Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 92- İhlas ve niyet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ABDULLAH4" data-source="post: 466539" data-attributes="member: 1004566"><p><strong>İHLASLI MÜ'MİN</strong></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>Abdülkadir Geylânî</strong> hazretleri, ihlaslı mü'minleri şöyle senâ ediyor:</p><p></p><p>Mü'minin bütün fiil ve tasarruflarında salih ve halis bir niyeti vardır. Dünyada dünya için iş yapmaz. Bil'akis, dünyada âhiret için bina yapar. Camiler, mescidler, köprüler, mektebler, kervansaraylar (misafirhaneler) yapar, yaptırır, bunları tamir eder, ettirir. </p><p></p><p>Müslümanların yollarını yaptırır, güzelleştirir. Bunun dışında aile efradının geçimini sağlar. Onlar için yaptırır. Dullara, yetimlere, fakirlere, yoksullara ve muhtaç durumda olanların kâffesine bakar. Onların ihtiyaçlarını giderir. Bütün bunları, sırf Allah için ve ahirette kendisine bunların bedelinde bir şeyler yapılması için yapar, kendi nefsani hevai arzuları için yapmaz. <strong>(Fethür Rabbani, onaltıncı meclis)</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p>Gene buyuruyorlar:</p><p></p><p>Mü'min hırs yükünden kurtulmuştur. O, dünya için hiç bir zaman hırs beslemez, hırs yükünü yüklenmez, acele de etmez. Eşyada kalbi ile zühd eder, yine eşyadan özü ile yüz çevirir, ne ile emrolundu ise onunla meşgul olur ve bilir ki, kısmeti onu mutlaka bulur. Bir başkasına asla gitmez. Onun için, kısmetini aramakta yersiz ve lüzumsuz hırslara kapılmaz. Kısmetlerini arkasına atar. Öyle ki bu kısmetler, kendilerini kabul etmesi için ona tevazu gösterirler ve kabul etmesini isterler.<strong> (Yirmisekizinci meclis)</strong></p><p></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>NİYETİ DÜZELTMEDEN...</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong>[BILGI]</strong>Amellerin esası, yani temeli, tevhid ve ihlasdır. Kimin ki tevhidi yoksa ihlası yoksa, onun ameli de yoktur. Öyleyse sen ey müslüman önce amellerinin temelini tevhid ve ihlas ile tahkim et, kuvvetlendir. Sonra da onları izzet ve celal sahibi Allah'ın lütfü, kuvveti ve tevfiki ile bu temel üzerine bina et, kur. Bu noktada, sakın kendi gücüne, kendi iradene dayanma. Mutlak süretde Allah'ın iradesine, Allah'ın lütfuna ve kuvvetine dayan... [/BILGI]<strong>(Altıncı sohbet)</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p>Gene buyuruyorlar:</p><p></p><p>Ey oğul! Konuştuğun zaman halis bir <strong>niyetle</strong> konuş. Sükût ettiğin zaman salih halis bir <strong>niyetle</strong> sükût et. Bir şeyi işlemeden önce salih halis bir <strong>niyete</strong> sahib bulunmayan kişinin ameli yok demektir. Sen <strong>niyetini</strong> düzeltmedikçe konuşsan da, sükut etsen de yine de günah içindesin. Çünkü niyetini düzeltmemişsin. Sükût etmen de, konuşman da sünnete uygun değil.<strong> (Yirmialtıncı sohbet)</strong></p><p></p><p></p><p></p><p><strong>ASIL DERVİŞLİK...</strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong></p><p><strong></strong><strong>İbrahim Düssûkî</strong> kuddise sirruh hazretlerinin ihlas hakkındaki pek kıymetli kelamları ile mevzûu tamamlıyoruz. Derdi ki:</p><p>-Bir çok suda duran vardır ki; susuzdur. Susuzluğu gidermek için yolunu, erkanını bilmek icap eder.</p><p></p><p>Burada kastım ihlasdır, sadakatdır. O ki bir illete veya bir sebebe dayanarak Mevlası'na ibadet eder. Onu nice bulur!</p><p></p><p>Bilmeli ki: Hak yoluna girmeye, ancak mücadele kılıcı ile nefsi kesip öldürmekle nailiyet hasıl olur. Bir de nefsin yersiz isteklerini karşılıksız bırakmakla.</p><p></p><p>Elinizde daima ihlas olsun ki, susuzluğun hararetinden kurtulup o suya kanasınız.</p><p></p><p>Bir defa da şöyle buyurdu:</p><p>"Oğlum, fakr elbisesi giy: ama temiz olsun... zarif olsun... İş, ne elbise giymektedir; ne de kubbelerde sakin olmaktadır, ne de tekkelerde. Hatta zaviyeler de önemli değildir. Aba giymek, kaba giymek de bir mes'ele değildir. </p><p></p><p>Hatta mavili şeyleri giymeyi de bir şey saymayız.</p><p></p><p>Bıyıkları kısaltmak, bağlı ayakkabı giymek, sofi libası giymek de bizim için önem taşımaz.</p><p></p><p>Asıl dervişlik odur ki: kalben bütün işlerinde ihlas yolunu tutasın.</p><p>Çalışmandaki niyetine; sadakat libası giydiresin... ve imanına sağlamlık aşılayasın.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ABDULLAH4, post: 466539, member: 1004566"] [B]İHLASLI MÜ'MİN[/B] [B]Abdülkadir Geylânî[/B] hazretleri, ihlaslı mü'minleri şöyle senâ ediyor: Mü'minin bütün fiil ve tasarruflarında salih ve halis bir niyeti vardır. Dünyada dünya için iş yapmaz. Bil'akis, dünyada âhiret için bina yapar. Camiler, mescidler, köprüler, mektebler, kervansaraylar (misafirhaneler) yapar, yaptırır, bunları tamir eder, ettirir. Müslümanların yollarını yaptırır, güzelleştirir. Bunun dışında aile efradının geçimini sağlar. Onlar için yaptırır. Dullara, yetimlere, fakirlere, yoksullara ve muhtaç durumda olanların kâffesine bakar. Onların ihtiyaçlarını giderir. Bütün bunları, sırf Allah için ve ahirette kendisine bunların bedelinde bir şeyler yapılması için yapar, kendi nefsani hevai arzuları için yapmaz. [B](Fethür Rabbani, onaltıncı meclis) [/B] Gene buyuruyorlar: Mü'min hırs yükünden kurtulmuştur. O, dünya için hiç bir zaman hırs beslemez, hırs yükünü yüklenmez, acele de etmez. Eşyada kalbi ile zühd eder, yine eşyadan özü ile yüz çevirir, ne ile emrolundu ise onunla meşgul olur ve bilir ki, kısmeti onu mutlaka bulur. Bir başkasına asla gitmez. Onun için, kısmetini aramakta yersiz ve lüzumsuz hırslara kapılmaz. Kısmetlerini arkasına atar. Öyle ki bu kısmetler, kendilerini kabul etmesi için ona tevazu gösterirler ve kabul etmesini isterler.[B] (Yirmisekizinci meclis)[/B] [B]NİYETİ DÜZELTMEDEN... [BILGI][/B]Amellerin esası, yani temeli, tevhid ve ihlasdır. Kimin ki tevhidi yoksa ihlası yoksa, onun ameli de yoktur. Öyleyse sen ey müslüman önce amellerinin temelini tevhid ve ihlas ile tahkim et, kuvvetlendir. Sonra da onları izzet ve celal sahibi Allah'ın lütfü, kuvveti ve tevfiki ile bu temel üzerine bina et, kur. Bu noktada, sakın kendi gücüne, kendi iradene dayanma. Mutlak süretde Allah'ın iradesine, Allah'ın lütfuna ve kuvvetine dayan... [/BILGI][B](Altıncı sohbet) [/B] Gene buyuruyorlar: Ey oğul! Konuştuğun zaman halis bir [B]niyetle[/B] konuş. Sükût ettiğin zaman salih halis bir [B]niyetle[/B] sükût et. Bir şeyi işlemeden önce salih halis bir [B]niyete[/B] sahib bulunmayan kişinin ameli yok demektir. Sen [B]niyetini[/B] düzeltmedikçe konuşsan da, sükut etsen de yine de günah içindesin. Çünkü niyetini düzeltmemişsin. Sükût etmen de, konuşman da sünnete uygun değil.[B] (Yirmialtıncı sohbet)[/B] [B]ASIL DERVİŞLİK... [/B][B]İbrahim Düssûkî[/B] kuddise sirruh hazretlerinin ihlas hakkındaki pek kıymetli kelamları ile mevzûu tamamlıyoruz. Derdi ki: -Bir çok suda duran vardır ki; susuzdur. Susuzluğu gidermek için yolunu, erkanını bilmek icap eder. Burada kastım ihlasdır, sadakatdır. O ki bir illete veya bir sebebe dayanarak Mevlası'na ibadet eder. Onu nice bulur! Bilmeli ki: Hak yoluna girmeye, ancak mücadele kılıcı ile nefsi kesip öldürmekle nailiyet hasıl olur. Bir de nefsin yersiz isteklerini karşılıksız bırakmakla. Elinizde daima ihlas olsun ki, susuzluğun hararetinden kurtulup o suya kanasınız. Bir defa da şöyle buyurdu: "Oğlum, fakr elbisesi giy: ama temiz olsun... zarif olsun... İş, ne elbise giymektedir; ne de kubbelerde sakin olmaktadır, ne de tekkelerde. Hatta zaviyeler de önemli değildir. Aba giymek, kaba giymek de bir mes'ele değildir. Hatta mavili şeyleri giymeyi de bir şey saymayız. Bıyıkları kısaltmak, bağlı ayakkabı giymek, sofi libası giymek de bizim için önem taşımaz. Asıl dervişlik odur ki: kalben bütün işlerinde ihlas yolunu tutasın. Çalışmandaki niyetine; sadakat libası giydiresin... ve imanına sağlamlık aşılayasın. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale Analiz ve Çalışmalar
Hadis Sohbetleri
Hadis Sohbetleri 92- İhlas ve niyet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst