Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 180088" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Resûl-i Ekrem 'in Soğan ve Sarımsak Kokusundan Hoşlanmaması</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evine yerleşen Fahr-i Âlem E-fendimize, Medineli Müslümanlar her gün muntazaman yemek getirirlerdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Eyyûb ve ailesi ise, devamlı akşam yemeklerini hazırlarlardı. Hazırladıkları yemeklerden geri kalanını ise teberrüken yerlerdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Yine, bir gece, soğanlı veya sarımsaklı bir yemek yapıp göndermişlerdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûlullah, yemeği, geri çevirdi!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Eyyûb (r.a.), yemekte Resûlullah'ın parmaklarının izini görmeyince feryad ederek yanına gitti ve, "Yâ Resûlallah!.. Anam babam sana feda olsun! Sen akşam yemeğini geri çevirdin!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûlullah, "O sebzede bir koku hissettim, ondan yemedim. Ben, arkadaşım Cebrail'i rahatsız etmek istemem!" buyurdu ve ilâve etti: "İnsanı rahatsız eden şeyden, melekler de rahatsız olurlar."</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Ebû Eyyûb, "Yâ Resûlallah!.. Yoksa o yemek haram mıdır?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müslim, Sahih, c. 6, s. 127.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Hayır!.. Fakat, ben kokusundan dolayı ondan hoşlanmadım."430 buyurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ebû Eyyûb Hazretleri de, "Senin hoşlanmadığın şeyden ben de hoşlanmam!" dedi.431</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Mucizeli Bir Yemek Ziyafeti</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Kibriya Efendimizin, Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evinde kaldığı sıradaydı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Eyyûb, Nebîyy-i Muhterem Efendimizle Hz. Ebû Bekir-i Sıddık'a kâfi gelecek iki kişilik yemek yapıp getirmişti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, ona, "Git, Ensâr'ın eşrafından bana 30 kişi çağır!" diye emretti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Eyyûb emri yerine getirdi. Otuz kişi gelip yediler. Sonra yine ferman etti: "Altmış kişi daha çağır!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Eyyûb, 60 kişi daha davet etti. Onlar da gelip yediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Efendimiz sonra tekrar, "Yetmiş kişi daha çağır!" diye ferman etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Eyyûb bu emri de yerine getirdi. Yetmiş kişi daha gelip yediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Ve Hz. Eyyûb der ki:</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Kablarda yemek daha kaldı. Bütün gelenler o mucize karşısında Islâmiyete girip biat ettiler. O iki kişi için yaptığım yemeğimden 180 adam yediler!"432</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu, Resûl-i Kibriya Efendimizin, mucizeli bir yemek ziyafetiydi. Berekete dair olan bu mucizeler gösteriyor ki, "Muham-med-i Arabî (a.s.m.), umuma rızık veren ve rızıkları halkeden bir Zât-ı Rahîm ve Kerîm'in sevgili memurudur, pek hürmetli bir abdidir ki, rızkın envaında, hilâf-ı âdet olarak, ona hiçten ve sırf gaybtan ziyafetler gönderiyor."433</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>HİCRİ TARİH</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûl-i Kibriya Efendimiz, Medine'ye hicret ettiklerinde, Müslümanların kullandıkları kendilerine mahsus bir tarihleri yoktu. Bunun üzerine Efendimizin hicretini başlangıç kabul ederek, "Resûlullah'ın gelişinden bir ay, iki ay sonra..." diye hicrî tarih kullanmaya başladılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Resûl-i Ekrem'in dar-ı bekaya irtihâline kadar da bu suretle kullanıldı. Fakat, sonra kesildi, kullanılmadı. Hz. Ebû Bekir'in hilâfeti zamanı ile Hz. Ömer'in hilâfetinin dört senesi böyle geçti. Sonra resmî muameleler ve medenî münâsebetlerin vakitlerini belli etmeye ve tâyinine ciddî gerek duyuldu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine Hz. Ömer, ashabı topladı, onlarla istişare etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Sa'd b. Ebî Vakkas Hazretleri, Peygamberimizin vefatı zamanının esas alınmasını; Talha b. Ubeydullah Hazretleri, E-fendimizin peygamber olarak gönderiliş tarihini; Hz. Ali, Resûl-i Kibriya'nın Medine'ye hicretlerini; başkaları ise, Efendimizin doğum gününün tarihe başlangıç olarak kabul edilmesini teklif ettiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hicret'in 17 veya 16. yılında toplanan bu şûranın müzâkereleri neticesinde, Hz. Ali'nin teklifi üzerine ittifak edildi. Ancak, hangi ayın başlangıç olarak kabul edileceği hususunda bir mutabakata varılmadı. Abdurrahmân b. Avf Hazretleri, "Haram Aylar"ın ilki olduğu için Receb'i; Talha b. Ubeydullah, Müslümanların mübarek ayıdır diye Ramazan'ı; Hz. Ali (r.a.) ise, sene başıdır diye Muharrem'i başlangıç olarak teklif etti. Bu hususta da yine Hz. Ali'nin teklifi kabul edildi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Böylece, Kamer senesi esas ve hicret tarihi başlangıç kabul edilerek, Müslümanlar kendilerine mahsus bir takvim tanzim etmiş oldular.434</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">413 ibn-i Hişam, A.g.G., c. 2, s. 137; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 233.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">414 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 138; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 233.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">415 Halebî, insan, c. 2, s. 233.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">417 Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 227-229.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">418 Bakara, 207.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">420 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 147.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">421 Halebî, İnsanû'l-Uyûn, c. 2, s. 58.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">422 Müslim, Sahih, c. 8, s. 236; Taberî, Tarih, c. 2, s. 248.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">423 Ibn-i Mâce, Sünen, c. 2, s. 612.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">424 ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 235; Buharî, Sahih, c. 2, s. 335.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">425 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 236; Buharî, A.g.e., c. 2, s. 335.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">426 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 234; Buharî, A.g.e., c. 2, s. 337.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">427 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 234.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">428 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 143-144.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">430 ibn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 144.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">431 Müslim, Sahih, c. 6, s. 126-127.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">432 Kaadı iyaz, eş-Şifa, c. 1, s. 563; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s.117.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">433 Bediüzzaman Said Nursî, A.g.e., s. 123.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">434 ez-Zebidî, Tecrid-i Sarih, Tere, c. 10, s. 120-121.</span></span><span style="color: DarkSlateGray"></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray">[/SIZE]</span>[/SIZE]</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 180088, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]Resûl-i Ekrem 'in Soğan ve Sarımsak Kokusundan Hoşlanmaması[/B][/COLOR] Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evine yerleşen Fahr-i Âlem E-fendimize, Medineli Müslümanlar her gün muntazaman yemek getirirlerdi. Hz. Ebû Eyyûb ve ailesi ise, devamlı akşam yemeklerini hazırlarlardı. Hazırladıkları yemeklerden geri kalanını ise teberrüken yerlerdi. Yine, bir gece, soğanlı veya sarımsaklı bir yemek yapıp göndermişlerdi. Resûlullah, yemeği, geri çevirdi! Ebû Eyyûb (r.a.), yemekte Resûlullah'ın parmaklarının izini görmeyince feryad ederek yanına gitti ve, "Yâ Resûlallah!.. Anam babam sana feda olsun! Sen akşam yemeğini geri çevirdin!" dedi. Resûlullah, "O sebzede bir koku hissettim, ondan yemedim. Ben, arkadaşım Cebrail'i rahatsız etmek istemem!" buyurdu ve ilâve etti: "İnsanı rahatsız eden şeyden, melekler de rahatsız olurlar." Bunun üzerine Ebû Eyyûb, "Yâ Resûlallah!.. Yoksa o yemek haram mıdır?" diye sordu. Müslim, Sahih, c. 6, s. 127. Resûl-i Ekrem Efendimiz, "Hayır!.. Fakat, ben kokusundan dolayı ondan hoşlanmadım."430 buyurdu. Ebû Eyyûb Hazretleri de, "Senin hoşlanmadığın şeyden ben de hoşlanmam!" dedi.431 [COLOR="DarkGreen"][B]Mucizeli Bir Yemek Ziyafeti[/B][/COLOR] Resûl-i Kibriya Efendimizin, Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin evinde kaldığı sıradaydı. Hz. Ebû Eyyûb, Nebîyy-i Muhterem Efendimizle Hz. Ebû Bekir-i Sıddık'a kâfi gelecek iki kişilik yemek yapıp getirmişti. Peygamber Efendimiz, ona, "Git, Ensâr'ın eşrafından bana 30 kişi çağır!" diye emretti. Hz. Ebû Eyyûb emri yerine getirdi. Otuz kişi gelip yediler. Sonra yine ferman etti: "Altmış kişi daha çağır!" Hz. Ebû Eyyûb, 60 kişi daha davet etti. Onlar da gelip yediler. Efendimiz sonra tekrar, "Yetmiş kişi daha çağır!" diye ferman etti. Hz. Ebû Eyyûb bu emri de yerine getirdi. Yetmiş kişi daha gelip yediler. [COLOR="DarkGreen"][B]Ve Hz. Eyyûb der ki:[/B][/COLOR] "Kablarda yemek daha kaldı. Bütün gelenler o mucize karşısında Islâmiyete girip biat ettiler. O iki kişi için yaptığım yemeğimden 180 adam yediler!"432 Bu, Resûl-i Kibriya Efendimizin, mucizeli bir yemek ziyafetiydi. Berekete dair olan bu mucizeler gösteriyor ki, "Muham-med-i Arabî (a.s.m.), umuma rızık veren ve rızıkları halkeden bir Zât-ı Rahîm ve Kerîm'in sevgili memurudur, pek hürmetli bir abdidir ki, rızkın envaında, hilâf-ı âdet olarak, ona hiçten ve sırf gaybtan ziyafetler gönderiyor."433 [COLOR="DarkGreen"][B]HİCRİ TARİH[/B][/COLOR] Resûl-i Kibriya Efendimiz, Medine'ye hicret ettiklerinde, Müslümanların kullandıkları kendilerine mahsus bir tarihleri yoktu. Bunun üzerine Efendimizin hicretini başlangıç kabul ederek, "Resûlullah'ın gelişinden bir ay, iki ay sonra..." diye hicrî tarih kullanmaya başladılar. Hz. Resûl-i Ekrem'in dar-ı bekaya irtihâline kadar da bu suretle kullanıldı. Fakat, sonra kesildi, kullanılmadı. Hz. Ebû Bekir'in hilâfeti zamanı ile Hz. Ömer'in hilâfetinin dört senesi böyle geçti. Sonra resmî muameleler ve medenî münâsebetlerin vakitlerini belli etmeye ve tâyinine ciddî gerek duyuldu. Bunun üzerine Hz. Ömer, ashabı topladı, onlarla istişare etti. Sa'd b. Ebî Vakkas Hazretleri, Peygamberimizin vefatı zamanının esas alınmasını; Talha b. Ubeydullah Hazretleri, E-fendimizin peygamber olarak gönderiliş tarihini; Hz. Ali, Resûl-i Kibriya'nın Medine'ye hicretlerini; başkaları ise, Efendimizin doğum gününün tarihe başlangıç olarak kabul edilmesini teklif ettiler. Hicret'in 17 veya 16. yılında toplanan bu şûranın müzâkereleri neticesinde, Hz. Ali'nin teklifi üzerine ittifak edildi. Ancak, hangi ayın başlangıç olarak kabul edileceği hususunda bir mutabakata varılmadı. Abdurrahmân b. Avf Hazretleri, "Haram Aylar"ın ilki olduğu için Receb'i; Talha b. Ubeydullah, Müslümanların mübarek ayıdır diye Ramazan'ı; Hz. Ali (r.a.) ise, sene başıdır diye Muharrem'i başlangıç olarak teklif etti. Bu hususta da yine Hz. Ali'nin teklifi kabul edildi. Böylece, Kamer senesi esas ve hicret tarihi başlangıç kabul edilerek, Müslümanlar kendilerine mahsus bir takvim tanzim etmiş oldular.434 -------------------------------------------------------------------------------- 413 ibn-i Hişam, A.g.G., c. 2, s. 137; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 233. 414 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 138; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 233. 415 Halebî, insan, c. 2, s. 233. 417 Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 227-229. 418 Bakara, 207. 420 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 147. 421 Halebî, İnsanû'l-Uyûn, c. 2, s. 58. 422 Müslim, Sahih, c. 8, s. 236; Taberî, Tarih, c. 2, s. 248. 423 Ibn-i Mâce, Sünen, c. 2, s. 612. 424 ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 235; Buharî, Sahih, c. 2, s. 335. 425 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 236; Buharî, A.g.e., c. 2, s. 335. 426 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 234; Buharî, A.g.e., c. 2, s. 337. 427 ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 234. 428 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 143-144. 430 ibn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 144. 431 Müslim, Sahih, c. 6, s. 126-127. 432 Kaadı iyaz, eş-Şifa, c. 1, s. 563; Bediüzzaman Said Nursî, Mektûbat, s.117. 433 Bediüzzaman Said Nursî, A.g.e., s. 123. 434 ez-Zebidî, Tecrid-i Sarih, Tere, c. 10, s. 120-121.[/COLOR][/SIZE][COLOR="DarkSlateGray"] [/SIZE][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst