Düğümü çözen düğün

durmuþ göktekin

Active member
Düğümü çözen, düğün!

İki Ağustos 2015 günü, Gelibolu-Günbatımı tesislerinde bir düğün yapıldı. Düğün; Muş’un Malazgirt ilçesinin köylerinden, 1980’li yıllarda Gelibolu’ya gelip yerleşen ailelerden birine aitti. Bu insanların çoğu inşaat işçisi olarak gelmiş ve çalışmaya başlamışlar. Çalıştıkları işlerde doğruluk ve çalışkanlıklarıyla herkes tarafından sevilmiş sayılmış ve tutunmuşlar. Zamanla ustalık seviyesine gelmişler, takdir görmüş işlerinde başarılı olmuşlar. Bugün pek çoğu inşaat müteahhitliği yapıyor. Bir mühendis kadar proje okuyor ve uyguluyorlar. Gelibolu’yu imar ediyorlar. Toplumla uyum sağlayan, takdir ve saygı gören bu insanlar, insanların gönüllerine girmişler. Kendilerine ve topluma faydalı olmuşlar. Hayatlarıyla da toplumla kaynaşmışlar.

Aklı başında olan, şuurlu yaşayan Türkler, Kürtler ve diğer azınlıklar, atılan düğümün çözülmesini birlikte yaşama şartına bağlamışlar. Ticari ve sosyal paylaşımların hak ve hukuk çerçevesinde yapılması noktasında fikir birliğine varmışlar. Bu güne kadar ayrışmanın zararlarını yaşayan insanlar hicret etmiş ve buraya yerleşmiş. Düğünleriyle de örnek olmuşlardır.

Bu güne kadar Gelibolu’nun tanık olmadığı bir düğün yapıldı. Düğünde; Kürdü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i, boşnağı, Pomağ’ı, sağcısı, solcusu, her cinsten ve dilden insan mevcuttu. Tam bir Türkiye manzarasıydı. Kimse kimseyi horlamıyor, ötelemiyor, kardeşane bir anlayış içinde açık havada icra edilen düğüne, Sayın Belediye Başkanı Mustafa Özacar ve eşinin de katılması ve halkın arasına girip, halay çekmeleri, düğünü sevgi şölenine çevirdi. Bu düğün bir şeyi çok açık seçik gösterdi ki, bütün kimlikler birlikte, kardeşane yaşamak istiyor. Ama rahat bırakmıyor. Ayrıştırma ateşini yakanlar yüzünden millet huzur ve rahata hasret kalıyor. Kalkınamıyor, ilerleyemiyor. Olan millete oluyor.

Türkiye toprakları, bugüne kadar pek çok toplumu üzerinde barındırmış ve barındırmaya da devam ediyor. Yurdumuz Anadolu, yolumuz Hak yolu. Anadolu insanı asırlarca hep birlikte yaşamış et ve kemiğe dönmüş, bir millet olmuştur. Neden Amerika’da yaşayan insanların kalbi Amerika için atar da, Türkiye’de yaşayanların kalbi Türkiye için atmasın?

Özüyle sözü birse insanın, bir de doğruysa işi. Toplumda o adam olur iyi kişi. Çok lafa gerek yoktur. Boş laf söyleyenler çoktur. Önemli olan sözün ve işin birbirini tamamlamasıdır. Bütün insanlık; iyiye, güzele ve doğruya muhtaçtır. Herkes iyinin, güzelin ve doğrunun peşinden gider. Kötülükler kendiliğinden gelir. Çiftçi tarlaya buğday eker, buğdayın arasında yabancı otlar da çıkar. Bu defa döner o yabancı otlarla mücadele eder. Demek istiyorum ki; kötülüğü öğrenmeye, onunla iştigal etmeye gerek yok. Allah, her şeyi zıddıyla yaratmış. İyilik de, kötülük de devam edecektir. Kötülük zuhur ettiğinde herkes onunla mücadele eder. Kötülük zararlıdır. Zararlı olan bir şeyi insan yanında bulundurmaz ve tutmaz. Onu zararsız hale getirmeye ç alışır. Hâkimiyet iyilerin elinde olursa, adalet olur. Kötülerin elinde olursa, zulme döner. Hiçbir şey yüzde yüz iyi de değildir, kötü de değildir. Hayatımızda iyilik ve kötülük iç içedir. İnsanın vazifesi iyiliği hâkim kılmaktır.
13. 09. 2015
Durmuş Göktekin
 
Üst