Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
dogruluk ve yalan
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Eyvàh!" data-source="post: 104731" data-attributes="member: 12"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: green">"Yalan söylemezsem hanımı nasıl idare edeceğim ki?!." diyen zavallı... (14.46) </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: green">Bir sözü veya hadiseyi naklederken de doğruluktan asla ayrılmamak lazımdır. Sıdk konusundaki hassasiyetiyle hüsn-ü misal olan Abdullah b. Mes'ud hazretleri hadis rivayet ederken tir tir titrermiş. Peygamber Efendimiz'in mübarek beyanlarını naklederken o kadar titiz davranırmış ki, heyecandan adeta bütün vücudu ürperir ve alnından boncuk boncuk terler akarmış. Birkaç defa ileri gider, geri gelir, ellerini ovuşturur; "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah.." der, o sözü eksiksiz ve ziyadesiz aktarabilmek için âdetâ göbeğini çatlatır ve sonunda da yine "Allahu a'lem" kaydını düşermiş. (16.21) </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: green">"Bir maslahata binâen yalan söylemenin câiz olacağı yerler de var mıdır?" şeklinde bir soru akla gelebilir. Böyle bir sual Hazreti Üstad'a tevcih edilince, o "Evet, kat'î ve zarurî bir maslahat için mesağ-ı şer'î vardır. Amma zaman onu neshetmiş." diyerek meseleyi kesip atmıştır. Aslında, bazı alimler haddi aşmamak ve zaruret sınırında durmak şartıyla, dargınları barıştırmak, hanımla beyinin arasını bulmak ve savaşta düşmanı şaşırtmak maksadıyla söylenen hilâf-ı vâki beyanların mübah olduğunu ve yalan sayılmayacağını söylemişlerdir. Fakat, Bediüzzaman hazretleri, bir kısım ulemanın maslahat ve zaruret için verdikleri o fetvanın muvakkat olduğunu ve geçerliliğini yitirdiğini ifade etmiştir. (19.32) </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: green">Muhterem Hocamız, İşârâtü'l-İ'câz'ın sıdk ve kizb ile alâkalı bölümünü okuyor. (23.10) </span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: green">Hâsılı; bizim için yol ikidir, ya doğru söylemek ya da sükût etmek. Ne kadar doğru varsa hepsini bir anda söyleme gibi bir mükellefiyetimiz yok; fakat, illa konuşacaksak, doğru sözlü olmadan başka yolumuz da yok. (25.0</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: green"><span style="font-size: 10px">Fethullah Gülen </span></span></span></p><p> </p><p> </p><p> </p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: #008000">"Lâ havle velâ kuvvete illâ billah....</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Eyvàh!, post: 104731, member: 12"] [SIZE=4][COLOR=green]"Yalan söylemezsem hanımı nasıl idare edeceğim ki?!." diyen zavallı... (14.46) [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=green]Bir sözü veya hadiseyi naklederken de doğruluktan asla ayrılmamak lazımdır. Sıdk konusundaki hassasiyetiyle hüsn-ü misal olan Abdullah b. Mes'ud hazretleri hadis rivayet ederken tir tir titrermiş. Peygamber Efendimiz'in mübarek beyanlarını naklederken o kadar titiz davranırmış ki, heyecandan adeta bütün vücudu ürperir ve alnından boncuk boncuk terler akarmış. Birkaç defa ileri gider, geri gelir, ellerini ovuşturur; "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah.." der, o sözü eksiksiz ve ziyadesiz aktarabilmek için âdetâ göbeğini çatlatır ve sonunda da yine "Allahu a'lem" kaydını düşermiş. (16.21) [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=green]"Bir maslahata binâen yalan söylemenin câiz olacağı yerler de var mıdır?" şeklinde bir soru akla gelebilir. Böyle bir sual Hazreti Üstad'a tevcih edilince, o "Evet, kat'î ve zarurî bir maslahat için mesağ-ı şer'î vardır. Amma zaman onu neshetmiş." diyerek meseleyi kesip atmıştır. Aslında, bazı alimler haddi aşmamak ve zaruret sınırında durmak şartıyla, dargınları barıştırmak, hanımla beyinin arasını bulmak ve savaşta düşmanı şaşırtmak maksadıyla söylenen hilâf-ı vâki beyanların mübah olduğunu ve yalan sayılmayacağını söylemişlerdir. Fakat, Bediüzzaman hazretleri, bir kısım ulemanın maslahat ve zaruret için verdikleri o fetvanın muvakkat olduğunu ve geçerliliğini yitirdiğini ifade etmiştir. (19.32) [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=green]Muhterem Hocamız, İşârâtü'l-İ'câz'ın sıdk ve kizb ile alâkalı bölümünü okuyor. (23.10) [/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=green]Hâsılı; bizim için yol ikidir, ya doğru söylemek ya da sükût etmek. Ne kadar doğru varsa hepsini bir anda söyleme gibi bir mükellefiyetimiz yok; fakat, illa konuşacaksak, doğru sözlü olmadan başka yolumuz da yok. (25.0[/COLOR][/SIZE] [SIZE=4][COLOR=green][SIZE=2]Fethullah Gülen [/SIZE][/COLOR][/SIZE] [COLOR=#008000][/COLOR] [COLOR=#008000][/COLOR] [COLOR=#008000][/COLOR] [SIZE=4][COLOR=#008000]"Lâ havle velâ kuvvete illâ billah....[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Din Kültür ve Ahlak
dogruluk ve yalan
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst