Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Günün Risale-i Nur Dersi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="nurul reþha" data-source="post: 212642" data-attributes="member: 1008015"><p><strong><strong><img src="http://img829.imageshack.us/img829/7985/65570.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></strong></strong></p><p><strong><strong></strong></strong></p><p><strong><strong>Bismillahirrahmanirrahim</strong></strong></p><p> <strong><strong>Aziz, sıddık kardeşlerim,</strong></strong></p><p><strong> Risale-i Nur dünya işlerine âlet olamaz, dünya işlerine siper edilmez. Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar onunla kasten istenilmez. İstenilse, ihlâs kırılır, o ehemmiyetli ibadet şekli değişir. Yani, çocuklar gibi, döğüştükleri vakit Kur’ân’ı başına siper eder. Başına gelen zarar Kur’ân’a geldiği gibi, Risale-i Nur, böyle muannid hasımlara karşı siper istimal edilmemeli.</strong></p><p><strong> Evet, Risale-i Nur’a ilişenler tokatlar yerler; yüzer vukuat şahittir. Fakat Risale-i Nur, tokatlarda istimal edilmez ve niyet ve kasıtla tokatlar gelmez. Çünkü sırr-ı ihlâs ve sırr-ı ubudiyete münafidir. Bizler, bize zulmedenleri, bizi himaye eden ve Risale-i Nur’da istihdam eden Rabbimize havale ediyoruz.</strong></p><p><strong> Evet, dünyaya ait harika neticeler, bazı evrad-ı mühimme gibi, Risale-i Nur’a çokça terettüp ediyor. Fakat onlar istenilmez, belki veriliyor; illet olamaz, bir fâide olabilir. Eğer istemekle olsa, illet olur, ihlâsı kırar, o ibadeti kısmen iptal eder. Çabuk bu hâdiseyi teskin ediniz. Yoksa münafıklar istifade edecekler; belki onların parmağı var.</strong></p><p><strong> Evet, Risale-i Nur’un o kadar dehşetli muannidlere karşı galibâne mukavemeti, sırr-ı ihlâstan ve hiçbir şeye âlet edilmemesinden ve doğrudan doğruya saadet-i ebediyeye bakmasından ve hizmet-i imaniyeden başka bir maksat takip etmemesinden ve bazı ehl-i tarikatın ehemmiyet verdikleri keşf ve kerâmât-ı şahsiyeye ehemmiyet vermemekten ve velâyet-i kübrâ sahipleri olan Sahabîler gibi, veraset-i Nübüvvet sırrıyla, yalnız iman nurlarını neşretmek ve ehl-i imanın imanlarını kurtarmaktır.</strong></p><p><strong> Evet, Risale-i Nur’un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkikası herşeyin fevkindedir; başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor.</strong></p><p><strong> Birinci neticesi: Sadakat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var.</strong></p><p><strong> İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle, herbir hakikî sadık şakirdi binler dillerle, kalblerle dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisanla tesbih etmektir. Ve Ramazan-ı Şerifteki hakikat-i leyle-i Kadir gibi, kudsî ve ulvî hakikatleri, yüz bin elle aramaktır.</strong></p><p><strong> İşte, bu gibi netice içindir ki, Risale-i Nur şakirtleri, hizmet-i Nuriyeyi velâyet makamına tercih eder; keşif ve kerâmâtı aramaz ve âhiret meyvelerini dünyada koparmaya çalışmaz ve vazife-i İlâhiye olan muvaffakiyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstahak oldukları şan ü şeref ve ezvak ve inâyetlere mazhar etmek gibi, kendi vazifelerinin haricinde bulunan şeylere karışmaz ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalışırlar, “Vazifemiz hizmettir, o yeter” derler.</strong></p><p><strong> Ve saniyen: Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve Ramazan-ı Şerifin mecmuunda gizlenen hakikat-i leyle-i Kadri kazanmak için, Risale-i Nur şakirtlerinin şirket-i mâneviye-i uhreviyeleri muktezasınca, herbiri, mütekellim-i maalgayr sîgası olan “Bizi koru, bize merhamet et, bizi bağışla” gibi tâbiratta, “biz” dedikleri vakit, Risale-i Nur’un sadık şakirtlerini niyet etmek gerektir. Tâ herbir şakirt umumun namına münacat edip çalışsın. Ve bu biçare ve az çalışabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeşinize, o hüsn-ü zanları yanlış çıkarmamak için, geçen Ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum. (Kastamonu Lahikası)</strong></p><p> <strong><strong>Bediüzzaman Said Nursi</strong></strong></p><p> <strong><strong>LÜGAT: </strong></strong></p><p><strong> Aziz : Çok Değerli, İzzetli, Saygın</strong></p><p><strong> Cihet : Yön, Taraf</strong></p><p><strong> Ehemmiyet : Önem</strong></p><p><strong> Ehl-İ İman : Allah’a Ve Allah’tan Gelen Herşeye İnanan Kimseler, Mü’minler</strong></p><p><strong> Ehl-İ Tarikat : Tarikata Mensup Olanlar</strong></p><p><strong> Evrad-I Mühimme : Önemli Virdler, Zikirler</strong></p><p><strong> Galibâne : Üstün Gelerek</strong></p><p><strong> Hasım : Düşman</strong></p><p><strong> Himaye : Koruma</strong></p><p><strong> Hizmet-İ İmaniye : İman Hizmeti</strong></p><p><strong> İbadet-İ Tefekküriye : Tefekkür İbâdeti</strong></p><p><strong> İhlâs : İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah’ın Rızasını Gözetme; Samimiyet</strong></p><p><strong> İllet : Asıl Sebep, Maksat</strong></p><p><strong> İstifade Etme : Faydalanma, Yararlanma</strong></p><p><strong> İstihdam : Çalıştırma, Kullanma</strong></p><p><strong> İstimal Etme : Kullanma</strong></p><p><strong> Kasten : Bilerek Ve İsteyerek</strong></p><p><strong> Kerâmât-I Şahsiye : Şahsî Kerâmetler</strong></p><p><strong> Keşif : Kalb Gözüyle Görme, Mânevî Âlemlere Ait Bazı Olayları Ve Hakikatleri Görme</strong></p><p><strong> Muannid : İnatçı, Direnen</strong></p><p><strong> Mukavemet : Direnç, Dayanıklılık</strong></p><p><strong> Münafık : İki Yüzlü, İnanmadığı Halde İnanmış Görünen</strong></p><p><strong> Münafi : Zıt</strong></p><p><strong> Neşretmek : Yaymak</strong></p><p><strong> Rab : Herbir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Veren, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulunduran Allah</strong></p><p><strong> Saadet-İ Ebediye : Sonu Olmayan, Sonsuz Mutluluk</strong></p><p><strong> Sahabî : Hz. Peygamber’i (A.S.M.) Dünya Gözüyle Gören Ve Onun Yolundan Giden Müslümanlar</strong></p><p><strong> Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı</strong></p><p><strong> Sırr-I İhlâs : Samimiyet, İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme Sırrı</strong></p><p><strong> Sırr-I Ubûdiyet : Kulluk Sırrı</strong></p><p><strong> Terettüp Etmek : Sonuç Olarak Ortaya Çıkmak, Neticelenmek</strong></p><p><strong> Teskin : Sakinleştirme, Rahatlatma</strong></p><p><strong> Velâyet-İ Kübrâ : En Büyük Velîlik; Tarikat Berzahına Uğramadan, Zahirden Hakikate Geçen Ve Peygamber Varisliğinden Gelen Velîlik</strong></p><p><strong> Veraset-İ Nübüvvet : Peygamber Efendimizin Varisi Durumunda Olan, Büyük Âlim Ve Velîlerin Yolu</strong></p><p><strong> Vukuat : Meydana Gelen Olaylar</strong></p><p><strong> Biçare : Çaresiz</strong></p><p><strong> Cihet : Yön, Taraf</strong></p><p><strong> Ezvâk : Zevkler, Lezzetler</strong></p><p><strong> Fevkinde : Üstünde</strong></p><p><strong> Galebe Etme : Üstün Gelme</strong></p><p><strong> Hakikat : Gerçek, Doğru</strong></p><p><strong> Hakikat-İ Leyle-İ Kadir : Kadir Gecesinin Hakikatı, Sırrı</strong></p><p><strong> Hakikî : Asıl, Gerçek</strong></p><p><strong> Hâlisen : Katıksız, Samimî Olarak</strong></p><p><strong> Harekât : Hareketler, Davranışlar</strong></p><p><strong> Hizmet-İ Nuriye : Risale-İ Nur Hizmeti</strong></p><p><strong> Hüsn-Ü Zan : Güzel Zanda Bulunma</strong></p><p><strong> İhtiyar : Dileme, İstek, İrade</strong></p><p><strong> İnâyet : Allah’tan Gelen Yardım, İhsan, İyilik</strong></p><p><strong> İstiğfar Etme : Af Dileme, Tevbe Etme</strong></p><p><strong> Kanaat : Yetinme, İnanma, Razı Olma</strong></p><p><strong> Kerâmât : Kerâmetler; Allah’ın Bir İkramı Olarak, Onun Sevgili Kullarında Görünen Olağanüstü Hal Ve Hareketler</strong></p><p><strong> Keşif : Kalb Gözüyle Görme, Mânevî Âlemlere Ait Bazı Olayları Ve Hakikatleri Görme</strong></p><p><strong> Kudsî : Her Türlü Kusur Ve Noksandan Uzak</strong></p><p><strong> Lisan : Dil</strong></p><p><strong> Mazhar : Ayna Olma, Erişme</strong></p><p><strong> Mecmu : Bütün, Genel</strong></p><p><strong> Melâike : Melekler</strong></p><p><strong> Muhlisen : Samimiyetle</strong></p><p><strong> Muktezasınca : Gereğince</strong></p><p><strong> Muvaffakiyet : Başarı</strong></p><p><strong> Münâcât : Dua, Allah’a Yakarış</strong></p><p><strong> Müstehak : Lâyık, Hak Etmiş</strong></p><p><strong> Mütekellim-İ Maalgayr : Birinci Çoğul Şahıs, Biz</strong></p><p><strong> Namına : Adına</strong></p><p><strong> Netice-İ Muhakkika : Neticesinden Şüphe Edilmeyen Gerçek</strong></p><p><strong> Revaç : Rağbet, Değer, Kıymet</strong></p><p><strong> Sadakat : Bağlılık, Sebat</strong></p><p><strong> Sadık : Bağlı, Doğru</strong></p><p><strong> Saniyen : İkinci Olarak</strong></p><p><strong> Senet : Delil</strong></p><p><strong> Sîga : Kip</strong></p><p><strong> Şakirt : Talebe, Öğrenci</strong></p><p><strong> Şirket-İ Maneviye-İ Uhreviye : Âhirete Dönük Manevî Şirket, Ortaklık</strong></p><p><strong> Tabirat : Tabirler, İfadeler</strong></p><p><strong> Tahakkuk Eden : Gerçekleşen</strong></p><p><strong> Takarrur : Karar Bulma, Yerleşme</strong></p><p><strong> Tesbih : Allah’ı Her Türlü Noksan Ve Kusurdan Yüce Tutarak Şanına Lâyık İfadelerle Anma</strong></p><p><strong> Ulvî : Yüce, Yüksek</strong></p><p><strong> Umum : Bütün</strong></p><p><strong> Vazife-İ İlâhiye : İlâhî Vazife</strong></p><p><strong> Velâyet : Velilik</strong></p><p><strong> </strong></p><p><strong></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="nurul reþha, post: 212642, member: 1008015"] [B][B][IMG]http://img829.imageshack.us/img829/7985/65570.jpg[/IMG] [/B][/B] [B][B]Bismillahirrahmanirrahim[/B][/B] [B][B]Aziz, sıddık kardeşlerim,[/B][/B] [B] Risale-i Nur dünya işlerine âlet olamaz, dünya işlerine siper edilmez. Çünkü, ehemmiyetli bir ibadet-i tefekküriye olduğu cihetle, dünyevî maksatlar onunla kasten istenilmez. İstenilse, ihlâs kırılır, o ehemmiyetli ibadet şekli değişir. Yani, çocuklar gibi, döğüştükleri vakit Kur’ân’ı başına siper eder. Başına gelen zarar Kur’ân’a geldiği gibi, Risale-i Nur, böyle muannid hasımlara karşı siper istimal edilmemeli.[/B] [B] Evet, Risale-i Nur’a ilişenler tokatlar yerler; yüzer vukuat şahittir. Fakat Risale-i Nur, tokatlarda istimal edilmez ve niyet ve kasıtla tokatlar gelmez. Çünkü sırr-ı ihlâs ve sırr-ı ubudiyete münafidir. Bizler, bize zulmedenleri, bizi himaye eden ve Risale-i Nur’da istihdam eden Rabbimize havale ediyoruz.[/B] [B] Evet, dünyaya ait harika neticeler, bazı evrad-ı mühimme gibi, Risale-i Nur’a çokça terettüp ediyor. Fakat onlar istenilmez, belki veriliyor; illet olamaz, bir fâide olabilir. Eğer istemekle olsa, illet olur, ihlâsı kırar, o ibadeti kısmen iptal eder. Çabuk bu hâdiseyi teskin ediniz. Yoksa münafıklar istifade edecekler; belki onların parmağı var.[/B] [B] Evet, Risale-i Nur’un o kadar dehşetli muannidlere karşı galibâne mukavemeti, sırr-ı ihlâstan ve hiçbir şeye âlet edilmemesinden ve doğrudan doğruya saadet-i ebediyeye bakmasından ve hizmet-i imaniyeden başka bir maksat takip etmemesinden ve bazı ehl-i tarikatın ehemmiyet verdikleri keşf ve kerâmât-ı şahsiyeye ehemmiyet vermemekten ve velâyet-i kübrâ sahipleri olan Sahabîler gibi, veraset-i Nübüvvet sırrıyla, yalnız iman nurlarını neşretmek ve ehl-i imanın imanlarını kurtarmaktır.[/B] [B] Evet, Risale-i Nur’un bu dehşetli zamanda kazandırdığı iki netice-i muhakkikası herşeyin fevkindedir; başka şeylere ve makamlara ihtiyaç bırakmıyor.[/B] [B] Birinci neticesi: Sadakat ve kanaatle Risale-i Nur dairesine giren, imanla kabre gireceğine gayet kuvvetli senetler var.[/B] [B] İkinci neticesi: Risale-i Nur dairesinde, ihtiyarımız olmadan, haberimiz yokken takarrur ve tahakkuk eden şirket-i maneviye-i uhreviye cihetiyle, herbir hakikî sadık şakirdi binler dillerle, kalblerle dua etmek, istiğfar etmek, ibadet etmek ve bazı melâike gibi kırk bin lisanla tesbih etmektir. Ve Ramazan-ı Şerifteki hakikat-i leyle-i Kadir gibi, kudsî ve ulvî hakikatleri, yüz bin elle aramaktır.[/B] [B] İşte, bu gibi netice içindir ki, Risale-i Nur şakirtleri, hizmet-i Nuriyeyi velâyet makamına tercih eder; keşif ve kerâmâtı aramaz ve âhiret meyvelerini dünyada koparmaya çalışmaz ve vazife-i İlâhiye olan muvaffakiyet ve halka kabul ettirmek ve revaç vermek ve galebe ettirmek ve müstahak oldukları şan ü şeref ve ezvak ve inâyetlere mazhar etmek gibi, kendi vazifelerinin haricinde bulunan şeylere karışmaz ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen, muhlisen çalışırlar, “Vazifemiz hizmettir, o yeter” derler.[/B] [B] Ve saniyen: Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve Ramazan-ı Şerifin mecmuunda gizlenen hakikat-i leyle-i Kadri kazanmak için, Risale-i Nur şakirtlerinin şirket-i mâneviye-i uhreviyeleri muktezasınca, herbiri, mütekellim-i maalgayr sîgası olan “Bizi koru, bize merhamet et, bizi bağışla” gibi tâbiratta, “biz” dedikleri vakit, Risale-i Nur’un sadık şakirtlerini niyet etmek gerektir. Tâ herbir şakirt umumun namına münacat edip çalışsın. Ve bu biçare ve az çalışabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeşinize, o hüsn-ü zanları yanlış çıkarmamak için, geçen Ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum. (Kastamonu Lahikası)[/B] [B][B]Bediüzzaman Said Nursi[/B][/B] [B][B]LÜGAT: [/B][/B] [B] Aziz : Çok Değerli, İzzetli, Saygın Cihet : Yön, Taraf Ehemmiyet : Önem Ehl-İ İman : Allah’a Ve Allah’tan Gelen Herşeye İnanan Kimseler, Mü’minler Ehl-İ Tarikat : Tarikata Mensup Olanlar Evrad-I Mühimme : Önemli Virdler, Zikirler Galibâne : Üstün Gelerek Hasım : Düşman Himaye : Koruma Hizmet-İ İmaniye : İman Hizmeti İbadet-İ Tefekküriye : Tefekkür İbâdeti İhlâs : İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah’ın Rızasını Gözetme; Samimiyet İllet : Asıl Sebep, Maksat İstifade Etme : Faydalanma, Yararlanma İstihdam : Çalıştırma, Kullanma İstimal Etme : Kullanma Kasten : Bilerek Ve İsteyerek Kerâmât-I Şahsiye : Şahsî Kerâmetler Keşif : Kalb Gözüyle Görme, Mânevî Âlemlere Ait Bazı Olayları Ve Hakikatleri Görme Muannid : İnatçı, Direnen Mukavemet : Direnç, Dayanıklılık Münafık : İki Yüzlü, İnanmadığı Halde İnanmış Görünen Münafi : Zıt Neşretmek : Yaymak Rab : Herbir Varlığa Yaratılış Gayelerine Ulaşmaları İçin Muhtaç Olduğu Şeyleri Veren, Onları Terbiye Edip İdaresi Ve Egemenliği Altında Bulunduran Allah Saadet-İ Ebediye : Sonu Olmayan, Sonsuz Mutluluk Sahabî : Hz. Peygamber’i (A.S.M.) Dünya Gözüyle Gören Ve Onun Yolundan Giden Müslümanlar Sıddık : Çok Doğru Ve Bağlı Sırr-I İhlâs : Samimiyet, İbadet Ve Davranışlarda Sadece Allah Rızasını Gözetme Sırrı Sırr-I Ubûdiyet : Kulluk Sırrı Terettüp Etmek : Sonuç Olarak Ortaya Çıkmak, Neticelenmek Teskin : Sakinleştirme, Rahatlatma Velâyet-İ Kübrâ : En Büyük Velîlik; Tarikat Berzahına Uğramadan, Zahirden Hakikate Geçen Ve Peygamber Varisliğinden Gelen Velîlik Veraset-İ Nübüvvet : Peygamber Efendimizin Varisi Durumunda Olan, Büyük Âlim Ve Velîlerin Yolu Vukuat : Meydana Gelen Olaylar Biçare : Çaresiz Cihet : Yön, Taraf Ezvâk : Zevkler, Lezzetler Fevkinde : Üstünde Galebe Etme : Üstün Gelme Hakikat : Gerçek, Doğru Hakikat-İ Leyle-İ Kadir : Kadir Gecesinin Hakikatı, Sırrı Hakikî : Asıl, Gerçek Hâlisen : Katıksız, Samimî Olarak Harekât : Hareketler, Davranışlar Hizmet-İ Nuriye : Risale-İ Nur Hizmeti Hüsn-Ü Zan : Güzel Zanda Bulunma İhtiyar : Dileme, İstek, İrade İnâyet : Allah’tan Gelen Yardım, İhsan, İyilik İstiğfar Etme : Af Dileme, Tevbe Etme Kanaat : Yetinme, İnanma, Razı Olma Kerâmât : Kerâmetler; Allah’ın Bir İkramı Olarak, Onun Sevgili Kullarında Görünen Olağanüstü Hal Ve Hareketler Keşif : Kalb Gözüyle Görme, Mânevî Âlemlere Ait Bazı Olayları Ve Hakikatleri Görme Kudsî : Her Türlü Kusur Ve Noksandan Uzak Lisan : Dil Mazhar : Ayna Olma, Erişme Mecmu : Bütün, Genel Melâike : Melekler Muhlisen : Samimiyetle Muktezasınca : Gereğince Muvaffakiyet : Başarı Münâcât : Dua, Allah’a Yakarış Müstehak : Lâyık, Hak Etmiş Mütekellim-İ Maalgayr : Birinci Çoğul Şahıs, Biz Namına : Adına Netice-İ Muhakkika : Neticesinden Şüphe Edilmeyen Gerçek Revaç : Rağbet, Değer, Kıymet Sadakat : Bağlılık, Sebat Sadık : Bağlı, Doğru Saniyen : İkinci Olarak Senet : Delil Sîga : Kip Şakirt : Talebe, Öğrenci Şirket-İ Maneviye-İ Uhreviye : Âhirete Dönük Manevî Şirket, Ortaklık Tabirat : Tabirler, İfadeler Tahakkuk Eden : Gerçekleşen Takarrur : Karar Bulma, Yerleşme Tesbih : Allah’ı Her Türlü Noksan Ve Kusurdan Yüce Tutarak Şanına Lâyık İfadelerle Anma Ulvî : Yüce, Yüksek Umum : Bütün Vazife-İ İlâhiye : İlâhî Vazife Velâyet : Velilik [/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Okuyoruz
Günün Risale-i Nur Dersi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst