Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Bir Sosyal Köprü: Zekât
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 155964" data-attributes="member: 27"><p>Sosyolojinin genel tesbitlerinden birisi, her devirde geçerli olan bu tesbite göre her toplumda anahatlarıyla zengin ve fakirler olmak üzere iki tabaka bulunduğudur. </p><p></p><p>Bu iki tabaka arasında âhenk, dayanışma bulunduğu sürece toplumun yüzü gülmüş, aksi durumlarda da cemiyet alt üst olmuştur. Bu gerçek dün olduğu gibi bugün de hükmünü yürütmekte. </p><p></p><p>Eğer, bir toplumda, zenginler egoizm ve bencillikle yalnız kendilerini düşünür; eğlence ve sefahetlere dalar; beraber yaşadıkları fakirleri düşünmezlerse, hem maddî, hem de mânevî felâketler cemiyeti bekliyor demektir. </p><p></p><p>İslâm, bu iki tabaka arasındaki uçurumu, <strong><span style="color: Navy">“Zekât İslâmın köprüsüdür”</span></strong> 1 hadisini yürürlüğe koymakla kapatmıştır. </p><p></p><p> Zenginlerin elde ettikleri servette fakirlerin de katkısı olduğu açık. Şöyle veya böyle hakları geçmektedir. Zekâtını veren zengin, bir mânâda bu katkılarından dolayı fakire teşekkür etmiş olmaktadır. </p><p></p><p>Eğer bir toplumda zekât verilmiyorsa, fakirler, zenginlerin malına göz dikerler. Çünkü, bir ölçüde hakları vardır. Eğer haklarını alamazlarsa, kin ve nefret beslerler. Kin ve nefretlerin doğurduğu tepki, Rusya’da, Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de anarşi ve terör halinde kendisini gösterdiğini, asrımızı çalkaladığını hepimiz biliyoruz. </p><p></p><p><strong><span style="color: DarkRed">Zekât, fakirlerle zenginler arasındaki bu uçurumu nasıl kapatmakta, köprüyü nasıl kurmaktadır? </span></strong></p><p>Zekât zengini şefkate getirmekte, bunu fakire zekât vermek, yardım elini uzatmakla göstermektedir. Bu yardıma muhatap olan fakir ise, kin ve nefret duygularını bir tarafa atıp zengine karşı teşekkür ve hürmet duyguları beslemeye başlamakta, ekmek yediği tekneyi tekmeleme gibi bir densizliğe düşmemektedir. Böylece köprü kurulmuş olmaktadır. Zenginden fakire şefkat ve merhamet, fakirden zengine karşı da sevgi ve hürmet köprüsü! Böyle bir toplumda kin ve nefrete, düşmanlığa, anarşiye yer yoktur. </p><p></p><p>Bu aynı zamanda zenginin malını koruma altına alması demektir.</p><p> Bu durumda zekât, </p><p> kişi için bir emniyet sübabı, </p><p> bir bekçi, </p><p> bir İlâhî çelik kasa,</p><p> bir yed-i emin olmaktadır. </p><p> Demek zekât, aynı zamanda sosyal şiddeti önleyen bir iksir olmaktadır. </p><p></p><p> Demek oluyor ki, Peygamber Efendimizin (a.s.m.), <strong><span style="color: Navy">“Zekâtla mallarınızı koruyunuz”</span></strong> 2 tavsiyesinde, sosyal çalkantıları, emek-sermaye çatışmalarının önleme açısından büyük bir mânâ ifade etmektedir. </p><p></p><p>Zekât, aynı zamanda bir “temizlik”tir. Kur’ân’da zekâtla namazın çoğu kere birlikte zikredilmeleri, namaz ile maddî ve mânevî temizliğini yapanların zekât ile de bunu pekiştirdiklerini göstermektedir. </p><p></p><p>Zekât cimrilik, hasislik, pintilik, tamahkârlık gibi yaraların da merhemidir. Cömertlik ve merhamet duygusunu geliştiren, kuvvetlendiren bir ilâç özelliği de taşımaktadır. </p><p></p><p> Bu noktada şu âyet-i kerîme, ömür boyu mü’minlerin kulağında ve vicdanında yankılanıp durmaktadır: </p><p></p><p><span style="color: Red">“Allah’ın ve ihsanıyla onlara verdiği şeyde cimrilik edenler, bu cimrilikleri kendileri için bir hayırdır sanmasınlar. Cimrilik ettikleri şey, Kıyamet gününde ateşten bir halka olarak boyunlarına dolanacaktır. Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır ve sonunda O'na döner. Allah sizin yaptıklarınızdan da hakkıyla haberdardır.”</span>3 </p><p></p><p></p><p><span style="color: DarkGreen"><em><u><strong>Dipnotlar: </strong></u></em></span> </p><p> <span style="color: DarkGreen"><em>1- Keşf’ül-Hafâ, 1:439.;</em></span></p><p><span style="color: DarkGreen"><em> 2- Keşfü’l-Hafâ, 1:36.;</em></span></p><p><span style="color: DarkGreen"><em> 3- Al-i İmrân, 180.</em></span></p><p></p><p style="text-align: right"><span style="color: Blue"><strong><u>Ali FERŞADOĞLU</u></strong></span></p> <p style="text-align: right"><span style="color: Blue"><strong><u>16.09.2009</u></strong></span></p> <p style="text-align: right"><span style="color: DarkGreen"><span style="color: Blue"><strong><u>Yeniasya</u></strong></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 155964, member: 27"] Sosyolojinin genel tesbitlerinden birisi, her devirde geçerli olan bu tesbite göre her toplumda anahatlarıyla zengin ve fakirler olmak üzere iki tabaka bulunduğudur. Bu iki tabaka arasında âhenk, dayanışma bulunduğu sürece toplumun yüzü gülmüş, aksi durumlarda da cemiyet alt üst olmuştur. Bu gerçek dün olduğu gibi bugün de hükmünü yürütmekte. Eğer, bir toplumda, zenginler egoizm ve bencillikle yalnız kendilerini düşünür; eğlence ve sefahetlere dalar; beraber yaşadıkları fakirleri düşünmezlerse, hem maddî, hem de mânevî felâketler cemiyeti bekliyor demektir. İslâm, bu iki tabaka arasındaki uçurumu, [B][COLOR=Navy]“Zekât İslâmın köprüsüdür”[/COLOR][/B] 1 hadisini yürürlüğe koymakla kapatmıştır. Zenginlerin elde ettikleri servette fakirlerin de katkısı olduğu açık. Şöyle veya böyle hakları geçmektedir. Zekâtını veren zengin, bir mânâda bu katkılarından dolayı fakire teşekkür etmiş olmaktadır. Eğer bir toplumda zekât verilmiyorsa, fakirler, zenginlerin malına göz dikerler. Çünkü, bir ölçüde hakları vardır. Eğer haklarını alamazlarsa, kin ve nefret beslerler. Kin ve nefretlerin doğurduğu tepki, Rusya’da, Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’de anarşi ve terör halinde kendisini gösterdiğini, asrımızı çalkaladığını hepimiz biliyoruz. [B][COLOR=DarkRed]Zekât, fakirlerle zenginler arasındaki bu uçurumu nasıl kapatmakta, köprüyü nasıl kurmaktadır? [/COLOR][/B] Zekât zengini şefkate getirmekte, bunu fakire zekât vermek, yardım elini uzatmakla göstermektedir. Bu yardıma muhatap olan fakir ise, kin ve nefret duygularını bir tarafa atıp zengine karşı teşekkür ve hürmet duyguları beslemeye başlamakta, ekmek yediği tekneyi tekmeleme gibi bir densizliğe düşmemektedir. Böylece köprü kurulmuş olmaktadır. Zenginden fakire şefkat ve merhamet, fakirden zengine karşı da sevgi ve hürmet köprüsü! Böyle bir toplumda kin ve nefrete, düşmanlığa, anarşiye yer yoktur. Bu aynı zamanda zenginin malını koruma altına alması demektir. Bu durumda zekât, kişi için bir emniyet sübabı, bir bekçi, bir İlâhî çelik kasa, bir yed-i emin olmaktadır. Demek zekât, aynı zamanda sosyal şiddeti önleyen bir iksir olmaktadır. Demek oluyor ki, Peygamber Efendimizin (a.s.m.), [B][COLOR=Navy]“Zekâtla mallarınızı koruyunuz”[/COLOR][/B] 2 tavsiyesinde, sosyal çalkantıları, emek-sermaye çatışmalarının önleme açısından büyük bir mânâ ifade etmektedir. Zekât, aynı zamanda bir “temizlik”tir. Kur’ân’da zekâtla namazın çoğu kere birlikte zikredilmeleri, namaz ile maddî ve mânevî temizliğini yapanların zekât ile de bunu pekiştirdiklerini göstermektedir. Zekât cimrilik, hasislik, pintilik, tamahkârlık gibi yaraların da merhemidir. Cömertlik ve merhamet duygusunu geliştiren, kuvvetlendiren bir ilâç özelliği de taşımaktadır. Bu noktada şu âyet-i kerîme, ömür boyu mü’minlerin kulağında ve vicdanında yankılanıp durmaktadır: [COLOR=Red]“Allah’ın ve ihsanıyla onlara verdiği şeyde cimrilik edenler, bu cimrilikleri kendileri için bir hayırdır sanmasınlar. Cimrilik ettikleri şey, Kıyamet gününde ateşten bir halka olarak boyunlarına dolanacaktır. Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır ve sonunda O'na döner. Allah sizin yaptıklarınızdan da hakkıyla haberdardır.”[/COLOR]3 [COLOR=DarkGreen][I][U][B]Dipnotlar: [/B][/U][/I][/COLOR] [COLOR=DarkGreen][I]1- Keşf’ül-Hafâ, 1:439.;[/I][/COLOR] [COLOR=DarkGreen][I] 2- Keşfü’l-Hafâ, 1:36.;[/I][/COLOR] [COLOR=DarkGreen][I] 3- Al-i İmrân, 180.[/I][/COLOR] [RIGHT][COLOR=Blue][B][U]Ali FERŞADOĞLU[/U][/B][/COLOR] [COLOR=Blue][B][U]16.09.2009[/U][/B][/COLOR] [COLOR=DarkGreen][COLOR=Blue][B][U]Yeniasya[/U][/B][/COLOR][/COLOR][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İslamın Şartları
Zekat Vermek
Bir Sosyal Köprü: Zekât
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst