Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Zübeyir Gündüzalp
Çelik gibi bir irade ZÜBEYR GÜNDÜZALP
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="topraktoprak" data-source="post: 248287" data-attributes="member: 11795"><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">şahsiyetler vardır, dâvâsı uğruna hayatını hakir görürler… Mefkûresi uğruna, malından, canından ve istediği her şeyden vazgeçerler. ınsanlar vardır, inandıkları hedefe kilitlenirler, azim ve coşku ile engel tanımaz, zorluk bilmezler. “Bir fikir uğruna” hayatını feda ederler. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">“Dünya fanidir, alâka-i kalbe değmez” diyerek dünyaya sırt çevirip, ukbâya talip olurlar. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Bu bahsini ettiğimiz insanlar, inandıkları ve sıkı sıkıya sarıldıkları dâvâ ile öylesine hemhâl olmuşlardır ki, onlar için hedefe ulaşmak, adeta hayatı idame ettirmek için nefes almak kadar zarurîdir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Biz bu insanları “aksiyon adam” veya “dâvâ adamı” diye nitelendiririz. Ve bu unutulmazlığa yükselen nadide şahsiyetlerin hayatı, bir ömre sığmayacak kadar sayısız feragat, cesaret, şecaat ve sadakat örnekleri ile doludur. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Özellikle bir fikir ve dâvâ adamı vardır ki, onun dâvâsı uğruna gösterdiği fedakârlıklar olağanüs- tüdür. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Evvelâ belirtmek isterim ki, onun şahsiyetini tarif etme liyakatını kendimde görmediğim halde, bu nadide ve değerli ismi bir kez daha hatırlayıp yâd etmek için kalemi elime aldım. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Nur hareketinin önde gelen ismi ve Bediüzzaman’ın vefatından sonra iman hizmetlerini sekteye uğratmadan idame ettirmeye vesile olan bu büyük insan hiç şüphesiz Zübeyir Gündüzalp’tir. Hedefi büyük, ufku geniş, mefkûresi derin ve çelik gibi bir iradeye sahip bu aksiyon adam nasıl tarif edilir veya nasıl anlaşılır? </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Her şeyden önce Zübeyir Gündüzalp dendiğinde, akla gelen feragat, ihlâs, şecaat gibi vasıfların içinde, en hâkim vasfı olan sadakati dikkat çeker. Kendi ifadesi ile, her Nur Talebesinde olması gereken üç önemli hususiyet onda toplanmıştır: ıhlâs-ı tam, sabr-ı cemil ve sadakat-i tam. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Dünya metâına sırt çevirip Bediüzzaman’ın yoluna başını koyan bu fedakâr insan, “sıddıkıyet” makamında en son noktaya ulaşmıştır. Üstadın şahsına, dâvâsına, mesleğine, Risâle-i Nur’a sadakat hususunda emsâlsizdi. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Evinde bir kilim, bir yatak ve Risâle-i Nurlardan başka hiçbir şey bulundurmayan Nur’un bu kara sevdalısı “Üstad” denildiğinde, ölümü dahi göze alabilecek kadar korkusuz ve metanetliydi. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Meşhur müdafaasının bir yerinde, sorgu hakiminin, “Sen Risâle-i Nur Talebesiymişsin” sorusu üzerine “Bediüzzaman Said Nursî gibi bir dâhînin şakirdi olma liyakatini kendimde göremiyorum” diye eşsiz bir tevazu örneği sergiledikten sonra şöyle konuşur: “Eğer kabul buyururlarsa, iftiharla ‘Evet Risâle-i Nur şakirdiyim’ derim.” </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Uzun yılların ardından, Üstad Hazretlerinin vefatından sonra Zübeyir Ağabey, Nur hizmetinin ağırlığını omuzlarında hisseder. Ve geceyi gündüze katan hummalı bir faaliyet içinde, “Hizmet için ne yapabilirim?” düşüncesiyle kıvranır. Ağır hasta olan bu iman kahramanı çoğu zaman olduğu gibi uykusuz geçen bir gecenin geç saatlerinde elini başına vurarak şöyle diyecektir: </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">“Durduramıyorum bu kafamı. Durduramıyorum ki uyuyayım...” </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Iztırap ve sıkıntıyla geçen bir hayat… Dünya nâmına zerre kadar zevk tatmamış, fakat ruhu âsûde… Risâle-i Nur’un hakikatlerinde fani olmuş mümtaz bir insan. Ve Bediüzzaman’ın yolunda gönüllü bir çilekeş… “Daha iyi nasıl hizmet edilebilir?” diye düşünen ve bu uğurda sancı çeken, durmayan bir kafa… </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Milletin imanını kurtarmak uğruna Cehenneme dahi razı olabilen bir fedâiden, varlığını milletin imanı uğruna tereddütsüz feda eden bir allame-i cihandan, Asrın Bedîsinden ders alan bir kafa... </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Risâle-i Nur’u kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıkan ve en mühim vazife-i hayatını onun neşir ve hizmeti bilen Zübeyir Gündüzalp, bir Nur Talebesinin nasıl olması gerektiğini bizlere gösteriyor. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Üstad’ın ve bu gönüllü iman kahramanının dâvâsını lâyıkıyla omuzumuzda taşıyabiliyor muyuz diye soruyorum kendi kendime… Bediüzzaman’ın felsefesini hayatımıza taşıyabiliyor muyuz? Risâle-i Nur’u günde kaç saat okuyoruz? Zübeyir Ağabey gibi günde 14 saat okuyabiliyor muyuz? Muhakeme kabiliyetimiz açılıyor; aklımız, kalbimiz ve ruhumuz inkişâfa başlıyor mu? </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Bu sorulara rahatlıkla cevap verebiliyorsak, yolun doğru tarafındayız demektir. Sorular cevapsız kalmışsa, hayatımızda birtakım şeylerin pek de zannettiğimiz kadar doğru gitmediğini gösterir. </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">O durdurulamayan kafadan, o çelik gibi iradeden öğreneceğimiz çok şey var... </span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkgreen">Alıntı...</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="topraktoprak, post: 248287, member: 11795"] [SIZE=3][COLOR=darkgreen]şahsiyetler vardır, dâvâsı uğruna hayatını hakir görürler… Mefkûresi uğruna, malından, canından ve istediği her şeyden vazgeçerler. ınsanlar vardır, inandıkları hedefe kilitlenirler, azim ve coşku ile engel tanımaz, zorluk bilmezler. “Bir fikir uğruna” hayatını feda ederler. “Dünya fanidir, alâka-i kalbe değmez” diyerek dünyaya sırt çevirip, ukbâya talip olurlar. Bu bahsini ettiğimiz insanlar, inandıkları ve sıkı sıkıya sarıldıkları dâvâ ile öylesine hemhâl olmuşlardır ki, onlar için hedefe ulaşmak, adeta hayatı idame ettirmek için nefes almak kadar zarurîdir. Biz bu insanları “aksiyon adam” veya “dâvâ adamı” diye nitelendiririz. Ve bu unutulmazlığa yükselen nadide şahsiyetlerin hayatı, bir ömre sığmayacak kadar sayısız feragat, cesaret, şecaat ve sadakat örnekleri ile doludur. Özellikle bir fikir ve dâvâ adamı vardır ki, onun dâvâsı uğruna gösterdiği fedakârlıklar olağanüs- tüdür. Evvelâ belirtmek isterim ki, onun şahsiyetini tarif etme liyakatını kendimde görmediğim halde, bu nadide ve değerli ismi bir kez daha hatırlayıp yâd etmek için kalemi elime aldım. Nur hareketinin önde gelen ismi ve Bediüzzaman’ın vefatından sonra iman hizmetlerini sekteye uğratmadan idame ettirmeye vesile olan bu büyük insan hiç şüphesiz Zübeyir Gündüzalp’tir. Hedefi büyük, ufku geniş, mefkûresi derin ve çelik gibi bir iradeye sahip bu aksiyon adam nasıl tarif edilir veya nasıl anlaşılır? Her şeyden önce Zübeyir Gündüzalp dendiğinde, akla gelen feragat, ihlâs, şecaat gibi vasıfların içinde, en hâkim vasfı olan sadakati dikkat çeker. Kendi ifadesi ile, her Nur Talebesinde olması gereken üç önemli hususiyet onda toplanmıştır: ıhlâs-ı tam, sabr-ı cemil ve sadakat-i tam. Dünya metâına sırt çevirip Bediüzzaman’ın yoluna başını koyan bu fedakâr insan, “sıddıkıyet” makamında en son noktaya ulaşmıştır. Üstadın şahsına, dâvâsına, mesleğine, Risâle-i Nur’a sadakat hususunda emsâlsizdi. Evinde bir kilim, bir yatak ve Risâle-i Nurlardan başka hiçbir şey bulundurmayan Nur’un bu kara sevdalısı “Üstad” denildiğinde, ölümü dahi göze alabilecek kadar korkusuz ve metanetliydi. Meşhur müdafaasının bir yerinde, sorgu hakiminin, “Sen Risâle-i Nur Talebesiymişsin” sorusu üzerine “Bediüzzaman Said Nursî gibi bir dâhînin şakirdi olma liyakatini kendimde göremiyorum” diye eşsiz bir tevazu örneği sergiledikten sonra şöyle konuşur: “Eğer kabul buyururlarsa, iftiharla ‘Evet Risâle-i Nur şakirdiyim’ derim.” Uzun yılların ardından, Üstad Hazretlerinin vefatından sonra Zübeyir Ağabey, Nur hizmetinin ağırlığını omuzlarında hisseder. Ve geceyi gündüze katan hummalı bir faaliyet içinde, “Hizmet için ne yapabilirim?” düşüncesiyle kıvranır. Ağır hasta olan bu iman kahramanı çoğu zaman olduğu gibi uykusuz geçen bir gecenin geç saatlerinde elini başına vurarak şöyle diyecektir: “Durduramıyorum bu kafamı. Durduramıyorum ki uyuyayım...” Iztırap ve sıkıntıyla geçen bir hayat… Dünya nâmına zerre kadar zevk tatmamış, fakat ruhu âsûde… Risâle-i Nur’un hakikatlerinde fani olmuş mümtaz bir insan. Ve Bediüzzaman’ın yolunda gönüllü bir çilekeş… “Daha iyi nasıl hizmet edilebilir?” diye düşünen ve bu uğurda sancı çeken, durmayan bir kafa… Milletin imanını kurtarmak uğruna Cehenneme dahi razı olabilen bir fedâiden, varlığını milletin imanı uğruna tereddütsüz feda eden bir allame-i cihandan, Asrın Bedîsinden ders alan bir kafa... Risâle-i Nur’u kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıkan ve en mühim vazife-i hayatını onun neşir ve hizmeti bilen Zübeyir Gündüzalp, bir Nur Talebesinin nasıl olması gerektiğini bizlere gösteriyor. Üstad’ın ve bu gönüllü iman kahramanının dâvâsını lâyıkıyla omuzumuzda taşıyabiliyor muyuz diye soruyorum kendi kendime… Bediüzzaman’ın felsefesini hayatımıza taşıyabiliyor muyuz? Risâle-i Nur’u günde kaç saat okuyoruz? Zübeyir Ağabey gibi günde 14 saat okuyabiliyor muyuz? Muhakeme kabiliyetimiz açılıyor; aklımız, kalbimiz ve ruhumuz inkişâfa başlıyor mu? Bu sorulara rahatlıkla cevap verebiliyorsak, yolun doğru tarafındayız demektir. Sorular cevapsız kalmışsa, hayatımızda birtakım şeylerin pek de zannettiğimiz kadar doğru gitmediğini gösterir. O durdurulamayan kafadan, o çelik gibi iradeden öğreneceğimiz çok şey var... [/COLOR][/SIZE] [SIZE=3][COLOR=darkgreen]Alıntı...[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Risale-i Nur Talebeleri
Zübeyir Gündüzalp
Çelik gibi bir irade ZÜBEYR GÜNDÜZALP
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst