Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Hanım Sahabiler
Güzelliğiyle Hifa hatun (R.anha)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="nurunalanur" data-source="post: 102727" data-attributes="member: 6082"><p><strong>Hifa Hatun</strong></p><p></p><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><strong>Hifa Hatun</strong></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Emirü'l-müminîn Hasan bin Ali -radıyallâhu anhümâ-'nın, Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'den naklettiği bir hadis-i şerifte: </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "Sadece malı için bir kadınla evleneni, Allahü Teala fakir eder. Güzelliği için evlenen güzelliğinden fayda görmez. Dini için onunla evlenirse, o kadın erkeğe bereket olur." buyurulmuştur.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Hifa, Medine-i Münevvere'de, güzelliği dillerde dolaşan, genç ve zengin bir kadın idi. Bir gün Peygamber Efendimiz'in -sallallâhu aleyhi ve sellem- huzuruna gelip:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ya Rasulullah, bana, beni Cennete götürecek bir iş öğret!.." dedi.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong>Herkesin durumuna ve ihtiyaçlarına göre nasihatlarda bulunan İki cihan güneşi Efendimiz:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Bir an önce evlenmeni tavsiye ederim. Böylece dininin diğer yarısını emniyete alırsın." buyurdular. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Hifa Hanım:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ya Rasulullah, bana kim küfüv (denk) olabilir? Beni, Habeş hükümdarı Necaşi istemişti. Ubeydullah yüz deve ve daha bir çok şey mehir olarak vaad etmişti. Ben onu da kabul etmemiştim. Siz kimi münasip görürseniz, razıyım." dedi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> O sırada gönlünden, Peygamber Efendimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi geçiyordu.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Rasulullah kimseyi gücendirmemek için:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Yarın sabah, mescide ilk önce gelen kimse ile bu hanımın nikahını kıyacağım." buyurdular. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Sabahleyin, Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- mescide ilk önce gelecek kimseyi bekliyordu. Birden kapıda Süheyb -radıyallâhu anh- göründü.. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Son derece güzel ve zengin bir kadın olan Hifa'nın aksine, Süheyb, kimsesiz, fakir, siyaha yakın renkli, çelimsiz, görünüşü hoş olmayan bir kimse idi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazından sonra, Hifa Hatun'u çağırdı ve durumu bildirdi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Hifa, Allahü Teâla'nın kazâsına ve Allah Rasulü'nün tavsiyesine gönül hoşluğu ile râzı oldu. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Bunun üzerine Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir hutbe okudu ve: </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ey Süheyb, kalk, hanımın için çarşıdan bir şey al!" buyurdu. Süheyb: </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ya Rasulallah, bir dirhem gümüşüm bile yok!" dedi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Hifa Hatun, kocasına 10 bin dirhem gümüş hediye ettiğini söyledi. Peygamber Efendimiz, Süheyb'i pazara gönderdi. Düğün için gerekli şeyleri alıp dönen Süheyb'e:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ey Süheyb, şimdi de hanımının elinden tut ve onu evine götür!" buyurdular. Süheyb çaresiz boynunu büktü ve:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ya Rasulallah, benim evim mesciddir, nereye götüreyim?" dedi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Yüzü güzel olduğu gibi, kalbi de güzel olan Hifa:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Filan yerdeki konağımı sana bağışladım. Kalk, beni oraya götür!" dedi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Allah'ın Rasülu ikisine de dua etti ve ashab-ı kiramla birlikte bu yeni aileyi yolcu ettiler.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Hifa Hatun veSüheyb -radıyallahu anhuma- yemeklerini hamd ederek tamamladılar. Yatacakları esnada, Hifa hatun:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ey Süheyb, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin. Sen bu nimete şükür için, ben de bu mihnete sabır tevfikine şükür için, gel, bu geceyi ibadet ve taatla geçirelim. Sen şükür ediciler, bende sabır ediciler sevabına kavuşalım. Zira Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-: "Cennette yüksek bir çardak vardır. Burada sadece şükredenler ve sabredenler bulunur." Buyurmuşlardı." dedi.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> O gece, ikisi de taat ve ibadet ile meşgul oldular. Süheyb, ertesi gün mescide geldiğinde, Cebrail aleyhisselam, geceki hallerini Rasulullah'a çoktan bildirmişti. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ey Süheyb, geceki halinizi sen mi anlatırsın, ben mi haber vereyim?" diye sordular. Süheyb -radıyallahu anh-:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ya Rasulallah, siz söyleyiniz." dedi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Rasulullah, olanları ve ibadetlerini anlattı. Sonra da ikisini cennet ve cemâl-i ilahi ile müjdeledi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Süheyb sevincinden o an başını secdeye koydu ve:</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Ya Rabbi, eğer beni mağfiret etmişsen, bir daha günah kirine bulaşmadan ruhumu kabz et!" dedi. </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Allahü Teala, duasını kabul etti ve secdeden başını kaldırmadan onun canını aldı. Olanları seyredenler şaşırmış, bir kısmı da ağlamaya başlamıştı. Peygamber Efendimiz: </strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> "-Size bundan daha tuhafını haber vereyim mi? Şu ân Hifâ da ruhunu Hakk'a teslim etti." buyurdular.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> Bu iki aşk, teslimiyet ve takva âbidesinin cenaze namazını Peygamber Efendimiz bizzat kıldırdı. Ve onları yan yana defnettirdi. Başları ucuna iki tahta koyup, birine "bu, Allah Teâlâ'nın nimetine şükredenin kabridir"; diğerine de "bu Allah'ın mihnete sabredenin kabridir" yazıldı.</strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong></strong></span></span></p> <p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Century Gothic'"><span style="color: #000000"><strong> <span style="color: teal">Ya Rabbi, Süheyb ve Hîfâ'nın hürmetine, hepimize Allâh Rasulü'nün emir ve yasaklarına uyma titizliği ve kulluk şuuru ver. Bizi nimetlere şükreden, belâlara sabreden salih kullarının arasına ilhak eyle! Kalbimizi senin mağfiret pınarından doya doya istifade edenlerden eyle! Amin</span></strong></span></span></p> <p style="text-align: left"></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="nurunalanur, post: 102727, member: 6082"] [b]Hifa Hatun[/b] [CENTER][FONT=Century Gothic][B]Hifa Hatun[/B][/FONT][/CENTER] [LEFT][FONT=Century Gothic][COLOR=#000000][B] Emirü'l-müminîn Hasan bin Ali -radıyallâhu anhümâ-'nın, Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-'den naklettiği bir hadis-i şerifte: "Sadece malı için bir kadınla evleneni, Allahü Teala fakir eder. Güzelliği için evlenen güzelliğinden fayda görmez. Dini için onunla evlenirse, o kadın erkeğe bereket olur." buyurulmuştur. Hifa, Medine-i Münevvere'de, güzelliği dillerde dolaşan, genç ve zengin bir kadın idi. Bir gün Peygamber Efendimiz'in -sallallâhu aleyhi ve sellem- huzuruna gelip: "-Ya Rasulullah, bana, beni Cennete götürecek bir iş öğret!.." dedi. Herkesin durumuna ve ihtiyaçlarına göre nasihatlarda bulunan İki cihan güneşi Efendimiz: "-Bir an önce evlenmeni tavsiye ederim. Böylece dininin diğer yarısını emniyete alırsın." buyurdular. Hifa Hanım: "-Ya Rasulullah, bana kim küfüv (denk) olabilir? Beni, Habeş hükümdarı Necaşi istemişti. Ubeydullah yüz deve ve daha bir çok şey mehir olarak vaad etmişti. Ben onu da kabul etmemiştim. Siz kimi münasip görürseniz, razıyım." dedi. O sırada gönlünden, Peygamber Efendimizin kendisini müminlerin annelerinden kılacağı ümidi geçiyordu. Rasulullah kimseyi gücendirmemek için: "-Yarın sabah, mescide ilk önce gelen kimse ile bu hanımın nikahını kıyacağım." buyurdular. Sabahleyin, Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- mescide ilk önce gelecek kimseyi bekliyordu. Birden kapıda Süheyb -radıyallâhu anh- göründü.. Son derece güzel ve zengin bir kadın olan Hifa'nın aksine, Süheyb, kimsesiz, fakir, siyaha yakın renkli, çelimsiz, görünüşü hoş olmayan bir kimse idi. Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazından sonra, Hifa Hatun'u çağırdı ve durumu bildirdi. Hifa, Allahü Teâla'nın kazâsına ve Allah Rasulü'nün tavsiyesine gönül hoşluğu ile râzı oldu. Bunun üzerine Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem- bir hutbe okudu ve: "-Ey Süheyb, kalk, hanımın için çarşıdan bir şey al!" buyurdu. Süheyb: "-Ya Rasulallah, bir dirhem gümüşüm bile yok!" dedi. Hifa Hatun, kocasına 10 bin dirhem gümüş hediye ettiğini söyledi. Peygamber Efendimiz, Süheyb'i pazara gönderdi. Düğün için gerekli şeyleri alıp dönen Süheyb'e: "-Ey Süheyb, şimdi de hanımının elinden tut ve onu evine götür!" buyurdular. Süheyb çaresiz boynunu büktü ve: "-Ya Rasulallah, benim evim mesciddir, nereye götüreyim?" dedi. Yüzü güzel olduğu gibi, kalbi de güzel olan Hifa: "-Filan yerdeki konağımı sana bağışladım. Kalk, beni oraya götür!" dedi. Allah'ın Rasülu ikisine de dua etti ve ashab-ı kiramla birlikte bu yeni aileyi yolcu ettiler. Hifa Hatun veSüheyb -radıyallahu anhuma- yemeklerini hamd ederek tamamladılar. Yatacakları esnada, Hifa hatun: "-Ey Süheyb, ben sana nimetim, sen bana mihnetsin. Sen bu nimete şükür için, ben de bu mihnete sabır tevfikine şükür için, gel, bu geceyi ibadet ve taatla geçirelim. Sen şükür ediciler, bende sabır ediciler sevabına kavuşalım. Zira Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve sellem-: "Cennette yüksek bir çardak vardır. Burada sadece şükredenler ve sabredenler bulunur." Buyurmuşlardı." dedi. O gece, ikisi de taat ve ibadet ile meşgul oldular. Süheyb, ertesi gün mescide geldiğinde, Cebrail aleyhisselam, geceki hallerini Rasulullah'a çoktan bildirmişti. Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: "-Ey Süheyb, geceki halinizi sen mi anlatırsın, ben mi haber vereyim?" diye sordular. Süheyb -radıyallahu anh-: "-Ya Rasulallah, siz söyleyiniz." dedi. Rasulullah, olanları ve ibadetlerini anlattı. Sonra da ikisini cennet ve cemâl-i ilahi ile müjdeledi. Süheyb sevincinden o an başını secdeye koydu ve: "-Ya Rabbi, eğer beni mağfiret etmişsen, bir daha günah kirine bulaşmadan ruhumu kabz et!" dedi. Allahü Teala, duasını kabul etti ve secdeden başını kaldırmadan onun canını aldı. Olanları seyredenler şaşırmış, bir kısmı da ağlamaya başlamıştı. Peygamber Efendimiz: "-Size bundan daha tuhafını haber vereyim mi? Şu ân Hifâ da ruhunu Hakk'a teslim etti." buyurdular. Bu iki aşk, teslimiyet ve takva âbidesinin cenaze namazını Peygamber Efendimiz bizzat kıldırdı. Ve onları yan yana defnettirdi. Başları ucuna iki tahta koyup, birine "bu, Allah Teâlâ'nın nimetine şükredenin kabridir"; diğerine de "bu Allah'ın mihnete sabredenin kabridir" yazıldı.[/B][/COLOR][/FONT] [FONT=Century Gothic][COLOR=#000000][B] [COLOR=teal]Ya Rabbi, Süheyb ve Hîfâ'nın hürmetine, hepimize Allâh Rasulü'nün emir ve yasaklarına uyma titizliği ve kulluk şuuru ver. Bizi nimetlere şükreden, belâlara sabreden salih kullarının arasına ilhak eyle! Kalbimizi senin mağfiret pınarından doya doya istifade edenlerden eyle! Amin[/COLOR][/B][/COLOR][/FONT] [/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Hanım Sahabiler
Güzelliğiyle Hifa hatun (R.anha)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst