Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Bilim ve İnanç/İmân Üzerine Felsefi Bir İrdeleme
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 229497" data-attributes="member: 27"><p><strong>Formel Bir Disiplin Olan Matematik'ten Soyut Bir Disiplin, Yani Bir Bilim Olan Fizik'e Geçiş </strong></p><p><strong></strong></p><p> <strong>Matematiksel Bilgi Sâtî Bilgi Apriori Bir Bilgidir, Fiziksel Bilgi Aposteriorik Bir Bilgidir </strong></p><p><strong></strong></p><p> <strong>Ön-Bilgi: Apriorik Bilgi ve Aposteriorik Bilgi </strong></p><p><strong></strong></p><p> Bundan önce, bilgi konusuna temas ederken, bilgi'nin kısaca, "sadece süje ve obje arasındaki akt olduğu" şeklindeki bir tanımlama yapmıştık. Ancak, bu anlayış. obje kavramına sadece hakikî nesnel varlıklar anlamı yüklenecek olursa, bilginin hakikî karakterini ortaya koyamayacaktır; çünkü, bilgi fenomeninin esas kökeni süje (ben, zihin, rûh, geist) olduğu belirtilmelidir: fakat bu şekildeki bilgilerin, yani, süjenin hakikî bir obje ile bir akt kurmasının ürünü olan bilgilerin de oluşunun bir realite olduğunu söylemeliyiz. Evet, ben'in, yani süje'nin dışında, süjenin bir tasarımı olmayan ve bize duyumlarla verilen (varlığı bildirilen) bu söz konusu varlıklara "objektiv varlıklar, diyoruz. Objektiv varlıklar ile süje arasında kurulan akt, onların bilgisini vermektedir. Ve fakat, bir de, ayrıca, hiç bir hakikî obje olmadan olan bilgiler de vardır. Şimdi bunları kısaca bir irdeleyelim.</p><p></p><p></p><p> <strong>Deney:</strong> En genel anlamda deney, duyu organlarının verileri demektir. Bu durumda, her bir "duyu verisi" bir "deney" olmak durumundadır: Görmek, işitmek, tatmak, dokunmak, koklamak gibi duyumlamalar birer deney imkânıdır. [Bu genel anlamdaki deney'in, ampiria (eski deyimle, tecrîb) olup, fızikî deney ise experiment (tecrübe) olarak anıldığını hatırlayalım) </p><p></p><p></p><p> <strong>Duyum:</strong> Yukarıda sözü edilen duyu organlarının algılaması demektir. Sertlik, sıcaklık, yumuşaklık, basınç, renk, koku, ses,...birer duyumdur. Duyumlar "anlık" (bir Ana mahsus) olup, kararsız, geçicidirler. </p><p></p><p></p><p> <strong>İzlenim (Impression):</strong> Tek-tek duyumların, zaman ve mekân süreklisi içindeki ard-arda, sıralı dizilişleri ile, objektiv varlıkların zihinde bıraktıgı izler. Meselâ yanan bir soba karşısında oturduğumuzu farz edelim. Sobadan bize tek-tek, an'lık bazı duyumlar gelmektedir: Temas organı vasıtasıyla 'ısı' duyumu, görme organı vasıtasıyla 'yanan odun'un görüntü duyumu, işitme organı vasıtasıyla yanan odunun çıkardıgı 'ses' duyumu gibi. Bir an için kabul edelim ki biz bu sobanın karşısında sonsuz küçük bir 'dt' süresince durduk; bu süre zarfında bizde bu duyumlardan sadece bir 'nokta' şeklinde 'iz' kalacaktır. Halbuki normalde böyle bir şey olamaz, ve bu süre daima belirli bir süredir. O halde bu duyumların bizdeki izleri, bu süre zarfında bir çok noktadan müteşekkil boyutlu bir iz bırakacaktır. İşte, belirli bir zaman ve mekân içinde, bir çok anlık duyumun oluşturduğu ize, biz İzlenim (İmpression) diyoruz. </p><p></p><p></p><p> İşte, ampiria anlamındaki deney, duyu organları vasıtasıyla algılanan duyumların oluşturdugu izlenimler cümlesidir. </p><p> İzlenimler (impressionlar), duyumların zihindeki izleri olup, duyumların aksine kesik ve anlık degil süreklidirler. </p><p> Deney (ampiri, izlenimler cümlesi), insan zihni (aklı, ruhu) tarafından bir degerlendirmeye tabi tutulur. ve buradan. bu izlenimler (ve/veya izlenimler cümlesi, yani ampiria) ile zihin arasındaki bir takım (henüz nasıl olduğu bilinmeyen ve belki de asla bilinmeyecek olan) karşılıklı ilişkiler (ki hunlara genel olarak 'akt' denilir) sonucunda, zihinde bir bilgi doğar. İşte, kaynagı deney olan bu tür bilgilere bir ad verilir: A posteriori bilgi. Şu halde: </p><p></p><p></p><p> <strong>A Posteriorik Bilgi:</strong> Deney'den (ampiria'dan) gelen, kaynagı deney olan bilgi demektir. Bunlara "ampirik bilgi" de denebilir. </p><p> <strong>A Priorik Bilgi:</strong> Deney'den (Ampiri'den) gelmeyen. yani, kaynağı deney olmayan bilgi demektir. </p><p></p><p></p><p> İmdi; her iki tür bilginin arasında hiç bir bağ, hiç bir irtibat olmadıgı (inturrupt) sanılmamalıdır. Şöyle ki: A priori bilgi aklın sâf, yani, deneyle karışmamış bir ürünüdür. Akıl onu her hangi bir deney sonucunda elde etmez. Başka türlü söylendikte, o, hiç bir obje olmaksızın yalnız ve yalnız akıl tarafından "üretilir". Burada bütün rol, münhasıran "akıl" (zihin) üzerindedir. A posteriori bilgi de ise akıl artık tek başına değildir: o, kendisinden başka bir şeye/veya şeylere/ yani duyumlara muhtaçtır: Duyumları ve duyumların izlerini (impressionları) değerlendirir. Akıl bu durumda duyumlara muhtaç olmakla beraber, tamamiyle pasiftir şeklinde bir yanlışlığa düşülmemelidir. Çünkü, bir aktiviteye sahip olmasa idi, böyle bir değerlendirmeyi yapamazdı. Şu halde, akıl. her iki halde de, şiddeti farklı olsa da, hakim bir aktivite sebebidir. </p><p></p><p></p><p> Duyu verileri birer "kanıt'tır. Şu halde, a posteriori bilgi, kanıtlara davanan bir bilgidir de diyebiliriz.</p><p></p><p></p><p> Matematiğe dönecek olursak: Matematiğin deney kaynağı bilgi ile bir alâkası olmayan bir kaynaktır ve bu kaynak, "Sâf Akıl"dan ibarettir, yani, o, apriorik bir bilgidir. </p><p></p><p></p><p> İşte, Fizik'in bilgisinin kaynağı budur: Aposteriori. Ancak, buradaki "fizik" ibaresi ile onun dar ve özel anlamı olan "Fizik İlmi" (Physics) değil, geniş ve genel anlamı olan "Nesnel-Dünya" (Pysique) kastedilmektedir. </p><p></p><p></p><p> İmdi, Fizik, duyuların dünyasıdır: dolayısıyla da. asıl bilim'in konusu odur. Matematik ile Fizik arsındaki en önemli fark da burada yatar: Matematik sâfi bir aksiyomatik/apriorik bilgidir, en hâlis anlamıyla, içeriksiz bir "formel disiplin"dir. Fizik ise, içeriklidir, nesnel, hakikî bir konusu vardır. Ancak, Matematik'in kesin ve tartışmasız doğrular üreten bir bilgi sistemi olmasına karşılık. Fizik'de kesinlik yoktur.</p><p></p><p></p><p> Lâkin, Fizik'te de hiçbir aksiyom/apriori olmadıgı iddia edilemez; zira, aksiyomsuz, aproirisiz hiçbir bilgi mümkün değildir.</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 229497, member: 27"] [B]Formel Bir Disiplin Olan Matematik'ten Soyut Bir Disiplin, Yani Bir Bilim Olan Fizik'e Geçiş [/B] [B]Matematiksel Bilgi Sâtî Bilgi Apriori Bir Bilgidir, Fiziksel Bilgi Aposteriorik Bir Bilgidir [/B] [B]Ön-Bilgi: Apriorik Bilgi ve Aposteriorik Bilgi [/B] Bundan önce, bilgi konusuna temas ederken, bilgi'nin kısaca, "sadece süje ve obje arasındaki akt olduğu" şeklindeki bir tanımlama yapmıştık. Ancak, bu anlayış. obje kavramına sadece hakikî nesnel varlıklar anlamı yüklenecek olursa, bilginin hakikî karakterini ortaya koyamayacaktır; çünkü, bilgi fenomeninin esas kökeni süje (ben, zihin, rûh, geist) olduğu belirtilmelidir: fakat bu şekildeki bilgilerin, yani, süjenin hakikî bir obje ile bir akt kurmasının ürünü olan bilgilerin de oluşunun bir realite olduğunu söylemeliyiz. Evet, ben'in, yani süje'nin dışında, süjenin bir tasarımı olmayan ve bize duyumlarla verilen (varlığı bildirilen) bu söz konusu varlıklara "objektiv varlıklar, diyoruz. Objektiv varlıklar ile süje arasında kurulan akt, onların bilgisini vermektedir. Ve fakat, bir de, ayrıca, hiç bir hakikî obje olmadan olan bilgiler de vardır. Şimdi bunları kısaca bir irdeleyelim. [B]Deney:[/B] En genel anlamda deney, duyu organlarının verileri demektir. Bu durumda, her bir "duyu verisi" bir "deney" olmak durumundadır: Görmek, işitmek, tatmak, dokunmak, koklamak gibi duyumlamalar birer deney imkânıdır. [Bu genel anlamdaki deney'in, ampiria (eski deyimle, tecrîb) olup, fızikî deney ise experiment (tecrübe) olarak anıldığını hatırlayalım) [B]Duyum:[/B] Yukarıda sözü edilen duyu organlarının algılaması demektir. Sertlik, sıcaklık, yumuşaklık, basınç, renk, koku, ses,...birer duyumdur. Duyumlar "anlık" (bir Ana mahsus) olup, kararsız, geçicidirler. [B]İzlenim (Impression):[/B] Tek-tek duyumların, zaman ve mekân süreklisi içindeki ard-arda, sıralı dizilişleri ile, objektiv varlıkların zihinde bıraktıgı izler. Meselâ yanan bir soba karşısında oturduğumuzu farz edelim. Sobadan bize tek-tek, an'lık bazı duyumlar gelmektedir: Temas organı vasıtasıyla 'ısı' duyumu, görme organı vasıtasıyla 'yanan odun'un görüntü duyumu, işitme organı vasıtasıyla yanan odunun çıkardıgı 'ses' duyumu gibi. Bir an için kabul edelim ki biz bu sobanın karşısında sonsuz küçük bir 'dt' süresince durduk; bu süre zarfında bizde bu duyumlardan sadece bir 'nokta' şeklinde 'iz' kalacaktır. Halbuki normalde böyle bir şey olamaz, ve bu süre daima belirli bir süredir. O halde bu duyumların bizdeki izleri, bu süre zarfında bir çok noktadan müteşekkil boyutlu bir iz bırakacaktır. İşte, belirli bir zaman ve mekân içinde, bir çok anlık duyumun oluşturduğu ize, biz İzlenim (İmpression) diyoruz. İşte, ampiria anlamındaki deney, duyu organları vasıtasıyla algılanan duyumların oluşturdugu izlenimler cümlesidir. İzlenimler (impressionlar), duyumların zihindeki izleri olup, duyumların aksine kesik ve anlık degil süreklidirler. Deney (ampiri, izlenimler cümlesi), insan zihni (aklı, ruhu) tarafından bir degerlendirmeye tabi tutulur. ve buradan. bu izlenimler (ve/veya izlenimler cümlesi, yani ampiria) ile zihin arasındaki bir takım (henüz nasıl olduğu bilinmeyen ve belki de asla bilinmeyecek olan) karşılıklı ilişkiler (ki hunlara genel olarak 'akt' denilir) sonucunda, zihinde bir bilgi doğar. İşte, kaynagı deney olan bu tür bilgilere bir ad verilir: A posteriori bilgi. Şu halde: [B]A Posteriorik Bilgi:[/B] Deney'den (ampiria'dan) gelen, kaynagı deney olan bilgi demektir. Bunlara "ampirik bilgi" de denebilir. [B]A Priorik Bilgi:[/B] Deney'den (Ampiri'den) gelmeyen. yani, kaynağı deney olmayan bilgi demektir. İmdi; her iki tür bilginin arasında hiç bir bağ, hiç bir irtibat olmadıgı (inturrupt) sanılmamalıdır. Şöyle ki: A priori bilgi aklın sâf, yani, deneyle karışmamış bir ürünüdür. Akıl onu her hangi bir deney sonucunda elde etmez. Başka türlü söylendikte, o, hiç bir obje olmaksızın yalnız ve yalnız akıl tarafından "üretilir". Burada bütün rol, münhasıran "akıl" (zihin) üzerindedir. A posteriori bilgi de ise akıl artık tek başına değildir: o, kendisinden başka bir şeye/veya şeylere/ yani duyumlara muhtaçtır: Duyumları ve duyumların izlerini (impressionları) değerlendirir. Akıl bu durumda duyumlara muhtaç olmakla beraber, tamamiyle pasiftir şeklinde bir yanlışlığa düşülmemelidir. Çünkü, bir aktiviteye sahip olmasa idi, böyle bir değerlendirmeyi yapamazdı. Şu halde, akıl. her iki halde de, şiddeti farklı olsa da, hakim bir aktivite sebebidir. Duyu verileri birer "kanıt'tır. Şu halde, a posteriori bilgi, kanıtlara davanan bir bilgidir de diyebiliriz. Matematiğe dönecek olursak: Matematiğin deney kaynağı bilgi ile bir alâkası olmayan bir kaynaktır ve bu kaynak, "Sâf Akıl"dan ibarettir, yani, o, apriorik bir bilgidir. İşte, Fizik'in bilgisinin kaynağı budur: Aposteriori. Ancak, buradaki "fizik" ibaresi ile onun dar ve özel anlamı olan "Fizik İlmi" (Physics) değil, geniş ve genel anlamı olan "Nesnel-Dünya" (Pysique) kastedilmektedir. İmdi, Fizik, duyuların dünyasıdır: dolayısıyla da. asıl bilim'in konusu odur. Matematik ile Fizik arsındaki en önemli fark da burada yatar: Matematik sâfi bir aksiyomatik/apriorik bilgidir, en hâlis anlamıyla, içeriksiz bir "formel disiplin"dir. Fizik ise, içeriklidir, nesnel, hakikî bir konusu vardır. Ancak, Matematik'in kesin ve tartışmasız doğrular üreten bir bilgi sistemi olmasına karşılık. Fizik'de kesinlik yoktur. Lâkin, Fizik'te de hiçbir aksiyom/apriori olmadıgı iddia edilemez; zira, aksiyomsuz, aproirisiz hiçbir bilgi mümkün değildir. [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Eğitim ve Kültür
Kütüphane
Makale - Menkıbe ve Denemeler
Bilim ve İnanç/İmân Üzerine Felsefi Bir İrdeleme
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst