Giybetin affi icin dua

Nûrolog

Well-known member
Peygamberimiz, giybeti atese benzetmistir. Ates odunu nasil yok ederse, giybet atesi de öyle sevabi yok eder.
Onun için kimseyi arkasindan çekistirmemeli, giybetini edip de sevabini mahvettirmemelidir.
Ancak, giybetin böyle kötü neticesi bilinmesine ragmen, insan bos bulunur da birinin giybetini eder, aleyhinde konusursa yapilacak is, giybetini ettigi kimsenin afvi için duâ etmek, sonra da bir firsatini bulunca ondan helâllik dilemektir. Giybeti yapan, yahut yapani dinleyen hemen söyle demelidir:


Allahümmagfir lenâ ve limen igtebnâhü.

Allahim, bizi ve giybetini ettigimiz kimseyi magfiret eyle.


Böyle derse, giybetten pismanlik duymus, bir nevi tevbe etmis olur. Bir daha tekrarlamadigi takdirde Rabbimiz onu insâallah afveder.
Giybetten sonra üzüntü duymak, ettigi sözlere pismanlik hissetmek, bir daha böyle âdi mevzulara girmeme azminde olmak, bir nevi tevbe, istigfar mânâsini ifâde eden güzel bir duygudur.
En kötüsü, giybetten sonra pismanlik duymamak, üzüntü hissetmemek, yaptigi günahtan lezzet alir duruma girmektir. Bu hâl menhûs bir lezzettir.
Giybet ile tarifi karistirmamak da lâzimdir. Biri, bir kimseyi ögrenmek istese, bilen de onun iyi ve kötü hâlini bildigi kadariyla aynen anlatsa, bu giybet olmaz, soran kimseye gerçegi söylemek olur. Yanilmasini önlemek için lâzim gelenin söylenmesi seklinde deger bulur.
Kötülemek kasdiyla söylemek baskadir, bildigini dogru olarak haber vermek de bir baskadir.
Sorana bildigini mübalâgasiz söylemek sahidliktir. Fazla, ya da eksik söylemek ise yalanci sahidliktir.
Suurlu mümin yalanci sahidlikten titrer, Allaha siginir.

Ahmet Sahin
 
Üst