Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Tesettür Başörtüsü
Başörtüsü yasağı tarihçesi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuruAhsen" data-source="post: 32456" data-attributes="member: 857"><p><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">1950’lerde daha net bir ifade kazandığı görülen öze dönüşün ülkemizde gözle görünen en önemli sonucu 1960’larla birlikte kadınlardaki örtünme eğiliminin giderek artış göstermesidir. 1960 yılından itibaren üniversitelerde görülmeye başlanan başörtülü öğrencilerin sayılarının giderek artması buna paralel bir gelişmedir.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: maroon">Bu sayısal artışın diğer bir nedeni ise özellikle 1950’den sonra uygulanan ekonomik politikalara bağlı olarak kırsal kesimdeki insanların yoğun olarak kentlere göç etmeleri ve okuma yazma bilen kadın oranının hızla artmasıdır- bu artan oran içinde başörtülü kadınların da hesaba katılması gerektiği açıktır. Başörtülü öğrencilerin yükseköğretim kurumlarında görülmeye başlandığı bu yıllardan itibaren başörtüsü yasakları da gündeme gelmeye başlamıştır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="color: red"><strong>12 Eylül öncesi yasaklar</strong></span></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">İnönü dönemi, dini alana yönelik sınırlamalarla ve dindarlara yöneltilen akıl almaz baskılarla hafızalara kazınmıştır. Milli Şef’in döneminde idarenin ve hükümetin faaliyetlerine karşı en ufak bir tenkit yapılamıyordu. Göstermelik seçimleri, basın ve yayın organları üzerindeki sıkı denetimi, din, dil ve eğitim gibi alanlarda halka rağmenci ve dayatmacı icraatlarıyla bu yönetim, 1950’ye doğru halkta giderek somutlaşan bir muhalefeti kaçınılmaz kılmıştı.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Türk toplumu da geleneksel düzenin köklü ve kapalı bağlılığından, serbest hareket eden ve devlet idaresine katılan modern topluma geçiş dönemine girmiştir. Şehirleşmenin artması, ulaşım kolaylıkları, okur-yazar oranındaki artış bu geçişi hızlandıran unsurlar olmuştur.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="color: red"><strong>CHP’deki değişim sinyalleri</strong></span></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">İç politikanın değişen şartları ve dengesi, halkın gösterdiği belirgin tepki 1945 yılına doğru CHP’nin dini konulardaki tutumunu yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılmıştır. Bunların sonucunda 1945 yılında iktidar partisi içinde ilk kez dini problemler etrafında bir tartışma yaşanmıştır. Sonuç olarak Halk Partisi Divanı, dini taleplerin yerine getirilmesinin Cumhuriyetin "vicdan hürriyeti ve laiklik prensiplerinin" zedelenmemesi şartıyla mümkün olabileceğine karar vermiştir. Bunu takiben, 1947 Temmuzu’nda "Özel Din Öğrenimi Ana Hatları" kabul edilmiş ve bir bildiriyle halka duyurulmuştur. Böylece Demokrat Parti iktidarına giden yolda tek parti yönetimi göreli de olsa halkın dini duyarlılığına karşı yumuşama sinyalleri vermiştir. Bu yumuşamada ülkede yükselen dini canlanmaya karşı siyasal bir oportünizmin etkisi vardır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="color: red"><strong>DP’nin fonksiyonu</strong></span></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’nin kurulmasıyla Türkiye yeni bir döneme girmiştir. DP 1950 yılında tek partili dönemin icraatlarına yönelttiği popülist sorgulama sonucu geniş kapsamlı bir koalisyonun(2) desteğini kazanarak ezici bir çoğunlukla meclise girdi.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Demokrat Parti 1950 seçimlerindeki başarısını büyük ölçüde dinsel duyarlılıkları örselenmiş kitlelerin nabzını iyi tutmuş olmaya borçluydu. Denilebilir ki, DP belli bir esneklikle yaklaştığı Müslüman kitleyi belli kalıplar halinde kendi oy tabanına yerleştirerek sisteme entegre etme işlemini üstlenmiştir.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Nitekim dindar kesimin beklentilerini iyi bilen Adnan Menderes 16 Haziran 1950’de Meclis’ten dini meselelerle ilgili bir dizi yasayı çıkartmıştır. Artık ezan Arapça okunabilecek, radyoda haftada üç kez Kur’an-ı Kerim okunacaktır. Okullarda din eğitiminin verilmesine başlanmış, ayrıca İmam Hatip Okulları, Yüksek İslam Enstitüleri açılmaya başlanmıştır. Demokrat Parti iktidarının sağladığı demokratik ortamda müslümanlar kendilerini ifade etme bakımından az da olsa rahatlamışlardır. Özellikle küçük kentlerde ve kırsal kesimde tesettüre riayette görülen artış basın ve muhalefetin iktidarı sıkıştırması için önemli bir malzeme olmuştur. Ancak örtü karşıtlığının yalnızca CHP’liler tarafından ve muhalefette sürdürüldüğünü düşünmek hata olur. Çünkü Halk Partisi yanlısı basın organları dışında hükümeti destekleyen bir kısım basın organında da başörtüsü, çarşaf ve genel olarak tesettür düşmanlığının yapıldığı çeşitli haber ve yorumlar yer almıştır. (1)</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="color: red"><strong>27 Mayıs 1960 Darbesi</strong></span></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Bir grup albay ve daha alt rütbeli subayların gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 Darbesi Cumhuriyet tarihinde "1960 Demokrasisi" denilebilecek yeni bir dönem başlatmış; Türkiye’de siyasetin olağandışı gücü ordu ise bu darbeyle sahnede yerini alırken daha sonra da rejimin kilit noktalarını elinde tutmanın hep bir yolunu aramıştır. (2)</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Liselerdeki uygulamalar</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">1969 Şubat’ında bir kasabada lise müdürü ve devletten yana tavır takınan bazı sol görüşlü öğretmenlerin okula tesettüre uygun giyinerek gelen kız öğrencilerin başörtülerini ve mantolarını parça parça edip onları okuldan kovuşları, kasaba ahalisinin büyük bir üzüntü içinde saldırgan müdürü ve öğretmenleri protesto etmelerine neden olmuştur.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Bu tür olaylar kız öğrenci almaya başlayan İmam Hatip Liseleri’nde de görülüyordu. 26 Ocak 1971’de Isparta İmam Hatip Okulu’nda Matematik öğretmeninin okul bahçesinde gördüğü tesettürlü öğrencinin başörtüsünü çekip yırtması, bu olaylardan yalnızca biriydi. İşin en ilginç yanıysa bu olay üzerine bir konuşma yapan Isparta Müftüsü’nün "Bu asırda da başörtülü talebe mi olurmuş?" diye beyanat vermesiydi.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="color: red"><strong>Okul dışında da baskılar başlamıştı</strong></span></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Başörtüsüne karşı yürütülen kampanya sadece okullarda devam etmiyordu. Eğitim kurumları dışında günlük hayatta da başörtülü insanlar büyük sıkıntılara maruz kalıyorlardı. Konya’da, Mevlana ve Şems-i Tebrizi’yi ziyaret amacıyla Ankara Üniversitesi’nden gelen genç kızların ve Kur’an Kursu talebelerinin, kızların topuklarına kadar uzun başörtüleri gerekçe gösterilerek " Kıyafet Kanunu"na aykırılık iddiasıyla polis tarafından tutuklanmışlar; ancak, savcılık tarafından serbest bırakılmışlardır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">İlk başörtülü öğrenci: Babacan Ve İlk Başörtüsü Eylemleri</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Türkiye başörtüsü tartışmalarının bugünkü halini aldığı ilk olayla gençlik hareketlerinin dünyayı sardığı yıllarda karşılaşır. A.Ü. İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan 1967 yılında başı örtülü olarak İslam tarihi dersine girer. Kürsüdeki hoca Prof. Neşet Çağatay, Babacan'ı farkeder ve yıllarca aynı kalıp içinde tekrar edilecek olan cümleyi ilk kez sarfeder: "Hey sen! Sen başörtülü kız! Sınıfta bu kıyafetle oturamazsın. Ya başını aç ya da dışarı çık!" Gerilimin sürmesi ve genç kızın bir gün tartışma esnasında bayılması üzerine konu basına yansır.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">İlahiyat Fakültesi'nde öğrenci eylemleri yapılır. Bu eylem öğrenci eylemlerinin ilki olarak Türkiye tarihe geçer.</span></span></span></span></p><p> <span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">12 Eylül darbesi</span></strong></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">12 Mart muhtırasının ardından başörtüsü yasağıyla ilgili somut örnekler artmakla birlikte özellikle 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbeyi takip eden yıllar boyunca ülke gündeminden başörtüsü ve başörtülü öğrenci tartışmaları eksik olmadı. 12 Eylül darbesinden sonraki yıllarda batı kültürünün bütün veçhelerinde yaşanan bir dönüm noktasının işaretleri bu ülkede genç kızların ve kadınların başörtülerinde dile geldi. (3)</span></span></span></span></p><p> <span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span><span style="color: maroon"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><span style="color: red"><strong>28 Şubat darbesi</strong></span></span></span></span><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Başörtüsü probleminin tekrar yoğun olarak gündemimize girmesi darbeler tarihinin son halkası olan 28 Şubat 1997 müdahalesiyle birlikte olmuştur. 28 Şubat rejimin militer renginin koyulaştığı ve bu koyuluğun süreklilik ve meşruiyet kazanmaya çalıştığı genelde islami kesimin özelde ise başörtülü öğrencilerin artan baskılara maruz kaldığı bir süreçtir. (4) Bu süreçle birlikte yükseköğretim kurumlarında başörtüsü yasağı hızla uygulanmaya başlanmış ve 2002 yılı itibariyle yasağın uygulanmadığı hiçbir üniversite kalmamıştır.</span></span></span></span></p><p> <span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="color: darkred"></span></span><span style="color: maroon"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred">milligorusAraştırma Komisyonu</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: maroon">(1) Zafer Dergisi.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: maroon">(2) H. Özdemir, Siyasal Tarih.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: maroon">(3) Z.Korkutata, Türk Modernleşmesi ve Tesettür.</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: maroon">(4) İlkay Sunar, Demokrat Parti ve Popülizm</span></span></span></span></p><p><span style="color: maroon"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuruAhsen, post: 32456, member: 857"] [COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred]1950’lerde daha net bir ifade kazandığı görülen öze dönüşün ülkemizde gözle görünen en önemli sonucu 1960’larla birlikte kadınlardaki örtünme eğiliminin giderek artış göstermesidir. 1960 yılından itibaren üniversitelerde görülmeye başlanan başörtülü öğrencilerin sayılarının giderek artması buna paralel bir gelişmedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=maroon]Bu sayısal artışın diğer bir nedeni ise özellikle 1950’den sonra uygulanan ekonomik politikalara bağlı olarak kırsal kesimdeki insanların yoğun olarak kentlere göç etmeleri ve okuma yazma bilen kadın oranının hızla artmasıdır- bu artan oran içinde başörtülü kadınların da hesaba katılması gerektiği açıktır. Başörtülü öğrencilerin yükseköğretim kurumlarında görülmeye başlandığı bu yıllardan itibaren başörtüsü yasakları da gündeme gelmeye başlamıştır.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [/COLOR] [COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][COLOR=red][B]12 Eylül öncesi yasaklar[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]İnönü dönemi, dini alana yönelik sınırlamalarla ve dindarlara yöneltilen akıl almaz baskılarla hafızalara kazınmıştır. Milli Şef’in döneminde idarenin ve hükümetin faaliyetlerine karşı en ufak bir tenkit yapılamıyordu. Göstermelik seçimleri, basın ve yayın organları üzerindeki sıkı denetimi, din, dil ve eğitim gibi alanlarda halka rağmenci ve dayatmacı icraatlarıyla bu yönetim, 1950’ye doğru halkta giderek somutlaşan bir muhalefeti kaçınılmaz kılmıştı.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Türk toplumu da geleneksel düzenin köklü ve kapalı bağlılığından, serbest hareket eden ve devlet idaresine katılan modern topluma geçiş dönemine girmiştir. Şehirleşmenin artması, ulaşım kolaylıkları, okur-yazar oranındaki artış bu geçişi hızlandıran unsurlar olmuştur.[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR] [COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][COLOR=red][B]CHP’deki değişim sinyalleri[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]İç politikanın değişen şartları ve dengesi, halkın gösterdiği belirgin tepki 1945 yılına doğru CHP’nin dini konulardaki tutumunu yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılmıştır. Bunların sonucunda 1945 yılında iktidar partisi içinde ilk kez dini problemler etrafında bir tartışma yaşanmıştır. Sonuç olarak Halk Partisi Divanı, dini taleplerin yerine getirilmesinin Cumhuriyetin "vicdan hürriyeti ve laiklik prensiplerinin" zedelenmemesi şartıyla mümkün olabileceğine karar vermiştir. Bunu takiben, 1947 Temmuzu’nda "Özel Din Öğrenimi Ana Hatları" kabul edilmiş ve bir bildiriyle halka duyurulmuştur. Böylece Demokrat Parti iktidarına giden yolda tek parti yönetimi göreli de olsa halkın dini duyarlılığına karşı yumuşama sinyalleri vermiştir. Bu yumuşamada ülkede yükselen dini canlanmaya karşı siyasal bir oportünizmin etkisi vardır.[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR] [COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][COLOR=red][B]DP’nin fonksiyonu[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’nin kurulmasıyla Türkiye yeni bir döneme girmiştir. DP 1950 yılında tek partili dönemin icraatlarına yönelttiği popülist sorgulama sonucu geniş kapsamlı bir koalisyonun(2) desteğini kazanarak ezici bir çoğunlukla meclise girdi.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Demokrat Parti 1950 seçimlerindeki başarısını büyük ölçüde dinsel duyarlılıkları örselenmiş kitlelerin nabzını iyi tutmuş olmaya borçluydu. Denilebilir ki, DP belli bir esneklikle yaklaştığı Müslüman kitleyi belli kalıplar halinde kendi oy tabanına yerleştirerek sisteme entegre etme işlemini üstlenmiştir.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Nitekim dindar kesimin beklentilerini iyi bilen Adnan Menderes 16 Haziran 1950’de Meclis’ten dini meselelerle ilgili bir dizi yasayı çıkartmıştır. Artık ezan Arapça okunabilecek, radyoda haftada üç kez Kur’an-ı Kerim okunacaktır. Okullarda din eğitiminin verilmesine başlanmış, ayrıca İmam Hatip Okulları, Yüksek İslam Enstitüleri açılmaya başlanmıştır. Demokrat Parti iktidarının sağladığı demokratik ortamda müslümanlar kendilerini ifade etme bakımından az da olsa rahatlamışlardır. Özellikle küçük kentlerde ve kırsal kesimde tesettüre riayette görülen artış basın ve muhalefetin iktidarı sıkıştırması için önemli bir malzeme olmuştur. Ancak örtü karşıtlığının yalnızca CHP’liler tarafından ve muhalefette sürdürüldüğünü düşünmek hata olur. Çünkü Halk Partisi yanlısı basın organları dışında hükümeti destekleyen bir kısım basın organında da başörtüsü, çarşaf ve genel olarak tesettür düşmanlığının yapıldığı çeşitli haber ve yorumlar yer almıştır. (1)[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR] [COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][COLOR=red][B]27 Mayıs 1960 Darbesi[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Bir grup albay ve daha alt rütbeli subayların gerçekleştirdiği 27 Mayıs 1960 Darbesi Cumhuriyet tarihinde "1960 Demokrasisi" denilebilecek yeni bir dönem başlatmış; Türkiye’de siyasetin olağandışı gücü ordu ise bu darbeyle sahnede yerini alırken daha sonra da rejimin kilit noktalarını elinde tutmanın hep bir yolunu aramıştır. (2)[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Liselerdeki uygulamalar[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]1969 Şubat’ında bir kasabada lise müdürü ve devletten yana tavır takınan bazı sol görüşlü öğretmenlerin okula tesettüre uygun giyinerek gelen kız öğrencilerin başörtülerini ve mantolarını parça parça edip onları okuldan kovuşları, kasaba ahalisinin büyük bir üzüntü içinde saldırgan müdürü ve öğretmenleri protesto etmelerine neden olmuştur.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Bu tür olaylar kız öğrenci almaya başlayan İmam Hatip Liseleri’nde de görülüyordu. 26 Ocak 1971’de Isparta İmam Hatip Okulu’nda Matematik öğretmeninin okul bahçesinde gördüğü tesettürlü öğrencinin başörtüsünü çekip yırtması, bu olaylardan yalnızca biriydi. İşin en ilginç yanıysa bu olay üzerine bir konuşma yapan Isparta Müftüsü’nün "Bu asırda da başörtülü talebe mi olurmuş?" diye beyanat vermesiydi.[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR] [COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][COLOR=red][B]Okul dışında da baskılar başlamıştı[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Başörtüsüne karşı yürütülen kampanya sadece okullarda devam etmiyordu. Eğitim kurumları dışında günlük hayatta da başörtülü insanlar büyük sıkıntılara maruz kalıyorlardı. Konya’da, Mevlana ve Şems-i Tebrizi’yi ziyaret amacıyla Ankara Üniversitesi’nden gelen genç kızların ve Kur’an Kursu talebelerinin, kızların topuklarına kadar uzun başörtüleri gerekçe gösterilerek " Kıyafet Kanunu"na aykırılık iddiasıyla polis tarafından tutuklanmışlar; ancak, savcılık tarafından serbest bırakılmışlardır.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]İlk başörtülü öğrenci: Babacan Ve İlk Başörtüsü Eylemleri[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Türkiye başörtüsü tartışmalarının bugünkü halini aldığı ilk olayla gençlik hareketlerinin dünyayı sardığı yıllarda karşılaşır. A.Ü. İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hatice Babacan 1967 yılında başı örtülü olarak İslam tarihi dersine girer. Kürsüdeki hoca Prof. Neşet Çağatay, Babacan'ı farkeder ve yıllarca aynı kalıp içinde tekrar edilecek olan cümleyi ilk kez sarfeder: "Hey sen! Sen başörtülü kız! Sınıfta bu kıyafetle oturamazsın. Ya başını aç ya da dışarı çık!" Gerilimin sürmesi ve genç kızın bir gün tartışma esnasında bayılması üzerine konu basına yansır.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]İlahiyat Fakültesi'nde öğrenci eylemleri yapılır. Bu eylem öğrenci eylemlerinin ilki olarak Türkiye tarihe geçer.[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR][COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][B][COLOR=red]12 Eylül darbesi[/COLOR][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]12 Mart muhtırasının ardından başörtüsü yasağıyla ilgili somut örnekler artmakla birlikte özellikle 12 Eylül 1980’de yapılan askeri darbeyi takip eden yıllar boyunca ülke gündeminden başörtüsü ve başörtülü öğrenci tartışmaları eksik olmadı. 12 Eylül darbesinden sonraki yıllarda batı kültürünün bütün veçhelerinde yaşanan bir dönüm noktasının işaretleri bu ülkede genç kızların ve kadınların başörtülerinde dile geldi. (3)[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR][COLOR=maroon][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][COLOR=red][B]28 Şubat darbesi[/B][/COLOR][/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Başörtüsü probleminin tekrar yoğun olarak gündemimize girmesi darbeler tarihinin son halkası olan 28 Şubat 1997 müdahalesiyle birlikte olmuştur. 28 Şubat rejimin militer renginin koyulaştığı ve bu koyuluğun süreklilik ve meşruiyet kazanmaya çalıştığı genelde islami kesimin özelde ise başörtülü öğrencilerin artan baskılara maruz kaldığı bir süreçtir. (4) Bu süreçle birlikte yükseköğretim kurumlarında başörtüsü yasağı hızla uygulanmaya başlanmış ve 2002 yılı itibariyle yasağın uygulanmadığı hiçbir üniversite kalmamıştır.[/FONT][/SIZE] [/COLOR][/COLOR][COLOR=maroon][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred]milligorusAraştırma Komisyonu[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=maroon](1) Zafer Dergisi.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=maroon](2) H. Özdemir, Siyasal Tarih.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=maroon](3) Z.Korkutata, Türk Modernleşmesi ve Tesettür.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=maroon](4) İlkay Sunar, Demokrat Parti ve Popülizm[/COLOR][/FONT][/SIZE] [/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Tesettür Başörtüsü
Başörtüsü yasağı tarihçesi
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst