Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Borçluya zekat
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="mihrimah" data-source="post: 154368" data-attributes="member: 656"><p><strong><em><span style="color: darkslategray">Hanefîlere göre zekât alabilecek borçlu, borcu olan ve buna tekabül eden miktar dışında nisaba ulaşan malı bulunmayan kimsedir. Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre kendi ihtiyacı için borçlanan kimse ile başkaları veya toplum menfaatine borçlanan kimse arasında fark vardır: </span></em></strong></p><p> </p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">a) Kendi ihtiyacı için borçlananlar: Yiyecek, giyecek, evlenme, tedâvi, mesken, ev eşyası, çocuğunu evlendirmek, tazminat ödemek gibi ihtiyaçları sebebiyle borçlanan kimseler ile sel, yangın vb. felâketlere uğrayan ve borçlu düşen kimselere ihtiyaçlarını karşılayacak, bellerini doğrultacak ölçüde zekât verilir. Ancak bu kimselerin borçlarını ödeyecek başka para ve -aslî ihtiyaç maddeleri dışında- mallarının olmaması, borcun içki, kumar, zinâ vb. haram giderler için yapılmamış bulunması şart koşulmuştur. Bu yönüyle zekât, bütün İslâm ülkesi vatandaşlarına şâmil, önceden ödenmiş prime göre değil, ortaya çıkan ihtiyaca göre ödeme yapan bir sigorta müessesesi olmaktadır. </span></strong></em></p><p> </p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">b) Başkalarının menfaati veya amme menfâati, iyilik ve hayır için borçlananlar: Mal veya kan davası yüzünden aralarında anlaşmazlık çıkmış kişi veya toplulukların arasını bulmak, ihtilâfı sona erdirmek, barışmayı sağlamak için şahsen ödeme yapan, varsa zarar ve ziyanı yüklenen kimseler bu uğurda yaptıkları borca eşit miktarda zekât alabilirler; kendileri zengin de olsalar bu miktarı alabilirler. Kabîsa b. Muhârik böyle bir sebeple borçlanmış ve Rasûlullah'a (s.a.) gelmiş, zekât faslından talepte bulunmuştu; Hz. Peygamber (s.a.) şöyle dedi: </span></strong></em></p><p> </p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">İstemek ancak şu üç kimse için helâl olur: 1. Başkası nâmına angarya yüklenen kimseye, verdiğini alacak kadar istemek helâl olur, o miktarı alınca durur (kendisi zengin olduğu için başka alamaz); 2. Başına gelen felâketin malını mülkünü süpürüp götürdüğü kimse belini doğrultacak, maişetini temin edecek kadar isteyebilir; 3. Kendi kabîlesinden aklı başında üç kişinin "filan yoksul düştü" diyebileceği kimse ihtiyacını giderecek kadar isteyebilir. Ey Kabîsa! Bunlardan başkasının istemesi haramdır; alırsa haram yemiş olur. (Müslim , Zekât, 109; Ebû Dâvûd, Zekât, 26; Nesâî, Zekât, 80, 86). </span></strong></em></p><p> </p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">Yetimhane, fakirler için hastane, câmi, okul gibi iyilik, hayır ve hizmet müesseseleri yaptırma uğrunda borçlanan kimseler de bu son grup içinde mütâlaa olunmuşlardır. (Nevevî, Ravzu't-tâlibîn, el-Mektebu'l-İslâmî neşri, c. III, s. 319; er-Ramlî, Nihâyetü'l-muhtâc, el-Halebî neşri, c. VI, s. 185). </span></strong></em></p><p> </p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">Bazı muâsır İslâm âlimleri, fâizsiz tüketim kredisi (el-karzu'l-hasen) vermek üzere kurulacak bir sandık veya müessesenin de bu fasıl içinde yer alabileceğini ileri sürmüşlerdir (Kardâvî, age., s. 634.) </span></strong></em></p><p> </p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">Yarın, "Allah yolunda olan faaliyetlere zekât". </span></strong></em></p><p><em><strong><span style="color: darkslategray">Hayrettin KARAMAN</span></strong></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="mihrimah, post: 154368, member: 656"] [B][I][COLOR=darkslategray]Hanefîlere göre zekât alabilecek borçlu, borcu olan ve buna tekabül eden miktar dışında nisaba ulaşan malı bulunmayan kimsedir. Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel'e göre kendi ihtiyacı için borçlanan kimse ile başkaları veya toplum menfaatine borçlanan kimse arasında fark vardır: [/COLOR][/I][/B] [I][B][COLOR=darkslategray]a) Kendi ihtiyacı için borçlananlar: Yiyecek, giyecek, evlenme, tedâvi, mesken, ev eşyası, çocuğunu evlendirmek, tazminat ödemek gibi ihtiyaçları sebebiyle borçlanan kimseler ile sel, yangın vb. felâketlere uğrayan ve borçlu düşen kimselere ihtiyaçlarını karşılayacak, bellerini doğrultacak ölçüde zekât verilir. Ancak bu kimselerin borçlarını ödeyecek başka para ve -aslî ihtiyaç maddeleri dışında- mallarının olmaması, borcun içki, kumar, zinâ vb. haram giderler için yapılmamış bulunması şart koşulmuştur. Bu yönüyle zekât, bütün İslâm ülkesi vatandaşlarına şâmil, önceden ödenmiş prime göre değil, ortaya çıkan ihtiyaca göre ödeme yapan bir sigorta müessesesi olmaktadır. [/COLOR][/B][/I] [I][B][COLOR=darkslategray]b) Başkalarının menfaati veya amme menfâati, iyilik ve hayır için borçlananlar: Mal veya kan davası yüzünden aralarında anlaşmazlık çıkmış kişi veya toplulukların arasını bulmak, ihtilâfı sona erdirmek, barışmayı sağlamak için şahsen ödeme yapan, varsa zarar ve ziyanı yüklenen kimseler bu uğurda yaptıkları borca eşit miktarda zekât alabilirler; kendileri zengin de olsalar bu miktarı alabilirler. Kabîsa b. Muhârik böyle bir sebeple borçlanmış ve Rasûlullah'a (s.a.) gelmiş, zekât faslından talepte bulunmuştu; Hz. Peygamber (s.a.) şöyle dedi: [/COLOR][/B][/I] [I][B][COLOR=darkslategray]İstemek ancak şu üç kimse için helâl olur: 1. Başkası nâmına angarya yüklenen kimseye, verdiğini alacak kadar istemek helâl olur, o miktarı alınca durur (kendisi zengin olduğu için başka alamaz); 2. Başına gelen felâketin malını mülkünü süpürüp götürdüğü kimse belini doğrultacak, maişetini temin edecek kadar isteyebilir; 3. Kendi kabîlesinden aklı başında üç kişinin "filan yoksul düştü" diyebileceği kimse ihtiyacını giderecek kadar isteyebilir. Ey Kabîsa! Bunlardan başkasının istemesi haramdır; alırsa haram yemiş olur. (Müslim , Zekât, 109; Ebû Dâvûd, Zekât, 26; Nesâî, Zekât, 80, 86). [/COLOR][/B][/I] [I][B][COLOR=darkslategray]Yetimhane, fakirler için hastane, câmi, okul gibi iyilik, hayır ve hizmet müesseseleri yaptırma uğrunda borçlanan kimseler de bu son grup içinde mütâlaa olunmuşlardır. (Nevevî, Ravzu't-tâlibîn, el-Mektebu'l-İslâmî neşri, c. III, s. 319; er-Ramlî, Nihâyetü'l-muhtâc, el-Halebî neşri, c. VI, s. 185). [/COLOR][/B][/I] [I][B][COLOR=darkslategray]Bazı muâsır İslâm âlimleri, fâizsiz tüketim kredisi (el-karzu'l-hasen) vermek üzere kurulacak bir sandık veya müessesenin de bu fasıl içinde yer alabileceğini ileri sürmüşlerdir (Kardâvî, age., s. 634.) [/COLOR][/B][/I] [I][B][COLOR=darkslategray]Yarın, "Allah yolunda olan faaliyetlere zekât". [/COLOR][/B][/I] [I][B][COLOR=darkslategray]Hayrettin KARAMAN[/COLOR][/B][/I] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Borçluya zekat
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst