Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Emin ÇAYIRLI (ÇAYCI EMİN BEY)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Biyolog" data-source="post: 129065" data-attributes="member: 13074"><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: #ff0000"><img src="http://www.risale-inur.org/cayciemin.jpg" alt="" class="fr-fic fr-dii fr-draggable " style="" /></span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: #ff0000">[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT]</span></span></p><p><span style="font-size: 10px"><span style="color: #ff0000">[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<strong>EMİN ÇAYIRLI (ÇAYCI EMİN BEY) </strong>[/FONT]</span></span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Emin Bey, Şark aşiret beylerinden. Kastamonu'da Bediüzzaman'a hizmet etmişti. l943'de Denizli'de dokuz ay mevkuf kaldı. O da diğer Nur talebeleri gibi berâat etti. l967 yılında Van'da bir trafik kazasında yanarak şehid oldu.[/FONT]</strong></span></p><p> </p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Memleketi olan Van'da ona Yemen Bey diyorlar. Üstad'ı Emin Bey olarak değiştirmişti. ismini. Nur talebeleri de Çaycı Emin Ağabey demekteydiler.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Yıl: 1936 [/FONT] </strong> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nasrullah Şadırvanına, ilk defa gördüğü yaşlı bir insan gelmişti. Bir bekçinin doldurduğu testinin başında nezaret ediyordu. Kıyafeti bir hocayı andırıyordu. Sarıklı, cübbeli.. Kastamonu'da, bir Osmanlı Şeyhülislâmın heybetiyle, fütursuz dolaşıyordu, hem de 1936 yılında.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Emin Bey ihtiyarsız olarak kalktı, doğru yanına yaklaşarak selâm verdi.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Sen nerelisin kurban?"[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Beni takip ediyorlar, bana yaklaşma, sana zararım dokunur."[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İşte bu hasbilik, bu samimiyet, Emin Beyin gönlünül tutuşturmaya yetmişti.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nasıl tekrar görüşebilir, diye çırpınıp duruyordu.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İsterseniz gelin buradan itibaren Emin Beyin kendi ağzından dinleyelim:[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstad'ın yatağını satın aldım"[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kendisini sordum soruşturdum. Çarşı Polis Karakolunda kalıyormuş. Arasıra bir bekçi ve poliste birlikte Kastamonu Kalesine çıkıyormuş.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Bir gün bir polis gelip beni çağırdı... Polisle birlikte kaleye çıktık. Kendileri oradaydı. Polise dedi: [/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kardeşim, bu benimm hemşehrimdir. Sen bir-iki dakika bizden ayrıl, ben onunla biraz konuşacağım."[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Polis yanımdan ayrılınca, durumun acı acı anlattı. Sıhhatinin iyi olmadığını, bir kaç defa zehirlediklerini söyledi.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Şeker, çay gibi ufak tefek alacaklarını bir vasıtayla kendisine ulaştırmamı bildirdi. 'Benim yanıma kimseyi bırakmıyorlar. Ben komisere söyleyeceğim, yatağımı birisine satacağım. Yalnız arada bir vasıta olsunki, ara sıra sen gel, bir şeyler lâzım oldukça, hem onu alırsın, hem de bu yatak meselesini hallederiz' dedi Bana üç tane sarı altın verdi. 'Bunlar Harb-i Umumîden kaldı. Uzun yıllar saklıyorum. Bunları yanına al, bozdurursun, bana lâzım olanları bununla alırsın' dedi. Ben de durumumun iyi olduğunu söyleyince, 'Kat'iyyen karşılıksız bir şey kabul etmem' dedi.</strong></span></p><p><span style="font-size: 10px"><strong>"Üstadın ibadeti"[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstad, çıkıp dağa giderken hemen peşine polis ve bekçiler düşerdi, dağda ne yapacak diye... Dağda oturur, ibadet eder, eserlerini yazar, tashih eder ve dönerdi.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Sabahlarıerkenden evine gidip sobasını yakardım. Yine böyle bir gün gitmiştim. Çok soğuk bir gündü, farkına varmadan sabah ezanından iki saat önce gitmiştim. Seccadenin üzerinde ibadet ediyordu. Mum ışığında, seherin soğuğunda, hazin bir sesle dua ediyor, için için yalvarıyordu. Ben heyecan içerisinde tam bir buçuk saat ayakta bekledim. Bu ulvî hali titreyerek, ürpererek seyrettim.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Nihayet ezan sesleri uzaklardan gelmeye başladı. Ama o zamanki malûm Türkçe ezan sesleri... Dönüp bana dedi:[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Emin, sen çok büyük bir hata ettin! Kasem ederim, yemin ederim ki, benim bir vaktim vardır, o vakitte melâike de gelse, kati bir surette kabul etmem. Sen çok yanlış ettin. Bir daha böyle hareket etme, bu kadar erken gelme, ezan okunmayınca gelme!' dedi.,[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Efendim affet, kusura bakma! Ay ışığı dolayısiyle vakti bilemedim. Erken gelmişim. Bir daha ezandan önce gelmem' dedim.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstadın Kutb-u Âzamla konuşması"[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Bir gün beraber ikindi namazını kıldık. Namazdan sonra tesbihatta iken: [/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kambur, ben mi haklıyım, yoksa sen mi haklısın?' diye birisine hitap ediyordu.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Ben yine bir çok zamanlar olduğu gibi, hayretler içindeydim. Odasında benimle kendisinden başka kimse yoktu. Benim merakımı görünce, meseleyi şu şekilde izah etti: [/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span></p><p> <span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Onuncu Söz, haşir ve âhiret hakkındadır. Ben o eseri bir vakitler Barla'da yazıyordum (1926 senesi). Baktım o günlerde bir İslâm düşmanı, ıslahı gayr-i-kabil... Arefeye bir kaç gün vardı. Ben beddua ettim. Benim bedduama karşılık bütün Hicaz velileri ve Hicaz'daki Kutb-u A'zam ise, onun ıslahı için dua ediyorlardı. Benim bedduam ferdî kaldığı için iade edildi. Aradan uzun seneler geçti. Baktım, bu sene (1938-1939senesi) bana nihayet hak verdiler. Ben halbuki bunun ıslahının gayr-i kabil olduğunu biliyordum. Onlar nihayet bu sene başladılar beddua etmeye. Benim konuştuğum Kutb-u A'zam'dır; Mekke-i Mükerreme'dedir. Bütün Hicaz'la birlikte beddua etmeye başladı. Bana hak verdi. Ben de ona hitap ettim.[/FONT]</strong></span></p><p> <span style="font-size: 10px"> </span><span style="font-size: 10px"><strong>[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Çaycı Emin Ağabeyimizi rahmetle yadediyoruz.Nur içinde yat aziz ağabey.[/FONT]</strong></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Biyolog, post: 129065, member: 13074"] [SIZE=2][COLOR=#ff0000][IMG]http://www.risale-inur.org/cayciemin.jpg[/IMG][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=#ff0000][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][COLOR=#ff0000][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][B]EMİN ÇAYIRLI (ÇAYCI EMİN BEY) [/B][/FONT][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Emin Bey, Şark aşiret beylerinden. Kastamonu'da Bediüzzaman'a hizmet etmişti. l943'de Denizli'de dokuz ay mevkuf kaldı. O da diğer Nur talebeleri gibi berâat etti. l967 yılında Van'da bir trafik kazasında yanarak şehid oldu.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Memleketi olan Van'da ona Yemen Bey diyorlar. Üstad'ı Emin Bey olarak değiştirmişti. ismini. Nur talebeleri de Çaycı Emin Ağabey demekteydiler.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Yıl: 1936 [/FONT] [/B] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nasrullah Şadırvanına, ilk defa gördüğü yaşlı bir insan gelmişti. Bir bekçinin doldurduğu testinin başında nezaret ediyordu. Kıyafeti bir hocayı andırıyordu. Sarıklı, cübbeli.. Kastamonu'da, bir Osmanlı Şeyhülislâmın heybetiyle, fütursuz dolaşıyordu, hem de 1936 yılında.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Emin Bey ihtiyarsız olarak kalktı, doğru yanına yaklaşarak selâm verdi.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Sen nerelisin kurban?"[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Beni takip ediyorlar, bana yaklaşma, sana zararım dokunur."[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İşte bu hasbilik, bu samimiyet, Emin Beyin gönlünül tutuşturmaya yetmişti.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Nasıl tekrar görüşebilir, diye çırpınıp duruyordu.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]İsterseniz gelin buradan itibaren Emin Beyin kendi ağzından dinleyelim:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstad'ın yatağını satın aldım"[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kendisini sordum soruşturdum. Çarşı Polis Karakolunda kalıyormuş. Arasıra bir bekçi ve poliste birlikte Kastamonu Kalesine çıkıyormuş.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Bir gün bir polis gelip beni çağırdı... Polisle birlikte kaleye çıktık. Kendileri oradaydı. Polise dedi: [/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kardeşim, bu benimm hemşehrimdir. Sen bir-iki dakika bizden ayrıl, ben onunla biraz konuşacağım."[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Polis yanımdan ayrılınca, durumun acı acı anlattı. Sıhhatinin iyi olmadığını, bir kaç defa zehirlediklerini söyledi.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Şeker, çay gibi ufak tefek alacaklarını bir vasıtayla kendisine ulaştırmamı bildirdi. 'Benim yanıma kimseyi bırakmıyorlar. Ben komisere söyleyeceğim, yatağımı birisine satacağım. Yalnız arada bir vasıta olsunki, ara sıra sen gel, bir şeyler lâzım oldukça, hem onu alırsın, hem de bu yatak meselesini hallederiz' dedi Bana üç tane sarı altın verdi. 'Bunlar Harb-i Umumîden kaldı. Uzun yıllar saklıyorum. Bunları yanına al, bozdurursun, bana lâzım olanları bununla alırsın' dedi. Ben de durumumun iyi olduğunu söyleyince, 'Kat'iyyen karşılıksız bir şey kabul etmem' dedi. "Üstadın ibadeti"[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstad, çıkıp dağa giderken hemen peşine polis ve bekçiler düşerdi, dağda ne yapacak diye... Dağda oturur, ibadet eder, eserlerini yazar, tashih eder ve dönerdi.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Sabahlarıerkenden evine gidip sobasını yakardım. Yine böyle bir gün gitmiştim. Çok soğuk bir gündü, farkına varmadan sabah ezanından iki saat önce gitmiştim. Seccadenin üzerinde ibadet ediyordu. Mum ışığında, seherin soğuğunda, hazin bir sesle dua ediyor, için için yalvarıyordu. Ben heyecan içerisinde tam bir buçuk saat ayakta bekledim. Bu ulvî hali titreyerek, ürpererek seyrettim.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Nihayet ezan sesleri uzaklardan gelmeye başladı. Ama o zamanki malûm Türkçe ezan sesleri... Dönüp bana dedi:[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Emin, sen çok büyük bir hata ettin! Kasem ederim, yemin ederim ki, benim bir vaktim vardır, o vakitte melâike de gelse, kati bir surette kabul etmem. Sen çok yanlış ettin. Bir daha böyle hareket etme, bu kadar erken gelme, ezan okunmayınca gelme!' dedi.,[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Efendim affet, kusura bakma! Ay ışığı dolayısiyle vakti bilemedim. Erken gelmişim. Bir daha ezandan önce gelmem' dedim.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Üstadın Kutb-u Âzamla konuşması"[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Bir gün beraber ikindi namazını kıldık. Namazdan sonra tesbihatta iken: [/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Kambur, ben mi haklıyım, yoksa sen mi haklısın?' diye birisine hitap ediyordu.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Ben yine bir çok zamanlar olduğu gibi, hayretler içindeydim. Odasında benimle kendisinden başka kimse yoktu. Benim merakımı görünce, meseleyi şu şekilde izah etti: [/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE] [SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]"Onuncu Söz, haşir ve âhiret hakkındadır. Ben o eseri bir vakitler Barla'da yazıyordum (1926 senesi). Baktım o günlerde bir İslâm düşmanı, ıslahı gayr-i-kabil... Arefeye bir kaç gün vardı. Ben beddua ettim. Benim bedduama karşılık bütün Hicaz velileri ve Hicaz'daki Kutb-u A'zam ise, onun ıslahı için dua ediyorlardı. Benim bedduam ferdî kaldığı için iade edildi. Aradan uzun seneler geçti. Baktım, bu sene (1938-1939senesi) bana nihayet hak verdiler. Ben halbuki bunun ıslahının gayr-i kabil olduğunu biliyordum. Onlar nihayet bu sene başladılar beddua etmeye. Benim konuştuğum Kutb-u A'zam'dır; Mekke-i Mükerreme'dedir. Bütün Hicaz'la birlikte beddua etmeye başladı. Bana hak verdi. Ben de ona hitap ettim.[/FONT][/B][/SIZE] [SIZE=2] [/SIZE][SIZE=2][B][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Çaycı Emin Ağabeyimizi rahmetle yadediyoruz.Nur içinde yat aziz ağabey.[/FONT][/B][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Emin ÇAYIRLI (ÇAYCI EMİN BEY)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst