Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Mizah ve Eğlence
Serbest Kürsü
Halimiz ve hayatımız
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="durmuþ göktekin" data-source="post: 564406" data-attributes="member: 1022596"><p><strong>Halimiz ve hayatımız,</strong></p><p> Bekliyoruz bir durakta! Her şey çok yakın çok da uzakta! Hayatı zehir ettik, tutsak olduk tuzakta. Şair terennüm etmiş; <strong>“İnsan üç-beş damla kan/ Irmak üç-beş damla su/ Bir hayata çaktık ki/ Hayata kurmuş pusu”</strong> Çoklarınız duymuştur. Yapıp ettiklerimizden ötürü kaderi suçlarız. <strong>“Kötü kader…” “Kader mahkûmu” “Kader utansın” </strong>gibi laflar ederiz. Bu sözü düşünmek lazım! Zor zamanlar geçiren yolu musibete düşen, yüreği kaygılarla, korkularla dolu olan, kimi suçlamaktadır? Bu sözün tehlikeli bir söz olduğunu düşünüyorum. Alışılmış bu sözün nereye gittiğini düşünmeden söyleyenler kendilerini unutanlardır. İnsan suçu kendisi işler suçluyu dışarıda arar. Çünkü suçun cezası vardır. Hiçbir nefis ceza çekmek istemez. Bu ve buna benzer sözler düşünülmeden söylenen sözlerdir.</p><p> Bugün insanların dilinde dolaşan şu sözler, her gelen günün bir dert olduğunu ne güzel anlatıyor: “<strong>İnsanlık tatile çıktı… Sevgi sizlere ömür… Sabır tükendi… Anlayış sıfıra düştü… Mutluluk kalmadı… Ahlak bitti… Ahlaksızlık moda haline geldi… Tebessüm hastalandı… Saygı rapor aldı… Haset, had safhada… Namus şekil değiştirdi… Irz yerlere düştü… Yalan diz boyu… İnsan harcamak revaçta… Hayâ yerde… Ar yok… Fazilet, eskidendi… Din, iman o da ne.. Dürüstlük, bulunmaz akçe”</strong></p><p> Hayat, insana bahşedilen en kıymetli nimet, en değerli emanet ve şerefle bitirilmesi gereken bir olgudur. İnsan süratle hayatının sonu olan ölüme koşuyor. Su gibi akıp giden hayatımız, annemizden doğduğumuz andan itibaren hızla bizi ölüme yaklaştırıyor. Böyle bir olgu karşısında insanoğlu şu cennet gibi dünyayı başına cehennem etmemelidir.</p><p> Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 kilometre hızla dönerken güneşin etrafında ise; 108000 kilometre hızla dönmektedir. Bu kadar süratle dönen bir mekânın üzerinde yaşayan insanın başı dönmüş, olmalı ki kötülükten kendini kurtaramamış olsun! Dünyanın yalan olduğuna aldanan insan yalanda boğulup kalmış. Yalansız bir dünya olduğunu kimse düşünmüyor.</p><p> Hayatımızın kötü halinden şikâyet etmeyen yok denecek kadar az. İnsan, dünyayı yaşanmaz hale getirdi. Yani dünya lüzumsuzlaştırılıyor. Her şeyi insan için yaratan Allah, elbette dünyayı da insan için yaratmıştır. Yaratılan her şeyin bir ömrü vardır. Elbette dünyanın da bir ömrü olacaktır. Allah kuluna zulmetmez, adalet eder. Allah niçin kıyameti kopartsın. Allah adalet edeceği için kıyameti koparacak. Dünyanın üzerinde yaşayan insanın dünyayı lüzumsuzlaştırması sonucu dünya başına yıkılacak, kıyamet kopacaktır!</p><p> Bir televizyon kanalında dinlediğim, bir psikiyatri Profesörü, son söz olarak millete şu mesajı veriyordu: <strong>“Bakınız efendim; önümüzde kurban bayramı var. Bu kurban bayramında; tüm siyasi parti liderleri, birbirine muhalif de olsa sivil toplum önderleri, millete öncülük eden herkes milletin önüne çıkıp birbirleriyle el ele tutuşmalı, kol kola girmeli ve birbirleriyle kucaklaşmalıdır. Millete kardeşliğin örneğini göstermelidirler.”</strong> Diyerek, yalvarırcasına bu temennide bulunuyordu. </p><p> Evet, millet bu sahnelere su gibi, ekmek gibi hasret kalmış. Kuraklıktan çatlayan topraklar gibi bu sahnelere ihtiyaç duyan milletin sesini duyurmak istedim.</p><p> Dünya bizim, hepimizin! Dünyamız yıkılırsa, hayatımız yaşanmaz hale gelirse gidecek başka bir yerimiz de yok ki oraya gidelim. Gelin hep birlikte dünyamıza, hayatımıza sahip çıkalım. Kendimizi kendi elimizle kurduğumuz tuzağa düşürmeyelim.</p><p> 22. 07. 2017</p><p> Durmuş Göktekin</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="durmuþ göktekin, post: 564406, member: 1022596"] [B]Halimiz ve hayatımız,[/B] Bekliyoruz bir durakta! Her şey çok yakın çok da uzakta! Hayatı zehir ettik, tutsak olduk tuzakta. Şair terennüm etmiş; [B]“İnsan üç-beş damla kan/ Irmak üç-beş damla su/ Bir hayata çaktık ki/ Hayata kurmuş pusu”[/B] Çoklarınız duymuştur. Yapıp ettiklerimizden ötürü kaderi suçlarız. [B]“Kötü kader…” “Kader mahkûmu” “Kader utansın” [/B]gibi laflar ederiz. Bu sözü düşünmek lazım! Zor zamanlar geçiren yolu musibete düşen, yüreği kaygılarla, korkularla dolu olan, kimi suçlamaktadır? Bu sözün tehlikeli bir söz olduğunu düşünüyorum. Alışılmış bu sözün nereye gittiğini düşünmeden söyleyenler kendilerini unutanlardır. İnsan suçu kendisi işler suçluyu dışarıda arar. Çünkü suçun cezası vardır. Hiçbir nefis ceza çekmek istemez. Bu ve buna benzer sözler düşünülmeden söylenen sözlerdir. Bugün insanların dilinde dolaşan şu sözler, her gelen günün bir dert olduğunu ne güzel anlatıyor: “[B]İnsanlık tatile çıktı… Sevgi sizlere ömür… Sabır tükendi… Anlayış sıfıra düştü… Mutluluk kalmadı… Ahlak bitti… Ahlaksızlık moda haline geldi… Tebessüm hastalandı… Saygı rapor aldı… Haset, had safhada… Namus şekil değiştirdi… Irz yerlere düştü… Yalan diz boyu… İnsan harcamak revaçta… Hayâ yerde… Ar yok… Fazilet, eskidendi… Din, iman o da ne.. Dürüstlük, bulunmaz akçe”[/B] Hayat, insana bahşedilen en kıymetli nimet, en değerli emanet ve şerefle bitirilmesi gereken bir olgudur. İnsan süratle hayatının sonu olan ölüme koşuyor. Su gibi akıp giden hayatımız, annemizden doğduğumuz andan itibaren hızla bizi ölüme yaklaştırıyor. Böyle bir olgu karşısında insanoğlu şu cennet gibi dünyayı başına cehennem etmemelidir. Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 kilometre hızla dönerken güneşin etrafında ise; 108000 kilometre hızla dönmektedir. Bu kadar süratle dönen bir mekânın üzerinde yaşayan insanın başı dönmüş, olmalı ki kötülükten kendini kurtaramamış olsun! Dünyanın yalan olduğuna aldanan insan yalanda boğulup kalmış. Yalansız bir dünya olduğunu kimse düşünmüyor. Hayatımızın kötü halinden şikâyet etmeyen yok denecek kadar az. İnsan, dünyayı yaşanmaz hale getirdi. Yani dünya lüzumsuzlaştırılıyor. Her şeyi insan için yaratan Allah, elbette dünyayı da insan için yaratmıştır. Yaratılan her şeyin bir ömrü vardır. Elbette dünyanın da bir ömrü olacaktır. Allah kuluna zulmetmez, adalet eder. Allah niçin kıyameti kopartsın. Allah adalet edeceği için kıyameti koparacak. Dünyanın üzerinde yaşayan insanın dünyayı lüzumsuzlaştırması sonucu dünya başına yıkılacak, kıyamet kopacaktır! Bir televizyon kanalında dinlediğim, bir psikiyatri Profesörü, son söz olarak millete şu mesajı veriyordu: [B]“Bakınız efendim; önümüzde kurban bayramı var. Bu kurban bayramında; tüm siyasi parti liderleri, birbirine muhalif de olsa sivil toplum önderleri, millete öncülük eden herkes milletin önüne çıkıp birbirleriyle el ele tutuşmalı, kol kola girmeli ve birbirleriyle kucaklaşmalıdır. Millete kardeşliğin örneğini göstermelidirler.”[/B] Diyerek, yalvarırcasına bu temennide bulunuyordu. Evet, millet bu sahnelere su gibi, ekmek gibi hasret kalmış. Kuraklıktan çatlayan topraklar gibi bu sahnelere ihtiyaç duyan milletin sesini duyurmak istedim. Dünya bizim, hepimizin! Dünyamız yıkılırsa, hayatımız yaşanmaz hale gelirse gidecek başka bir yerimiz de yok ki oraya gidelim. Gelin hep birlikte dünyamıza, hayatımıza sahip çıkalım. Kendimizi kendi elimizle kurduğumuz tuzağa düşürmeyelim. 22. 07. 2017 Durmuş Göktekin [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Mizah ve Eğlence
Serbest Kürsü
Halimiz ve hayatımız
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst