Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Emirdağ Lahikası
Emirdağ Lahikası-2
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 566684" data-attributes="member: 1040028"><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em><u>[Bazı gazetelerde çıkan yalanlar hakkındaki bir tekzibi bera-yı malûmat gönderiyoruz.</u>] </em></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em></em></span></span></span><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bazı muhalif gazeteler, Risale-i Nur talebelerine tekrar "tarîkat kurmuşlar" ittihamını yaptıklarını gördük. Bunun hakikatle hiçbir alâkası yoktur. Bu husus Risale-i Nur davasını gören ona yakın Ağır Ceza Mahkemesi'nin kat'iyyet kesbetmiş kararlarıyla sabittir. Hem tarîkata dair en küçük bir emareye, vaktiyle müsadere edilip sonra bilâ-kayd u şart sahiblerine iade edilen Risale-i Nur kitabları ve mektubları arasında tesadüf edilmemiştir. Bilakis Üstadımız Said Nursî'nin mektublarında ve müdafaalarında kat'î bir lisanla beyan ettiği: "Zaman tarîkat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır. Tarîkatsız Cennet'e giden pek çok, fakat imansız Cennet'e giden yoktur." ifadesi mevcuddur.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Bu sarahate ve bütün mahkeme ve müddeiumumîlerin otuz seneden beri tarîkat hususunda en küçük bir delile tesadüf edememelerine mukabil, dini ortadan kaldırmak isteyen ve bugünkü İslâmî inkişafı bir türlü hazmedemeyen, dine lâkayd hattâ aleyhindeki bir güruh, hakikat-ı İslâmiyete tarîkat namını verip kendi efkârları lehine bu vatanda bir zemin ihzar etmek peşindedirler. Elbette her defasında olduğu gibi, gizli dinsizlerin entrikaları ile, plânları ile ihdas edilen bu vakıa, bu vatan ve milletin lehine olarak tecelli edecektir. Ve Aydın ve Nazilli mahkemeleri de adaletli seleflerine ittibaen Nur şakirdlerini tebrie edeceklerdir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Risale-i Nur'un bütün vatan sathında ve hattâ âlem-i İslâm ve Avrupa'nın pekçok yerlerinde hüsn-ü kabule mazhar olması ve Türkleri âlem-i İslâmla eski ittihada muvaffak edecek bir dünyevî semeresi Nur şakirdlerinin niyetlerinde olmadan netice vermesi ve hükûmetin bizzât İslâmiyete, dine, vicdan hürriyetine tam kıymet verip eski hükûmetin tahribatlarını tamire çalışması ve mukaddesata tecavüz edenlerin tenkili hakkında bir kanun çıkarmaya teşebbüsü gibi müsbet ve ferahlatıcı pekçok hâdisatın aynı anında o asılsız mes'elenin ihdası, hükûmetin ve İslâmiyet'in aleyhinde olanların mahsulü olduğunda aslâ şübhe etmiyoruz.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Yalanlarının birkaç delili de şunlardır:</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Üstadımız Said Nursî için "Bir şah ve bir padişah gibi yaşamakta ve gelen yardımlarla geçinmektedir" diye o vicdansızlar apaçık bir iftirada bulunmuşlardır. Said Nursî, amcasının çorbasını dahi içmemiş olup, hayatında kimsenin minneti altında kalmayıp, beş bin lira hediyeye beş para değer vermeden red ve iade eden, hayatındaki istiğna düsturunu en zalimane muameleler ve mahrumiyetler içinde kaldığı zamanlarda dahi bozmayan ve böylece izzet-i İslâmiye ve şeref-i diniyeyi muhafaza etmiş olan bir zâttır.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Evet Üstadımızın halkların hediyesini kabul etmemek düsturu, seksen senelik hayatı ile sabit olduğu ve otuz senelik müteaddid mahkemelerde dahi vesikalarla tahakkuk etmiş, dost ve düşmanın gözleri önünde zahir olmuştur. Bu bedihî hakikatın herkesçe bilindiği bir zamanda, böyle ittihamda bulunanların ne kadar dehşetli garazkâr olduklarını ehl-i vicdanın takdirlerine bırakıyoruz...</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Ankara hükûmetinin adaletiyle Üstadımız Said Nursî'nin Risale-i Nur eserleri basılmaktadır. Hissesine düşen bir mikdar kitab fiatlarını Üstadımız, hayatını Nurlara vakfedip nafakasını çıkaramayan Nur talebelerine tayin olarak vermektedir. Kendisi de bugün artık herkesin malûmu olmuş olan a'zamî bir iktisad ve kanaatla yaşamaktadır. Ve bütün ömrü boyunca fevkalâde bir iktisad dairesinde kendini idare ettiğine, seksen senelik hayatını bir şahid-i sadık olarak gösteriyoruz.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Halkı Demokrat hükûmet aleyhine geçirmek plânlarını takib eden muhtelif gazetelerin diğer bir zahir yalanları ise, Nazilli'de iki mübarek adamın Ramazan-ı Şerif hakkındaki hasbihalini "İslâmî bir devlet kurmak" gibi siyasetvari bir tarzda tebdil edivermeleri, o sahte siyaset bezirgânlarının, çocukları dahi kandıramıyacakları acemîce bir iftira ve bir uydurmalarından ibarettir. Böyle yalanları yapmakla hangi maksadlarının istihsaline çabaladıkları kimsenin meçhulü değildir...</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Nazilli'ye hiç gitmemiş olan, orada bir kimseyi tanımayan, kırk seneden beri "Eûzü billahi mineşşeytani vessiyase" deyip, siyasetle alâkasını kesen, yalnız ve yalnız Kur'an ve iman hakikatlarıyla imanı kurtarmak davasına ömrünü hasreden, bunun haricinde dünyevî şeylerle alâkadar olmayan, seksenyedi yaşında, daima yatakta olan, zehirli hastalıkların tesiratıyla ölüm nöbetleri geçirip "Kabir kapısındayım" diyen ve sükûnet ve istirahata pek muhtaç olan Said Nursî gibi bir İslâm müellifini böyle siyasî iftiralarla mevzubahs etmek; çok vecihlerle vicdansızlıktır, müdhiş bir gaddarlıktır, âdi bir yalancılık derekesine sukuttur.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Herhangi bir din âlimine, bir bahane ile peygamberlik isnadını yapmak, doğrudan doğruya İslâmiyete bir taarruz ve Kur'ana bir ihanettir.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'">Üstadımız Said Nursî bütün ömrü müddetince sünnet-i seniyeye ittiba etmiş ve bir sünnet-i seniyeye muhalif hareket etmemek için i'dam cezalarını hiçe saymış ve sünnet-i seniyeyi ihya ve imanı muhafaza uğrunda yüzotuz parça eser te'lif etmiştir. Hunhar din düşmanlarına karşı hayatını istihkar ederek mücahede etmiş ve nihayet muvaffak ve muzaffer olmuştur. Evet ittiba-ı sünnet-i Ahmediyeye dair yazdığı bir eseri, otuz seneden beri binlerce nüsha neşrolmuştur. Fahr-i kâinat Resul-i Ekrem (A.S.M.) efendimizin son ve hak peygamber olduğuna dair muazzam bir eseri olan Mu'cizat-ı Ahmediye kitabı da meydandadır. Hakikat-ı hal böyle olduğu halde, Said Nursî'ye böyle bir ittihamı yapanların; hak ve hakikattan, insaf ve vicdandan ne kadar uzak oldukları kıyas edilsin. Bu ittihamı yapmak, şeytanların bile hatırından geçmez.</span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em><span style="font-family: 'arial'"></span></em></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #000000"><em></em></span></span><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"><span style="font-size: 12px"><em>Bu hâdisenin bir sebebi şu olmak kavîdir ki; Risale-i Nur, aile hayatına büyük bir faide verip hanımların iffet ve namus ve ismetle ve saadetle hayat geçirmelerini temin ettiğinden, kadınlar Risale-i Nur'a çoklukla rağbet göstermektedirler. Buna bir hüsn-ü misal olarak hanımların neşrolunan birkaç makalesini din düşmanları görmüşler ve bolşeviklik hesabına bir takım uydurma bahanelerle hücuma geçmişlerdir. Fakat aslâ muvaffak olamayacaklardır. Onların maksadlarının tam aksine olarak, Risale-i Nur'un neşriyatı erkek ve kadınlar arasında hârika bir tarzda inkişaf etmektedir ve edecektir.</em></span></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"></span></span></p><p><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'arial'"></span></span></p><p style="text-align: right"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><em><span style="font-family: 'arial'">Hastalığı münasebetiyle hizmetinde bulunan </span></em></span></span></p> <p style="text-align: right"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><em><strong><span style="font-family: 'arial'">Tahirî, Zübeyr, Ceylan, Bayram, Sungur, Rüşdü</span></strong></em></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 566684, member: 1040028"] [COLOR=#000000][FONT=arial][SIZE=3][I][U][Bazı gazetelerde çıkan yalanlar hakkındaki bir tekzibi bera-yı malûmat gönderiyoruz.[/U]] [/I][/SIZE][/FONT][/COLOR][SIZE=3][COLOR=#000000][I] [FONT=arial]Bazı muhalif gazeteler, Risale-i Nur talebelerine tekrar "tarîkat kurmuşlar" ittihamını yaptıklarını gördük. Bunun hakikatle hiçbir alâkası yoktur. Bu husus Risale-i Nur davasını gören ona yakın Ağır Ceza Mahkemesi'nin kat'iyyet kesbetmiş kararlarıyla sabittir. Hem tarîkata dair en küçük bir emareye, vaktiyle müsadere edilip sonra bilâ-kayd u şart sahiblerine iade edilen Risale-i Nur kitabları ve mektubları arasında tesadüf edilmemiştir. Bilakis Üstadımız Said Nursî'nin mektublarında ve müdafaalarında kat'î bir lisanla beyan ettiği: "Zaman tarîkat zamanı değil, imanı kurtarmak zamanıdır. Tarîkatsız Cennet'e giden pek çok, fakat imansız Cennet'e giden yoktur." ifadesi mevcuddur. [/FONT] [FONT=arial]Bu sarahate ve bütün mahkeme ve müddeiumumîlerin otuz seneden beri tarîkat hususunda en küçük bir delile tesadüf edememelerine mukabil, dini ortadan kaldırmak isteyen ve bugünkü İslâmî inkişafı bir türlü hazmedemeyen, dine lâkayd hattâ aleyhindeki bir güruh, hakikat-ı İslâmiyete tarîkat namını verip kendi efkârları lehine bu vatanda bir zemin ihzar etmek peşindedirler. Elbette her defasında olduğu gibi, gizli dinsizlerin entrikaları ile, plânları ile ihdas edilen bu vakıa, bu vatan ve milletin lehine olarak tecelli edecektir. Ve Aydın ve Nazilli mahkemeleri de adaletli seleflerine ittibaen Nur şakirdlerini tebrie edeceklerdir. [/FONT] [FONT=arial]Risale-i Nur'un bütün vatan sathında ve hattâ âlem-i İslâm ve Avrupa'nın pekçok yerlerinde hüsn-ü kabule mazhar olması ve Türkleri âlem-i İslâmla eski ittihada muvaffak edecek bir dünyevî semeresi Nur şakirdlerinin niyetlerinde olmadan netice vermesi ve hükûmetin bizzât İslâmiyete, dine, vicdan hürriyetine tam kıymet verip eski hükûmetin tahribatlarını tamire çalışması ve mukaddesata tecavüz edenlerin tenkili hakkında bir kanun çıkarmaya teşebbüsü gibi müsbet ve ferahlatıcı pekçok hâdisatın aynı anında o asılsız mes'elenin ihdası, hükûmetin ve İslâmiyet'in aleyhinde olanların mahsulü olduğunda aslâ şübhe etmiyoruz. [/FONT] [FONT=arial]Yalanlarının birkaç delili de şunlardır: [/FONT] [FONT=arial]Üstadımız Said Nursî için "Bir şah ve bir padişah gibi yaşamakta ve gelen yardımlarla geçinmektedir" diye o vicdansızlar apaçık bir iftirada bulunmuşlardır. Said Nursî, amcasının çorbasını dahi içmemiş olup, hayatında kimsenin minneti altında kalmayıp, beş bin lira hediyeye beş para değer vermeden red ve iade eden, hayatındaki istiğna düsturunu en zalimane muameleler ve mahrumiyetler içinde kaldığı zamanlarda dahi bozmayan ve böylece izzet-i İslâmiye ve şeref-i diniyeyi muhafaza etmiş olan bir zâttır. [/FONT] [FONT=arial]Evet Üstadımızın halkların hediyesini kabul etmemek düsturu, seksen senelik hayatı ile sabit olduğu ve otuz senelik müteaddid mahkemelerde dahi vesikalarla tahakkuk etmiş, dost ve düşmanın gözleri önünde zahir olmuştur. Bu bedihî hakikatın herkesçe bilindiği bir zamanda, böyle ittihamda bulunanların ne kadar dehşetli garazkâr olduklarını ehl-i vicdanın takdirlerine bırakıyoruz... [/FONT] [FONT=arial]Ankara hükûmetinin adaletiyle Üstadımız Said Nursî'nin Risale-i Nur eserleri basılmaktadır. Hissesine düşen bir mikdar kitab fiatlarını Üstadımız, hayatını Nurlara vakfedip nafakasını çıkaramayan Nur talebelerine tayin olarak vermektedir. Kendisi de bugün artık herkesin malûmu olmuş olan a'zamî bir iktisad ve kanaatla yaşamaktadır. Ve bütün ömrü boyunca fevkalâde bir iktisad dairesinde kendini idare ettiğine, seksen senelik hayatını bir şahid-i sadık olarak gösteriyoruz. [/FONT] [FONT=arial]Halkı Demokrat hükûmet aleyhine geçirmek plânlarını takib eden muhtelif gazetelerin diğer bir zahir yalanları ise, Nazilli'de iki mübarek adamın Ramazan-ı Şerif hakkındaki hasbihalini "İslâmî bir devlet kurmak" gibi siyasetvari bir tarzda tebdil edivermeleri, o sahte siyaset bezirgânlarının, çocukları dahi kandıramıyacakları acemîce bir iftira ve bir uydurmalarından ibarettir. Böyle yalanları yapmakla hangi maksadlarının istihsaline çabaladıkları kimsenin meçhulü değildir... [/FONT] [FONT=arial]Nazilli'ye hiç gitmemiş olan, orada bir kimseyi tanımayan, kırk seneden beri "Eûzü billahi mineşşeytani vessiyase" deyip, siyasetle alâkasını kesen, yalnız ve yalnız Kur'an ve iman hakikatlarıyla imanı kurtarmak davasına ömrünü hasreden, bunun haricinde dünyevî şeylerle alâkadar olmayan, seksenyedi yaşında, daima yatakta olan, zehirli hastalıkların tesiratıyla ölüm nöbetleri geçirip "Kabir kapısındayım" diyen ve sükûnet ve istirahata pek muhtaç olan Said Nursî gibi bir İslâm müellifini böyle siyasî iftiralarla mevzubahs etmek; çok vecihlerle vicdansızlıktır, müdhiş bir gaddarlıktır, âdi bir yalancılık derekesine sukuttur. [/FONT] [FONT=arial]Herhangi bir din âlimine, bir bahane ile peygamberlik isnadını yapmak, doğrudan doğruya İslâmiyete bir taarruz ve Kur'ana bir ihanettir. [/FONT] [FONT=arial]Üstadımız Said Nursî bütün ömrü müddetince sünnet-i seniyeye ittiba etmiş ve bir sünnet-i seniyeye muhalif hareket etmemek için i'dam cezalarını hiçe saymış ve sünnet-i seniyeyi ihya ve imanı muhafaza uğrunda yüzotuz parça eser te'lif etmiştir. Hunhar din düşmanlarına karşı hayatını istihkar ederek mücahede etmiş ve nihayet muvaffak ve muzaffer olmuştur. Evet ittiba-ı sünnet-i Ahmediyeye dair yazdığı bir eseri, otuz seneden beri binlerce nüsha neşrolmuştur. Fahr-i kâinat Resul-i Ekrem (A.S.M.) efendimizin son ve hak peygamber olduğuna dair muazzam bir eseri olan Mu'cizat-ı Ahmediye kitabı da meydandadır. Hakikat-ı hal böyle olduğu halde, Said Nursî'ye böyle bir ittihamı yapanların; hak ve hakikattan, insaf ve vicdandan ne kadar uzak oldukları kıyas edilsin. Bu ittihamı yapmak, şeytanların bile hatırından geçmez. [/FONT] [/I][/COLOR][/SIZE][COLOR=#000000][FONT=arial][SIZE=3][I]Bu hâdisenin bir sebebi şu olmak kavîdir ki; Risale-i Nur, aile hayatına büyük bir faide verip hanımların iffet ve namus ve ismetle ve saadetle hayat geçirmelerini temin ettiğinden, kadınlar Risale-i Nur'a çoklukla rağbet göstermektedirler. Buna bir hüsn-ü misal olarak hanımların neşrolunan birkaç makalesini din düşmanları görmüşler ve bolşeviklik hesabına bir takım uydurma bahanelerle hücuma geçmişlerdir. Fakat aslâ muvaffak olamayacaklardır. Onların maksadlarının tam aksine olarak, Risale-i Nur'un neşriyatı erkek ve kadınlar arasında hârika bir tarzda inkişaf etmektedir ve edecektir.[/I][/SIZE] [/FONT][/COLOR] [RIGHT][COLOR=#000000][SIZE=3][I][FONT=arial]Hastalığı münasebetiyle hizmetinde bulunan [/FONT] [B][FONT=arial]Tahirî, Zübeyr, Ceylan, Bayram, Sungur, Rüşdü[/FONT][/B][/I][/SIZE][/COLOR][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Risale-i Nur Okuma ve Anlama
Risale-i Nur Külliyatı
Emirdağ Lahikası
Emirdağ Lahikası-2
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst