Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Alçakça ve Vicdansızca Bir Desîse...
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Huseyni" data-source="post: 187964" data-attributes="member: 27"><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: Purple">“Câzibe-i umûmî-i vatanî…” (6)</span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: Purple"></span></strong></span></p><p><span style="font-size: 15px"><strong><span style="color: Purple"></span></strong></span><strong><span style="color: DarkSlateGray">Bediüzzaman’ın bütün beyânları ve yazıları, birliğe ve bütünlüğe dâvet eder. </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong></p><p></p><p>Daha sonra, <span style="color: Blue">“Ey eski çağların, cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin ahfadı (torunları) olan vatandaşlarım ve kardeşlerim!”</span> ibâresiyle bizzat değiştirdiği, <span style="color: Blue"></span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">“Ey Asurîler ve Kiyanîlerin cihangirlik zamanından pişdâr (önder) kahraman askerleri olan arslan Kürtler!” </span> hitâbesinde, </p><p>İslâmiyetten ve Osmanlıdan ayrılmama çağrısında bulunur. </p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray">Hitap, Kürtlerden topeyekûn millete umûmileşir;</span></strong> </p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray">lâkin “ittihad-ı millî” mesajı değişmez.</span></strong> </p><p>Zira <span style="color: Blue">“hürriyet, hakikat, milliyet, meşrutiyet, hamiyet”</span> öğretisine bütün milletin ihtiyacı vardır. </p><p></p><p></p><p>Hakikat şudur ki Bediüzzaman’ın, </p><p><span style="color: Blue">“Beşyüz sene yattığınız yeter, artık uyanınız, sabahtır. Yoksa sahrayı vahşette vahşet ve gaflet sizi yağma edecektir”</span> hitabıyla, </p><p>Kürtleri meşrûtiyet, hürriyet ve medeniyete teşvik etmekte. </p><p>Bazı nâdânların ileri sürdüğü gibi “ayrılıkçılığı”, </p><p>bölünüp parçalanmayı yahut Kürtlerin kavmiyetçiliğini değil, </p><p>vatan ve milletin birlik ve bütünlüğünü ders vermekte. </p><p>“Tefrika (ayrılık) ile katre katre (damla damla) </p><p>müteferrik (parçalanmış, dağılmış) </p><p>su gibi zayi’ olan (kaybolan) </p><p>hâmiyet (millî onur ve haysiyet) ve </p><p>kuvvetinizi fikr-i milliyetle –yani İslâmiyet milliyetiyle- </p><p>tevhid (birleştirip) mezcederek (kaynaştırarak) </p><p>zerratın (atomların) câzibe-i cüz’iyyeleri (aralarındaki küçük çekim gücü) gibi tedvir ederek (çevirip idâre ederek) </p><p>câzibe-i umumî-i vatanî (vatanın bütününde oluşan millî câzibe) teşkili”ni hedef gösterir.</p><p></p><p></p><p><span style="color: Blue">“Kürt gibi bir kütle-i âzimi (büyük bir kitleyi)- </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">‘Türk- Kürt gibi bir kütle-i azimi- (büyük kütlenin birliğini) </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">küre gibi tedvir ederek (çevirerek) </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">şems-i şevket-i İslâmiye (İslâmiyetin muhteşem görkemli güneşi) ve</span></p><p><span style="color: Blue">—cemâhir-i müttefika-i İslâmiyenin (İslâm cumhuriyetleri birliğinin)</span></p><p><span style="color: Blue">—ve Osmaniyenin mevkebinde (topluluğunda, sisteminde) bir kevkeb-i münevver (nurlu parlak yıldız) gibi </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">câzibesine ittiba’(tabi olma) ile müvâzene ve aheng-i umumiyeyi (milletin genel uyumunu, barışını ve dengesini)</span></p><p><span style="color: Blue"> muhâfaza ediniz”</span> sözünde ayrılık değil, vatanî millî birlik ve bütünlük dersi verilmekte. <em></em></p><p><em>(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2009, s.161-162) </em></p><p><em></em></p><p></p><p> </p><p><strong><span style="color: Blue">“MEVCUDİYETİNİZİ İTTİHADLA GÖSTERİNİZ” </span></strong></p><p><strong><span style="color: Blue"></span></strong></p><p>Kürtleri, İslâmiyetin muhteşem görkemli güneşi ve Osmanlı topluluğundaki beraberlik ve ahenk içinde parlayan bir ışıklı yıldız olmaya çağırmak, hamiyet ve kuvvetlerini umumî câzibe ile millî birliği teşkiline dâvet etmektir. </p><p></p><p></p><p>Cehâlet ve fakirliğe karşı terakki ve medeniyeti hedef gösteren metindeki, <span style="color: Blue">“Türk-Kürt tam birleşmiş İslâmî ve dinî milliyetin galeyanıyla ahlâk da tekemmül ve teâli eder” </span>ibâresinin anlamı da budur. </p><p>Kürtlere, <span style="color: Blue">“Mevcudiyetinizi ittihadla gösteriniz ve </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">hâmiyet-i millî ile fikir ve </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">vicdan-ı şahsiyenizi milletin kalb ve akl-ı müştereki gibi gösteriniz. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Yoksa sıfır çekecek, </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">şehâdetnâme-i hürriyeti (hürriyet diplomasını) elinize vermeyecektir”</span> izâhı da </p><p>bunu bâriz bir biçimde ortaya koymakta. <em>(Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2009, s.161-162) </em></p><p><em></em></p><p></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray">Bediüzzaman’ı, eserlerinde açıkça yazılı “ittihad-ı millî ve muhabbet-i millî” mânâlarının aksiyle karalamaya yeltenmek, açık ibâreleri eğip bükerek saptırmaktır.</span><span style="color: DarkSlateGray"> Tıpkı Bediüzzaman’ın karşı olduğu ve vazgeçirmeye çalıştığı “Şeyh Said harekâtı”yla karıştırmak ya da ismini karıştırmak gibi derin bir cehâlet ya da kasdî bir ifsaddır. </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong></p><p></p><p>Sahi, askerleri, atları, silâhları, cephaneyi hazırlayıp Şeyh Said kalkışmasına katılmak için izin taleb eden Kör Hüseyin Paşa’yı, <span style="color: Blue">“Askerler bu vatanın evlâdlarıdır, senin ve benim akrabalarımdır. Kime vuracaksın? Onlar kime vuracak? Düşün, idrâk et. Ahmed’i Mehmed’e, Hasan’ı Hüseyin’e mi kırdıracaksın?” </span>telkiniyle vazgeçiren Bediüzzaman’ın ismini bu hâdisede menfi bir tarzda gündeme getirmenin, iyi niyet ve ilmî haysiyetle ne alâkası var? </p><p></p><p></p><p> </p><p><strong><span style="color: Blue">“KUR’ÂN VE İMANLA TENVİR VE İRŞAD” </span></strong></p><p><strong><span style="color: Blue"></span></strong></p><p>Gerçek şu ki, Şeyh Said’in hârekata iştirakini isteyen mektubuna, </p><p><span style="color: Blue">“Türk milleti asırlardan beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapmıştır.</span></p><p><span style="color: Blue"> Çok veliler yetiştirmiş ve şehidler vermiştir. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Biz Müslümanız, onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşle çarpıştırmayız. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue"><strong>Bu şer’an câiz değildir.</strong></span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue"><strong>Kılıç, haricî düşmana karşı çekilir.</strong> </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Dahilde kılıç kullanılmaz. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Bu zamanda yegâne kurtuluş çâremiz </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Kur’ân ve iman hakikatleriyle tenvir ve irşad etmektir. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">En büyük düşmanımız olan cehli izâle etmektir. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Teşebbüsünüzden vazgeçiniz, </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">zira akım kalır. </span></p><p><span style="color: Blue"></span><span style="color: Blue">Bir câni yüzünden binler mâsum kadın ve erkekler ölebilir”</span> cevabıyla ikaz eden <span style="color: DarkSlateGray"><strong>Bediüzzaman’ı, </strong></span></p><p><span style="color: DarkSlateGray"><strong></strong></span><span style="color: DarkSlateGray"><strong>Şeyh Said hareketi ile ilişkilendirmek nasıl kasıtlı bir iftira ise,</strong></span> </p><p>Bediüzzaman’ın serâpa maddî ve mânevî ittihadı tavsiye eden sözkonusu hitabından </p><p>menfî anlam çıkarmak da o denli çirkin bir iftiradır. </p><p></p><p></p><p>Keza kuruluşu esnasında esârette bulunduğu ve başta “Kürdistan” olmak üzere amaçlarına hep karşı çıktığı “Kürd Teâli Cemiyeti” ile ilgisini kurmak da o denli maksatlı bir çarpıtmadır. </p><p></p><p></p><p>Yine Bediüzzaman’ın <span style="color: Blue">“Binler mâsumları, ihtiyar kadınları hem öldürüp hem ateşlere atmak ve bir isyan tevehhümü ve ihtimali yüzünden yaktırması”</span> olarak tel’in ettiği <span style="color: Blue">“dünyada emsali hiç vuku’ bulmamış bir zındıklık, münafıklık ve vatan ve millete hadsiz bir düşmanlık”</span> <span style="color: DarkSlateGray"><strong>olarak gördüğü 1938’deki Dersim fâciasına ülkenin diğer köşesinde mevkuf bulunan Bediüzzaman’ın ismini karıştırmak,</strong></span> </p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray">o denli iz’ânsızca ve vicdansızca bir bühtandır. </span></strong></p><p><strong><span style="color: DarkSlateGray"></span></strong></p><p></p><p>İslâm dünyasının ve Anadolu’nun dört bir yandan ecnebilerin işgaliyle bölüşülüp paylaşılmasından şiddetle muzdarip olan Bediüzzaman’ı, </p><p>cansiperâne mücâhedesinin, </p><p>maksad ve gayesinin zıddıyla itham etmek, </p><p>tarih ve haysiyet cellâtlığından başka bir şey değildir… </p><p></p><p></p><p><strong><span style="color: Red">Bu cellâtlar, cevaplarını da yine tarih ve belgelerden alacaklardır… </span></strong></p><p><strong><span style="color: Red"></span></strong></p><p></p><p><u><span style="color: Blue"><strong>Cevher İLHAN</strong></span></u></p><p><u><span style="color: Blue"><strong>31.03.2010</strong></span></u></p><p><strong><span style="color: Red"><u><span style="color: Blue">YeniAsya Gazetesi</span></u></span></strong></p><p><strong><span style="color: Red"></span></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Huseyni, post: 187964, member: 27"] [SIZE=4][B][COLOR=Purple]“Câzibe-i umûmî-i vatanî…” (6) [/COLOR][/B][/SIZE][B][COLOR=DarkSlateGray]Bediüzzaman’ın bütün beyânları ve yazıları, birliğe ve bütünlüğe dâvet eder. [/COLOR][/B] Daha sonra, [COLOR=Blue]“Ey eski çağların, cihangir Asya ordularının kahraman askerlerinin ahfadı (torunları) olan vatandaşlarım ve kardeşlerim!”[/COLOR] ibâresiyle bizzat değiştirdiği, [COLOR=Blue] [/COLOR][COLOR=Blue]“Ey Asurîler ve Kiyanîlerin cihangirlik zamanından pişdâr (önder) kahraman askerleri olan arslan Kürtler!” [/COLOR] hitâbesinde, İslâmiyetten ve Osmanlıdan ayrılmama çağrısında bulunur. [B][COLOR=DarkSlateGray]Hitap, Kürtlerden topeyekûn millete umûmileşir;[/COLOR][/B] [B][COLOR=DarkSlateGray]lâkin “ittihad-ı millî” mesajı değişmez.[/COLOR][/B] Zira [COLOR=Blue]“hürriyet, hakikat, milliyet, meşrutiyet, hamiyet”[/COLOR] öğretisine bütün milletin ihtiyacı vardır. Hakikat şudur ki Bediüzzaman’ın, [COLOR=Blue]“Beşyüz sene yattığınız yeter, artık uyanınız, sabahtır. Yoksa sahrayı vahşette vahşet ve gaflet sizi yağma edecektir”[/COLOR] hitabıyla, Kürtleri meşrûtiyet, hürriyet ve medeniyete teşvik etmekte. Bazı nâdânların ileri sürdüğü gibi “ayrılıkçılığı”, bölünüp parçalanmayı yahut Kürtlerin kavmiyetçiliğini değil, vatan ve milletin birlik ve bütünlüğünü ders vermekte. “Tefrika (ayrılık) ile katre katre (damla damla) müteferrik (parçalanmış, dağılmış) su gibi zayi’ olan (kaybolan) hâmiyet (millî onur ve haysiyet) ve kuvvetinizi fikr-i milliyetle –yani İslâmiyet milliyetiyle- tevhid (birleştirip) mezcederek (kaynaştırarak) zerratın (atomların) câzibe-i cüz’iyyeleri (aralarındaki küçük çekim gücü) gibi tedvir ederek (çevirip idâre ederek) câzibe-i umumî-i vatanî (vatanın bütününde oluşan millî câzibe) teşkili”ni hedef gösterir. [COLOR=Blue]“Kürt gibi bir kütle-i âzimi (büyük bir kitleyi)- [/COLOR][COLOR=Blue]‘Türk- Kürt gibi bir kütle-i azimi- (büyük kütlenin birliğini) [/COLOR][COLOR=Blue]küre gibi tedvir ederek (çevirerek) [/COLOR][COLOR=Blue]şems-i şevket-i İslâmiye (İslâmiyetin muhteşem görkemli güneşi) ve[/COLOR] [COLOR=Blue]—cemâhir-i müttefika-i İslâmiyenin (İslâm cumhuriyetleri birliğinin)[/COLOR] [COLOR=Blue]—ve Osmaniyenin mevkebinde (topluluğunda, sisteminde) bir kevkeb-i münevver (nurlu parlak yıldız) gibi [/COLOR][COLOR=Blue]câzibesine ittiba’(tabi olma) ile müvâzene ve aheng-i umumiyeyi (milletin genel uyumunu, barışını ve dengesini)[/COLOR] [COLOR=Blue] muhâfaza ediniz”[/COLOR] sözünde ayrılık değil, vatanî millî birlik ve bütünlük dersi verilmekte. [I] (Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2009, s.161-162) [/I] [B][COLOR=Blue]“MEVCUDİYETİNİZİ İTTİHADLA GÖSTERİNİZ” [/COLOR][/B] Kürtleri, İslâmiyetin muhteşem görkemli güneşi ve Osmanlı topluluğundaki beraberlik ve ahenk içinde parlayan bir ışıklı yıldız olmaya çağırmak, hamiyet ve kuvvetlerini umumî câzibe ile millî birliği teşkiline dâvet etmektir. Cehâlet ve fakirliğe karşı terakki ve medeniyeti hedef gösteren metindeki, [COLOR=Blue]“Türk-Kürt tam birleşmiş İslâmî ve dinî milliyetin galeyanıyla ahlâk da tekemmül ve teâli eder” [/COLOR]ibâresinin anlamı da budur. Kürtlere, [COLOR=Blue]“Mevcudiyetinizi ittihadla gösteriniz ve [/COLOR][COLOR=Blue]hâmiyet-i millî ile fikir ve [/COLOR][COLOR=Blue]vicdan-ı şahsiyenizi milletin kalb ve akl-ı müştereki gibi gösteriniz. [/COLOR][COLOR=Blue]Yoksa sıfır çekecek, [/COLOR][COLOR=Blue]şehâdetnâme-i hürriyeti (hürriyet diplomasını) elinize vermeyecektir”[/COLOR] izâhı da bunu bâriz bir biçimde ortaya koymakta. [I](Eski Said Dönemi Eserleri, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 2009, s.161-162) [/I] [B][COLOR=DarkSlateGray]Bediüzzaman’ı, eserlerinde açıkça yazılı “ittihad-ı millî ve muhabbet-i millî” mânâlarının aksiyle karalamaya yeltenmek, açık ibâreleri eğip bükerek saptırmaktır.[/COLOR][COLOR=DarkSlateGray] Tıpkı Bediüzzaman’ın karşı olduğu ve vazgeçirmeye çalıştığı “Şeyh Said harekâtı”yla karıştırmak ya da ismini karıştırmak gibi derin bir cehâlet ya da kasdî bir ifsaddır. [/COLOR][/B] Sahi, askerleri, atları, silâhları, cephaneyi hazırlayıp Şeyh Said kalkışmasına katılmak için izin taleb eden Kör Hüseyin Paşa’yı, [COLOR=Blue]“Askerler bu vatanın evlâdlarıdır, senin ve benim akrabalarımdır. Kime vuracaksın? Onlar kime vuracak? Düşün, idrâk et. Ahmed’i Mehmed’e, Hasan’ı Hüseyin’e mi kırdıracaksın?” [/COLOR]telkiniyle vazgeçiren Bediüzzaman’ın ismini bu hâdisede menfi bir tarzda gündeme getirmenin, iyi niyet ve ilmî haysiyetle ne alâkası var? [B][COLOR=Blue]“KUR’ÂN VE İMANLA TENVİR VE İRŞAD” [/COLOR][/B] Gerçek şu ki, Şeyh Said’in hârekata iştirakini isteyen mektubuna, [COLOR=Blue]“Türk milleti asırlardan beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapmıştır.[/COLOR] [COLOR=Blue] Çok veliler yetiştirmiş ve şehidler vermiştir. [/COLOR][COLOR=Blue]Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez. [/COLOR][COLOR=Blue]Biz Müslümanız, onlarla kardeşiz, kardeşi kardeşle çarpıştırmayız. [/COLOR][COLOR=Blue][B]Bu şer’an câiz değildir.[/B] [/COLOR][COLOR=Blue][B]Kılıç, haricî düşmana karşı çekilir.[/B] [/COLOR][COLOR=Blue]Dahilde kılıç kullanılmaz. [/COLOR][COLOR=Blue]Bu zamanda yegâne kurtuluş çâremiz [/COLOR][COLOR=Blue]Kur’ân ve iman hakikatleriyle tenvir ve irşad etmektir. [/COLOR][COLOR=Blue]En büyük düşmanımız olan cehli izâle etmektir. [/COLOR][COLOR=Blue]Teşebbüsünüzden vazgeçiniz, [/COLOR][COLOR=Blue]zira akım kalır. [/COLOR][COLOR=Blue]Bir câni yüzünden binler mâsum kadın ve erkekler ölebilir”[/COLOR] cevabıyla ikaz eden [COLOR=DarkSlateGray][B]Bediüzzaman’ı, [/B][/COLOR][COLOR=DarkSlateGray][B]Şeyh Said hareketi ile ilişkilendirmek nasıl kasıtlı bir iftira ise,[/B][/COLOR] Bediüzzaman’ın serâpa maddî ve mânevî ittihadı tavsiye eden sözkonusu hitabından menfî anlam çıkarmak da o denli çirkin bir iftiradır. Keza kuruluşu esnasında esârette bulunduğu ve başta “Kürdistan” olmak üzere amaçlarına hep karşı çıktığı “Kürd Teâli Cemiyeti” ile ilgisini kurmak da o denli maksatlı bir çarpıtmadır. Yine Bediüzzaman’ın [COLOR=Blue]“Binler mâsumları, ihtiyar kadınları hem öldürüp hem ateşlere atmak ve bir isyan tevehhümü ve ihtimali yüzünden yaktırması”[/COLOR] olarak tel’in ettiği [COLOR=Blue]“dünyada emsali hiç vuku’ bulmamış bir zındıklık, münafıklık ve vatan ve millete hadsiz bir düşmanlık”[/COLOR] [COLOR=DarkSlateGray][B]olarak gördüğü 1938’deki Dersim fâciasına ülkenin diğer köşesinde mevkuf bulunan Bediüzzaman’ın ismini karıştırmak,[/B][/COLOR] [B][COLOR=DarkSlateGray]o denli iz’ânsızca ve vicdansızca bir bühtandır. [/COLOR][/B] İslâm dünyasının ve Anadolu’nun dört bir yandan ecnebilerin işgaliyle bölüşülüp paylaşılmasından şiddetle muzdarip olan Bediüzzaman’ı, cansiperâne mücâhedesinin, maksad ve gayesinin zıddıyla itham etmek, tarih ve haysiyet cellâtlığından başka bir şey değildir… [B][COLOR=Red]Bu cellâtlar, cevaplarını da yine tarih ve belgelerden alacaklardır… [/COLOR][/B] [U][COLOR=Blue][B]Cevher İLHAN[/B][/COLOR][/U] [U][COLOR=Blue][B]31.03.2010[/B][/COLOR][/U] [B][COLOR=Red][U][COLOR=Blue]YeniAsya Gazetesi[/COLOR][/U] [/COLOR][/B] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nur Cemaati
Bediüzzaman Said Nursi
Risale-i Nur'a ve Bediüzzaman'a Gelen İtirazlar
Alçakça ve Vicdansızca Bir Desîse...
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst