Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'ın Hayatı
Bedîüzzaman'ın akıllara hayret veren bir seciyesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 449937" data-attributes="member: 1040028"><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Bedîüzzaman'ın akıllara hayret veren bir seciyesi </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Seciye: Huy, karakter, ahlak durumu.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">[Ehl-i Sünnet mecmuasının 15 Teşrin-i evvel 1948 tarihli nüshasında neşredilmiştir. Ehl-i Sünnet gazetesi sahibi avukat bir zâtın makalesidir.] </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Ehl-i Sünnet: İnançta ve yaşantıda her yönüyle Kur'anı ve Hz.Peygamberin sünnetini rehber edinenler.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Mecmua: Çeşitli konularla ilgili yazılardan meydana gelen kitap veya dergi.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Teşrin-i evvel: Ekim ayı(Rumi takvimdeki ismidir).</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Nüsha: Çoğaltılan kopya.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Neşr: Yaymak, duyurmak.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Ben Birinci Cihan Harbinde Bitlis mevkiinde yaralı olarak esir olurken, Bedîüzzaman da o gün esir düşmüştü. O Sibirya'ya gönderilmiş, en büyük esirler kampında idi. Ben Bakü'nün Nargin adasında idim. Günün birinde esirleri teftişe gelen ve kampı gezerken Bedîüzzaman'ın önünden geçen Nikola Nikolaviç'e o hiç ehemmiyet vermiyor ve yerinden kımıldanmıyor. Başkumandanın nazar-ı dikkatini çekiyor. Tekrar bir bahane ile önünden geçiyor. Yine kımıldanmıyor. Üçüncü defasında önünde duruyor, tercüman vasıtasıyla aralarında şöyle bir muhavere geçiyor:</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Nazar-ı dikkat: Dikkatli bakış, dikkatle bakıp inceleme.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Muhavere: Konuşma.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Beni tanımadılar mı?</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Evet tanıdım. Nikola Nikolaviç, Çar'ın dayısıdır. Kafkas cephesi başkumandanıdır.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-O halde ne için hakaret ettiler?</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Hâyır, affetsinler ben kendilerine hakaret etmiş değilim. Ben mukaddesatımın emrettiğini yaptım.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Mukaddesat: Mukaddes şeyler.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Mukaddesat ne emrediyormuş?</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Ben müslüman âlimiyim. Kalbimde iman vardır. Kendisinde iman olan bir şahıs, imanı olmayan şahıstan efdaldir. Ben ona kıyam etseydim, mukaddesatıma hürmetsizlik yapmış olurdum. Onun için ben kıyam etmedim.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Efdal: Daha faziletli, daha üstün.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Kıyam: Ayağa kalkmak, ayakta durmak.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Şu halde, bana imansız demekle benim şahsımı, hem ordumu, hem de milletimi ve Çar'ı tahkir etmiş oluyor. Derhal divan-ı harb kurulunda isticvab edilsin. Bu emir üzerine divan-ı harb kuruluyor. Karargâhtaki Türk, Alman ve Avusturya zabitleri, ayrı ayrı Bedîüzzaman'a rica ederek başkumandana tarziye vermesi için ısrar ediyorlar. Verdiği cevab bu oluyor:</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Tahkir: Hor görmek, küçümsemek, aşağılamak.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Divan-ı harb: Askeri mahkeme.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">isticvab: Sorgulama.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Trziye: Pişmanlık duyduğunu anlatarak özür dileme.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Ben âhiret diyarına göçmek ve huzur-u Resulullah'a varmak istiyorum. Bana bir pasaport lâzımdır. Ben imanıma muhalif hareket edemem.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(muhalif: Zıt, karşı, aykırı.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor, neticeyi bekliyor. İsticvab bitiyor. Rus Çarını ve Rus ordusunu tahkir maddesinden i'dam kararını veriyorlar. Kararı infaz için gelen bir manga askerin başındaki subaya kemal-i şetaretle: "Müsaade ediniz, onbeş dakika vazifemi îfa edeyim." diye abdest alıp iki rek'at namaz kılarken, Nikola Nikolaviç geliyor, kendisine hitaben:</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(İsticvab: Sorgulama.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Tahkir: Hor görmek, küçümsemek, aşağılamak.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">kemal-i şetaretle: Mükemmel bir rahatlık ve sevinç içinde.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">îfa: Yapma, yerine getirme.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">-Beni affediniz! Sizin beni tahkir için bu hareketi yaptığınızı zannediyordum. Hakkınızda kanunî muamele yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki, siz bu hareketinizi imanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatın emirlerini îfa ediyorsunuz. Hükmünüz ibtal edilmiş, dinî salahatinizden (sâlihliğinizden) dolayı şâyan-ı takdirsiniz; sizi rahatsız ettim, tekrar tekrar rica ediyorum beni affediniz."</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(Tahkir: Hor görmek, küçümsemek, aşağılamak.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Mukaddesat: Mukaddes şeyler.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">îfa: Yapma, yerine getirme.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">sâlihliğinizden: Dindarlığınızdan, inancınızdan.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">şâyan-ı takdirsiniz: Değer verilmeye layıksınız.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Bütün müslümanlar için şâyan-ı misal olan bu salabet-i diniye ve yüksek seciyeyi, arkadaşlarından bir yüzbaşı, müşahedesine müsteniden anlatıyordu. Bunu duydukça ihtiyarsız olarak gözlerim yaşla doldu.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">(şâyan-ı misal: Örnek olmaya layık.</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">salabet-i diniye: İslam dinini korumada ve uygulamadaki sağlamlık ve dayanıklılık.)</span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">Abdurrahîm </span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px"></span></strong></p><p><strong><span style="font-size: 12px">ŞUALAR(14.Şuadan)</span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 449937, member: 1040028"] [B][SIZE=3] Bedîüzzaman'ın akıllara hayret veren bir seciyesi (Seciye: Huy, karakter, ahlak durumu.) [Ehl-i Sünnet mecmuasının 15 Teşrin-i evvel 1948 tarihli nüshasında neşredilmiştir. Ehl-i Sünnet gazetesi sahibi avukat bir zâtın makalesidir.] (Ehl-i Sünnet: İnançta ve yaşantıda her yönüyle Kur'anı ve Hz.Peygamberin sünnetini rehber edinenler. Mecmua: Çeşitli konularla ilgili yazılardan meydana gelen kitap veya dergi. Teşrin-i evvel: Ekim ayı(Rumi takvimdeki ismidir). Nüsha: Çoğaltılan kopya. Neşr: Yaymak, duyurmak.) Ben Birinci Cihan Harbinde Bitlis mevkiinde yaralı olarak esir olurken, Bedîüzzaman da o gün esir düşmüştü. O Sibirya'ya gönderilmiş, en büyük esirler kampında idi. Ben Bakü'nün Nargin adasında idim. Günün birinde esirleri teftişe gelen ve kampı gezerken Bedîüzzaman'ın önünden geçen Nikola Nikolaviç'e o hiç ehemmiyet vermiyor ve yerinden kımıldanmıyor. Başkumandanın nazar-ı dikkatini çekiyor. Tekrar bir bahane ile önünden geçiyor. Yine kımıldanmıyor. Üçüncü defasında önünde duruyor, tercüman vasıtasıyla aralarında şöyle bir muhavere geçiyor: (Nazar-ı dikkat: Dikkatli bakış, dikkatle bakıp inceleme. Muhavere: Konuşma.) -Beni tanımadılar mı? -Evet tanıdım. Nikola Nikolaviç, Çar'ın dayısıdır. Kafkas cephesi başkumandanıdır. -O halde ne için hakaret ettiler? -Hâyır, affetsinler ben kendilerine hakaret etmiş değilim. Ben mukaddesatımın emrettiğini yaptım. (Mukaddesat: Mukaddes şeyler.) -Mukaddesat ne emrediyormuş? -Ben müslüman âlimiyim. Kalbimde iman vardır. Kendisinde iman olan bir şahıs, imanı olmayan şahıstan efdaldir. Ben ona kıyam etseydim, mukaddesatıma hürmetsizlik yapmış olurdum. Onun için ben kıyam etmedim. (Efdal: Daha faziletli, daha üstün. Kıyam: Ayağa kalkmak, ayakta durmak.) -Şu halde, bana imansız demekle benim şahsımı, hem ordumu, hem de milletimi ve Çar'ı tahkir etmiş oluyor. Derhal divan-ı harb kurulunda isticvab edilsin. Bu emir üzerine divan-ı harb kuruluyor. Karargâhtaki Türk, Alman ve Avusturya zabitleri, ayrı ayrı Bedîüzzaman'a rica ederek başkumandana tarziye vermesi için ısrar ediyorlar. Verdiği cevab bu oluyor: (Tahkir: Hor görmek, küçümsemek, aşağılamak. Divan-ı harb: Askeri mahkeme. isticvab: Sorgulama. Trziye: Pişmanlık duyduğunu anlatarak özür dileme.) -Ben âhiret diyarına göçmek ve huzur-u Resulullah'a varmak istiyorum. Bana bir pasaport lâzımdır. Ben imanıma muhalif hareket edemem. (muhalif: Zıt, karşı, aykırı.) Buna karşı kimse sesini çıkarmıyor, neticeyi bekliyor. İsticvab bitiyor. Rus Çarını ve Rus ordusunu tahkir maddesinden i'dam kararını veriyorlar. Kararı infaz için gelen bir manga askerin başındaki subaya kemal-i şetaretle: "Müsaade ediniz, onbeş dakika vazifemi îfa edeyim." diye abdest alıp iki rek'at namaz kılarken, Nikola Nikolaviç geliyor, kendisine hitaben: (İsticvab: Sorgulama. Tahkir: Hor görmek, küçümsemek, aşağılamak. kemal-i şetaretle: Mükemmel bir rahatlık ve sevinç içinde. îfa: Yapma, yerine getirme.) -Beni affediniz! Sizin beni tahkir için bu hareketi yaptığınızı zannediyordum. Hakkınızda kanunî muamele yaptım. Fakat şimdi anlıyorum ki, siz bu hareketinizi imanınızdan alıyorsunuz ve mukaddesatın emirlerini îfa ediyorsunuz. Hükmünüz ibtal edilmiş, dinî salahatinizden (sâlihliğinizden) dolayı şâyan-ı takdirsiniz; sizi rahatsız ettim, tekrar tekrar rica ediyorum beni affediniz." (Tahkir: Hor görmek, küçümsemek, aşağılamak. Mukaddesat: Mukaddes şeyler. îfa: Yapma, yerine getirme. sâlihliğinizden: Dindarlığınızdan, inancınızdan. şâyan-ı takdirsiniz: Değer verilmeye layıksınız.) Bütün müslümanlar için şâyan-ı misal olan bu salabet-i diniye ve yüksek seciyeyi, arkadaşlarından bir yüzbaşı, müşahedesine müsteniden anlatıyordu. Bunu duydukça ihtiyarsız olarak gözlerim yaşla doldu. (şâyan-ı misal: Örnek olmaya layık. salabet-i diniye: İslam dinini korumada ve uygulamadaki sağlamlık ve dayanıklılık.) Abdurrahîm ŞUALAR(14.Şuadan)[/SIZE][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'ın Hayatı
Bedîüzzaman'ın akıllara hayret veren bir seciyesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst