Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
BEDİÜZZAMAN KÖŞESİ (RESIMLERI)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="AM&amp;#304;NE" data-source="post: 187285" data-attributes="member: 18824"><p></p><p></p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: purple"><span style="color: purple"><strong>Asrın çilekeşi...</strong></span></span></span></span></strong> </p><p> </p><p><strong><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 10px"><span style="color: teal"><span style="color: teal"><strong>Harun Tokak</strong></span></span></span></span></strong></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Soğuk bir mart gecesi, saat gecenin üçü... </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Urfa semalarında uçuşan binlerce kuş… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Keskin, yağmurlu bir güz rüzgarında titreşen binlerce yaprak gibi bir anda hareketleniyor; bir uğultu halinde kanat çırpıyor, kavisler çizerek uçuyor, karanlık semayı turluyor ve kalktıkları yere geri dönüyorlar. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Sonra tekrar hareketleniyor, anlayamadıkları ama hissettikleri bir ızdırabın acısını hafifletmek ister gibi kanat çırpıyorlar. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Karanlığın bağrına gömülü evlerin ışıkları birer ikişer yanıyor, pencereler açılıyor, herkes bu garip kuşlara bakıyor. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bütün canlılar gecenin bağrında uyurken bu kuşlara da ne oluyor? </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir ürperti, bir huşu hissediyor herkes ama dile getiremiyor. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yağmur hafif hafif çiseliyor. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">İpek Palas Oteli… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Saat gecenin 3'ü… 27 no'lu oda… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yağmur gözlü güzel, usulca gözlerini kapamış, nurdan bir abide gibi inancın ve asaletin yüceliğinde öylece uyumaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'Uyudu, ağrıları biraz olsun hafifledi herhalde' diyerek üstünü örtüyorlar. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Otelin kapısına dayanan emniyet amirinin sesi yırtıyor karanlığı. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'Ankara'nın emri, derhal Urfa'dan çıkmanız gerekiyor, 'gerekirse çöp arabasına koyup gönderin' dediler. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Vefakar Urfa halkı oradadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'O bizim misafirimizdir, vermeyiz' </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Abdullah Yeğin, Başbakan Adnan Menderes'e, ulaşmak niyetiyle gece karanlığında Urfa postanesinin yolunu tutuyor. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Acısını nasıl anlatabilir, hangi kelimeler yüklenmeyi kabul eder bu ağır yükü. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'….ömrünü iman ve Kur'an hizmetine adamış insanı Urfa emniyeti rahat bırakmıyor, bu haksızlığa müdahale ediniz' </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Evet , telgraf böyle demelidir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Gök yüzünde kuşlar… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Urfa semaları çığlık çığlığa… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kanatlarını açıp kapayarak uçan kuş sürüleri… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Derken, sabah ezanları can vermeye başlıyor Urfa minarelerine. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Büyük Çilekeş, yatağında sessizce uyumaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Nereye gitse, ardı sıra gelen sadık talebeleri yanı başındadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Talebeler telaşlanır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bayram Yüksel, 'Aman! Üstadım üşümesin' diye, sobaya birkaç odun daha atmakla meşgul. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">İman abidesi insanın üzerine ilk defa sabah ezanı okunmaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Görülmüş şey değil. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">En hasta anlarında, zehirlendiği gecelerde bile 'namaz vakti geldi mi?' diye mutlaka soran iman abidesi, namaz vaktini sormamakta, Urfa minarelerinden yükselen ezanları duymamaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Her gece, ezandan birkaç saat önce kalkan, evrad-ı ezkarını tamamlayan, asrın gönül sultanı kıpırtısız uyumaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kuşlar, çığlık çığlığadır dışarıda. İnsanlar ızdıraplı bir uykuda </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Gün ağarmaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Ölmüş olabileceğine hiç ihtimal vermeksizin sabaha kadar öylece beklerler. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Öyle bir heyecan, öyle bir azimdi ki akıllardan uzak tutmuştu her türlü yılgınlığı. Ölüm mü? Daha yapılacak çok iş vardı. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Gün ışır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Büyük çilekeş hala uykudadır. Doktor gelir, ellerini tutar, sıcaktır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Ayna ister, dudaklarına tutar, aynada buhar oluşmaz. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir ömür boyu yanan yanardağ durmuş, 'Karşımda müthiş bir yangın var, içinde imanım tutuşmuş yanıyor, evladım yanıyor' diyen yanık ses, susmuştur. Abdülhamit'e kafa tutan, esarette iken Rus komutanın önünde ayağa kalkmayan, mahkemede 'ben namaza gidiyorum, siz kararınızı verin', diyen, giyimiyle, kuşamıyla duruşuyla, yaşadığı çağa damgasını vuran büyük dava adamı Sonsuzluğun Sahibi'ne yürümüştür. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Anadolu ızdıraplı uykularından yüreği kanayarak uyanır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Anadolu Urfa'ya akın eder. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Nur bedeni , Halil İbrahim Dergahı'nda yıkanır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yağmur hafif çiselemektedir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir başka âlemde yıkanmış da dünyaya geri gönderilmiş gibidir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Ulu Cami'de kılınan namazdan sonra on binlerin parmak dokunuşuyla Dergah'a getirilir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Asker, polis, halk herkes iç içedir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Hepsi tabuta dokunabilmenin yarışındadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kabrine konulurken bir komiserin okuduğu Kur'an gözyaşlarına boğar herkesi. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kıyamet kopmuş, vaat edilen hal olmuştur sanki. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Gözler, bulutlarla tatlı bir yarış içindedir, kadınıyla erkeğiyle herkes ağlamanın tadına varmaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Külfet bitmiş, insanlık adına bir kefaret ödenmiş olsa... </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Sürgünlerin Sultan'ı, Urfa'da İbrahim (a.s)' ın misafirliğinde sadece 111 gün kalabilir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir gece vakti Dergah Camii'nin etrafı darbe askerleri tarafından sarılır ve türbesinin taşları kırılarak kabrinden çıkartılır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kuşlar… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yine geceki kuşlar, her renkten kuşlar, yine çığlık çığlığadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kardeşi Abdülmecit Efendi, Konya'dan zorla getirilerek, nakil esnasında hazır bulundurulur. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Ömründe hiç uçağa binecek kadar parası olmadığı için; 'Öyleyse biz de bedava bineriz' diyen, mütevazı ve münzevi insan, şimdi göklerdedir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Sanki ruhunun arkasından ışıktan bedeni de göklerde buluşmak için kanatlanmıştır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kardeşi Abdülmecit Efendi uçağın önünde oturmakta; 'Ah üstadım seni kabrinde de rahat bırakmadılar 'diyerek ağabeyinin yanı başında için için ağlamaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Afyon'a yaklaşmışlardır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Eskişehir az ilerdedir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Hapishanenin penceresinden, lisenin avlusunda oynayan kızların kırk elli sene sonraki hayatları gözlerinin önüne geldiğinde, onların o perişan halini görüp, bir köşeye çekilerek ağladığı şehir, öylece durmaktadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Az ötede, Nur'un ilk kapısı Burdur. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Biraz ilerde; 'Umutvar olunuz istikbal inkılabatı içersinde en gür sada İslam'ın sadası olacaktır' sesinin yankılandığı, umudun kapısı Denizli. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Anadolu koca bir göz olup, göklerde süzülen hüzünlü kuğunun göklerdeki son süzülüşünü seyreder. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Uçak, Emirdağ'ın üzerinden geçmektedir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Ah o Emirdağ! Unutulur mu hiç. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yıllar önce, iki askerin arasında sürgüne götürülürken,'namaz kılacağım' demesine rağmen ellerindeki kelepçelerin çözülmediği, Emirdağ. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yol kavşağında, önüne gelen ilk adama kıbleyi sormuştu da; </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'Ha, şöyle hocaefendi' demişti adam, eliyle. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Omzundaki seccadeyi yere sermesiyle namaza durması bir olmuştu. Öyle bir </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'Allahüekber' demişti ki, kelepçeler kendiliğinden açılıvermişti. İki asker, iki yanı başında öylece kalakalmış, yeryüzü bir cami, iki jandarma eri sanki Süleymaniye'nin iki mermer sütunu olmuştu. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Süngülerin ucundaki gökyüzünün altında kılmıştı ikindi namazını. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Gün battı, batıyordu. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir gün değil bir devir sona eriyordu. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Uçak bağrındaki güneşle, ayaklarının altına kırmızı halı serilmiş, yeleleri alevli bir kızıl at gibi akşamın hülyalı ufuklarında dörtnala guruba doğru giden güneşe doğru koşuyordu. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Güneşi güneşle buluşma merasimi vardı gökyüzünde. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Sürgünden sürgüne gönderildiği şehirler seslenir birbirine, Medresey-i Yusufiye'ler gelir dile. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Afyon'a varmışlardı. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Uçak, kızıl kanatlı bir kartal gibi süzüldü Afyon Havalimanı'na. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Afyon'un hikayesi ise bir başkadır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir kış günü… Kanalizasyonlar bile donmuştur şehirde. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Büyük Çilekeş'in kaldığı koca koğuşun camları kırıktır. Kırık camlarından sızan kar ve yağmur suları zeminde buz bağlamıştır. Bir süre koğuşun içinde gelmiş gitmiş, yorulmuştur. Bir kapının sövesine dayanırsa da donmaya başladığını fark etmiş ve; 'Bari abdest tazeleyeyim' diyerek suya yönelmiştir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Su buz tutmuştur. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Ayakları patlayıncaya kadar sopa yemeyi göze alarak, kaldığı koğuşa dalan talebesi Nafiz Çelebi'ye sarılarak; </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">'Kardeşim ben burada çok perişanım' diyerek ağladığı yerdir, Afyon. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Askeri bir araçla Afyon'dan ayrıldıklarında gün, gecenin siyah gözlerine çoktan süzülmüştür. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Gece geç vakit, etrafı kalın duvarlarla çevrili yamaç bir yere varırlar. Burası Isparta mezarlığıdır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bahar bestesiyle gelen bir kış günü; elinde çamurdan kurtardığı lastik ayakkabı, beyaz yün çorabı ile çamurlu yollara bata çıka, iki askerin arasındaki muhteşem yürüyüşe sahne olan Barla az ilerdedir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yıldızlarla söyleşilen yalnız gecelerden ve gökyüzüne kurulan kulübelerden, baharın yükseldiği Barla... </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Buralar, ilk ışığın fışkırdığı topraklardır. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Hazır bekleyen bir mezara bir gül bırakılır. Kazma kürek sesleri yayılır, gecenin karanlığına. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Coşkun akan ırmak artık yatağına çekilmiştir. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bazen San'an Tepesi'nden, bazen Emevi Camii'nden, bazen Büyük Millet Meclisi'nden haykıran ses susmuştur. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Uzun kış gecelerinde Sibirya soğuklarında Volga Nehri'nin hazin şırıltılarında hasretle yankılanan, hapishanelerin soğuk, daracık, karanlık hücrelerinde ciğerinden çektiği kanı kalemine mürekkeb kılan, mahkeme koridorlarında çığlıklaşan, Barla Dağları'nda bir başına, ıssız ağaçların başında çığlıklaşan o ses susmuştur. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Cemil Meriç'in, 'Said'in sesi ,gür ormanların uğultusu gibidir ' dediği ses, on üçüncü asrın minaresine can veren ses, susmuştur. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">*** </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Soğuk bir mart gecesi, saat gecenin üçü... </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Urfa semalarında uçuşan binlerce kuş… </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Keskin, yağmurlu bir güz rüzgarında titreşen binlerce yaprak gibi bir anda hareketleniyor, bir uğultu halinde kanat çırpıyor, kavisler çizerek uçuyor, karanlık semayı turluyor ve kalktıkları yere geri dönüyorlar. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Sonra tekrar hareketleniyor, anlayamadıkları ama hissettikleri bir ızdırabın acısını hafifletmek ister gibi kanat çırpıyorlar. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Karanlığın bağrına gömülü evlerin ışıkları birer ikişer yanıyor, pencereler açılıyor, herkes bu garip kuşlara bakıyor. </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bütün canlılar gecenin bağrında uyurken bu kuşlara da ne oluyordu? </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Kuşlar, koca bir çınarın yanarak, kül oluşuna mı ağlıyordu? </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yoksa Asya steplerine, Afrika çöllerine savrulan küllerinden gül ormanlarının fışkırışına mı seviniyorlardı? </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Bir Said'in vefatına mı matem tutuyorlardı? </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Yoksa bin Said'in diriliş muştusuna mı çırpınıyorlardı? </span></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">İnsanlık için bir nefes, duruşu bile bir destan olan bir nefis sultan, geride tereke olarak; bir yorgan, bir çarşaf, bir çaydanlık, bir şeker tası, kırık bir kaşık... İki kalem, bir kırık gözlük, bir dua kitabı ve bir Kur'an bıraktı. </span></span></span></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Verdana'"><span style="font-size: 9px"><span style="color: black"><span style="color: black">Tabii bir de dünya'ya yayılan Işık Süvarileri'ni…</span></span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="AMİNE, post: 187285, member: 18824"] [FONT=Times New Roman][SIZE=2] [/SIZE][/FONT] [B][FONT=Verdana][SIZE=5][COLOR=purple][COLOR=purple][B]Asrın çilekeşi...[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][SIZE=5][COLOR=purple][COLOR=purple] [/COLOR][/COLOR][/SIZE] [B][FONT=Verdana][SIZE=2][B] [/B][/SIZE][/FONT][/B] [B][FONT=Verdana][SIZE=2][COLOR=teal][COLOR=teal][B]Harun Tokak[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][/B][COLOR=teal][COLOR=teal][/COLOR][/COLOR] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Soğuk bir mart gecesi, saat gecenin üçü... [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Urfa semalarında uçuşan binlerce kuş… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Keskin, yağmurlu bir güz rüzgarında titreşen binlerce yaprak gibi bir anda hareketleniyor; bir uğultu halinde kanat çırpıyor, kavisler çizerek uçuyor, karanlık semayı turluyor ve kalktıkları yere geri dönüyorlar. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Sonra tekrar hareketleniyor, anlayamadıkları ama hissettikleri bir ızdırabın acısını hafifletmek ister gibi kanat çırpıyorlar. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Karanlığın bağrına gömülü evlerin ışıkları birer ikişer yanıyor, pencereler açılıyor, herkes bu garip kuşlara bakıyor. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bütün canlılar gecenin bağrında uyurken bu kuşlara da ne oluyor? [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir ürperti, bir huşu hissediyor herkes ama dile getiremiyor. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yağmur hafif hafif çiseliyor. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]İpek Palas Oteli… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Saat gecenin 3'ü… 27 no'lu oda… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yağmur gözlü güzel, usulca gözlerini kapamış, nurdan bir abide gibi inancın ve asaletin yüceliğinde öylece uyumaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'Uyudu, ağrıları biraz olsun hafifledi herhalde' diyerek üstünü örtüyorlar. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Otelin kapısına dayanan emniyet amirinin sesi yırtıyor karanlığı. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'Ankara'nın emri, derhal Urfa'dan çıkmanız gerekiyor, 'gerekirse çöp arabasına koyup gönderin' dediler. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Vefakar Urfa halkı oradadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'O bizim misafirimizdir, vermeyiz' [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Abdullah Yeğin, Başbakan Adnan Menderes'e, ulaşmak niyetiyle gece karanlığında Urfa postanesinin yolunu tutuyor. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Acısını nasıl anlatabilir, hangi kelimeler yüklenmeyi kabul eder bu ağır yükü. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'….ömrünü iman ve Kur'an hizmetine adamış insanı Urfa emniyeti rahat bırakmıyor, bu haksızlığa müdahale ediniz' [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Evet , telgraf böyle demelidir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Gök yüzünde kuşlar… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Urfa semaları çığlık çığlığa… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kanatlarını açıp kapayarak uçan kuş sürüleri… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Derken, sabah ezanları can vermeye başlıyor Urfa minarelerine. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Büyük Çilekeş, yatağında sessizce uyumaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Nereye gitse, ardı sıra gelen sadık talebeleri yanı başındadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Talebeler telaşlanır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bayram Yüksel, 'Aman! Üstadım üşümesin' diye, sobaya birkaç odun daha atmakla meşgul. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]İman abidesi insanın üzerine ilk defa sabah ezanı okunmaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Görülmüş şey değil. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]En hasta anlarında, zehirlendiği gecelerde bile 'namaz vakti geldi mi?' diye mutlaka soran iman abidesi, namaz vaktini sormamakta, Urfa minarelerinden yükselen ezanları duymamaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Her gece, ezandan birkaç saat önce kalkan, evrad-ı ezkarını tamamlayan, asrın gönül sultanı kıpırtısız uyumaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kuşlar, çığlık çığlığadır dışarıda. İnsanlar ızdıraplı bir uykuda [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Gün ağarmaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Ölmüş olabileceğine hiç ihtimal vermeksizin sabaha kadar öylece beklerler. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Öyle bir heyecan, öyle bir azimdi ki akıllardan uzak tutmuştu her türlü yılgınlığı. Ölüm mü? Daha yapılacak çok iş vardı. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Gün ışır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Büyük çilekeş hala uykudadır. Doktor gelir, ellerini tutar, sıcaktır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Ayna ister, dudaklarına tutar, aynada buhar oluşmaz. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir ömür boyu yanan yanardağ durmuş, 'Karşımda müthiş bir yangın var, içinde imanım tutuşmuş yanıyor, evladım yanıyor' diyen yanık ses, susmuştur. Abdülhamit'e kafa tutan, esarette iken Rus komutanın önünde ayağa kalkmayan, mahkemede 'ben namaza gidiyorum, siz kararınızı verin', diyen, giyimiyle, kuşamıyla duruşuyla, yaşadığı çağa damgasını vuran büyük dava adamı Sonsuzluğun Sahibi'ne yürümüştür. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Anadolu ızdıraplı uykularından yüreği kanayarak uyanır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Anadolu Urfa'ya akın eder. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Nur bedeni , Halil İbrahim Dergahı'nda yıkanır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yağmur hafif çiselemektedir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir başka âlemde yıkanmış da dünyaya geri gönderilmiş gibidir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Ulu Cami'de kılınan namazdan sonra on binlerin parmak dokunuşuyla Dergah'a getirilir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Asker, polis, halk herkes iç içedir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Hepsi tabuta dokunabilmenin yarışındadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kabrine konulurken bir komiserin okuduğu Kur'an gözyaşlarına boğar herkesi. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kıyamet kopmuş, vaat edilen hal olmuştur sanki. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Gözler, bulutlarla tatlı bir yarış içindedir, kadınıyla erkeğiyle herkes ağlamanın tadına varmaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Külfet bitmiş, insanlık adına bir kefaret ödenmiş olsa... [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Sürgünlerin Sultan'ı, Urfa'da İbrahim (a.s)' ın misafirliğinde sadece 111 gün kalabilir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir gece vakti Dergah Camii'nin etrafı darbe askerleri tarafından sarılır ve türbesinin taşları kırılarak kabrinden çıkartılır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kuşlar… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yine geceki kuşlar, her renkten kuşlar, yine çığlık çığlığadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kardeşi Abdülmecit Efendi, Konya'dan zorla getirilerek, nakil esnasında hazır bulundurulur. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Ömründe hiç uçağa binecek kadar parası olmadığı için; 'Öyleyse biz de bedava bineriz' diyen, mütevazı ve münzevi insan, şimdi göklerdedir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Sanki ruhunun arkasından ışıktan bedeni de göklerde buluşmak için kanatlanmıştır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kardeşi Abdülmecit Efendi uçağın önünde oturmakta; 'Ah üstadım seni kabrinde de rahat bırakmadılar 'diyerek ağabeyinin yanı başında için için ağlamaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Afyon'a yaklaşmışlardır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Eskişehir az ilerdedir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Hapishanenin penceresinden, lisenin avlusunda oynayan kızların kırk elli sene sonraki hayatları gözlerinin önüne geldiğinde, onların o perişan halini görüp, bir köşeye çekilerek ağladığı şehir, öylece durmaktadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Az ötede, Nur'un ilk kapısı Burdur. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Biraz ilerde; 'Umutvar olunuz istikbal inkılabatı içersinde en gür sada İslam'ın sadası olacaktır' sesinin yankılandığı, umudun kapısı Denizli. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Anadolu koca bir göz olup, göklerde süzülen hüzünlü kuğunun göklerdeki son süzülüşünü seyreder. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Uçak, Emirdağ'ın üzerinden geçmektedir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Ah o Emirdağ! Unutulur mu hiç. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yıllar önce, iki askerin arasında sürgüne götürülürken,'namaz kılacağım' demesine rağmen ellerindeki kelepçelerin çözülmediği, Emirdağ. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yol kavşağında, önüne gelen ilk adama kıbleyi sormuştu da; [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'Ha, şöyle hocaefendi' demişti adam, eliyle. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Omzundaki seccadeyi yere sermesiyle namaza durması bir olmuştu. Öyle bir [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'Allahüekber' demişti ki, kelepçeler kendiliğinden açılıvermişti. İki asker, iki yanı başında öylece kalakalmış, yeryüzü bir cami, iki jandarma eri sanki Süleymaniye'nin iki mermer sütunu olmuştu. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Süngülerin ucundaki gökyüzünün altında kılmıştı ikindi namazını. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Gün battı, batıyordu. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir gün değil bir devir sona eriyordu. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Uçak bağrındaki güneşle, ayaklarının altına kırmızı halı serilmiş, yeleleri alevli bir kızıl at gibi akşamın hülyalı ufuklarında dörtnala guruba doğru giden güneşe doğru koşuyordu. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Güneşi güneşle buluşma merasimi vardı gökyüzünde. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Sürgünden sürgüne gönderildiği şehirler seslenir birbirine, Medresey-i Yusufiye'ler gelir dile. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Afyon'a varmışlardı. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Uçak, kızıl kanatlı bir kartal gibi süzüldü Afyon Havalimanı'na. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Afyon'un hikayesi ise bir başkadır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir kış günü… Kanalizasyonlar bile donmuştur şehirde. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Büyük Çilekeş'in kaldığı koca koğuşun camları kırıktır. Kırık camlarından sızan kar ve yağmur suları zeminde buz bağlamıştır. Bir süre koğuşun içinde gelmiş gitmiş, yorulmuştur. Bir kapının sövesine dayanırsa da donmaya başladığını fark etmiş ve; 'Bari abdest tazeleyeyim' diyerek suya yönelmiştir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Su buz tutmuştur. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Ayakları patlayıncaya kadar sopa yemeyi göze alarak, kaldığı koğuşa dalan talebesi Nafiz Çelebi'ye sarılarak; [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]'Kardeşim ben burada çok perişanım' diyerek ağladığı yerdir, Afyon. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Askeri bir araçla Afyon'dan ayrıldıklarında gün, gecenin siyah gözlerine çoktan süzülmüştür. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Gece geç vakit, etrafı kalın duvarlarla çevrili yamaç bir yere varırlar. Burası Isparta mezarlığıdır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bahar bestesiyle gelen bir kış günü; elinde çamurdan kurtardığı lastik ayakkabı, beyaz yün çorabı ile çamurlu yollara bata çıka, iki askerin arasındaki muhteşem yürüyüşe sahne olan Barla az ilerdedir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yıldızlarla söyleşilen yalnız gecelerden ve gökyüzüne kurulan kulübelerden, baharın yükseldiği Barla... [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Buralar, ilk ışığın fışkırdığı topraklardır. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Hazır bekleyen bir mezara bir gül bırakılır. Kazma kürek sesleri yayılır, gecenin karanlığına. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Coşkun akan ırmak artık yatağına çekilmiştir. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bazen San'an Tepesi'nden, bazen Emevi Camii'nden, bazen Büyük Millet Meclisi'nden haykıran ses susmuştur. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Uzun kış gecelerinde Sibirya soğuklarında Volga Nehri'nin hazin şırıltılarında hasretle yankılanan, hapishanelerin soğuk, daracık, karanlık hücrelerinde ciğerinden çektiği kanı kalemine mürekkeb kılan, mahkeme koridorlarında çığlıklaşan, Barla Dağları'nda bir başına, ıssız ağaçların başında çığlıklaşan o ses susmuştur. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Cemil Meriç'in, 'Said'in sesi ,gür ormanların uğultusu gibidir ' dediği ses, on üçüncü asrın minaresine can veren ses, susmuştur. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]*** [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Soğuk bir mart gecesi, saat gecenin üçü... [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Urfa semalarında uçuşan binlerce kuş… [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Keskin, yağmurlu bir güz rüzgarında titreşen binlerce yaprak gibi bir anda hareketleniyor, bir uğultu halinde kanat çırpıyor, kavisler çizerek uçuyor, karanlık semayı turluyor ve kalktıkları yere geri dönüyorlar. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Sonra tekrar hareketleniyor, anlayamadıkları ama hissettikleri bir ızdırabın acısını hafifletmek ister gibi kanat çırpıyorlar. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Karanlığın bağrına gömülü evlerin ışıkları birer ikişer yanıyor, pencereler açılıyor, herkes bu garip kuşlara bakıyor. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bütün canlılar gecenin bağrında uyurken bu kuşlara da ne oluyordu? [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Kuşlar, koca bir çınarın yanarak, kül oluşuna mı ağlıyordu? [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yoksa Asya steplerine, Afrika çöllerine savrulan küllerinden gül ormanlarının fışkırışına mı seviniyorlardı? [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Bir Said'in vefatına mı matem tutuyorlardı? [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Yoksa bin Said'in diriliş muştusuna mı çırpınıyorlardı? [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]İnsanlık için bir nefes, duruşu bile bir destan olan bir nefis sultan, geride tereke olarak; bir yorgan, bir çarşaf, bir çaydanlık, bir şeker tası, kırık bir kaşık... İki kalem, bir kırık gözlük, bir dua kitabı ve bir Kur'an bıraktı. [/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT] [LEFT][FONT=Verdana][SIZE=1][COLOR=black][COLOR=black]Tabii bir de dünya'ya yayılan Işık Süvarileri'ni…[/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
BEDİÜZZAMAN KÖŞESİ (RESIMLERI)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst