Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 179230" data-attributes="member: 5987"><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen">On İki Temsilci</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bundan sonra Resûli Kibriya Efendimiz, onlara, "Aranızdan, her hususta kavimlerinin benim yanımda temsilcisi olacak 12 kişi seçiniz. Musa da, İsrail Oğullarından 12 temsilci almıştı."377 buyurdu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Medineli Müslümanlar, Hazreç Kabilesinden dokuz, Evslilerden de üç temsilci seçtiler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Indigo">Hazreçlilerden seçilen zâtlar şunlardı:</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Indigo"></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: Indigo">1) Ebû Ümame Es'ad b. Zürare, 2) Sa'd b. Rebi, 3) Rafı b. Mâlik, 4) Abdullah b. Ravaha, 5) Abdullah b. Amr, 6) Bera b. Marur, 7) Sa'd b. Ubade, 8) Ubade b. Sâmit, 9) Münzir b. Amr.</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateBlue">Evslileri ise şu zâtlar temsil edecekti:</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateBlue"></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateBlue">1) Useyyid b. Hudayr, 2) Sa'd b. Hayseme, 3) Ebû'lHaysem Mâlik b. Tayyihan.378</span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu temsilcilerin hepsi de Medine'nin ileri gelen, hatırı sayılır kimseleri ve okuma yazmasını bilen âlim zâtlardı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Peygamber Efendimiz, seçilen temsilcilere, "Havariler, Meryem oğlu İsa'ya karşı kavimlerinin kefili oldukları gibi, siz de sizden olanların kefilisiniz, ben de Mekkeli muhacirlerin kefiliyim."379 dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Onlar da, "Evet." deyip tasdik ettiler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ayrıca, Resûli Ekrem Efendimiz, 12 temsilci seçildikten sonra Es'ad b. Zürare Hazretlerini de, seçilen 12 temsilcinin başkanı tâyin etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Temsilciler, temsil ettikleri topluluklarla konuşup, bey'atın ehemmiyetini anlattılar ve onları Resûlullah'a bey'ata hazırladılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bundan sonra Resûli Ekrem Efendimiz, mübarek ellerini uzattı. Medineliler teker teker bîat ettiler. Sâdece iki kadına Efendimiz elini vermedi ve onları da kendisine bîat etmiş kabul etti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Yapılan bey'at, bir mânâda Medineli ve Mekkeli Müslümanlar arasında bir ittifaktı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkGreen"><strong>MÜŞRİKLERİN DURUMU SEZMELERİ!</strong></span></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bîat, gecenin karanlığında, çağırılanların dışında kimsenin göremeyeceği tenha bir yerde cereyan etmişti.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Buna rağmen, bîat biter bitmez kulaklarına bir ses geldi: "Ey Kureyş!.. Muhammed ile atalarının dininden çıkmış Medineliler, sizinle savaşmak için toplanıp sözleştiler!"</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Gecenin karanlık ve sükûtunu yırtan bu ses kimindi ve nereden geliyordu? Herkesi bir merak ve telâş sardı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bu ses, Münebbih b. Haccac'ın sesine benziyordu. Resûli Ekrem, "Derhâl konak yerlerinize dönünüz!" emrini verdi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">O sırada Medineli Abbas b. Ubade, "Yâ Resûlallah İstersen sabah olur olmaz kılıçlarımızı kınından sıyırır ve Mina'da bulunan halkın üzerine yürür, onları kılıçtan geçiririz!" diyerek konuştu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Ancak, Resûli Ekrem, henüz sabır silâhım kullanmakla vazifeliydi. Şöyle buyurdular:</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">"Hayır, hayır... Bize henüz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı. Hepiniz yerlerinize dönünüz."380</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine, Medineliler konak yerlerine döndüler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Sabah olunca, durumu sezmiş bulunan Kureyşli müşrikler, kendilerince mahiyeti henüz meçhul bulunan hâdiseyi tam öğrenmek üzere tahkike başladılar. Kendileri gibi putperest olan Medinelilerden sordular. Ancak, onların böyle bir meseleden haberleri olmadığından dolayı yemin ederek, "Böyle bir şey olmadı. Biz, böyle bir şey bilmiyoruz." dediler.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Medineli Müslümanlar ise, doğru yolun sükût olduğunu düşünerek, tek kelime konuşmuyorlardı!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Kureyşli müşrikler, bu sefer Abdullah b. Übey b. SelüPe gidip sordular. O da aynı şekilde, "Bu, büyük bir iştir! Böyle bir şey olmamıştır! Söylenenler boş lâf olsa gerek! Kavmim, bana böyle bir şey danışmadı. Onlar, Yesrib'te iken bana danışmadan hiçbir iş yapmazlardı." dedi.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Bunun üzerine Kureyşli müşrikler, Medineli putperestlerin bu hususta herhangi bir bilgileri olmadığı kanaatine vardılar.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Şayet Resûli Ekrem Efendimiz, "Bu işi sizden başkasına duyurmayın." dememiş olsaydı ve Medineli Müslümanlar da bu işi müşrik hemşehrilerinden gizlememiş olsalardı, elbette bu olay Mekkeli müşriklere onlar tarafından duyurulacak ve kuvvetli ihtimalle orada Müslümanların başına büyük bir gaile açılacaktı. Belki de, Medine'ye henüz açılmış bulunan İslâmiyet için büyük bir mâni ortaya çıkacaktı.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Hacc mevsimi sona erince, Medineli Müslümanlar da yurtlarına geri dönmek üzere yola koyuldular.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Medineli Müslümanların Mekke'den ayrılışlarından az zaman sonra, müşrikler böyle bir anlaşmanın cereyan etmiş olduğunu öğrendiler. Derhâl Müslümanları takibe koyuldular. Ancak Medineliler çoktan o civardan uzaklaşmış bulunuyorlardı. Sâdece iki kişiyi yakalayabildiler: Sa'd b. Ubade ve Münzir b. Amr... Bu iki zât her nasılsa Medine kafilesinden geri kalmışlardı. Daha sonra Münzir Hazretleri bir yolunu bulup ellerinden kurtuldu. Müşrikler, sâdece Sa'd b. Ubade'yi Mekke'ye getirdiler ve âdeta hınçlarını bu sahabîden almak istercesine kendisine eza ve işkencelerde bulundular. Sonunda, Sa'd b. Ubade Hazretleri, kendisini daha önceden tanıyan ve Medine'den geçerken evinde misafir olan iki müşrik tarafından himayeye alınarak bu eziyet ve işkencelerden kurtuldu.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">Yurtlarına dönen Medineli Müslümanlar, artık dört gözle muhacirleri ve Resûli Zîşan Efendimizin yolunu bekliyorlardı!</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">362 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 70; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 217; Taberî, Tarih c. 2, s. 234.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">363 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 70; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 217; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">364 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 71; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">365 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 71; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 218-219; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234-235.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">366 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 75-76; Taberî, Tarih, c. 2, s. 235.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">367 Doç. Dr. Salih Tuğ, İslâm Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, s. 27 (Ank. 1963).</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">368 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 75-76; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 220; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 235.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">369 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 73; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 220.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">370 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 76; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 220.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">371 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 77-78; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 420; Taberî, Tarih, c. 2, s. 236.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">373 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 83-84; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 221; Taberî, Tarih, c. 2, s. 228.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">376 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 97; Halebî, A.g.e., c. 2, s. 175.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">377 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 85; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 222; Taberî, Tarih,c. 2, s. 239; ibn-i Seyyid, Uyûnû'l-Eser, c. 1, s. 164; Halebî, İnsanû'l-Uyun,c. 2, s. 176-177.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">378 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 86-87; Ibni-i Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 164.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">379 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 88; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 223.</span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px"></span></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><span style="font-size: 15px">380 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 90; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 223.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 179230, member: 5987"] [COLOR="DarkSlateGray"][SIZE="4"][COLOR="DarkGreen"]On İki Temsilci[/COLOR] Bundan sonra Resûli Kibriya Efendimiz, onlara, "Aranızdan, her hususta kavimlerinin benim yanımda temsilcisi olacak 12 kişi seçiniz. Musa da, İsrail Oğullarından 12 temsilci almıştı."377 buyurdu. Medineli Müslümanlar, Hazreç Kabilesinden dokuz, Evslilerden de üç temsilci seçtiler. [COLOR="Indigo"]Hazreçlilerden seçilen zâtlar şunlardı: 1) Ebû Ümame Es'ad b. Zürare, 2) Sa'd b. Rebi, 3) Rafı b. Mâlik, 4) Abdullah b. Ravaha, 5) Abdullah b. Amr, 6) Bera b. Marur, 7) Sa'd b. Ubade, 8) Ubade b. Sâmit, 9) Münzir b. Amr.[/COLOR] [COLOR="DarkSlateBlue"]Evslileri ise şu zâtlar temsil edecekti: 1) Useyyid b. Hudayr, 2) Sa'd b. Hayseme, 3) Ebû'lHaysem Mâlik b. Tayyihan.378[/COLOR] Bu temsilcilerin hepsi de Medine'nin ileri gelen, hatırı sayılır kimseleri ve okuma yazmasını bilen âlim zâtlardı. Peygamber Efendimiz, seçilen temsilcilere, "Havariler, Meryem oğlu İsa'ya karşı kavimlerinin kefili oldukları gibi, siz de sizden olanların kefilisiniz, ben de Mekkeli muhacirlerin kefiliyim."379 dedi. Onlar da, "Evet." deyip tasdik ettiler. Ayrıca, Resûli Ekrem Efendimiz, 12 temsilci seçildikten sonra Es'ad b. Zürare Hazretlerini de, seçilen 12 temsilcinin başkanı tâyin etti. Temsilciler, temsil ettikleri topluluklarla konuşup, bey'atın ehemmiyetini anlattılar ve onları Resûlullah'a bey'ata hazırladılar. Bundan sonra Resûli Ekrem Efendimiz, mübarek ellerini uzattı. Medineliler teker teker bîat ettiler. Sâdece iki kadına Efendimiz elini vermedi ve onları da kendisine bîat etmiş kabul etti. Yapılan bey'at, bir mânâda Medineli ve Mekkeli Müslümanlar arasında bir ittifaktı. [COLOR="DarkGreen"][B]MÜŞRİKLERİN DURUMU SEZMELERİ![/B][/COLOR] Bîat, gecenin karanlığında, çağırılanların dışında kimsenin göremeyeceği tenha bir yerde cereyan etmişti. Buna rağmen, bîat biter bitmez kulaklarına bir ses geldi: "Ey Kureyş!.. Muhammed ile atalarının dininden çıkmış Medineliler, sizinle savaşmak için toplanıp sözleştiler!" Gecenin karanlık ve sükûtunu yırtan bu ses kimindi ve nereden geliyordu? Herkesi bir merak ve telâş sardı. Bu ses, Münebbih b. Haccac'ın sesine benziyordu. Resûli Ekrem, "Derhâl konak yerlerinize dönünüz!" emrini verdi. O sırada Medineli Abbas b. Ubade, "Yâ Resûlallah İstersen sabah olur olmaz kılıçlarımızı kınından sıyırır ve Mina'da bulunan halkın üzerine yürür, onları kılıçtan geçiririz!" diyerek konuştu. Ancak, Resûli Ekrem, henüz sabır silâhım kullanmakla vazifeliydi. Şöyle buyurdular: "Hayır, hayır... Bize henüz bu şekilde hareket etmemiz emrolunmadı. Hepiniz yerlerinize dönünüz."380 Bunun üzerine, Medineliler konak yerlerine döndüler. Sabah olunca, durumu sezmiş bulunan Kureyşli müşrikler, kendilerince mahiyeti henüz meçhul bulunan hâdiseyi tam öğrenmek üzere tahkike başladılar. Kendileri gibi putperest olan Medinelilerden sordular. Ancak, onların böyle bir meseleden haberleri olmadığından dolayı yemin ederek, "Böyle bir şey olmadı. Biz, böyle bir şey bilmiyoruz." dediler. Medineli Müslümanlar ise, doğru yolun sükût olduğunu düşünerek, tek kelime konuşmuyorlardı! Kureyşli müşrikler, bu sefer Abdullah b. Übey b. SelüPe gidip sordular. O da aynı şekilde, "Bu, büyük bir iştir! Böyle bir şey olmamıştır! Söylenenler boş lâf olsa gerek! Kavmim, bana böyle bir şey danışmadı. Onlar, Yesrib'te iken bana danışmadan hiçbir iş yapmazlardı." dedi. Bunun üzerine Kureyşli müşrikler, Medineli putperestlerin bu hususta herhangi bir bilgileri olmadığı kanaatine vardılar. Şayet Resûli Ekrem Efendimiz, "Bu işi sizden başkasına duyurmayın." dememiş olsaydı ve Medineli Müslümanlar da bu işi müşrik hemşehrilerinden gizlememiş olsalardı, elbette bu olay Mekkeli müşriklere onlar tarafından duyurulacak ve kuvvetli ihtimalle orada Müslümanların başına büyük bir gaile açılacaktı. Belki de, Medine'ye henüz açılmış bulunan İslâmiyet için büyük bir mâni ortaya çıkacaktı. Hacc mevsimi sona erince, Medineli Müslümanlar da yurtlarına geri dönmek üzere yola koyuldular. Medineli Müslümanların Mekke'den ayrılışlarından az zaman sonra, müşrikler böyle bir anlaşmanın cereyan etmiş olduğunu öğrendiler. Derhâl Müslümanları takibe koyuldular. Ancak Medineliler çoktan o civardan uzaklaşmış bulunuyorlardı. Sâdece iki kişiyi yakalayabildiler: Sa'd b. Ubade ve Münzir b. Amr... Bu iki zât her nasılsa Medine kafilesinden geri kalmışlardı. Daha sonra Münzir Hazretleri bir yolunu bulup ellerinden kurtuldu. Müşrikler, sâdece Sa'd b. Ubade'yi Mekke'ye getirdiler ve âdeta hınçlarını bu sahabîden almak istercesine kendisine eza ve işkencelerde bulundular. Sonunda, Sa'd b. Ubade Hazretleri, kendisini daha önceden tanıyan ve Medine'den geçerken evinde misafir olan iki müşrik tarafından himayeye alınarak bu eziyet ve işkencelerden kurtuldu. Yurtlarına dönen Medineli Müslümanlar, artık dört gözle muhacirleri ve Resûli Zîşan Efendimizin yolunu bekliyorlardı! -------------------------------------------------------------------------------- 362 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 70; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 217; Taberî, Tarih c. 2, s. 234. 363 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 70; ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 217; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234. 364 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 71; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234. 365 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 71; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 218-219; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 234-235. 366 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 75-76; Taberî, Tarih, c. 2, s. 235. 367 Doç. Dr. Salih Tuğ, İslâm Vergi Hukukunun Ortaya Çıkışı, s. 27 (Ank. 1963). 368 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 75-76; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 2, s. 220; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 235. 369 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 73; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 220. 370 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 76; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 220. 371 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 77-78; Ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 3, s. 420; Taberî, Tarih, c. 2, s. 236. 373 İbn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 83-84; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 221; Taberî, Tarih, c. 2, s. 228. 376 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 97; Halebî, A.g.e., c. 2, s. 175. 377 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 85; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 222; Taberî, Tarih,c. 2, s. 239; ibn-i Seyyid, Uyûnû'l-Eser, c. 1, s. 164; Halebî, İnsanû'l-Uyun,c. 2, s. 176-177. 378 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 86-87; Ibni-i Seyyid, A.g.e., c. 1, s. 164. 379 İbn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 88; Ibn-i Sa'd, A.g.e., c. 1, s. 223. 380 ibn-i Hişam, A.g.e., c. 2, s. 90; ibn-i Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 223.[/SIZE][/COLOR] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst