Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 179889" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Ebû Bekir 'in Hüznü</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sırada Sevgili Peygamberimiz ile Hz. Ebû Bekir onları görüyor, fakat müşrikler onları göremiyorlardı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Bekir, fazlasıyla telâşa kapıldı ve üzüldü. "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Beni öldürseler de gam çekmem! Ben, nihayet bir ferdim. Amma, Allah göstermesin, sana bir zarar ve ziyan eriştirecek olurlarsa, bu, bütün ümmetin helakine sebep olur!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Kibriya, kemâli emniyet içinde,"Üzülme, Allah bizimle beraberdir." buyurarak ona teselli verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Bekir, yine, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Fahri Âlem Efendimiz, yine emin ve mütevekkil bir şekilde, "Yâ Ebû Bekir!.. İki kişinin üçüncüsü Allah olursa, sen akıbetin ne olacağını zannediyorsun? Yakalanacağımızı mı sanırsın?"392 buyurdu. Sonra da Hz. Ebû Bekir'in iç ferahlığa kavuşması için Cenâbı Hakk'a dua etti.393</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Yüce Allah, Kur'ânı Kerîminde bu hâdiseye şu âyetiyle işaret eder:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Eğer siz ona (Resulüme) yardım etmezseniz, (hatırlayın ki) kâfirler onu (Mekke'den) çıkardıkları zaman bizzat Allah ona yardım etmişti. Yine de O, nusretini esirgemez. O öyle bir zamandı ki, Resûlullah (ancak) ikinin ikincisinden ibaretti (bir tek yanında Ebû Bekir vardı). O zaman onlar, (Sevr Dağının tepesindeki) mağaradaydılar. Peygamber, o vakit arkadaşına, 'Mahzun olma! Allah, hiç şüphe yok, bizimle beraberdir.' diyordu. Allah o (arkadaşının) üzerine (kalbine) sekînetini (kuvvei mânevîyesini) indirmiş, onu (habibini) görmediğiniz (manevî) ordularla te'yid etmiş, kâfirlerin kelimesini (küfürlerini) alçaltmıştı. Allah'ın kelimesi (tevhid kelimesi) ise, çok yücedir. Allah, mutlak gâlibtir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir."394</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Örümcek ve Güvercinlerin Nöbettarlığı</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Sevr Mağarasına oldukça yaklaşan müşrikler, "Şu mağarayı da arayalım." dediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Konuşulanları Fahri Kâinat Efendimizle Sıddıkı Ekber duyuyorlardı.İçlerinden biri mağaranın ağzına geldi; fakat, içeri girip bakma lüzumu hissetmeden geri döndü.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Neden girip içeri bakmadın? " diye sordular.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Mağaranın ağzında iki yabanî güvercinin yuva kurduğunu gördüm. Orada olduklarına asla ihtimal vermem!" diye cevap verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Azılı müşrik Ümeyye b. Halef ise, arkadaşlarına hiddetli hiddetli şöyle seslendi:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"Hâlâ mağaranın orada ne dolaşıp duruyorsunuz? Orada örümceğin ağ bağladığını görmüyor musunuz? Vallahi ben, bu ağın Muhammed doğmadan önce gerilmiş olduğu kanaatindeyim!"395</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunun üzerine mağaranın yanından uzaklaştılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Böylece Cenâbı Hakk, nöbetçi tâyin ettiği bir örümcek ve iki yabanî güvercinle, Sevgili Resulünü bütün Kureyş'e karşı korumuş oluyordu!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Mağarada Geçen Günler</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong></strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Perşembe günü geceleyin Sevr Mağarasına, Hz. Ebû Bekir'le birlikte giren Sevgili Peygamberimiz, Cuma, Cumartesi ve Pazar gecelerini orada geçirdi. Üç gün üç gece mağarada gizlenmeleri, tedbir içindi. Müşrikler bu zaman zarfında, onların Mekke civarından uzaklaşmış olduklarına kanaat getirecek ve bir derece takiblerini gevşetmiş olacaklardı. Nitekim de öyle oldu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mağarada gizlendikleri zaman zarfında, Hz. Ebû Bekir'in oğlu Abdullah, aldığı talimat üzere gündüzleri Kureyşliler arasında dolaşıyor, ne konuştuklarını, neler düşündüklerini öğrendikten sonra, geceleri gelip Resûli Ekrem'e haber veriyordu. Geceyi oraya geçiriyor ve aydınlık tamamıyla etrafı sarmadan Mekke'ye geri dönüyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Diğer taraftan, Hz. Ebû Bekir'in kölesi Âmir b. Fuheyre de, o civarda koyunlarını güdüyor, hem Abdullah'ın izlerini yok ediyor, hem de onlara süt götürüyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Böylece, üç gün üç gece hayat da geride kalmış oluyordu. Kureyşlilerin Resûli Ekrem ve Hz. Ebû Bekir hakkındaki arama taramaları da bir derece gevşemişti. Hz. Abdullah'ın Mekke'den getirdiği haber bu meyandaydı!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu arada, daha evvel kararlaştırıldığı üzere kılavuz olarak tutulan Abdullah b. Üreykit de, kendisine teslim edilen iki deveyle birlikte kendi devesi de yanında bulunduğu hâlde Pazartesi günü seher vakti Sevir Dağının eteğinde göründü.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>Hz. Esma 'nın Yol Azığı Getirmesi!</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz ve beraberindekilere yol azığı olarak bir koyun kesilmiş, eti pişirilmişti. Hz. Ebû Bekir'in kızı Esma (r.a.), bunu bir dağarcığa koyup bir tulum suyla birlikte mağaraya getirdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Esma, dağarcık ve tulumun ağzını bağlamak için bağ getirmeyi unutmuştu. Mağaradan hareket edileceği sırada civarda bağlayacak bir şey bulamayınca belindeki kuşağı yırtıp iki parçaya ayırdı. Bir parçasıyla yemek dağarcığının, diğer parçasıyla su tulumunun ağzını bağladı. Bunun üzerine Resûli Ekrem, "Esmâ'ya Cennet'te iki kuşak var!" buyurdu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu sebeple, Hz. Esmâ'ya "Zatû'nNıtakayn [İki Kuşak Sahibi]" denilmiştir.396</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: DarkGreen"><strong>SEVR MAĞARASINDAN AYRILIŞ!</strong></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Rebiülevvel ayının dördüncü Pazartesi günü idi. Mağaradan hareket saati gelmişti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Bekir, iki devesinden en üstün olanını Resûli Kibriya Efendimize takdim ederek, "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, buyur bin!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, "Ben, benim olmayan deveye binmem!" diye karşılık verdi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Ebû Bekir tekrar, "O senindir! Babam anam sana feda olsun, buyur bin!" dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem, yine, "Binmem." dedi, "Satın aldığın bedeli bana söylemedikçe binmem!"</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Mecbur kalan Hz. Ebû Bekir, devenin fiyatını söyledi ve Peygamberimiz de onu kabul etti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Resûli Ekrem ve Hz. Ebû Bekir develerine bindiler. Hz. Ebû Bekir, yolda kendilerine hizmet etsin diye terkisine âzadlı siyah kölesi Amir b. Füheyre'yi de aldı.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Yol göstermekte oldukça mahir olan Abdullah b. Üreykit önlerine düştü. Sevr Mağarasından ayrıldılar.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 179889, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Ebû Bekir 'in Hüznü[/B][/COLOR] Bu sırada Sevgili Peygamberimiz ile Hz. Ebû Bekir onları görüyor, fakat müşrikler onları göremiyorlardı. Hz. Ebû Bekir, fazlasıyla telâşa kapıldı ve üzüldü. "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Beni öldürseler de gam çekmem! Ben, nihayet bir ferdim. Amma, Allah göstermesin, sana bir zarar ve ziyan eriştirecek olurlarsa, bu, bütün ümmetin helakine sebep olur!" Resûli Kibriya, kemâli emniyet içinde,"Üzülme, Allah bizimle beraberdir." buyurarak ona teselli verdi. Hz. Ebû Bekir, yine, "Yâ Resûlallah!.." dedi, "Onlardan birisi eğilip de ayaklarının dibinden bir bakıverse, bizi görür!" Fahri Âlem Efendimiz, yine emin ve mütevekkil bir şekilde, "Yâ Ebû Bekir!.. İki kişinin üçüncüsü Allah olursa, sen akıbetin ne olacağını zannediyorsun? Yakalanacağımızı mı sanırsın?"392 buyurdu. Sonra da Hz. Ebû Bekir'in iç ferahlığa kavuşması için Cenâbı Hakk'a dua etti.393 Yüce Allah, Kur'ânı Kerîminde bu hâdiseye şu âyetiyle işaret eder: "Eğer siz ona (Resulüme) yardım etmezseniz, (hatırlayın ki) kâfirler onu (Mekke'den) çıkardıkları zaman bizzat Allah ona yardım etmişti. Yine de O, nusretini esirgemez. O öyle bir zamandı ki, Resûlullah (ancak) ikinin ikincisinden ibaretti (bir tek yanında Ebû Bekir vardı). O zaman onlar, (Sevr Dağının tepesindeki) mağaradaydılar. Peygamber, o vakit arkadaşına, 'Mahzun olma! Allah, hiç şüphe yok, bizimle beraberdir.' diyordu. Allah o (arkadaşının) üzerine (kalbine) sekînetini (kuvvei mânevîyesini) indirmiş, onu (habibini) görmediğiniz (manevî) ordularla te'yid etmiş, kâfirlerin kelimesini (küfürlerini) alçaltmıştı. Allah'ın kelimesi (tevhid kelimesi) ise, çok yücedir. Allah, mutlak gâlibtir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir."394 [COLOR="DarkGreen"][B]Örümcek ve Güvercinlerin Nöbettarlığı[/B][/COLOR] Sevr Mağarasına oldukça yaklaşan müşrikler, "Şu mağarayı da arayalım." dediler. Konuşulanları Fahri Kâinat Efendimizle Sıddıkı Ekber duyuyorlardı.İçlerinden biri mağaranın ağzına geldi; fakat, içeri girip bakma lüzumu hissetmeden geri döndü. "Neden girip içeri bakmadın? " diye sordular. "Mağaranın ağzında iki yabanî güvercinin yuva kurduğunu gördüm. Orada olduklarına asla ihtimal vermem!" diye cevap verdi. Azılı müşrik Ümeyye b. Halef ise, arkadaşlarına hiddetli hiddetli şöyle seslendi: "Hâlâ mağaranın orada ne dolaşıp duruyorsunuz? Orada örümceğin ağ bağladığını görmüyor musunuz? Vallahi ben, bu ağın Muhammed doğmadan önce gerilmiş olduğu kanaatindeyim!"395 Bunun üzerine mağaranın yanından uzaklaştılar. Böylece Cenâbı Hakk, nöbetçi tâyin ettiği bir örümcek ve iki yabanî güvercinle, Sevgili Resulünü bütün Kureyş'e karşı korumuş oluyordu! [COLOR="DarkGreen"][B]Mağarada Geçen Günler [/B][/COLOR] Perşembe günü geceleyin Sevr Mağarasına, Hz. Ebû Bekir'le birlikte giren Sevgili Peygamberimiz, Cuma, Cumartesi ve Pazar gecelerini orada geçirdi. Üç gün üç gece mağarada gizlenmeleri, tedbir içindi. Müşrikler bu zaman zarfında, onların Mekke civarından uzaklaşmış olduklarına kanaat getirecek ve bir derece takiblerini gevşetmiş olacaklardı. Nitekim de öyle oldu. Mağarada gizlendikleri zaman zarfında, Hz. Ebû Bekir'in oğlu Abdullah, aldığı talimat üzere gündüzleri Kureyşliler arasında dolaşıyor, ne konuştuklarını, neler düşündüklerini öğrendikten sonra, geceleri gelip Resûli Ekrem'e haber veriyordu. Geceyi oraya geçiriyor ve aydınlık tamamıyla etrafı sarmadan Mekke'ye geri dönüyordu. Diğer taraftan, Hz. Ebû Bekir'in kölesi Âmir b. Fuheyre de, o civarda koyunlarını güdüyor, hem Abdullah'ın izlerini yok ediyor, hem de onlara süt götürüyordu. Böylece, üç gün üç gece hayat da geride kalmış oluyordu. Kureyşlilerin Resûli Ekrem ve Hz. Ebû Bekir hakkındaki arama taramaları da bir derece gevşemişti. Hz. Abdullah'ın Mekke'den getirdiği haber bu meyandaydı! Bu arada, daha evvel kararlaştırıldığı üzere kılavuz olarak tutulan Abdullah b. Üreykit de, kendisine teslim edilen iki deveyle birlikte kendi devesi de yanında bulunduğu hâlde Pazartesi günü seher vakti Sevir Dağının eteğinde göründü. [COLOR="DarkGreen"][B]Hz. Esma 'nın Yol Azığı Getirmesi![/B][/COLOR] Peygamber Efendimiz ve beraberindekilere yol azığı olarak bir koyun kesilmiş, eti pişirilmişti. Hz. Ebû Bekir'in kızı Esma (r.a.), bunu bir dağarcığa koyup bir tulum suyla birlikte mağaraya getirdi. Hz. Esma, dağarcık ve tulumun ağzını bağlamak için bağ getirmeyi unutmuştu. Mağaradan hareket edileceği sırada civarda bağlayacak bir şey bulamayınca belindeki kuşağı yırtıp iki parçaya ayırdı. Bir parçasıyla yemek dağarcığının, diğer parçasıyla su tulumunun ağzını bağladı. Bunun üzerine Resûli Ekrem, "Esmâ'ya Cennet'te iki kuşak var!" buyurdu. Bu sebeple, Hz. Esmâ'ya "Zatû'nNıtakayn [İki Kuşak Sahibi]" denilmiştir.396 [COLOR="DarkGreen"][B]SEVR MAĞARASINDAN AYRILIŞ![/B][/COLOR] Rebiülevvel ayının dördüncü Pazartesi günü idi. Mağaradan hareket saati gelmişti. Hz. Ebû Bekir, iki devesinden en üstün olanını Resûli Kibriya Efendimize takdim ederek, "Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah, buyur bin!" dedi. Resûli Ekrem, "Ben, benim olmayan deveye binmem!" diye karşılık verdi. Hz. Ebû Bekir tekrar, "O senindir! Babam anam sana feda olsun, buyur bin!" dedi. Resûli Ekrem, yine, "Binmem." dedi, "Satın aldığın bedeli bana söylemedikçe binmem!" Mecbur kalan Hz. Ebû Bekir, devenin fiyatını söyledi ve Peygamberimiz de onu kabul etti. Resûli Ekrem ve Hz. Ebû Bekir develerine bindiler. Hz. Ebû Bekir, yolda kendilerine hizmet etsin diye terkisine âzadlı siyah kölesi Amir b. Füheyre'yi de aldı. Yol göstermekte oldukça mahir olan Abdullah b. Üreykit önlerine düştü. Sevr Mağarasından ayrıldılar.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Efendimizin Medine'ye Hicreti
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst