Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Cenab-ı Hak, şeytanı ve şerleri halketmiş, hikmeti nedir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 553477" data-attributes="member: 1040028"><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Şeytanların halkı ve icadı ne içindir? Cenab-ı Hak, şeytanı ve şerleri halketmiş, hikmeti nedir? Şerrin halkı şerdir, kabihin halkı kabihtir?</strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Elcevab:</strong> </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hâşâ!.. Halk-ı şer, şer değil, belki kesb-i şer şerdir. Çünki halk ve icad, bütün netaice bakar; kesb, hususî bir mübaşeret olduğu için, hususî netaice bakar. Meselâ: Yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var, bütünü de güzeldir. Sû'-i ihtiyarıyla bazıları yağmurdan zarar görse, "Yağmurun icadı rahmet değildir" diyemez; "Yağmurun halkı şerdir" diye hükmedemez. Belki sû'-i ihtiyarıyla ve kesbiyle onun hakkında şer oldu. Hem ateşin halkında çok faideler var; bütünü de hayırdır. Fakat bazılar sû'-i kesbiyle, sû'-i istimaliyle ateşten zarar görse, "Ateşin halkı şerdir" diyemez. Çünki ateş yalnız onu yakmak için yaratılmamış; belki o, kendi sû'-i ihtiyarıyla, yemeğini pişiren ateşe elini soktu ve o hizmetkârını kendine düşman etti.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Elhasıl: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hayr-ı kesîr için, şerr-i kalil kabul edilir. Eğer şerr-i kalil olmamak için, hayr-ı kesîri intac eden bir şer terkedilse; o vakit şerr-i kesîr irtikâb edilmiş olur. Meselâ: Cihada asker sevketmekte elbette bazı cüz'î ve maddî ve bedenî zarar ve şer olur. Fakat o cihadda hayr-ı kesîr var ki, İslâm küffarın istilasından kurtulur. Eğer o şerr-i kalil için cihad terkedilse, o vakit hayr-ı kesîr gittikten sonra şerr-i kesîr gelir. O ayn-ı zulümdür. Hem meselâ: Gangren olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir; halbuki zahiren bir şerdir. Parmak kesilmezse, el kesilir; şerr-i kesîr olur.</span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte kâinattaki şerlerin, zararların, beliyyelerin ve şeytanların ve muzırların halk ve icadları, şer ve çirkin değildir; çünki çok netaic-i mühimme için halkolunmuşlardır. Meselâ: Melaikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur; makamları sabittir, tebeddül etmez. Keza hayvanatın dahi, şeytanlar musallat olmadıkları için, mertebeleri sabittir, nâkıstır. Âlem-i insaniyette ise meratib-i terakkiyat ve tedenniyat nihayetsizdir. Nemrudlardan, firavunlardan tut, tâ sıddıkîn-i evliya ve enbiyaya kadar gayet uzun bir mesafe-i terakki var. </span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte kömür gibi olan ervah-ı safileyi, elmas gibi olan ervah-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-i enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış. Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı. Demek şeyatîn ve şerlerin yaratılması, büyük ve küllî neticeye baktığı için icadları şer değil, çirkin değil; belki sû'-i istimalâttan ve kesb denilen mübaşeret-i hususiyeden gelen şerler, çirkinlikler, kesb-i insana aittir; icad-ı İlahîye ait değildir.</span></span></em></p><p></p><p></p><p><strong><em><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">Said Nursi</span></span></p><p></em></strong></p><p></p><p></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Kabih: Çirkin, kötü.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Halk-ı şer: Şerrin halk edilmesi, kötülük ve fenanın yaratılması.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Belki: Umulur, olabilir. *Hattâ. *Kat’iyyetle. Şüphesiz.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Kesb-i şer: Kötülüğü kazanmak, kötülüğü elde etmek için yönelmek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Netaic: Neticeler, sonuçlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Kesb: Kazanma, edinme, işi gerçekleştirmek için yönelme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mübaşeret: Dokunma, temas etme. *Girişme, girişim, başlama.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sû'-i ihtiyar: Kötü seçim, yanlış seçim, iradeyi kötüye kullanmak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sû'-i istimal: Kötüye kullanma, yanlış yerde kullanma.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hayr-ı kesîr: Çok hayır, çok iyilik.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Şerr-i kalil: Az kötülük.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">İntac: Netice verme, doğurma, meydana getirme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Şerr-i kesîr: Çok kötülük, kesîr şer.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">İrtikâb: İşlemek, yapmak, çirkin ve kötü iş işlemek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ayn-ı zulüm: Zulmün ta kendisi, haksızlığın kendisi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Zahiren: Görünüş olarak.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Beliyye: Bela, afet, musibet, sıkıntı.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Netaic-i mühime: Mühim neticeler, önemli sonuçlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Terakkiyat: İlerlemeler, yükselmeler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tebeddül: Başkalaşmak, değişmek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hayvanat: Hayvanlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Âlem-i insaniyet: İnsanlık alemi, insanlık dünyası.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Meratib-i terakkiyat: Terakkiyat mertebeleri.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Tedenniyat: Tedenniler, alçalmalar, gerilemeler.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mesafe-i terakki: Yükselme mesafesi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ervah-ı safile: Aşağılık ruhlar, kötü ve alçak ruhlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ervah-ı âliye: Yüksek ruhlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Temyiz: Ayırmak, ayırt etmek, seçmek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Hilkat: Yaratılış.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sırr-ı teklif: Teklif sırrı, insanın sorumlu tutulmasındaki gizli gerçek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Ba's-i enbiya: Peygamberlerin gönderilmesi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Meydan-ı imtihan: İmtihan meydanı.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mücahede: Din için çalışma ve uğraşma. *Çaba gösterme.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Maden-i insaniyet: İnsanlık madeni, insanlığın kaynağı.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">İstidat: Kabiliyet, yetenek.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Şeyatîn: Şeytanlar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Sû'-i istimalât: Kötüye kullanmalar, kötü kullanmalar, yanlış yerde kullanmalar.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Mübaşeret-i hususiye: Özel bir girişim ve temas.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #696969">Kesb-i insan: İnsan kesbi, insanın bir işi gerçekleştirmek için ona meyletmesi.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 553477, member: 1040028"] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Şeytanların halkı ve icadı ne içindir? Cenab-ı Hak, şeytanı ve şerleri halketmiş, hikmeti nedir? Şerrin halkı şerdir, kabihin halkı kabihtir?[/B] [B]Elcevab:[/B] Hâşâ!.. Halk-ı şer, şer değil, belki kesb-i şer şerdir. Çünki halk ve icad, bütün netaice bakar; kesb, hususî bir mübaşeret olduğu için, hususî netaice bakar. Meselâ: Yağmurun gelmesinin binlerle neticeleri var, bütünü de güzeldir. Sû'-i ihtiyarıyla bazıları yağmurdan zarar görse, "Yağmurun icadı rahmet değildir" diyemez; "Yağmurun halkı şerdir" diye hükmedemez. Belki sû'-i ihtiyarıyla ve kesbiyle onun hakkında şer oldu. Hem ateşin halkında çok faideler var; bütünü de hayırdır. Fakat bazılar sû'-i kesbiyle, sû'-i istimaliyle ateşten zarar görse, "Ateşin halkı şerdir" diyemez. Çünki ateş yalnız onu yakmak için yaratılmamış; belki o, kendi sû'-i ihtiyarıyla, yemeğini pişiren ateşe elini soktu ve o hizmetkârını kendine düşman etti. [B]Elhasıl: [/B] Hayr-ı kesîr için, şerr-i kalil kabul edilir. Eğer şerr-i kalil olmamak için, hayr-ı kesîri intac eden bir şer terkedilse; o vakit şerr-i kesîr irtikâb edilmiş olur. Meselâ: Cihada asker sevketmekte elbette bazı cüz'î ve maddî ve bedenî zarar ve şer olur. Fakat o cihadda hayr-ı kesîr var ki, İslâm küffarın istilasından kurtulur. Eğer o şerr-i kalil için cihad terkedilse, o vakit hayr-ı kesîr gittikten sonra şerr-i kesîr gelir. O ayn-ı zulümdür. Hem meselâ: Gangren olmuş ve kesilmesi lâzım gelen bir parmağın kesilmesi hayırdır, iyidir; halbuki zahiren bir şerdir. Parmak kesilmezse, el kesilir; şerr-i kesîr olur. İşte kâinattaki şerlerin, zararların, beliyyelerin ve şeytanların ve muzırların halk ve icadları, şer ve çirkin değildir; çünki çok netaic-i mühimme için halkolunmuşlardır. Meselâ: Melaikelere şeytanlar musallat olmadıkları için, terakkiyatları yoktur; makamları sabittir, tebeddül etmez. Keza hayvanatın dahi, şeytanlar musallat olmadıkları için, mertebeleri sabittir, nâkıstır. Âlem-i insaniyette ise meratib-i terakkiyat ve tedenniyat nihayetsizdir. Nemrudlardan, firavunlardan tut, tâ sıddıkîn-i evliya ve enbiyaya kadar gayet uzun bir mesafe-i terakki var. İşte kömür gibi olan ervah-ı safileyi, elmas gibi olan ervah-ı âliyeden temyiz ve tefrik için, şeytanların hilkatiyle ve sırr-ı teklif ve ba's-i enbiya ile, bir meydan-ı imtihan ve tecrübe ve cihad ve müsabaka açılmış. Eğer mücahede ve müsabaka olmasaydı, maden-i insaniyetteki elmas ve kömür hükmünde olan istidadlar, beraber kalacaktı. A'lâ-yı illiyyîndeki Ebu Bekr-i Sıddık'ın ruhu, esfel-i safilîndeki Ebu Cehl'in ruhuyla bir seviyede kalacaktı. Demek şeyatîn ve şerlerin yaratılması, büyük ve küllî neticeye baktığı için icadları şer değil, çirkin değil; belki sû'-i istimalâttan ve kesb denilen mübaşeret-i hususiyeden gelen şerler, çirkinlikler, kesb-i insana aittir; icad-ı İlahîye ait değildir.[/SIZE][/FONT][/I] [B][I][RIGHT][FONT=Arial][SIZE=4]Said Nursi[/SIZE][/FONT][/RIGHT][/I][/B] [FONT=Arial][SIZE=2][COLOR="#696969"]Kabih: Çirkin, kötü. Halk-ı şer: Şerrin halk edilmesi, kötülük ve fenanın yaratılması. Belki: Umulur, olabilir. *Hattâ. *Kat’iyyetle. Şüphesiz. Kesb-i şer: Kötülüğü kazanmak, kötülüğü elde etmek için yönelmek. Netaic: Neticeler, sonuçlar. Kesb: Kazanma, edinme, işi gerçekleştirmek için yönelme. Mübaşeret: Dokunma, temas etme. *Girişme, girişim, başlama. Sû'-i ihtiyar: Kötü seçim, yanlış seçim, iradeyi kötüye kullanmak. Sû'-i istimal: Kötüye kullanma, yanlış yerde kullanma. Hayr-ı kesîr: Çok hayır, çok iyilik. Şerr-i kalil: Az kötülük. İntac: Netice verme, doğurma, meydana getirme. Şerr-i kesîr: Çok kötülük, kesîr şer. İrtikâb: İşlemek, yapmak, çirkin ve kötü iş işlemek. Ayn-ı zulüm: Zulmün ta kendisi, haksızlığın kendisi. Zahiren: Görünüş olarak. Beliyye: Bela, afet, musibet, sıkıntı. Netaic-i mühime: Mühim neticeler, önemli sonuçlar. Terakkiyat: İlerlemeler, yükselmeler. Tebeddül: Başkalaşmak, değişmek. Hayvanat: Hayvanlar. Âlem-i insaniyet: İnsanlık alemi, insanlık dünyası. Meratib-i terakkiyat: Terakkiyat mertebeleri. Tedenniyat: Tedenniler, alçalmalar, gerilemeler. Mesafe-i terakki: Yükselme mesafesi. Ervah-ı safile: Aşağılık ruhlar, kötü ve alçak ruhlar. Ervah-ı âliye: Yüksek ruhlar. Temyiz: Ayırmak, ayırt etmek, seçmek. Hilkat: Yaratılış. Sırr-ı teklif: Teklif sırrı, insanın sorumlu tutulmasındaki gizli gerçek. Ba's-i enbiya: Peygamberlerin gönderilmesi. Meydan-ı imtihan: İmtihan meydanı. Mücahede: Din için çalışma ve uğraşma. *Çaba gösterme. Maden-i insaniyet: İnsanlık madeni, insanlığın kaynağı. İstidat: Kabiliyet, yetenek. Şeyatîn: Şeytanlar. Sû'-i istimalât: Kötüye kullanmalar, kötü kullanmalar, yanlış yerde kullanmalar. Mübaşeret-i hususiye: Özel bir girişim ve temas. Kesb-i insan: İnsan kesbi, insanın bir işi gerçekleştirmek için ona meyletmesi.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Cenab-ı Hak, şeytanı ve şerleri halketmiş, hikmeti nedir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst