Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 179890" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Peygamberimizin Mekke 'ye Hitabı</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Kibriya Efendimiz, doğup büyüdüğü mübarek şehirden ayrılıyordu. Aşağısından geçerken Hezreve nâm mevkide devesini durdurdu. Kutsî beldeye mahzun mahzun baktı ve, "Vallahi, sen, Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Allah katında en sevgili olanısın! Bana senden daha sevgili, daha güzel yurt yoktur! Çıkarılmaya zorlanmamış olsaydım, senden asla ayrılmaz, senden başka yerde yurt yuva tutmazdım."397 diyerek ona olan sevgisini dile getirdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Black">Bunun üzerine, Cenâbı Hakk, Habibi Edibini tesellî eden şu âyeti inzal buyurdu:</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Red">"Elbette, o Kur'ân'ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, seni yine döneceğin yere (Mekke'ye) döndürecektir!"</span>398</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Düşmanın takibini zorlaştırmak ve onu şaşırtmak gayesiyle Medine'ye doğru, herkesin gittiği yoldan ayrı bir yol takib edildi. Önce, güney istikametinde Kızıl Deniz'e yakın Tihame'ye gittiler. Sonra kuzeye döndüler. Denizden uzak çöl içinden sahile paralel yol aldılar. Salı günü öğleye kadar durup dinlenmeden deve sırtında yol katettiler. Salı günü öğleüzeri bir gölgelikte bir nebze dinlenmek için konakladılar. Peygamber Efendimiz, istirahate çekildi. Hz. Ebû Bekir ise, başında bir muhafız gibi bekliyordu. Bir taraftan da etrafa göz gezdiriyordu. Uzakta bir çoban gördü. Yanına gitti. Çobanın koyunundan sağdığı bir miktar sütü alıp getirdi. Resûli Ekrem uyanınca kendisine takdim etti. Efendimiz kanasıya içti.399</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Sütsüz Keçinin Süt Verişi</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Yolculuk esnasında garib hâdiseler cereyan ediyordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Yanına varıp süt istedikleri bir çoban, onlara, "Yanımda süt verecek şu keçiden başkası yok. Fakat o da hâmile oldu ve sütü çekildi." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Kibriya'nın şifalı ve bereketli eli keçinin memelerine uzandı. Mübarek elleriyle, onları sığadı ve dua etti. Memeler, ânında sütle doldu. Sağılan sütü hepsi kana kana içti.Hayretler içinde kalan çoban, "Allah aşkına, sen kimsin? Şimdiye kadar senin gibisine rastlamadım!" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, "Kim olduğumu söylerim; ama gördüğünü, duyduğunu gizli tutmak şartıyla!.." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Çoban, "Olur, gizli tutarım." diye söz verince, Fahri Âlem Efendimiz, "Ben, Allah'ın Resulü Muhammed'im!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hayreti bütün bütün artan çoban, "Demek, Kureyş'in 'Yolunu sapıttı!' dediği zât sensin, öyle mi?" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, "Onlar böyle söylüyorlar!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine çoban, "Ben şehâdet ederim ki, sen bir peygambersin! Getirdiğin de haktır. Senin yaptığını ancak bir peygamber yapabilir! Ben, sana tâbi oldum." dedi ve orada İslâmiyetle şereflendi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Çoban, ayrıca kendileriyle gitme arzusunu da izhar etti. Fakat Resûli Ekrem Efendimiz, "Senin buna bugün gücün yetmez. Benim muvaffak olduğumu haber aldığın zaman bize gel, katıl." buyurdu.400</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>Kısır Keçinin Süt Vermesi</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Fahri Âlem Efendimiz, beraberindekilerle üçüncü uğrak yerleri olan Kudeyd mevkiine geldiler. Orada oturan Ebû Mâbed'in çadırı önünden geçerken, satın almak maksadıyla, "Hurma veya yiyecek başka bir şey var mı?" diye sordular.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Mâbed o anda orada yoktu. Hanımı Âtike Ümmü Mâbed, "Hayır, yiyecek bir şey yok." diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, bir tarafta zaîf bir keçi gördü; "Bunda süt yok mu?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ümmü Mâbed, "Onun vücudunda kan yoktur; nereden süt verecek?" diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, "İzin verirsen sağarım." dedi.Ümmii Mâbed, sürüyle otlamaya gidemeyecek kadar zaîf olan keçiden süt çıkmayacağını biliyordu. Fakat, misafire "Olmaz."demenin uygun düşmeyeceğini düşünerek, "Pekâlâ, onda süt bulursan sağıver!" dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûli Ekrem Efendimiz, gidip keçinin beline elini sürdü ve memesini de mübarek eliyle mesnetti. Sonra, "Bismillahirrahmânirrahîm." diyerek dua etti. Daha sonra, "Bir kab getiriniz, sağınız." buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sağdılar. Getirdikleri kocaman kap doldu!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, önce Ümmü Mâbed'e, sonra da orada bulunanlara doyuncaya kadar içirdi. En sonunda kendileri içti. Tekrar sağıp içtiler. Üçüncü defa da sağıp, onu Ümmü Mâbed'e bıraktılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sonra da oradan ayrılıp yollarına devam ettiler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Az sonra, Ebû Mâbed geldi. Kab içindeki sütü görünce, "Bu ne?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ümmü Mâbed, "Buraya mübarek bir zât geldi. Şöyle şöyle söyledi, keçiyi böyle sağdı." diyerek olup bitenleri tafsilatıyla anlattı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ebû Mâbed, "Bunda bir hikmet var! O zâtın şekli ve sîması nasıldı?" diye sordu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ümmü Mâbed, "Orta boylu, kara kaşlı, kara gözlü ve gayet nurânî yüzlü, lâtif bir adamdı." diyerek Peygamber Efendimizin şekil ve şemailini birer birer beyan etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Ebû Mâbed, "Vallahi," dedi, "bu senin tarif ettiğin zât, Kureyş içinde zuhur eden peygamberdir! Eğer ben burada bulunsaydim ona tâbi olur, beraberinde gitmeyi ondan dilerdim!"401</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Resûlullah'tan "Bu keçiyi (veya koyunu) kesme." diye de emir alan Ümmü Mâbed demiştir ki:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Resûlullah'ın memesini meshettiği o keçi (veya koyun) Hz. Ömer'in hilâfetinde meydana gelen, Hicret'in 18. yılındaki kıtlık ve kuraklığa kadar sağ kaldı. Yeryüzünde hayvanlar yiyecek bir şey bulamazken, biz onu sabah ve akşam sağardık!"402</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 179890, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"][B]Peygamberimizin Mekke 'ye Hitabı[/B][/COLOR] Resûli Kibriya Efendimiz, doğup büyüdüğü mübarek şehirden ayrılıyordu. Aşağısından geçerken Hezreve nâm mevkide devesini durdurdu. Kutsî beldeye mahzun mahzun baktı ve, "Vallahi, sen, Allah'ın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Allah katında en sevgili olanısın! Bana senden daha sevgili, daha güzel yurt yoktur! Çıkarılmaya zorlanmamış olsaydım, senden asla ayrılmaz, senden başka yerde yurt yuva tutmazdım."397 diyerek ona olan sevgisini dile getirdi. [COLOR="Black"]Bunun üzerine, Cenâbı Hakk, Habibi Edibini tesellî eden şu âyeti inzal buyurdu:[/COLOR] [COLOR="Red"]"Elbette, o Kur'ân'ın tebliğini üzerine farz kılan Allah, seni yine döneceğin yere (Mekke'ye) döndürecektir!"[/COLOR]398 Düşmanın takibini zorlaştırmak ve onu şaşırtmak gayesiyle Medine'ye doğru, herkesin gittiği yoldan ayrı bir yol takib edildi. Önce, güney istikametinde Kızıl Deniz'e yakın Tihame'ye gittiler. Sonra kuzeye döndüler. Denizden uzak çöl içinden sahile paralel yol aldılar. Salı günü öğleye kadar durup dinlenmeden deve sırtında yol katettiler. Salı günü öğleüzeri bir gölgelikte bir nebze dinlenmek için konakladılar. Peygamber Efendimiz, istirahate çekildi. Hz. Ebû Bekir ise, başında bir muhafız gibi bekliyordu. Bir taraftan da etrafa göz gezdiriyordu. Uzakta bir çoban gördü. Yanına gitti. Çobanın koyunundan sağdığı bir miktar sütü alıp getirdi. Resûli Ekrem uyanınca kendisine takdim etti. Efendimiz kanasıya içti.399 [COLOR="DarkGreen"][B]Sütsüz Keçinin Süt Verişi[/B][/COLOR] Yolculuk esnasında garib hâdiseler cereyan ediyordu. Yanına varıp süt istedikleri bir çoban, onlara, "Yanımda süt verecek şu keçiden başkası yok. Fakat o da hâmile oldu ve sütü çekildi." dedi. Resûli Kibriya'nın şifalı ve bereketli eli keçinin memelerine uzandı. Mübarek elleriyle, onları sığadı ve dua etti. Memeler, ânında sütle doldu. Sağılan sütü hepsi kana kana içti.Hayretler içinde kalan çoban, "Allah aşkına, sen kimsin? Şimdiye kadar senin gibisine rastlamadım!" diye sordu. Resûli Ekrem Efendimiz, "Kim olduğumu söylerim; ama gördüğünü, duyduğunu gizli tutmak şartıyla!.." dedi. Çoban, "Olur, gizli tutarım." diye söz verince, Fahri Âlem Efendimiz, "Ben, Allah'ın Resulü Muhammed'im!" buyurdu. Hayreti bütün bütün artan çoban, "Demek, Kureyş'in 'Yolunu sapıttı!' dediği zât sensin, öyle mi?" dedi. Peygamber Efendimiz, "Onlar böyle söylüyorlar!" buyurdu. Bunun üzerine çoban, "Ben şehâdet ederim ki, sen bir peygambersin! Getirdiğin de haktır. Senin yaptığını ancak bir peygamber yapabilir! Ben, sana tâbi oldum." dedi ve orada İslâmiyetle şereflendi. Çoban, ayrıca kendileriyle gitme arzusunu da izhar etti. Fakat Resûli Ekrem Efendimiz, "Senin buna bugün gücün yetmez. Benim muvaffak olduğumu haber aldığın zaman bize gel, katıl." buyurdu.400 [COLOR="DarkGreen"][B]Kısır Keçinin Süt Vermesi[/B][/COLOR] Fahri Âlem Efendimiz, beraberindekilerle üçüncü uğrak yerleri olan Kudeyd mevkiine geldiler. Orada oturan Ebû Mâbed'in çadırı önünden geçerken, satın almak maksadıyla, "Hurma veya yiyecek başka bir şey var mı?" diye sordular. Ebû Mâbed o anda orada yoktu. Hanımı Âtike Ümmü Mâbed, "Hayır, yiyecek bir şey yok." diye cevap verdi. Resûli Ekrem Efendimiz, bir tarafta zaîf bir keçi gördü; "Bunda süt yok mu?" diye sordu. Ümmü Mâbed, "Onun vücudunda kan yoktur; nereden süt verecek?" diye cevap verdi. Peygamber Efendimiz, "İzin verirsen sağarım." dedi.Ümmii Mâbed, sürüyle otlamaya gidemeyecek kadar zaîf olan keçiden süt çıkmayacağını biliyordu. Fakat, misafire "Olmaz."demenin uygun düşmeyeceğini düşünerek, "Pekâlâ, onda süt bulursan sağıver!" dedi. Resûli Ekrem Efendimiz, gidip keçinin beline elini sürdü ve memesini de mübarek eliyle mesnetti. Sonra, "Bismillahirrahmânirrahîm." diyerek dua etti. Daha sonra, "Bir kab getiriniz, sağınız." buyurdu. Sağdılar. Getirdikleri kocaman kap doldu! Peygamber Efendimiz, önce Ümmü Mâbed'e, sonra da orada bulunanlara doyuncaya kadar içirdi. En sonunda kendileri içti. Tekrar sağıp içtiler. Üçüncü defa da sağıp, onu Ümmü Mâbed'e bıraktılar. Sonra da oradan ayrılıp yollarına devam ettiler. Az sonra, Ebû Mâbed geldi. Kab içindeki sütü görünce, "Bu ne?" diye sordu. Ümmü Mâbed, "Buraya mübarek bir zât geldi. Şöyle şöyle söyledi, keçiyi böyle sağdı." diyerek olup bitenleri tafsilatıyla anlattı. Ebû Mâbed, "Bunda bir hikmet var! O zâtın şekli ve sîması nasıldı?" diye sordu. Ümmü Mâbed, "Orta boylu, kara kaşlı, kara gözlü ve gayet nurânî yüzlü, lâtif bir adamdı." diyerek Peygamber Efendimizin şekil ve şemailini birer birer beyan etti. Bunun üzerine Ebû Mâbed, "Vallahi," dedi, "bu senin tarif ettiğin zât, Kureyş içinde zuhur eden peygamberdir! Eğer ben burada bulunsaydim ona tâbi olur, beraberinde gitmeyi ondan dilerdim!"401 Resûlullah'tan "Bu keçiyi (veya koyunu) kesme." diye de emir alan Ümmü Mâbed demiştir ki: "Resûlullah'ın memesini meshettiği o keçi (veya koyun) Hz. Ömer'in hilâfetinde meydana gelen, Hicret'in 18. yılındaki kıtlık ve kuraklığa kadar sağ kaldı. Yeryüzünde hayvanlar yiyecek bir şey bulamazken, biz onu sabah ve akşam sağardık!"402[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst