Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Mizah ve Eğlence
Serbest Kürsü
Günün Düşündürdükleri
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="pendüender" data-source="post: 348538" data-attributes="member: 1023459"><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #EE82EE"><strong>Akşemseddin'in Muradhanoğlu Mehmet 'e nasihatı....</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #EE82EE"><strong>"Bir dünyevî râhat ve cismânî lezzete, bir de uhrevî rahat ve rûhânî lezzete dayanan iki türlü hayat tarzı vardır. Birincisi ikinciye bakarak değersiz ve geçicidir. Şu halde ona iltifât etme. Esâsen peygamberlere, velîlere, halîfelere rahat değil, cefâlar ve müşkiller lâyıktır. Sen de onların yolundasın. Nasîbinden elem değil zevk duy... Sen herhangi bir insan gibi değilsin, memleketin durumu, senin durumuna bağlıdır. Bedende görünen her şey ruhun eseri olduğu gibi, memlekette meydana gelen şeyler de Fâtih'in eseri olacaktır. Çünkü bedene oranla ruh ne ise, memlekete oranla sultanlar da aynı şeydir."</strong></span></span></span></p><p></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400">Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "O insanlar sandılar mı ki, (sâdece) îmân ettik demeleriyle bırakılacaklar da imtihâna çekilmeyecekler." (Ankebût sûresi:2)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400">Îmân, taklîd ile, babadan ve dededen görerek, sırf îmân ettim demekle olmaz. Böyle taklid ile inanan kimseler, imtihân olunması bakımından belâ ve musîbetlere düçâr olmazlar. Belâ ve musîbetler, Allah dostlarının muhabbet ve sevgisini artırır. Nitekim altın için ateş ne kadar kızgın olursa, altını o derece saf ve hâlis yapar. Bu sebeble kişi mânevî mertebesinin yüksekliğine göre büyük veya küçük belâ ve musîbetlere uğrar. Nitekim Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki:</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400"><span style="color: #006400"><strong><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #8B4513">"Kişi, dînindeki sebâtına göre belâya (imtihâna) mübtelâ olur. Âfiyet, kıymetini bilmeyen kimse için derd gibidir. Belâ, kadrini bilen için devâ gibidir." Belânın, insanın Rabbine dönmesini sağlayan sıkıntıların kadrini bilen, Hakkı gerçekden sevenlerdendir. Taklid ile sevenler değillerdir. Çünkü taklid ile sevmek, belanın, imtihânın faydasını giderir. Sevilenin hareketi, gerçek muhabbeti bozmaz. Nitekim Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'ın sarayında Âsiye Hâtun tarafından büyütülürken, Âsiye Hâtun onu gerçekten seviyordu. Fir'avn ise, Âsiye Hâtunu taklid ederek seviyordu. Âsiye Hâtun gerçekten sevdiği için, onun hareketlerinden incinmiyordu. Mûsâ aleyhisselâm Fir'avn'ın sakalını tutup çekince, Fir'avn'ın sevgisi gerçek sevgi olmadığı için, hemen rahatsız oldu."</span></span></span></strong></span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400">"Kişinin kadrinin ve kıymetinin varlığı, mihnetlere, belâ ve musîbetlere sıkıntılara sabretmesiyle ortaya çıkar. Bu mihnet, dünyâlığın olmaması veya eksilmesi, elden çıkması ile olur. Sabredenlerin, sabırdaki sebatları sebebiyle iyilikleri; yâni sabır, tevekkül, kanâat ve hilm, yumuşaklık gibi güzel hasletleri artar. Böylece olgunlaşan insanın kalb aynasındaki kirler, cevherin hâlis hâle getirilmesi gibi temizlenir. Belâ günlerinde, belâ geldiğinde Eyyûb aleyhisselâmın kulluğu iyi bir kulluktur.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400">"Kulluk beş kısımdır: Birincisi ten kulluğudur. Bu, Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasak ettiği şeylerden sakınmaktır. İkincisi; nefs kulluğudur. Bu kulluk, nefsi terbiye etmek, ıslâh etmek, mücâhede ve nefsin istemediği şeyleri yapmak, riyâzet çekip nefsin istediği şeyleri yapmamaktır. Üçüncüsü; Gönül kulluğudur. Bu ise, dünyâdan ve dünyâda bulunan şeylerden yüz çevirip, âhirete yönelmektir. Âhirete yarar iş yapmaktır. Dördüncüsü; sır kulluğudur. Bu, her şeyi bırakıp, tamâmen Allahü teâlâya dönüp, O'nun rızâsını kazanmaktır. Beşincisi; can kulluğu. Bu kulluk, müşâhedeye ermek için kendini Allah yoluna vermekle olur..."</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400"></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Comic Sans MS'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #006400">"Mânevî huzûra ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey lâzımdır. 1. Az yemek, 2. Az uyumak, 3. Halka az karışmak, 4. Allahü teâlâyı çok zikretmek."</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="pendüender, post: 348538, member: 1023459"] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR="#EE82EE"][B]Akşemseddin'in Muradhanoğlu Mehmet 'e nasihatı.... "Bir dünyevî râhat ve cismânî lezzete, bir de uhrevî rahat ve rûhânî lezzete dayanan iki türlü hayat tarzı vardır. Birincisi ikinciye bakarak değersiz ve geçicidir. Şu halde ona iltifât etme. Esâsen peygamberlere, velîlere, halîfelere rahat değil, cefâlar ve müşkiller lâyıktır. Sen de onların yolundasın. Nasîbinden elem değil zevk duy... Sen herhangi bir insan gibi değilsin, memleketin durumu, senin durumuna bağlıdır. Bedende görünen her şey ruhun eseri olduğu gibi, memlekette meydana gelen şeyler de Fâtih'in eseri olacaktır. Çünkü bedene oranla ruh ne ise, memlekete oranla sultanlar da aynı şeydir."[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR="#006400"]Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "O insanlar sandılar mı ki, (sâdece) îmân ettik demeleriyle bırakılacaklar da imtihâna çekilmeyecekler." (Ankebût sûresi:2) Îmân, taklîd ile, babadan ve dededen görerek, sırf îmân ettim demekle olmaz. Böyle taklid ile inanan kimseler, imtihân olunması bakımından belâ ve musîbetlere düçâr olmazlar. Belâ ve musîbetler, Allah dostlarının muhabbet ve sevgisini artırır. Nitekim altın için ateş ne kadar kızgın olursa, altını o derece saf ve hâlis yapar. Bu sebeble kişi mânevî mertebesinin yüksekliğine göre büyük veya küçük belâ ve musîbetlere uğrar. Nitekim Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki: [COLOR="#006400"][B][FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR="#8B4513"]"Kişi, dînindeki sebâtına göre belâya (imtihâna) mübtelâ olur. Âfiyet, kıymetini bilmeyen kimse için derd gibidir. Belâ, kadrini bilen için devâ gibidir." Belânın, insanın Rabbine dönmesini sağlayan sıkıntıların kadrini bilen, Hakkı gerçekden sevenlerdendir. Taklid ile sevenler değillerdir. Çünkü taklid ile sevmek, belanın, imtihânın faydasını giderir. Sevilenin hareketi, gerçek muhabbeti bozmaz. Nitekim Mûsâ aleyhisselâm, Fir'avn'ın sarayında Âsiye Hâtun tarafından büyütülürken, Âsiye Hâtun onu gerçekten seviyordu. Fir'avn ise, Âsiye Hâtunu taklid ederek seviyordu. Âsiye Hâtun gerçekten sevdiği için, onun hareketlerinden incinmiyordu. Mûsâ aleyhisselâm Fir'avn'ın sakalını tutup çekince, Fir'avn'ın sevgisi gerçek sevgi olmadığı için, hemen rahatsız oldu."[/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][/COLOR] "Kişinin kadrinin ve kıymetinin varlığı, mihnetlere, belâ ve musîbetlere sıkıntılara sabretmesiyle ortaya çıkar. Bu mihnet, dünyâlığın olmaması veya eksilmesi, elden çıkması ile olur. Sabredenlerin, sabırdaki sebatları sebebiyle iyilikleri; yâni sabır, tevekkül, kanâat ve hilm, yumuşaklık gibi güzel hasletleri artar. Böylece olgunlaşan insanın kalb aynasındaki kirler, cevherin hâlis hâle getirilmesi gibi temizlenir. Belâ günlerinde, belâ geldiğinde Eyyûb aleyhisselâmın kulluğu iyi bir kulluktur. "Kulluk beş kısımdır: Birincisi ten kulluğudur. Bu, Allahü teâlânın emirlerine uyup, yasak ettiği şeylerden sakınmaktır. İkincisi; nefs kulluğudur. Bu kulluk, nefsi terbiye etmek, ıslâh etmek, mücâhede ve nefsin istemediği şeyleri yapmak, riyâzet çekip nefsin istediği şeyleri yapmamaktır. Üçüncüsü; Gönül kulluğudur. Bu ise, dünyâdan ve dünyâda bulunan şeylerden yüz çevirip, âhirete yönelmektir. Âhirete yarar iş yapmaktır. Dördüncüsü; sır kulluğudur. Bu, her şeyi bırakıp, tamâmen Allahü teâlâya dönüp, O'nun rızâsını kazanmaktır. Beşincisi; can kulluğu. Bu kulluk, müşâhedeye ermek için kendini Allah yoluna vermekle olur..." "Mânevî huzûra ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey lâzımdır. 1. Az yemek, 2. Az uyumak, 3. Halka az karışmak, 4. Allahü teâlâyı çok zikretmek."[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Mizah ve Eğlence
Serbest Kürsü
Günün Düşündürdükleri
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst