Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'ın Hayatı
Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="ASHAB-I BEDR" data-source="post: 242557" data-attributes="member: 1013691"><p><strong>Cevap: Bediüzzaman Said Nursi kimdir?</strong></p><p></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">BARLA HAYATI</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Bu sohbetlerden de rahatsız olan Hükümet, Bediüzzaman'ı etkisiz kılmak adına kesin bir çözüm olması ümidi ile kuş uçmaz, kervan konmaz bir yer olarak bilinen Barla'da ikamet etmeye mecbur etti.</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Eğirdir Gölü civarındaki bir derenin yamacında yer alan Barla köyüne ulaşım yalnızca kayıkla yapılıyordu. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Gençleri ekonomik nedenlerle şehirlere göç eden Barla'nın nüfusu yaşlılardan oluşuyordu.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred">Okuma yazma oranı son derece düşük olan bu köyde Bediüzzaman'ın etkili olması imkansız olacak ve zaten yaşlılardan oluşmuş üç beş köylü ile bir şey yapamayacağı için de zamanla unutulup gidecekti. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: darkred"></span></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">[DIKKAT]"O yar ise, her yer yarar." diyen Bediüzzaman, bu sürgünlere ilahi kaderin görevlendirmesi olarak bakıyor ve kendisini, mevcut şartlar içinde ne yapabilecekse, onu yapmakla sorumlu görüyordu.[/DIKKAT]</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #006400">[DIKKAT]"Vazifeni yap, vazifeyi İlahiye'ye karışma." [/DIKKAT]</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">parolasını rehber edinen Bediüzzaman, yokluğun bağrında varlığın müjdesini veriyordu. Barla bir iman inkılabına hazırlanıyordu. Kim bilebilirdi ki, ıssız bir köyün; İslami uyanışın, imani şahlanışın, istikbale ümitle bakışın merkezi olacağını"</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Bediüzzaman Barla'ya geldiğinde, ilk haftalarda, Muhacir Hafız Ahmed'in evinde kaldı. Ardından önünde büyük bir çınar ağacı olan köy odası, köylüler tarafından tamir edilerek kendisine tahsis edildi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Burada ilk yazdığı eser "Haşir Risalesi" oldu. İlkbahar mevsimiyle birlikte Eğirdir Gölü'nün kenarında dolaşan Bediüzzaman,</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: red">"Allah'ın rahmet eserlerine bakmaz mısınız, ölümünden sonra onları tekrar nasıl diriltiyor."(Rum, 30/50)</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">mealindeki ayetin diline dolandığını fark eder. Kış mevsimi ile birlikte kuruyan ve ölen bitkiler alemi, yeniden diriliyordu. Bu diriliş insanın da toprağa girdikten sonra tekrar dirilişinin habercisi değil miydi? Öyle ise yaz kardeşim, dedi Bediüzzaman. Şam'dan buraya hicret eden Şamlı Hafız Tevfik başladı yazmaya ve Onuncu Söz (Haşir Risalesi) çıktı ortaya.[70]</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Henüz harf inkılabı olmadığı için bu kitabı eski talebelerinden Müküslü Hamza ve mahalli tüccarlardan Bekir Dikmen'in yardımıyla İstanbul'a ulaştıran Bediüzzaman, matbaada basımını temin ederek, başta milletvekilleri olmak üzere bazı devlet memurlarına dağıtılmasını istedi.</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">İşte tam bu sırada Mecliste, Eğitim komisyonunda cismani dirilişin inkarına dair tartışmalar baş göstermiş ve ders kitaplarına da bunun geçmesi gündeme getirilmişti. Bu inkarcı görüşün öncülüğünü ise, biyolojik materyalizmin ateşli savunucu olan Abdullah Cevdet yapıyordu. </span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Bediüzzaman'ın bu eserini gören milletvekilleri şaşkınlık içerisindeydiler. Bediüzzaman bu çalışmalardan nasıl haberdar olabilir ve kısa sürede, imkansızlıklar içinde bu eseri nasıl yazıp çoğaltarak buraya gönderebilirdi?</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">Her ne kadar Kazım Karabekir Paşa'nın Bediüzzaman'ı bu gelişmelerden haberdar ettiği iddia edilse de, Bediüzzaman işin gerçek mahiyetini şöyle anlatmaktadır:</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: purple">[BILGI]"Kardeşim, Maarif şurasının böyle bir karar aldığından haberim yoktu. Onların kararına göre Cenab-ı Hak Haşir Risalesi'nin yazılmasını bana ihsan etmiş. Yoksa ben kendi arzum ve hevesimle yazmış değilim, ihtiyaca binaen yazıldı."[71][/BILGI]</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Haşir Risalesi'ni diğer eserler takip etti. Sekiz buçuk senelik Barla Hayatı süresinde Sözler kitabı ile Mektubat kitabının tümü ve Lem'alar kitabının da Yirmi Altıncı Lem'a'ya kadarki eserler yazılmıştır.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">1928'de harf inkılabının yapılması ile birlikte, artık Osmanlıca eserleri matbaalarda basmak yasaklanmış ve Bediüzzaman'ın dine hizmetine büyük bir darbe indirilmişti. Kendisini mevcut şarlar içinde elinden geleni yapmakla yükümle gören Bediüzzaman, olumsuzluklarla meşgul değildi. Zira o inanıyordu ki, Allah isterse ve razı olursa her şey kolaylaşırdı.</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Nitekim, çok geçmeden, beklenen inayet yardıma koşmuş ve her bir köy ve kasaba adeta birer matbaa olmuştu. Sadece Sav köyünde bin tane kalem risaleleri elle yazarak çoğaltıyorlardı. </span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Öyle ki, okuma yazması olmayanlar bile, asli nüshanın üzerine bir kağıt koyup, en altına da mum koyarak, görünen çizgilerin üzerini kalemle dolaşarak matbaa görevi yapıyorlardı. Osman Yüksel Serdengeçti'nin ifadesi ile, "İman tekniğe meydan okudu."</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Altı yüz bini aşkın sayfa risale elle çoğaltılarak Anadolu'nun her tarafına ulaştırılmaya, okunmaya ve okunanlar yaşanmaya çalışılıyordu.</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Bediüzzaman sanki bir mağdur olarak sürülmemiş, atanmış bir kurucu rektör gibi, manevi bir üniversite kurmuş ve Anadolu'nun her tarafından binlerce gönüllü talebesi olmuştu.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Hesaplar tutmamıştı. Onu durdurmak, doğan bu güneşi fazla beklemeden boğmak gerekiyordu. Barla'yı o'na zindana çevirmek ve yaşanmaz hale getirmek için bir nahiye müdürü ve bir muallim atandı.</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Kendisine yapılan baskılar o dereceye vardı ki, Bediüzzaman 1934 yazında Isparta'daki talebelerinden Tenekeci Mehmed'e gönderdiği bir mektupta şunları yazıyordu:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">[BILGI]"Kardeşim, ben burada muallim ve nahiye müdürünün ezasına tahammül edemez hale geldim. Beni çok rahatsız ediyorlar. Kırlara da çıkamaz oldum. Rutubetli odada kabirde yaşar gibi yaşıyorum."[72]</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">[/BILGI]</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Talebesi bu mektubu alır almaz hemen Vali Mehmet Fevzi Daldal'a götürdü.Gözden ırak bir yerde olmasındansa, gözetim altında tutulmasının daha doğru olacağını düşünen hükümet, bu mektubu da bahane ederek 25 Temmuz 1934 tarihinde onu Isparta merkezine getirtti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000">Isparta'da hem evinin kapısında hem de evin etrafında sürekli polisler nöbet tutuyorlardı. Bediüzzaman'ın her adımı takip ediliyordu. Kimsenin yanına çıkmasına ve onunla görüşmesine izin verilmiyordu. Yalnızca, zaman zaman hizmetini görmek üzere, Mehmet Gülırmak adındaki bir talebesine izin veriliyordu. </span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: #8b0000"></span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"><span style="color: olive">Bu küçük fırsatı değerlendiren Bediüzzaman, bu talebesini "Nur postacısı" olarak istihdam etti. Elle çoğaltılan risalelerin tashih edilmek üzere Bediüzzaman'a getirilmesini ve yeni yazılan risalelerin de etrafa dağıtılmasını Mehmet Gülırmak yapıyordu.</span></span></span><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Arial Narrow'"><span style="font-size: 15px">Isparta'da kaldığı dokuz aylık zaman diliminde İhtiyarlar Risalesi, İktisat Risalesi ve Hastalar Risalesi adı ile bilinen üç tane uzun risale yazılmış ve etrafa dağıtılmıştı.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="ASHAB-I BEDR, post: 242557, member: 1013691"] [b]Cevap: Bediüzzaman Said Nursi kimdir?[/b] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=red]BARLA HAYATI[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]Bu sohbetlerden de rahatsız olan Hükümet, Bediüzzaman'ı etkisiz kılmak adına kesin bir çözüm olması ümidi ile kuş uçmaz, kervan konmaz bir yer olarak bilinen Barla'da ikamet etmeye mecbur etti.[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Eğirdir Gölü civarındaki bir derenin yamacında yer alan Barla köyüne ulaşım yalnızca kayıkla yapılıyordu. Gençleri ekonomik nedenlerle şehirlere göç eden Barla'nın nüfusu yaşlılardan oluşuyordu. [/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=darkred]Okuma yazma oranı son derece düşük olan bu köyde Bediüzzaman'ın etkili olması imkansız olacak ve zaten yaşlılardan oluşmuş üç beş köylü ile bir şey yapamayacağı için de zamanla unutulup gidecekti. [/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive][DIKKAT]"O yar ise, her yer yarar." diyen Bediüzzaman, bu sürgünlere ilahi kaderin görevlendirmesi olarak bakıyor ve kendisini, mevcut şartlar içinde ne yapabilecekse, onu yapmakla sorumlu görüyordu.[/DIKKAT][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#006400][DIKKAT]"Vazifeni yap, vazifeyi İlahiye'ye karışma." [/DIKKAT][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive]parolasını rehber edinen Bediüzzaman, yokluğun bağrında varlığın müjdesini veriyordu. Barla bir iman inkılabına hazırlanıyordu. Kim bilebilirdi ki, ıssız bir köyün; İslami uyanışın, imani şahlanışın, istikbale ümitle bakışın merkezi olacağını"[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Bediüzzaman Barla'ya geldiğinde, ilk haftalarda, Muhacir Hafız Ahmed'in evinde kaldı. Ardından önünde büyük bir çınar ağacı olan köy odası, köylüler tarafından tamir edilerek kendisine tahsis edildi. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]Burada ilk yazdığı eser "Haşir Risalesi" oldu. İlkbahar mevsimiyle birlikte Eğirdir Gölü'nün kenarında dolaşan Bediüzzaman,[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=red]"Allah'ın rahmet eserlerine bakmaz mısınız, ölümünden sonra onları tekrar nasıl diriltiyor."(Rum, 30/50)[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive]mealindeki ayetin diline dolandığını fark eder. Kış mevsimi ile birlikte kuruyan ve ölen bitkiler alemi, yeniden diriliyordu. Bu diriliş insanın da toprağa girdikten sonra tekrar dirilişinin habercisi değil miydi? Öyle ise yaz kardeşim, dedi Bediüzzaman. Şam'dan buraya hicret eden Şamlı Hafız Tevfik başladı yazmaya ve Onuncu Söz (Haşir Risalesi) çıktı ortaya.[70][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]Henüz harf inkılabı olmadığı için bu kitabı eski talebelerinden Müküslü Hamza ve mahalli tüccarlardan Bekir Dikmen'in yardımıyla İstanbul'a ulaştıran Bediüzzaman, matbaada basımını temin ederek, başta milletvekilleri olmak üzere bazı devlet memurlarına dağıtılmasını istedi. [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive]İşte tam bu sırada Mecliste, Eğitim komisyonunda cismani dirilişin inkarına dair tartışmalar baş göstermiş ve ders kitaplarına da bunun geçmesi gündeme getirilmişti. Bu inkarcı görüşün öncülüğünü ise, biyolojik materyalizmin ateşli savunucu olan Abdullah Cevdet yapıyordu. [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Bediüzzaman'ın bu eserini gören milletvekilleri şaşkınlık içerisindeydiler. Bediüzzaman bu çalışmalardan nasıl haberdar olabilir ve kısa sürede, imkansızlıklar içinde bu eseri nasıl yazıp çoğaltarak buraya gönderebilirdi? [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive]Her ne kadar Kazım Karabekir Paşa'nın Bediüzzaman'ı bu gelişmelerden haberdar ettiği iddia edilse de, Bediüzzaman işin gerçek mahiyetini şöyle anlatmaktadır:[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=purple][BILGI]"Kardeşim, Maarif şurasının böyle bir karar aldığından haberim yoktu. Onların kararına göre Cenab-ı Hak Haşir Risalesi'nin yazılmasını bana ihsan etmiş. Yoksa ben kendi arzum ve hevesimle yazmış değilim, ihtiyaca binaen yazıldı."[71][/BILGI][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Haşir Risalesi'ni diğer eserler takip etti. Sekiz buçuk senelik Barla Hayatı süresinde Sözler kitabı ile Mektubat kitabının tümü ve Lem'alar kitabının da Yirmi Altıncı Lem'a'ya kadarki eserler yazılmıştır. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]1928'de harf inkılabının yapılması ile birlikte, artık Osmanlıca eserleri matbaalarda basmak yasaklanmış ve Bediüzzaman'ın dine hizmetine büyük bir darbe indirilmişti. Kendisini mevcut şarlar içinde elinden geleni yapmakla yükümle gören Bediüzzaman, olumsuzluklarla meşgul değildi. Zira o inanıyordu ki, Allah isterse ve razı olursa her şey kolaylaşırdı.[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Nitekim, çok geçmeden, beklenen inayet yardıma koşmuş ve her bir köy ve kasaba adeta birer matbaa olmuştu. Sadece Sav köyünde bin tane kalem risaleleri elle yazarak çoğaltıyorlardı. Öyle ki, okuma yazması olmayanlar bile, asli nüshanın üzerine bir kağıt koyup, en altına da mum koyarak, görünen çizgilerin üzerini kalemle dolaşarak matbaa görevi yapıyorlardı. Osman Yüksel Serdengeçti'nin ifadesi ile, "İman tekniğe meydan okudu." [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]Altı yüz bini aşkın sayfa risale elle çoğaltılarak Anadolu'nun her tarafına ulaştırılmaya, okunmaya ve okunanlar yaşanmaya çalışılıyordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Bediüzzaman sanki bir mağdur olarak sürülmemiş, atanmış bir kurucu rektör gibi, manevi bir üniversite kurmuş ve Anadolu'nun her tarafından binlerce gönüllü talebesi olmuştu. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]Hesaplar tutmamıştı. Onu durdurmak, doğan bu güneşi fazla beklemeden boğmak gerekiyordu. Barla'yı o'na zindana çevirmek ve yaşanmaz hale getirmek için bir nahiye müdürü ve bir muallim atandı.[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Kendisine yapılan baskılar o dereceye vardı ki, Bediüzzaman 1934 yazında Isparta'daki talebelerinden Tenekeci Mehmed'e gönderdiği bir mektupta şunları yazıyordu: [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive][BILGI]"Kardeşim, ben burada muallim ve nahiye müdürünün ezasına tahammül edemez hale geldim. Beni çok rahatsız ediyorlar. Kırlara da çıkamaz oldum. Rutubetli odada kabirde yaşar gibi yaşıyorum."[72] [/BILGI][/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Talebesi bu mektubu alır almaz hemen Vali Mehmet Fevzi Daldal'a götürdü.Gözden ırak bir yerde olmasındansa, gözetim altında tutulmasının daha doğru olacağını düşünen hükümet, bu mektubu da bahane ederek 25 Temmuz 1934 tarihinde onu Isparta merkezine getirtti. [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=#8b0000]Isparta'da hem evinin kapısında hem de evin etrafında sürekli polisler nöbet tutuyorlardı. Bediüzzaman'ın her adımı takip ediliyordu. Kimsenin yanına çıkmasına ve onunla görüşmesine izin verilmiyordu. Yalnızca, zaman zaman hizmetini görmek üzere, Mehmet Gülırmak adındaki bir talebesine izin veriliyordu. [/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] [/SIZE][/FONT] [FONT=Arial Narrow][SIZE=4][COLOR=olive]Bu küçük fırsatı değerlendiren Bediüzzaman, bu talebesini "Nur postacısı" olarak istihdam etti. Elle çoğaltılan risalelerin tashih edilmek üzere Bediüzzaman'a getirilmesini ve yeni yazılan risalelerin de etrafa dağıtılmasını Mehmet Gülırmak yapıyordu.[/COLOR][/SIZE][/FONT][FONT=Arial Narrow][SIZE=4] Isparta'da kaldığı dokuz aylık zaman diliminde İhtiyarlar Risalesi, İktisat Risalesi ve Hastalar Risalesi adı ile bilinen üç tane uzun risale yazılmış ve etrafa dağıtılmıştı.[/SIZE][/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Bediüzzaman'ın Hayatı
Bediüzzaman Said Nursî Kimdir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst