 ; Müslim, Zekat:170 )[/FONT][/B] [B][U][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]Islami hizmetlere zekat verilir mi?[/COLOR][/FONT][/U][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Ayet-i kerimede geçen ve "Allah yolunda harcanma" olarak tercüme edilen "fi sebilillah" ifadesi, mutlak ve umuni olarak zikredilmistir.Bu tabir bazi fikih kitaplarimizda her ne kadar silahla cihada katilan gazilere ve yolda kalan hacilara tahsis edilmisde de ,tefsirlerde ve güvenilir fikih kitaplarimizda meseke daha genis olarak ele alinmistir.Mesela Hanefi mezhebi alimlerinden Imam Kasani, Bedaiu's-Sanai isimli meshur eserinde bulunan ilgili olarak söyle der: "Allah yolunda olanlardan maksat, Allah'a yaklastiran herseydir.Eger ihtiyaç varsa bu manaya, Allah'a itaat yolunda çalisan herkes ile bütün hayir yollari girer." [/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]"Fi sebilillah tabiri umumidir" diyen Fahreddin Razi, bu tabiri söyle açiklar."Fi sebilillah tabiri sadece gazilere mahsus degildir. Zekat bütün hayir yollarina verilebilir. Ölülerin techiz ve tekfini, kale ve cami yapimi da bu tabirin içine girer." ( Tefsir-i Kebir, 16:113 )[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Elmalili Hamdi Yazir da, zekatin mücahidlere cihat malzemesi alinmak üzere sarfedilebilecegini söyler. (Hak Dini Kur'an Dili, 4:2581 ).Eskiden cihad kiliçla, kalkanla,topla tüfekle yapiliyordu.Simdi ide genelde cihad gazeteyle, dergiyle , kasetle ,web üzerinden yapiliyor.Bunlar düsmana atilan birer bomba hüviyetini tasir.Dolayisiyla bir Müslüman Islama layikiyla hizmet ettigine, bu yolla dinsizlerle, inkarcilarla cihat ettigine inandigi müesseselere zekat verebilir.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Sonuç olarak, zekat Islam'in gönüllerde yayilmasi ve din düsmanlarinin tahribatini önlemek için Allah yolunda faaliyet gösteren hizmet kuruluslarina da verilir.Günümüzde böyle hizmet kuruluslarina zekat vermek daha da ehemmiyet kazanmistir.Kaldi ki bu da bir cihaddir. Nitekim Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) bir hadislerinde "Müsriklere karsi malinizla, caninizla ve dilinizle cihat edin" ( Müsned, 3:13,16 : Ebu Davud, Chad 5,38 ) buyurmuslardir. Bugün din düsmanlariyla yapilan en tesirli cihad gazete,dergi,web, kitap, radyo ve televizyon yoluyla yapilmaktadir.[/FONT][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Gayesi Islama hizmet olmayan kurum ve kuruluslara yardim yapilsa da zekat verilemeyecegi gerçegi hatirdan uzak tutulmamalidir.[/FONT][/B] [B][U][FONT=Souvenir Lt BT][COLOR=#ff0000]Zekat nerelere ve kimlere verilmez?[/COLOR][/FONT][/U][/B] [B][FONT=Souvenir Lt BT]Zekat verilecek kimseler ve yerler belli oldugu gibi, zekat verilmeyecek kimseler de bellidir. Su kimselere de zekat verilmez.[/FONT][/B] [LIST] [*][B][FONT=Souvenir Lt BT]Müslüman olmayan birine zekat verilmez [/FONT][/B] [*][B][FONT=Souvenir Lt BT]Nisap miktari mala sahip olan kimseye zekat verilmez. [/FONT][/B] [*][B][FONT=Souvenir Lt BT]Anneye, babaya, dede ve nineye, onlarin anne ve babasina zekat verilmeyecegi gibi; kendi çocuklarina, torunlarina, torunlarinin çocuklarina ve daha asagisina da zekat vermek caiz degildir. [/FONT][/B] [/LIST][B][FONT=Souvenir Lt BT]Safii mezhebinde ise bu sayilanlar birbirlerine sadece borçlu iseler borçlarinin ödenmesi için zekat verebilirler.Aksi halde veremezler.[/FONT][/B] [LIST] [*][B][FONT=Souvenir Lt BT]Bos gezen ve çalismayan kimseye nisap miktari mala sahip olmadiginda zekat vermek Hanefi mezhebine göre caizse de, zekat vermek uygun olmaz. [/FONT][/B] [*][B][FONT=Souvenir Lt BT]Zekat ehil, yani layik olan kimseye verilmelidir. Bunun için de arastirma yapilmalidir. Ve alinan zekat maksada uygun tarzda kullanilmalidir.Mesela zekat alan fakirin bunu sefahete ve gayr-i mesru yollara degil, zaruri ihtiyaçlarina harcamasi gerekir.Borçlu da zekati borcuna sarfetmelidir. [/FONT][/B] [*][B][FONT=Souvenir Lt BT]Islam'in aleyhine çalisan kisi ve kuruluslara zekat verilmez. [/FONT][/B] [/LIST][FONT=Lucida Sans Unicode][/FONT] [FONT=Lucida Sans Unicode][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Ehli Sünnet Tarikat ve Cemaatler
Hanifi İlmihali..
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst